2 Eylül 2008 Salı

GÖREV KÖPEKLERİ

ARAMA KURTARMA KÖPEKLERİ

ARAMA KOPEKLERİNİN TARİHÇESİ


Enkaz altında veya kaybolan kişileri bulan ve işaret eden özel eğitimli köpeklerin varlığı artık bugün normal karşılanmaktadır. Tarihte binlerce yıl öncesine dayanan insan ve köpek ilşkisinde, insan bu uzun süreçte sadece köpeğin yetenekleri ve faydalarından yararlanmıyor onunla bir nevi arkadaşlıkta geliştiriyordu. Maalesef köpek bazen su istimal edilsede, bu arkadaşlık onu insanın en sadık dostu haline getirmiştir. Tarih kitaplarında köpeklerin koku alma duyuları sayesinde insan hayatını kurtarmaları bilinse de, sistemli geliştirilmiş koku alma duyusunun kullanılması 19. yüzyılın başlarına kadar sürmüştür.

17. Yüzyılın ortasından beri Romalıların ( Molssar ) ırkının kendine has bir variasyonunu yetiştirenler Ulu St Bernhard ın konağında bulunan keşişlerdi. Bu ilk Bernharpdiner cinsi köpeklerin asıl görevleri İtalya ve İsviçre sınırından Konağa giden karla kaplı yolu bulmaları idi. Bu rahipler el yazmalarında sık sık, yolunu şaşırmış kar altında kalmış insanları bulup manastira getiren köpeklerinden bahsediyorlardı. 1800 ile 1812 yılları arası kırk insanı yüzde yüz ölümden kurtaran, bu konağın en meşhur köpeği Baryy yi kim tanımaz. O zamanki Bernharddinerler bugünkü köpek işlerinde gerçekten kullanılmaya bile güvenmediğimiz hantal köpeklerden çok daha hafif, işlevsel ve tesirli bir yapıya sahiptiler. Bu köpeklerin kayda değer başarılarına rağmen, arama köpeklerini yetiştirmeyi düşünmek o günkü zamanda daha gelişmemişti.

İnsanlık tarihinde sık sık cereyan eden savaşlar bu konudaki gelişmeleri zorlamıştı. 1885 yılından itibaren Alman ordusunda (köpeklerin savaş görevinde) kullanılması düşünüldü. İlk önceleri haberleşme ve mühimmat taşınmasında köpeklerden istifade edilmesi düşünülmüştü ve böylece başlangıçta ordunun şüpheci yaklaşımına rağmen daha önce edinilen tecrübeler sayesinde köpeklerin bu amaçlarla kullanılması başarıyla gerçekleştirilmişti. Bu köpeklerin yaralı askerlerin bulma eğitimini başlatan Jean Bungartı ın bir başarısıydı. Bungartı 1890 yılında ordunun sıhhîye birlikleri için gönüllü yardım kuruluşu olarak "Alman Sıhhîye Köpekleri Derneğini" kurdu. Dernek Prusya Savaş Bakanlığı ve Ordu Genel Karargahına bağlı olarak sıhhîye köpeklerinin eğitiminden sorumluydu. Ordu verilen bu hizmete karşılık barınma ve eğitim masraflarını üstlenmişti.Parasal desteği ve resmi makamların ara sıra yazdıkları taktirlerin dışında, dernek sadece sivil kişilerin üstün görev anlayışı sayesinde varlığını sürdürebiliyordu. Çeşitli kinolojik dernekelerin ve özel eğiticilerin büyük gayretlerine rağmen, köpek eğitimi müessesi Birinci dünya savaşı öncesine kadar kayda değer bir atılım yapamamıştı. Hatta savaş bakanlığı savaş köpeklerinin ve sıhhîye köpeklerinin lağv edilmesini emretmişti. Standart bir eğitim politikası yoktu. İsviçreli binbaşı A. BERDEZ tarafından 1917 yılında yazılan " Sıhhîye Köpeklerinin Kullanımı Ve Terbiyesi “ Almanya da büyük bir yankı uyandırmıştı.

Sıhhîye köpekleri konusu ancak Birinci Dünya Savaşının çıkmasıyla gelişme imkanı buldu. Bungart ın derneği savaşın başlangıcında bir düzine kadar iyi eğitilmiş sıhhîye köpeği ve komutanına sahip olsaydı, savaş süresince bu sayı 4000 in üzerine çıkardı. Köpekler özel kişiler ve yetiştiriciler tarafından gönüllülük esasıyla ve çoğunluklada ödünç vermek suretiyle merkezi bir haber yerinde kullanıldılar. Bunada Airedaleterier lerin çokluğu dikkat çekici idi. Fakat diğer köpek ırkları arasında av köpekleri, Collie, Çoban köpekleri ve melezlerini de görmek mümkündür. 1915 mayısında Savaş Bakanlığı Berlin yakınlarında sıhhîye köpekleri için bir tesis inşa etti. Bu tesisin ilk yöneticisi Konrad Most un iş arkadaşı Paut Böttker köpek eğitiminin en büyük öncüsüydü. Çok sayıdaki asker hayatını buradaki ve bir yıl sonra kurulan diğer iki tesisten muharebe alanına gönderilen arama köpeklerine borçludur. Birinci Dünya Savaşı esnasında 30.000 den daha fazla köpek, bekçi, haberci veya sıhhîye yardımcısı olarak Alman cephesinde hizmet ettiler. Bu köpeklerin yüzde onundan azı savaş sonunda gerçek sahiplerine geri verilebilmişti. Köpeklerin bir çoğu kurşun yağmuru altında hizmet vermişler ve bir çoğuda birliklerin geri dönmesinden sonra bile akıbetleri hakkında pek bir şey bilinmiyordu.

Acı savaş tecrübesi eğitim yöntemlerinin geliştirilmesinde büyük bir arama yapılmasına sebebiyet vermiş ve sıhhîye köpeklerini kullanmaya devam etme fikri resmi makamlarda da iyice yerleşmişti. Savaş yıllarında ve sonrasında Almanya daki tüm köpek müessesi şaşırtıcı bir gelişme göstermiş, ancak yine özel sektör tarafından yürütülmüştür. Fakat sıhhîye köpeklerinin eğitimi ve kullanımı hala askeri amaçlar için öngörülmekte idi. Sivil arama köpekleri müessesenin kurulması için ilk adım yine İsviçre’de atılmıştı. 1940 yılında Ferdinand Sehmutz çığ köpeklerinin sistematik eğitimini oluşturmuş ve 1954 yılında yayımlanan "Benim Köpeğim" isimli kitapta eğitim esaslarını tasvir etmişti. Çığ görevlerinde elde edilen tecrübeler Weipfluhjosda - Davos Kar ve Çığ Araştırma Entüstüsündeki Melchior Schild tarafından toplanmış ve değerlendirilmiştir. İkinci Dünya Savaşı bütün şiddeti ile devam ederken köpeklere olan ihtiyaç artmıştı. Uygun hayvanlar Alman Wehrmacht tarafından karşılığı ödenerek devlet hizmetine alınmıştı. Köpek sahiplerinin tek tesellisi savaştan sonra köpeklerin satımında öncelik hakkının verilmesiydi. Tüm cephelerde çoğunluğu çoban köpekleri olmak üzere yaklaşık 200.000 köpek çalışıyordu ( sadece Alman ordusu köpek kullanmıyordu ) ve Alman köpeklerinden 25.000 ni savaşta ölmüştü.

Bugün alan arama köpeği olarak da adlandırılan, açık arazide yaralı askerleri bulmak için kullanılan sıhhîye köpekleri ve karda görev yapan çığ köpekleri mevcuttu. İkinci Dünya Savaşının son yıllarında İngiltere de yeni bir arama köpeği türü yetiştirilmesi fikri doğmuştu. Bu bir rastlantı sonucu doğmuştu. Yaşlı bir kadın Küçük bir köpeğin bombalanmış evlerin enkazı içinde yıkıntılar arasındaki insanları aramasını fark etmişti. Irkı bilinmeyen bu küçük köpek böylece modern anlamda ilk arama köpeği idi. 1944 Ekiminden savaş sonuna kadar bildiğimiz anlamda özel olarak eğitilmemiş köpekler yıkıntıların aranmasında kullanıldı. Özellikle Rex, Kırma ve Psysche adlı çoban köpekleri ve Beauty adlı Foxterrier başarılı olmuştu. Bu köpekler Viktoria hacıyla ödüllendirilmişti Bunlar 170 ölüyü ve 35 yaralıyı bulmuşlardı. Bu ilk enkaz arama köpeklerinin başarıları savaştan sonra unutulmamıştı. İngiltere dışında da enkaz arama köpeklerinin planlı eğitimi fikri gelişmeye başlamıştı. Almanya da köpek yetiştirme dernekleri ile birlikte çalışan ve daha önceki adı Federal Hava Savunma Derneği olan " Federal Kendi Hayatını Koruma Derneği" "BUS" arama köpeklerinin eğitimini üstlenmişti. Yerel kendi hayatını koruma takımlarının birer arama köpeğine sahip olması öngörülmüştü. Enkaz arama köpeklerinin faydalarının iyice belirgenleşmesine rağmen, Almanya’da arama köpekleri eğitimi bitmesi anlamına gelen tabii afet koruma yasası 8 Temmuz 1968 çıkarılarak BUS un yeniden yapılanması öngörülmüştü. Kendi hayatını koruma takımları lağv edilmişti ve 1974 yılında da köpek eğitiminden de tamamen vazgeçilmişti.

Bu arada ( 1968 den bu yana ) İsviçre tabii afet köpekleriyle deneylere başlanmıştı. 1972 yılında Tabii Afet Köpekleri Derneği resmi bir eğitim kılavuzu yayımlandı. Kamuoyunda iyi eğitilmiş bir arama köpeğinin ve öğretmeninin kaybolan veya enkaz altında kalan insanların kurtarılması için ne kadar önemli olduğu inancı yavaş yavaş taraflar bulmaya başlamıştı. Savaş dışında olan bu köpekler, her türlü patlamalar, yangınlar, uçak düşmeleri, tren kazaları, tabii afetler özellikle de depremde kullanılabilmeleri fark edilmişti. Arama köpeklerinin Friaul/ İtalya, ( 1976 ) Bükreş / Romanya ( 1977 ) ve Cezayir ( 1980 ) depremlerinde başarılı olmaları köpeklere olan güvenirliği ve daha iyi bir eğitim çabalarının gerekliliğini pekiştirdi.

Yinede çok sayıda aksi görüşlere karşı mücadele etmek gerekiyordu. Bakanlıklar teknik imkanların üstünlüğüne inandıkları için uzunca bir süre kurtarma araç ve gereçlerinin geliştirilmesi maksadıyla büyük meblâğlarda yatırım yaptılar, fakat daha sonra bunların iyi bir arama köpeğinin yerini tutamayacağı anlaşıldı. Almanya da bu durum BUS’nin faaliyetlerini yeniden başlatma imkanı verdi. Fakat bu köpek kuruluşları nasıl organize olacaklardı ? Dernek kendisini arama köpeği müessesi için artık sorumlu görmüyordu. Yetkisini barış zamanında tabii afet koruma kapsamında eyaletlere dağıttı. Bu arada oluşturulan arama köpeği kademeleri istedikleri tabii afet koruma organizasyonlarına ( örneğin teknik yardım kuruluşları, itfaiye, sıhhîye kuruluşları ) katıldılar. Bunun yanında ilgi sahası sadece arama köpekleri olan özel dernekler kuruldu.
alıntıdır

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder