YAVRULARDA KÖTÜ HUYLAR :
Yavrularda günler İlerledikçe daha belirgin olarak ortaya çıkan bazı fena huylar görmemiz olağandır. Bunları da aşağıdaki dizi halinde ince¬leyeceğiz.
A. Yavrunun Evdeki Eşyaları Hırpalaması;
Yavrular ya kötü bir huy nedeniyle veya herhangi bir hastalığın etke* ni altında, yahut da oyun yapmak amacıyla evdeki erişebildikleri bü¬tün eşyaları tırnakları veya dişleriyle hırpalayabilirler. Meselâ, perdeyi çeker, halıyı, minderi, koltuğu tırmıklar veya koltukların tahta kısımla-nnı, yahut da ayakkabıları kemirebüirler. Perdeyi çekmeleri, koltuklan tırmalamaları oyun isteminden kaynaklanır. Bu durumda hareketli o-yuncaklar, meselâ top verilmesi yarar sağlar. Ancak, buna rağmen bu gi¬bi hareketlere devam ederse hayır ikazı ile uyarmak ve gerekirse canını yakarak cezalandırmak, onu bu huyundan vazgeçirmeye çalışmak gerekir. Bazen de bu fena hareketleri aç ve susuzluklarını yahut da çişlerinin geldiğini bildirmek amacıyla da yapabilirler. Bu noktada gözönünde tu¬tulmalıdır. Ancak bu alışkanlık önlenmezse erginlikte köpek herkese sal¬dırır
Yavru köpeğin koltukların tahta kısımlarını, ayakkabıları veya buna benzer sert maddeleri kemirmeleri bir kötü huydan çok diş çıkarmaları dö¬neminde görülen belirtilerdir. Bu hal çocuklarda da görülür. Onlara bu amaçla sert maddelerden yapılmış özel oyuncaklar verilir. Ve çocuklar bunları ağızlarına alarak oyalanırlar. Yavru köpekler içinde özel olarak bu amaçla yapılmış oyuncaklar vardır. Diş çıkarma döneminde yavru¬lara bunları vermek ve etrafta bulunan kemirebileceği eşyaları da göre¬meyeceği, uzanamayacağı bir yere kaldırmak uygun olur. Ayrıca bu dö¬nemde temiz bir pamukla yavrunun diş etlerine günde 1-2 defa (Anestol Pomat) sürmek yararlı olur. Yine Veteriner Hekimin uygun göreceği do¬zajda Kalsiyum vermek ve ayrıca güneşte ve temiz havada yavruyu gez¬dirmek çok faydalı olur.
B. Yavrunun Kavgacı Olması :
Bu alışkanlıkta fena bir huydan ileri gelir. Bazı türlerde çok fazla gö¬rülür. Bu tür köpekler gördükleri diğer köpeklerle mutlaka dalaşırlar. Ö-zellikle çevre uyumu sırasında bu konu üzerinde durularak, köpeğin bu fena alışkanlığı önce sert ses tonu ve hayır uyarılarıyla giderilmeye çalı¬şılmalı, gerekirse cezalandırmaya dahi gidilmelidir. Ve bu huyundan vaz-geçinceye kadar gereken uğraşı verilmelidir.
Toplu olarak köpek yavrularının bulunduğu üretim ünitelerinde bu fena huyun önüne geçmek için, aynı aylarda doğan yavruları sütten ke¬sildikten sonra biraraya toplamak, bunlara da gereken uyan ve cezaları uygulayarak bu fena alışkanlıkları önlemeye çalışmak gerekir.
Bu konuda önemli bir noktayı açıklamak gerekir. Köpeğin kavgacı¬lığı ile saldırganlığı ayrı ayrı kokulardır. Kavgacı köpekler aynen fena huylu, geçimsiz çocuklara benzerler, NasıIkİ, bu çocuklar etrafı ile bir arkadaşlık kuramazlar ve yalnız kalmayı isteyen içine kapanık tiplerdir. Ve davranışları yadırganır. Ve bu çocuklar tedavide edilemezler ise Jop-lum için zararlı kimseler olurlar. Kavgacı köpeklerde aynen böyledir. Et-raffanndaki gerek köpek ve gerekse diğer canlslara karşı katı bir tutum gösterirler. Gürültü ve şamatadan başka bir amaç id taşımazlar. Bir kö¬pek için iyi bir vasıf değildir. Hele Askeri ve Polisiye amaçlı eğitimlerde, köpekler ancak saldırganlık eğitimi esnasında havlarlar. Bunun dışında bütün eğitimler kesinlikle büyük bir sessizlik içinde yürütülür. Keza devam b havlayan veya kavgacı tipler korkak ve çekingen de olurlar. Ay¬nen alkol abnea cesaretlenen insan tiplerine benzerler. Bu nedenle ufak bir baskı karşısında hemen kuyruklarını arka bacaklarına kıstırarak ka¬çarlar.
Saldırgan köpekler ise sakin görünümlüdürler. Bunlar nerede ve ne za¬man saldıracaklarını bilirler. Boş yere şamata yapıp nefes tüketmezler. Gördüğü eğitim özelliğine göre görevde düşmana canı pahasına saldırır ve onu zararsız hale getirirler. Atalarımızın kullandığı (Isıracak köpek di¬şini göstermez) deyimi bu sakin yapılı ve ancak zamanında saldırmasını bilen köpeklerle, şamatacı köpekleri birbirinden ayırt edecek en güzel örnektir.
C. Yavrunun Çekjngen ve Korkak Olması;
Çekingenlik ve korkaklıkta bir köpek için istenmeyen bir özelliktir. Böyle köpekler yavruluk döneminde kolayca fark edilirler. Meselâ, ancak ya sahibinin ya da eğiticisinin yanına çıkarlar. O anda yabancı bir kimse gelirse kuyruğunu art bacakları arasına saklayarak ve kulaklarını düşü¬rerek kulübelerine kaçarlar. Artık sahibi de çağırsa o yabancı gidinceye kadar ortaya çıkmazlar. Yanına gelen yabancının insan olması da şart de¬ğildir. Hatta kendisinden çok daha ufak bir köpek yavrusu geldiğinde, bu zayıf karakterli yavrular ondan da kaçarlar. Bu tutumları aylar geç¬tikçe daha da ilerler. Aslında bu tür yavrular yetiştirici üniteler de tu-tulmaMfc. Ve hatta ana^ve babaları damızlıktan çıkarılmalıdır.
Buna rağmen bir şanssızlık eseri böyle bir yavru edinmiş isek, onu bu fena alışkanlığından caydırmaya çalışacağız. Bu nedenle ilk iş olarak ona çok anlayışlı ve yumuşak bir davranış içinde bulunacağız. Ayrıca bir ye¬meği veya oyuncağı kıskanacak derecede sevdireceğiz. Bir yabancı gel¬diğinde kaçmak isterse hafif bir sesle ve okşayarak önleyeceğiz. Ve ge¬len yabancının da onu okşamasına ve hatta sevmesine izin vermeliyiz. Sa¬kinleştikten sonra hemen sevdiği yiyecek veya top ile ödüllendirmeliyiz. Bu uygulamayı çeşitli kimseler karşısında çekinmeden, korkmadan hare¬ket edecek bir düzeye gelinceye kadar tekrarlamalıyız. Ayrıca bu tip yav¬ruların önünden kedi ve köpek maketlerini süratle geçirerek onlara karşı tavır almasına çalışmalıyız. Yılmadan usanmadan bu yöntemleri uygula¬yarak iyi bir sonuca ulaşmaya çalışmalıyız.
D. Yavrunun Şımarık ve Sırnaşık Olması:
Genellikle melez ırklara ait köpek yavruları çok şımarık ve sırnaşık o-lurlar. Bunlar önlerine gelen her kişiye yaklaşır, kuyruk sallar, ayaklarına sürünür veya ayak diplerine yatıp yuvarlanırlar. Bazen gördükleri insanın üzerlerine sıçrarlar; çoğunlukla bir köpekten ziyade kedi yavrularına ben¬zer bir davranış içinde bulunurlar. Bu tip köpeklerinde gelecekte önemli görevlerde başarılı olması mümkün değildir. Bu kusurların yavruluk dö¬neminde giderilmesi için uğraşılmalıdır. Bunlarda aynen susacakları, ağ¬layacakları, oynayacakları zamanı ve yeri bilmeyen ve her dileği yapılın¬caya kadar eylemlerini sürdüren çocuklara benzerler. Aynen çekingen ve korkak köpek yavrularında olduğu gibi şımarık ve sırnaşık yavru veren ana ve babalarda damızlıktan çıkarılmalıdır.
Buna rağmen böyle bir yavru edinmiş isek, önce ona karşı tatlı ses¬lerle bu hareketinin yanlışlığını anlatmaya çalışmalıyız. Ancak, davra¬nışlarına devam ederse ciddi ve çok sert bir ses tonuyla hayır diye uya¬rılmalıdır, ikinci bir hareketine meydan vermeden bu ciddiyet bir süre korunmalıdır. Ve bu tür köpeklerin başka kişilerle teması da mutlaka önlenmelidir. Ciddi davranışlar onu ürkek veya çekingen yapmışsa şımar¬masına göz yummamak şartıyla daha yakından ilgi gösterilmesi gerekir. Bu tip sırnaşık ve şımarık bir köpek bu kötü huyundan vaz geçtiği an tatlı bir ses tonuyla yanınıza çağırın. Şayet size yaklaştığında yine eski durumunu korur ve sevmediğimiz hareketleri yeniden yaparsa bu sefer ikazınızı cezaya çevirin. Taki, başka birisini gördüğünde dahi bir köpek gibi ciddi olmasını öğreninceye kadar üzerinden ilginizi çekmeyin. Du¬rum arzuladığınız sonuca eriştiğinde onu Ödüllendirmeyi de ihmal et¬meyin .
Üretim ünitelerinde bu tip yavrular yine biraraya toplanarak yal¬nız bir kişinin onlarla ilgisinin sağlanması ve ceza derecesine varmaya¬cak Ölçüde şiddetli uyarılarla bu huylarının önlenmesi çabasına gidilme¬lidir. Tek köpekte olduğu gibi olumlu bir sonuç alınmasa da yine de iç¬lerinden yararlanacak seviyeye gelenler seçilip, diğerleri atılmalıdır.
E. Yavrunun Çevredeki Canlılara Saldırması;
Bazı melez ırklar gerek yavruluk ve gerekse olgunluk dönemlerinde etraflarındaki insan ve canlılara devamlı olarak saldırırlar. Bu tip bir yav¬ruyu önce sert bir şekilde hayır sözcüğü ile ikaz etmek gerekir. Bu alış¬kanlığı yine de devam ettirirse uyarıyı cezaya gidecek derecede artır¬malıyız. Taki, etrafdaki insan ve canlılara artık zarar vermeyecek bir du¬ruma gelinceye kadar çalışmalıyız. Bu huyundan vazgeçtiğini anladığı¬mız anda önceleri ağızlık takılarak çevrede gezdirmeliyiz ve dışarıdaki durumunu kontrol etmeliyiz. Ancak, köpeğe ne zaman ve nerede saldı¬racağını da mutlaka öğretmeliyiz.
Özellikle kurt köpekleri ve diğer ilik kulaklı köpek türleri bilhassa kızgınlık dönemlerinde kan yapıları gereği koyunlara çok saKiırırtar. Bu nedenle kurt köpeği meraklıları kırsal bölgede bu noktayı daima gözünün de tutmalıdırlar. Türk çoban köpekleri de soydan gelen bir lutku ile dik kulaklı köpeklere ve diğer köpek türlerine karşı saldirab i lirler. Ancak, yavruluk döneminden itibaren bir arada büyütülen kurt ve Türk çoban köpeklerinin çok iyi anlaştıkları görülmüştür.
F. Yavrunun Hiç Havlamaması veya Devamlı Havlaması:
Köpeklerin sevgi, tasa, tehlike ve heyecan hislerini ayrı ayrı ses çıka¬rarak açığa vurdukları bir gerçektir. Sahibini karşılayan bir köpeğin çı¬kardığı ses ile açlık, susuzluk veya çişinin sıkıştırması anındaki ses ve hareketler başka başkadır. Ayrıca herhangi bir şeyi kıskandığında veya bir tehlikenin yaklaştığını anladığuıda çıkardığı ses ve havlama tomıda birbirinden çok net olarak farklılık gösterir. Bu farkı anlamak için kö¬pekle yakından ilgi kurmak gerekir.
Aslında havlama köpekler için içgüdüsel bir Özelliktir. Yavrular hav¬lamayı ve çeşitli sesler ve jestlerle duygularını belirtmeyi ilk olarak anne¬lerinden öğrenirler. Ancak, köpeğin her an havlaması hem sıkıcı olur hem de arzulanan bir nitelik değildir. 13u nedenle onlara ne zaman ve ni¬çin havlayacaklarının öğretilmesi gerekir. Meselâ, bir Askeri veya Polis iz veya devriye köpeği görev süresince asla havla manialıdır. Bir bekçi kö¬peği ise beklediği noktada en ufak bir kıpırtı hissettiğinde derhal havlayarak işaretini vermelidir. Ayrıca devamlı olarak insanlarla içice bulunan süs köpeklerinin de havlamaları sakıncalıdır. Ancak, bir köpeğin kedi gibi yatması, gelip geçene aldırmaması, yani hiç havlamaması da beğenilecek bir özellik olamaz. Bu fena huylarda yavruluk döneminden de ele alına¬rak giderilmelidir.
Devamlı havlayan köpekler Önce bir veteriner hekim kontrolundan geçirilmeli, havlamasının nedeni bir hastalığa bağlı ise tedavi yoluna gi¬dilmelidir. Havlama bir alışkanlıktan ileri geliyorsa yine veteriner hekimce uygun görülecek ihelarla uyku dönemi bir müddet artırılmalı, uyandığı anda şekerli süt veya su verilerek havlamaması sağlanmalıdır. Veya uy¬kudan kalktığında çok sevdiği bîr oyuncakla onu ıneştîtı! etmekte yarar¬lı olur. Bütün bunlara rağmen havlamaya devam ederse sert bir tavırla iıayır uyarısı yapılmalıdır. Buna rağmen yine de devamlı havlarsa sert¬çe bağırarak ve işaret parmağıda yukan kaldırılarak hayır ikazı tekrarlanmalıdır. Ancak, hayvanın havlaması dinip.pısırık bir hal almasına da göz yumulmamalı ve nerede havlayacağı ileriki bölümlerde anlatacağımız yöntemlerle Öğretilmelidir. Hiç havlamayan köpekler için önce aç bırak¬mak yöntemi uygulanmalıdır- Bu amaçla köpeğe belirli bir saatte yeme¬ği verilmemeli, yani acıktığı bir anda yemeği önüne konmalıdır. Ancak bu sırada daha Önce planlandığı şekilde bir başka kişi tarafından yemek kabı önünden alınmalıdır. Bu esnada sahibi veya bakıcı-eğiticisi köpeği tut sözcüğü ile kışkırtmalidır. Aslında açlığın verdiği nedenle yemeğini götüren kişinin peşinden gitmesi ve sahibininde teşviki ile köpeğin o anda havlaması gerekir. Şayet havlarsa, yabancı yemeği bırakarak kaybolmalıdır. Fakat, yine de havlamazsa teşvike devam edilmelidir. Ve yemeği tâ havlayıncaya kadar mümkün olduğu kadar kesilmelidir. Yemek yerine sev¬diği bir oyuncakla da bu yöntem uygulanabilir. Hayvan gerek açüğı ve gerekse kıskançlığı nedeniyle bir gün gelecek mutlaka havlamayı öğrene¬cektir.
4'ünrii aya kadar yavrunun yukarıda sıralanan fena huyları mutlaka önlenmeli ve 4 ve 6'ncı ay arasında ise noksan veya zayıf olan konularda gerekli pekiştirmeler yapılmalıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder