15 Ağustos 2008 Cuma

KÖPEK EĞİTİMİ

Hiçbir köpek öğrenmek için fazla yaşlı değildir ama, aslında soruda kastedilen bu değil köpeği en erken ne zamandan itibaren terbiye etmeye başlamanın uygun olacağıdır.

Bir köpek yavrusunun verim sağlayacak bir itaat eğitimine ne zaman başlayabileceğine ilişkin kesin bir yanıt vermek pek de kolay değildir. Kuşkusuz hiçbir köpek bir şeyler öğrenmeye başlamak için çok genç sayılmaz. Ne de olsa yavrular annelerinin karınlarını terk ettikleri andan itibaren dünyayı tanımaya başlarlar. Ancak çoğu eğitmenin de hemfikir olduğu gibi küçük bir yavrunun dikkatini toplama yeteneği ciddi bir eğitim alabilmesi için yeterli değildir. çok erken yaşta verilen itaat kursları çoğu zaman hem köpek, hem de sahibi için asabiyet kaynağıdır. Siz köpeğinizin niçin hiçbir şey öğrenemediğini anlamaya çalışırken, o daha bir önceki dakikayı bile hatırlamaktan yoksun, kendisinden ne istediğinizi merak edip durur. İşte bu nedenle, düzenli bir eğitime başlamak için en uygun zaman, yavrunun 4 ila 6 aylık olduğu dönemdir. Bu süre zarfında küçük köpeğiniz dünyaya biraz olsun alışacak ve ona söylediklerinize az da olsa konsantre olabilir hale gelecektir.

Tabii köpeğinizi temel ev içi davranışları ve diğer birçok konuda eğitmeye 6 aydan çok daha önce zaten başlamış olacaksınız. Bu süre içinde ona sizinle ve başkalarıyla ilişkisinden neler bekleyebileceğini gösterecek, daha sonra komut olarak kullanacağınız birçok kelime ve tabirin de anlamlarını öğreteceksiniz. üstelik bu arada siz de köpeğinizi daha iyi tanımış olacaksınız. Düzenli bir eğitime başlayana kadar geçen zamanda onun nelerden hoşlandığını, kendisi için en değerli ödülün ne olduğunu öğrenmeniz size fayda sağlayacaktır. Parmaklarınızla kulaklarını okşamanızı kocaman bir kemiği kemirmeye bile tercih mi ediyor? çok güzel! İşte şimdi itaat eğitimde onu ödüllendirmek istediğinizde ne yapmanız gerektiğini biliyorsunuz.

Kısacası, köpeğinizin yavruluk dönemi ikinizin birbirinizi tanıma dönemidir. O, aynı zamanda etrafındaki geniş dünyayı tanıma şansı da elde etmiş olur. Bu nedenle ileri düzeyde itaat eğitimine çok erken başlayanların hayal kırıklığına uğramalarına şaşırmamak gerekir. Diğer bütün hayvanlar gibi olgunlaşmamış köpeklerin de yeni bir bilgiye aç oldukları bazı dönemler vardır. ön gelişme öyle bir biçimde ilerler ki üç haftalık yavru köpekler insan temasına iki aylık olanlardan daha iyi uyum sağlarlar. İşte bu nedenle evde yetişen yavrular dükkanlardaki kafeslerde ya da çiftlik ambarlarında annesinin yanında büyümüş olanlara nazaran daha evcil ve "iyi" hayvanlar olurlar. Bir başka deyişle yavrular insanlar tarafından erken dönemlerde ilgi görürlerse bu ilgiyi hevesle karşılarlar. Ancak büyüyünceye kadar insan ilgisinden yoksun kalmış bir köpek insanlardan gelen böyle bir ilgiyi tehdit olarak algılayacaktır.

Yılların deneyimi sonucunda eğitmenlerin geldiği nokta, köpeğin dört aylık olmadan hatırı sayılır bir itaat eğitimine tabi tutulamayacağıdır. Körler için yetiştirilen köpekler on dört aylık olmadan eğitime alınmazlar. Birçok sirk köpeği terbiyecisi de iki yaşına girmeden bir köpeğin sirk için uygun olup olmadığına bakmaya bile yanaşmaz. Bu nedenle çeyrek yaş belirlemesinin kısıtlayıcı olduğunu düşünmek hata olur. Dört aylıkken terbiye almaya başlamış bir köpekle, bir yaşında başlamış bir diğeri on sekiz ay sonunda pekala aynı seviyede olabilirler. Bunu hiç kimse test etmemiş olsa da erken eğitime başlamanın köpekten çok sahibine faydası olduğunu söylemek pek yanlış olmnaz. Her halükarda eğer hızlı bir ilerleme bekliyorsanız, köpeğiniz iki yaşına gelene kadar beklemeniz faydalı olacaktır. Ancak küçük bir yavrunun kısa süreli konsantrasyonu ile başa çıkacak sabrınız varsa dört ila altı aylık bir köpeğin yavaş ama istekli bir öğrenci olduğunu görebilirsiniz. Sonuç olarak eğitime başlayacağınız zaman, hedefinizin ne olduğuna, bu hedefe ne kadar çabuk ve niye varmak istediğinize göre değişecektir.

Köpeğinizin huyu ne olursa olsun övgüden hoşlanacağından emin olabilirsiniz. Bu duruma tek istisnayı sahibi ile arası bozuk olan köpekler oluşturur. Fakat küçükken onunla iyi bir ilişkiniz olduysa, büyük olasılıkla yemekarası atıştırmalar ya da çerezler de dahil olmak üzere hemen her konuda sizin onayınıza değer vermeyi öğrenmiştir. Yeterince dikkatli olursanız kısa sürede köpeğinizin ne tür bir mükafattan hoşlandığını keşfedebilirsiniz. Bazı köpekler hafifçe gıdıklanmaktan, bazıları ise sırtlarının okşanmasından hoşnut olurlar. Diğer bazı köpekler ise söz ile övülmeyi dokunulmaya tercih ederler. Her ne şekilde olursa olsun olumlu pekiştirme; ya övgü ya da şefkat olarak uygulanmalıdır. İyi beslenen bir aile köpeğinin eğitime ilgi duyması için köpek bisküvilerine ya da et parçalarına ihtiyacı yoktur. Onu eğitime ilgi duymuyor diye aç bırakmak ise dikkatini dağıtıp rahatını bozmaktan başka bir işe yaramaz.

Köpeğinizi, kötü sonuçların sizden değil de çevreden kaynaklandığına inandırabileceğiniz durumlar dışında cezalandırarak eğitme yoluna gitmeyin. Eski tip cezalandırma yöntemleri hiçbir hayvan üzerinde olumlu bir etki yaratmayacağı gibi onun sizden korkmasına ya da nefret etmesine yol açacaktır. Doğaldır ki cezadan kurtulmak için kendisinden bekleneni yapacaktır ama yalnızca sizin ya da tanıdığı bir başkasının etrafta olduğu durumlarda. Aslında eğer yanlış davrandığı durumlarda sonucun kendisini olumsuz şekilde etkileyeceğini düşünürse (yağmurda kaldığında ıslanacağını bilmesi gibi) kendisine rahatsızlık veren davranışlara zaten girmeyecektir. Ama bu kötü sonucun sizden kaynaklandığına karar verirse, sizden nasıl kurtulacağının hesabını yapmaya başlar.

Bir köpeği sinirlendirmeden istenmeyen davranışlardan uzak tutmanın en iyi yolu onu yanınıza çağırıp, geldiği zaman takdir etmektir. Herhangi bir komut veya yüksek ses onu yaptığı işten kısa bir süre için bile olsa ayıracaktır. "Dur Max!" diye bağırın, kafasını kaldırıp baktığında da yanınıza çağırıp itaati için sırtını okşayın. Böylece onu cezalandırarak gücendirmek yerine bir dahaki sefere istediğiniz şekilde davranmasını sağlamış olursunuz. Tabii ki bazen ceza vermek kaçınılmaz olabilir. Ancak yukarıdaki gibi akıllıca davranırsanız cezalan en aza indirgemiş olursunuz.

Olumlu pekiştirme tekniklerinin yanında itaat yöntemi olumlu şartlandırmayı esas alır. Bunun anlamı bir terbiyecinin kuvvetlenmesini istediği davranış biçimi kendiliğinden ortaya çıkana kadar beklemesidir. Bu yöntem hayvanın doğal davranış şeklini ön plana çıkardığından başlangıçta diğer yöntemlere göre biraz daha fazla sabır gerektirebilir. Ona "otur"u bir yandan komutu tekrarlayıp, bir yandan da arkasına bastırarak öğretebileceğiniz de doğrudur. Sonunda o bu iki olguyu birbiri ile bağdaştırabilecek, siz de ona başka hiçbir şekilde öğrenemeyeceği bir şeyi göstermiş olmaktan mutluluk duyacaksınız. İşin ilginç yanı ise aslında bu yöntemin bizimkinden daha fazla vakit aldığı ve daha az etkin olduğudur. Her hayvan bir komutu doğal olarak yaptığı bir hareketle bağdaştırmakta, bunu sizin zorunuzla yaptığı duruma göre daha hızlı ve istekli yapmaktadır; hele ki bu davranış takdir ediliyorsa. Onu oturmaya zorlarsanız belki oturacaktır ama kendisini sınırlandırılmış ve baskı altında hissedecektir. Oysa kendi kendine oturmasını beklerseniz, ki sonunda mutlaka oturacaktır, birkaç övgü dolu söz ile ona on köpek terbiyesi dersinin kazandıramadığını kazandırmış olursunuz.

şu ünlü itaat eğitimi derslerinin gerçek yüzüne gelince; aslında bunlar köpeklerden çok sahipleri eğitir. Bunda hiçbir sakınca da yoktur. Yeni köpek sahibi olmuş birçok kişi köpekler ve ihtiyaçları hakkında pek de bilgi sahibi değildir. Biraz eğitim, hatta sıkı bir eğitim zarar vermez. Fakat bu tür klasik eğitim derslerine katılmak, faydalı bir köpek-sahip ilişkisi kurmak adına izlenecek en iyi yol da değildir. Böyle kurslar, eğitim amacıyla, hayvanın ev ortamına hiç benzemeyen yapmacık askeri durumlardan faydalanırlar. Birçok köpek ve birçok insan yüzünden hem sizin, hem de köpeğinizin dikkati dağılır, işinize engel olunur. Ayrıca bu kurslar hem insanoğlu hem de hayvanlar için her türden eğitimin birlikte yürüdüğü doğal öğrenme sürecinin yerine mekanik bir süreç yaratırlar. Bu tip eğitim almış köpeklerin itaatkarlık gösterileri ve diğer bazı özel durumlarda çok başarılı olmalarını yadırgamamak gerekir; zira ancak böyle durumlar onların terbiye edildiği ortam şartlarına benzerlik gösterir.

Eğer köpeğinizi itaatkarlık denemelerine sokmak gibi bir niyetiniz varsa onu itilip kakılmaya alışması için birkaç eski tip itaat eğitimi kursuna sokmanız, yararlı olabilir. Fakat eğitimin büyük kısmını ikiniz, baş başa geçirmelisiniz. Yalnızca siz, köpek ve onda görmek istediğiniz davranışın kendiliğinden olmasını bekleyecek kadar bol zaman. Yarışmak istemiyorsanız sizin ya da köpeğinizin bu tip derslere girmesinin hiçbir anlamı yoktur. Sosyal etkinliklere katılmak gibi bir niyetiniz de varsa partiler veya futbol karşılaşmalarına gitmeniz daha akıllıca olur.

İşte size iyi eğitilmiş bir köpek sahibi olmanızda yardımcı olacak, uzun yıllar boyunca köpeklerle uğraşarak ortaya çıkmış bazı temel kurallar. Aslında amaç köpeğin eğitimi olmasına rağmen bu kurallar daha çok sizinle ilgilidir. Siz kendinize hakim olabildiğiniz sürece köpek de doğal davranarak ondan istediğinizi yapacaktır. Eğitmenler bazen hayvanın sınırlanmasından bahsetseler de, gerçekte köpek sahipleri yalnızca kendi sınırlamalanyla ilgilenmelidirler. örneğin köpeğiniz sizden daha sabırlıdır. Nereden bakarsanız bakın onun bütün hayatı sizinle nasıl daha iyi anlaşıp, birlikteliğinizden nasıl zevk alacağını bulmaya çalışmakla geçer. Siz ise ondan bir an önce kurtulup gazetenizi okumaya dönmek için sabırsızlanıp durursunuz. Bir itaat dersi, nadiren köpek kontrolünü kaybettiği için yarım kalır. Oysa aynı şey eğitmenler için söylenemez. Köpeğiniz her zaman sizden daha tutarlı ve dikkatli olacaktır. Onların dikkatlerini ancak kısa bir süre için toplayabildikleri fikri ise gerçekten ziyade sahiplerinin sabırsızlığından kaynaklanan bir uydurmacadır. Kısacası aşağıdaki kurallar köpeğin değil sizin kusurlarınızı örtmek içindir.


1. Tutarlı olmak faydalıdır. Eğitim sırasında kelimeleri her zaman aynı durumu belirtmeleri için kullanın. örneğin. "Yat" komutunu öğretmek istiyorsanız, bir seferinde "Yat yere oğlum!" bir başka seferinde ise "Yere yat oğlum! dememelisiniz!. Komutları kısa tutun ve en önemlisi her seferinde aynılarını kullanın. El hareketleri de kullanıyorsanız onlarda da aynı noktaya dikkat edin.

2. Komutları yavaş yavas ve ancak istediğiniz davranış doğal olarak ortaya çıkıyorsa bir başka komuta geçerek öğretin. Bir süre beklersiniz. O da oturur. Siz de "Aferin oğlum. Otur. İyi köpek." dersiniz. Bu şekilde köpeğiniz davranışı komutla bağdaştırmayı zevkle öğrenecektir ki bu da kim neyi öğreniyor olursa olsun en başarılı öğretim şeklidir.

3. İtaat derslerini her ikiniz için de keyifli hale getirin. Derse başlamadan önce onunla biraz da olsa oynayın. Hatta bu arada öğretmek istediğiniz hareketi gözlemlemeye çalışın. Bu onu terbiye etme konusunda ciddi olmamanız gerektiğini göstermez. Ciddi olmalısınız. Ama aynı zamanda yumuşak ve dostça olun.

4. özellikle başlangıçta dersleri kısa tutun. 10 dakikalık derslerle başlayın sonra bunu 20\'ye yükseltin. Bu da sizin rahatınız adına; kendinizi kaybedip bütün uğraşınızı hoşa çıkartmamanız içindir.

5. Sabır, sabır, sabır. Köpek çok yavaş öğrendiği için değil, tam tersine. Ancak insanlar çoğu zaman beklentilerinde pek makul olmadıkları için. Eğer yaklaşımınız "Bugün oturmayı öğreneceğiz." yerine "Bakalım bugün neler olacak?" şeklinde olursa daha başarılı olursunuz ve hızlı sonuç alırsınız. Rahat ve sabırlı olmayı haşarırsanız kısa vadede iyi eğitilmiş bir köpeğe kavuşursunuz.

6. Dersi ikiniz birden yorulmadan önce bitirin. Sinirlenmeye başladığınızı hissederseniz henüz başlayalı 5 dakika olmuş bile olsa dersi yarıda kesin.

7. Yiyecek yerine söz ile mükafatlandırmayı tercih edin. Köpeğiniz özellikle aç bırakılıyorsa sadece yiyecek için çaba gösterir ki. Bu da onun derslerden zevk almasını engeller. Köpekler sevgi adına, bir parça yiyecek için hiç umursamayacakları şeyleri bile yapabilirler.

8. Disiplinli olun. Hem köpeğe hem de kendinize karşı. Eğer yaptığınız işi ihtimamla yapıp ondan beklediğiniz davranışları över ve mükafatlandırırsanız, köpeğiniz birkaç kereden sonra kolaylıkla ve doğru olarak öğrenecektir. Dikkatsiz ve umursamaz olursanız hayvancağızın kafası karışacak, işiniz de güçleşecektir. Mükafat vermeden önce öğrenmesini istediğiniz davranışın tam olarak gerçekleştiğinden emin olun. Dersler dışında da onu bu davranışı için ödüllendirmeye devam edin. Ama fanatik de olmayın. Bir hayvan her doğru davranışı karşısında ödül bekler hale gelirse arada ister istemez kaçıracağınız bir tanesi sonucunda şaşırıp üzülecektir. ödüllendirmede bir şeyi "çoğunlukla" yapmak, "her zaman"dan daha olumlu sonuç verir.

9. Onu asla cezalandırmayın. Yapmanız gereken yanlış davrandığında karşısına çıkacak olan ufak tefek tuzaklar hazırlamaktır. Bu yöntem cezalandırmadan tamamıyla farklıdır ve eğitimde çok daha olumlu sonuç verir.

10. Köpeğinizin adını yalnızca hareket bildiren komutlar için kullanın, "Max! Gel" veya "Max! Yanaş" gibi. Bir köpek için kendi adından daha fazla önem vereceği hiçbir kelime olamaz. ("Otur", "Yat" ya da "Kalk" gibi durağan eylemleri belirten komutları köpeğin adıyla birlikte kullanmayın.)

11. Eğitime başladığınız ilk zamanlarda hep aynı yerde çalışmaya özen gösterin ve etrafta dikkat dağıtıcı unsurlar olmamasına dikkat edin. Klasik terbiye sınıflarının iyi bir eğitim için en uygun yer olmamasının nedeni de budur. Yavru köpek derslerini bitirdikten sonra farklı mekanlarda da çalışın ki her durumda uygun şekilde davranmaya alışsın. Ama başlangıçta yalnız olmanızda fayda vardır.

12. Köpeğinize hiçbir zaman haşin davranmayın ve onun arkasından koşmayın. önceleri yalnızca tatlı dil ve mükafatlandırma yoluyla terbiyeyi tercih edin. Daha sonra kontrol maksadıyla bir eğitim tasması ve kayış kullanın. Ona vurur veya onu arkasından kovalarsanız köpeğiniz insan temasından soğur ve kontrol edilmesi çok güçleşir.

13. Konuşma tonunuzu vermek istediğiniz mesaja göre ayarlayın. övgü, doğal olarak sıcak, dostça bir ton ile yapılır. Sevgi dolu ve sıcak bir ses tonuyla her zaman aynı sözleri söylediğiz takdirde ona ne söylediğiniz pek fark etmez. Yeni bir egzersize başladığınızda onun yüzüne gülün ve tatlı dil dökün. Daha sonra, artık anlayabileceğini tahmin ettiğiniz zaman, emreden bir ses tonunu tercih edin. Böyle konuştuğunuz zaman itaat beklediğiniz anlaşılacaktır. Köpeğiniz tonlar arasındaki farka sizden daha duyarlı olduğu için ne söylediğiniz kadar bunu nasıl söylediğinize de dikkat etmelisiniz. Yakınıyormuşsunuz hissi veren, işitilmesi güç bir ses tonu kullanmayın. Eğer ses tonunuz böyle bir hal almışsa dersi bırakma zamanı gelmiştir.

14. Köpeğin egzersizlerin sonunda da, başında olduğu kadar mutlu ve huzurlu olmasına özen gösterin. Bunu sağlamanın en kolay yolu sizin de böyle olmanızdır. Kendinizi yaptığınız işin "havasında" ve enerjik hissediyorsanız köpeğiniz de öyle hissedecektir.

15. Unutmayın ki, emretme ve kesin bir tonla yapılan düzeltmeler, ancak köpeğiniz belirli birtakım davranışları övgü ve mükafat ile özdeşleştirmeye başladıktan sonra kullanılmalıdır. Başlangıçta olayların tesadüfen oluşmasını bekleyin ve olumlu gördüğünüz davranışları ödüllendirin. İstemediğiniz davranışları, ısırmak gibi zarar verici olmadıkları sürece dikkate almanız gerekmez.

Temel Araç ve Gereçler
Normal itaat eğitimi için çok az araç-gerece ihtiyacınız vardır: Bir tasma, kayış ve uzunca bir ip. Aslında bunlar bile başlangıçta köpeğin ödüllendirmek istediğiniz davranışlarını gözlemlerken kullanılmamalıdır. Ayrıca egzersiz yapabileceğiniz her günün belirli bir saatinde insan ve diğer hayvanların uğramadığı geniş bir alana da ihtiyaç duyacaksınız. Daha sonrası için köpeğinizin engel atlamasını ya da bir şeyler getirip götürmesini istiyorsanız daha çok araca ihtiyacınız olacaktır. Ama temel itaat eğitimi için kayış ve tasma kafidir. Köpeğin bilincine kayış kavramının oturmasını sağlayın. şehirde yasıyorsanız ve yürüşleri hep kayış ile yapacaksanız, ilk günden itibaren kayış kullanmanızda fayda vardır. Eğitim tasmasını da takmaya alışması açısından kullansanız iyi olur. Bu tasma sanıldığı gibi köpeğin boğazını sıkmak amacıyla değil normal bir tasmaya göre daha fazla kontrol imkanı sağladığı için tercih edilir. Aslında köpeğin boynunu deri bir tasma ile aşırı sıkma ihtimaliniz zincire oranla daha yüksektir. Serbestçe dolaşabileceğiniz bir ortamdaysanız da kayışı ancak zaten öğrendiği bir davranış şeklini ya da komutu kusursuz hale getirmek için kullanın. İtaat eğitimini günlük hayatın bir parçası haline getirerek ondan sizinle yaptığı diğer şeyler kadar zevk almasını sağlayın. Böylece onunla bu kadar ilgilendiğiniz ders saatleri onun heyecanla beklediği anlar haline gelecektir.

Zincir tasması ile ilgili bir hatırlatma: kayış, tasmanın size yakın olan tarafındaki ucuna bağlanmış olmalıdır. Kayış tasmaya bu şekilde bağlı olduğunda onu sıkmak ya da gevşetmek çok daha kolay olacaktır. Sağ elinizi kullanıyorsanız, kayışı eğitim sırasında sağ elinizle tutup köpeği sol tarafınızda yürütürseniz, sol elinizi de onu arada bir sevmek ve cesaretlendirmek için kullanabilirsiniz. Sıradan yürüyüşler sırasında ise kayışı sol elinize alırsanız diğer işler için sağ eliniz boş kalmış olur.

Eğitimdeki egzersizler köpeğin günlük yaşantısı ile uyum içerisinde olmalarına rağmen aslında oldukça yoğun derslerdir. Temel îtaat eğitimi birkaç günde bir de---gıs---en az sayıdaki egzersizler üzerine kurulmuştur. Ancak bu egzersizler yoğun olmalarına karşın ne sizin, ne de köpek için zorlayıcı görünmelidir.

makale

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder