KÖPEKLERİN BESLENMESİ
Köpekler bekçilik, avcılık, savaş, gözetim, tarım, çeki, tüy ve et sağlama, arkadaş, sürü idaresi, rehber gibi pek çok amaçla insanlara hizmet etmiştir ve etmektedir. Çok uyumlu ve sadık hayvanlardır, özellikle yaşlılarla ve çocuklarla çok iyi anlaşırlar. Koruma içgüdüsü iyi gelişmiştir, sahibini veya ailesini hırsızlara, kötü niyetli kişilere karşı çok iyi korurlar.
Köpekler mizaç olarak avlanacak biçimde yaratılmıştır, eğitilerek bu alanda kullanılmaktadır. Avı uzaktan sezer, yerini bulup ağzına alarak sahibine getirir veya yerini gösterir. Koku alma ve işitme duyuları çok gelişmiştir, bu sayede avını, cinayet olaylarını, uyuşturucu izini, patlayıcıları ve hatta gizli geçitleri bulur. Hızlı koşar.
İnsanlarla köpekler arasında, çoğunlukla insanların yararına olan çok güçlü bir bağ bulunmaktadır. Bunun neticesinde de köpek sahipleri köpeklerinin sağlıklı olması ve iyi beslenmesi için çabalamaktadır.
Marketlerde, veteriner kliniklerinde, ev hayvanları ile uğraşan dükkanlarda, köpek sahiplerinin kafalarını karıştıran, onlarca çeşit dengeli mama, gevrek türü yiyecekler, besin takviyeleri satılmaktadır. Bunların görünüşleri, içerdikleri, besin madde bileşimleri, lezzetleri, kokuları, sindirilebilirlikleri birbirinden farklıdır. İyi dengelendiği takdirde köpekler ev yapımı mamalarla da sorunsuz bir şekilde beslenebilir.
Yabani hayatta avının peşinden koşmak, yakalayıp öldürmek ve yemekle karnını doyurmaktadır.
KÖPEK YİYECEKLERİ:
Köpekler doğal olarak etobur olmalarına rağmen, uzun zamandan beri insanlarla birlikte yaşadıkları için insanların beslenme alışkanlıklarına uyum sağlamışlardır. Tamamen bitkisel kaynaklara dayalı bir mamayı tüketebilirler.
Köpekler için evde dengeli diyet hazırlanabilir. Diyet hazırlamada kullanılabilecek yiyecekler;
Et ve mezbaha yan ürünleri: Et, sakatat ve balık yararlı ve kaliteli protein kaynaklarıdır, ancak özellikle Ca bakımından eksiktirler, yeterli B vitamini içermezler, karaciğer ve böbrek hariç A, D ve E vitaminleri bakımından fakirdirler. Ayda bir veya iki kere karaciğer verilmesi yeterli A ve D vitamini sağlar.
Sığır, koyun, domuz, kuzu, at, tavuk ve tavşan etleri köpek beslemede sıklıkla kullanılır. At eti alıştırarak verilmelidir, aksi halde ishallere neden olabilir. İşkembe, dalak, akciğer ucuz ve kolay bulunur protein kaynaklarıdır.
Etler enikler için kıyma şeklinde, büyükler için kuşbaşı doğranarak, balığın kılçıksız olarak ve pişirilerek verilmesi daha uygundur. Çiğ balık tiamin eksikliğine sebep olabilir.
Etin pişirilmesi, onu daha iyi sindirilebilir hale getirir, çiğ ette sindirilmeyen kollajen proteinleri vardır. Ayrıca çok yağlıdır. Köpeklerde ölüm sebeplerinden biri de fazla yağlı beslenmeye bağlı olarak şekillenen pankreatitistir. Kaynağından emin olmadığımız çiğ et, bakteri ve parazit tehlikesi taşıyabilir. Ayrıca et tek başına hayvanın besin maddesi ihtiyaçlarını tam karşılayamaz. Vahşi hayatta köpekler çiğ kas eti tüketmektedir, etle birlikte, kemik, sindirim kanalı içeriği ve iç organları da yemektedir, böylece dengeli besin maddesi alabilmektedirler. Yine vahşi anne köpekler yedikleri eti kusarak yavrularına yedirmektedir.
Süt ürünleri: Süt ve peynir kaliteli protein kaynaklarıdır. Süt (yağsız) çiğ olarak veya süt tozu şeklinde verilir. Süt bir gıdadır ve suyun yerini alamaz. Süt tek başına dengeli bir diyet oluşturmaz. Bazı köpekler için ödül olarak yararlı olabilir, önceden süt içmeyen köpeklere fazla verilirse ishale sebep olabilir.
Yumurta: Mükemmel bir protein kaynağıdır, yavru ve çalışan ergin köpeklere verilir. Fazla verilirse karaciğer zorlanır. Köpek diyetine sık sık çiğ yumurta ilave edilmesi biotin eksikliğine sebep olabilir.
Kemikler: Kemik kalsiyum ve fosfor sağlamak için verilir. Köpeklere kemik verilmesi tartışmalı bir durumdur, sindirim kanalında batmalara, yaralanmalara sebep olabilir. Büyük sığır kemiklerinin parçalanmadan, az pişirilmiş olarak verilmesi, güvenilir ve taze ise çiğ olarak verilmesi tercih edilir. Kemik unu şeklinde verilmesi risksiz bir yöntemdir. Piliç, hindi kemikleri gibi küçük yumuşak kemikler ağız ve boğazda yırtılmalara veya takılmalara sebep olabileceğinden köpeklere verilmemelidir. Küçük kemiklerin dişler arasında veya damakta sıkışması riski de vardır.
Bitkisel yiyecekler: Soya küspesi, tahıllar, değişik sebzeler, meyveler, maya köpeklere farklı besinleri sağlamak amacıyla kullanılan yiyeceklerdir. Sebzeler pişirilerek püre halinde ve etle karıştırılarak verilir. Pirinç suyu iyi bir bağırsak düzenleyicidir. Havuç, yeşil fasulye, pırasa, marul pişirilerek veya çiğ halde verilebilir. Muz, armut, portakal ve elma köpeklerin severek tükettiği meyvelerdir.
Yağlar: Hayvansal ve bitkisel yağlar kullanılabilir. Morina balığı karaciğer yağı halen en çok kullanılan yağda eriyen vitamin kaynağıdır, günde 2-3 damlası orta boy ergin bir köpek için yeterlidir.
Sofra artıkları: Köpeğin ihtiyaçlarını karşılayacak dengeli bir diyet sağlamaz. İdeal olanı sofra artıkları vermemektir. Verilirse de günlük mama tüketiminin % 10’unu kesinlikle geçmemelidir. Hazır dengeli mama ile beslenen sağlıklı köpeklere nadiren ilaveler yapılır.
Köpek yalvaran ve isteyen gözlerle masadaki yiyeceğe bakarken ona hayır demek zordur. Bununla birlikte köpeğin isteklerine boyun eğmek çeşitli problemler oluşturur. Ticari köpek mamasına devamlı insan yiyeceği ilave etmek diyetin besin dengesini bozabilir. Ayrıca davranış problemleri ortaya çıkabilir. Örneğin masadan yiyecek verilmediğinde, köpek masadan veya mamanın hazırlandığı yerden aşırabilir. Bu problemden kaçınmak için, aile kahvaltıda veya akşam yemeğinde iken düzenli bir şekilde köpeğin maması verilir. Köpeğe sadece iyi bir vücut kondisyonunu sağlayacak kadar yedirilmelidir. Fazladan yiyecek isteğini reddetmek gerekir. İnsan yiyeceği ilave etmekle köpek diyetinin enerjisi ve obezite riski artar.
Köpeğe yedirilmesi sakıncalı yiyecekler
Alkollü içecekler, kedi maması, kafein, çikolata, kuru üzüm, nikotin, sofra artıkları, aşırı tuz, şeker ve yağ gibi yiyecek ve içecekler hayvanın sağlığını tehdit ettiği için sakıncalıdır.
Köpeklerin su ihtiyacı:
Su ihtiyacı tükettiği mamanın miktar ve bileşimine göre değişir. Mama tüketimi arttıkça su tüketimi de artar. Köpekler aldıkları kuru maddenin yaklaşık 2.5-3 katı su içerler. Bir köpek ağırlığının % 2'si kadar kuru madde tüketir, buna göre 20 kg'lık bir köpek için günde 1 litre suya ihtiyaç vardır. Mama sulu ise bu ihtiyaç azalır. Yani konserve mama tüketen köpekler kuru mama tüketenlerden daha az su içerler. Ağır çalışma, emzirme, sıcak havalar ve tuzlu gıdalar su tüketimini artırır. En iyisi köpeklerin önünde her zaman taze ve temiz su bulundurulması ve köpeğin istediği kadar içmesinin sağlanmasıdır.
KÖPEK MAMALARI
Köpeklerin beslenmesinde; hazır ticari mamalar kullanılmaktadır veya ev diyetleri (yal, çiğ-organik) hazırlanmaktadır.
1. TİCARİ KÖPEK MAMALARI:
Piyasada çok fazla sayıda ticari köpek maması bulunmaktadır. Kaliteli ticari mamalar ırka bakılmaksızın, normal ve sağlıklı köpeklerin ihtiyaçlarını karşılamak üzere hazırlanmıştır. Birim canlı ağırlık için, iri ırk köpekler daha az, küçük ırklar daha fazla mama gerektirir. Irk içerisinde metabolizma, aktivite, yaşa göre farklı ihtiyaçlar söz konusudur. Yavrular için protein ve diğer besin maddeleri bakımından zengin, aktif köpekler için protein, yağ ve enerji bakımından zengin, daha az aktif olan yaşlı köpekler için yağı ve kalorisi düşürülmüş mamalar hazırlanır. Örneğin; büyütme mamalarında % 21 veya daha fazla protein, % 8 veya daha fazla yağ, ergin mamalarında % 21- 26 protein, % 8-18 yağ, düşük kalorili mamalarda % 14-25 protein, % 7-8 yağ, performans mamalarında % 27 veya daha fazla protein, % 9 veya daha fazla yağ bulunur.
Ticari Mamaların Bileşimi:
Protein Kaynakları: Ticari mamalarda dana eti, piliç, piliç yan ürünleri, kanatlı unu, kanatlı yan ürünleri unu, kurutulmuş yumurta, balık, balık unu, kuzu eti, tavşan eti, domuz eti, at eti, et-kemik unu, et yan ürünleri, et unu yaygın kullanılan protein kaynaklarıdır.
Bitkisel protein kaynaklarından; mısır gluteni, soya unu, soya küspesi, yonca unu, kurutulmuş bira mayası, keten tohumu küspesi, buğday germi sayılabilir.
Karbonhidrat Kaynakları: Daha çok mısır, pirinç, buğday, yulaf; daha az olarak da arpa, havuç, keten tohumu, melas, bezelye, patates kullanılmaktadır. Bunlar mama hazırlama esnasında ekstruderde 150 C gibi bir sıcaklığa maruz kaldıklarında nişasta granülleri genişler, lezzet ve sindirilebilirlikleri artar. Mamalar da sindirilmeyen lif kaynakları da kullanılmaktadır, bunlara örnek olarak pancar posası, pirinç kepeği, elma posası, domates posası, soya kabukları, yerfıstığı kabukları, turunçgil posası, yulaf kepeği, buğday kepeği ve selüloz sayılabilir.
Yağ kaynakları: Hayvansal ve bitkisel yağlar, mamalarda kalori, esansiyel yağ asitleri ve lezzet sağlamak için kullanılmaktadır. Don yağı, iç yağı, kanatlı yağları, mısır, ayçiçeği, soya yağları kullanılır.
Vitamin ve mineral kaynakları: Köpeklerin bütün vitamin ve mineral ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde hazır mamalara üretim esnasında katılırlar.
Koruyucu ve katkı maddeleri: Ticari köpek mamalarına lezzetliliği, dayanıklılığı, görüntüyü düzeltmek, mikroorganizmaların bulaşmasını ve çoğalmasını engellemek, besin maddelerinin bozulmasını önlemek amacıyla pek çok kimyasal madde ilave edilmektedir.
Ticari mama çeşitleri:
Kuru, yarı sulu, konserve, dondurulmuş mamalar gibi değişik tipte mamalar vardır. Bunlar su içeriği, maliyet, lezzetlilik, besin madde miktarları bakımından birbirinden farklı olmalarına rağmen, kullanılan ham maddeler birbirine benzer. Esas farklılık su içeriğindedir. Farklı mama tiplerinden etiketlerine göre kıyaslama ve tercih yapmak doğru değildir.
Çok fazla seçenek olduğundan hayvan sahipleri karar vermede zorlanabilir. Seçim yaparken dikkat edilmesi gereken önemli noktalar, satış yeri, fiyatı, alışkanlık, lezzetlilik ve sindirilebilirliktir. Hepsi de dengeli ve yeterli besleme sağladığı için mamanın tipi ve kategorisi hayvan sahibi için çok da önemli değildir. Seçimde ilk adım köpeğin ihtiyaçlarını yaklaşık olarak belirlemektir. Bu hayvanın performansına göre yapılır. Daha sonra mamanın besin maddeleri içeriğine bakılır, besin maddeleri kuru madde esasına göre değerlendirilmelidir.
Mamalarda sindirilebilirlik, mevcut mamanın 3-5 gün gibi belli bir süre tartılı miktarlarda yedirilerek ve o sürede yapılan dışkının da tartılarak, yemin ve dışkının besin maddeleri bakımından analiz edilmesi sonucu hesaplanabilir. Sindirilme derecesi yüksek olan mamaları tüketen hayvanlarda daha sıkı ve daha az dışkı oluşur. Bunlar da köpek sahipleri için önemli kriterlerdir.
Konserve mamalar: Konserve köpek mamaları % 8-15 protein ve % 2-15 yağ içermektedir. Nem içeriği yaklaşık % 75 ‘dir (% 78’den az). Kilogramında 825-2100 kcal ME bulundurur. Bunların içerisinde tahıl, et ve et yan ürünleri birlikte bulunabilir, bazıları sadece hayvansal ürünlerden oluşur, akciğer, meme, diğer yan ürünler ve yağ doku içerir. Bu mamalar vitamin ve mineral bakımından dengelenmiştir. Sulu mamaların avantajları uygun kaplarda uzun bir raf ömrüne sahip olmaları, lezzetli olmaları; dezavantajları ise maliyetin yüksek olması ve dişler üzerinde olumlu etki yapmamalarıdır.
Besin maddesi dengesi büyük oranda içinde bulunan hayvansal ürünün tipine bağlıdır. Açıldığı zaman tüketilmemiş mama buzdolabında saklanmalıdır.
Kuru mamalar: Çoğunlukla % 18-27 protein, % 7-15 yağ, %12’den az su, % 35-50 karbonhidrat içerir. Kuru mamalarda kilogramda 3100-4400 kcal ME bulunur.
Kuru mamaların hazırlanmasında; tahıllar, et, et yan ürünleri, yağlar, mineraller ve vitaminler karıştırılarak, bir kalıp vasıtasıyla sıkıştırılarak, pişirilir. Kek, çubuk, pelet, granül, un gibi değişik şekillerde olabilir. Bunların kuru ve serin depo şartlarında tutulması gerekir.
Kuru köpek mamalarının avantajı yüksek konsantrasyonda besin maddelerini içermesi, daha ucuz olması, buzdolabı gerektirmemesidir. Ayrıca dişler için yararlı masaj sağlar, diş hastalıklarını önler. Dezavantajı sulu veya yarı sulu mamalara göre köpekler tarafından daha az tercih edilmesidir. Bazen biraz yağla tavlanması, üzerine biraz yağ veya et suyunun dökülmesi bu problemi ortadan kaldırır. Un halindeki kuru mamalar kullanılmadan hemen önce süt, et suyu veya su ile sulandırılır.
Büyük paketlerde alınan kuru mamaların ağzı açıldıktan sonra, bitene kadar nem almayacak şekilde korunması gerekir.
Yarı sulu mamalar: Yarı sulu köpek mamaları % 6-25 protein, % 5-10 yağ, % 25-35 karbonhidrat ve % 30 su (bazen % 50’ye çıkabilir) içerir. Kaliteli yarı sulu mamalar kilogramında yaklaşık 2650-2950 kcal ME bulundurur. Kuru mamalara göre daha lezzetlidir, kullanımı uygun, depolaması kolaydır, ancak daha pahalıdır. Yarı sulu mamalar plastik torbalarda veya sosisler halinde bulunmaktadır.
Ticari mamaların avantajları:
• İhtiyaçları karşılayacak şekilde dengelidir.
• Çoğunlukla ekonomiktir.
• Hazırlanması daha az iş gücü gerektirir.
• Genelde veteriner hekimler tarafından da tercih edilir.
• Yedirilmesi kolaydır.
Ticari mamaların dezavantajları:
• Doğal değildir.
• Alerjiye sebep olabilir.
• Bazı durumlarda besleyiciliği tartışmalıdır.
• Suni katkılar, besleyici değeri olmayan, hastalık yapıcı maddeler içerebilir.
• Dolgu ya da artık ürünler bulundurur.
2. EVDE HAZIRLANAN MAMALAR (YAL)
Yaklaşık 1/3’ü tahıl ürünleri, 1/3’ü sebzeler ve 1/3’ü etten oluşur. Bazı büyük köpekler sebzelerini bütün ve çiğ olarak sever, bazı küçük ırklar püre halinde hoşlanırlar. Havuç, kabak gibi çiğ sebzeleri güzelce rendelemek iyi olur. Temel tahıl genellikle kahverengi pirinçtir, yulaf unu, arpa, darı, mısır gibi diğer tahıllar da ilave edilebilir. Hemen hemen bütün sebzeler köpekler tarafından kabul görebilir, ancak havuç, brokoli, karnabahar, sarı kabak, kabak, Brüksel lahanası tercih edilir. Domates, soğan, biber ve patatesten sakınılmalıdır. Et kaynağı olarak sığır, piliç, hindi, tavşan, geyik etleri kullanılabilir. Kalp, karaciğer, böbrek gibi organ etleri haftada bir veya iki kere verilebilir. Karaciğer çok besleyicidir, fazla miktarlarda gerekli değildir ve yüksek vitamin A içeriği nedeniyle tavsiye edilmez, haftada bir veya iki kere az miktarlarda katılırsa iyi bir ilavedir. Haftada bir sığır bacak kemiği çiğ olarak çok iyi bir ilavedir ve köpeklerin dişlerini plaklardan ve diş eti hastalıklarından korur.
Avantajları:
• Sindirimi ve emilimi daha kolaydır.
• Daha doğal gıdalar içerir.
• Bireysel ihtiyaçlara göre katkı yapılabilir.
• Daha fazla enerji sağlar.
• Deri, kıl sağlığı daha iyidir.
• Kilo kontrolü daha kolaydır.
• Dondurularak ya da pişirilerek uzun süre saklanabilir.
Dezavantajları:
• Fazla tane yem veya CHO içerir.
• CHO’lar gaza sebep olur.
• Genellikle ucuz değildir.
• Karıştırılması ve pişirilmesi gereklidir.
ÇİĞ MAMA
Çiğ (organik) mamada, çiğ etli kemikler, çiğ kas ve organ etleri, çiğ yumurta, sebzeler, meyve, yoğurt, pişirilmiş tahıllar, süzme peynir, şifalı bitkiler, enzimler ve başka katkılar kullanılır. Bu şekilde hergün aynı diyete bağlı kalınmaz, kuru mamalardaki gibi verilecek miktarı tam ayarlama zorunluluğu yoktur. Çiğ mamalar her gün taze hazırlanarak ya da önceden hazırlayıp dondururarak parça parça yedirilebilir.
Vahşi köpeklerin tamamen çiğ diyetle beslenmesinden yola çıkarak, böyle beslemenin köpekleri daha sağlıklı yaptığı savunulmaktadır. Normal aktif köpekler ağırlıklarının % 2’si, çok aktif olanlar % 3’ü, yavru köpekler % 10’u kadar yerler.
Çiğ diyete başlarken, piliç veya hindi kanat, boyun veya sırt kısımları verilebilir. Alıştıktan sonra sebzelere bir parça yağsız etle karıştırılarak başlanır. Kemikli et bütün olarak verilebilir, küçük köpekler için kemiklerin öğütülerek verilmesi daha güvenlidir. Sebzeler lapa gibi yapılır.
Et organik ve taze ise çiğ olarak güvenle yedirilebilir. Et kaynağı şüpheli ise biraz pişirilebilir, ayrıca köpek yaşlı ya da hasta ise biraz pişirilmiş eti daha iyi değerlendirebilir. Parazit ihtimalinden çiğ domuz eti tavsiye edilmez.
Köpeklere arasıra kabuğu ile birlikte çiğ ya da pişmiş olarak yumurta verilir, sürekli çiğ olarak veriliyorsa, sarısının verilmesi daha uygundur. Vahşi köpeklerin fırsat buldukça yaptıkları gibi, arasıra balık da verilebilir.
Ölçülü diyet hazırlamanın en iyi yolu iki kase tahıl, bir kase sebze, bir kase eti karıştırmaktır. Diyete vitamin mineral ilave etmek de gereklidir. Katkı maddesi olarak; probiyotikler ve yoğurt (sindirim enzimleri), elma suyu sirkesi, zeytin yağı, keten tohumu yağı kullanılır.
Vitamin-mineral katkısı olarak maya, kemik unu, yosun unu gibi doğal ürünler ilave edilir.
Avantajları:
• Katkı maddesi içermeyen, mümkün olduğunca organik, taze bir diyet sağlar.
• Alerjileri ve artritisi azaltabilir.
• Daha sağlıklıdır, ömrü uzatabilir.
• Köpek kokusu daha azdır.
• Dişler doğal olarak temizlenir.
• Daha az dışkı üretilir, dışkı serttir, kolayca küçük parçalara ayrılır, daha az kokar.
• Kemiklerin çiğnenmesi, etin koparılması, çene, boyun ve omuz kaslarını geliştirir.
• Yavrular daha fazla enerji , daha kolay kilo alırlar.
• Dişi köpekler daha sağlıklı gebelik geçirir, yavruların ağırlıkları ve yaşama güçleri daha iyidir.
Dezavantajları:
• Besin maddeleri açısından tam dengelemek zordur.
• Yüksek proteinli ve yağlı diyetler mineral yetersizliği problemlerine sebep olabilir.
• Kaliteli hammaddeleri kullanmak zorunludur.
• Kemikler tehlikeli olabilir, dokuları yırtabilir, tıkanmaya sebep olabilir.
• Diyet dengelenmezse, özellikle Ca ve P doğru ayarlanmazsa sağlık problemleri oluşabilir.
• Anemi, raşitizm ve başka ortopedik problemler görülebilir.
• Yaşlı veya immun sistemi zayıflamış köpeklerde çiğ et yüzünden sıklıkla E. coli/salmonella problemi olabilir, sağlıklı hayvanlarda asidik mide ve güçlü immun sistem nedeniyle problem oluşmaz.
• Pahalı olabilir.
YAVRU KÖPEKLERİN BESLENMESİ:
Normal şartlarda yavrular 3-4 haftalık olana kadar anneleri tarafından yeterli beslenir. Dişilerin çoğu yavrularına çok iyi bakarken, bazı asabi ve dikkatsiz anneleri sakinleştirmek ve yavrularını kabul ettirmek için yardım gerekebilir. Yavruları annenin meme başlarına yakın koymak bunlardan biridir. Az emen yavrular daha küçük, vücut ısısı daha düşük, daha hafiftir. Yavruları düzenli olarak ele almak, onların kondisyonunun ve büyüme durumunun kontrolüne fırsat sağlar, ancak fazlası anne ve yavrular için stres yaratır.
Süt emme döneminde, her yavru her hafta, doğum ağırlığı kadar ağırlık kazanmalıdır. Yaklaşık 3 haftalık yaştaki yavrular ana sütüne veya süt ikamelerine ilaveten başka yiyecekleri yemeye başlar. Yavruların katı yiyeceklere geçişine, annenin mama kabına az miktarlarda, ılık suyla ıslatılmış kuru mama koymakla başlanabilir. Yavruların katı mama tüketimini teşvik etmek için, periyodik olarak taze mama verilir veya karıştırılır. Bu yaştan önce dişler tam gelişmediği için sert yiyeceklerden kaçınılmalıdır. İlk önce lapa halinde sunulan mamaya yavaş yavaş küçük parçalar halinde et, karaciğer ve kaynatılmış yumurta takviyesi yapılabilir.
Daha iyisi, hazır yavru mamalarını sütle ıslatılarak sabahları ve akşamları vermektir, öğleyin süt verilmeye devam edilir. Zamanla yavru maması miktarı yavaş yavaş artırılır, süt miktarı değiştirilmez. Böylece kuru yiyecek tüketimi artırılmaya çalışılır. Altı haftalık yaşta çoğu yavru sütten kesilebilir. Sütten kesme belli aralıklarla analarından uzaklaştırılarak yavaş yavaş yapılmalıdır. Annenin tabağından katı mama yemeye başlayan yavrular, yaklaşık 4-5 haftalıkken de hazır olabilirler. Ana sütünden kesilebilirler ama, yavrular en az 6-7 aylık olana kadar süt vermeye devam edilir.
Yavrulara mamasını yemesi için yaklaşık bir saat verilir, sonra yenmeyen kısım uzaklaştırılır. Islatılmış ya da konserve mamalar oda sıcaklığında birkaç saat bırakılırsa lezzetsiz hale gelebilir, hatta bozulabilir.
Yavruların normal büyümesini ve gelişmesini sağlamak için gerekli besin madde ihtiyaçları ergin bir köpeğinkinden daha yüksektir. Yavruların mide kapasitesi, günlük ihtiyacını bir kerede karşılayacak kadar mama tüketimi için yeterli değildir. Bu sebeple, yavrular 3 aylık olana kadar günde 4-5 kere, 3-5 aylıkken günde 3 kere, 5-10 aylıkken 2 kere, daha sonra 1 veya 2 kere tercihen aynı saatlerde beslenmelidir.
Büyük ırk yavrularda hızlı büyüme istenmez, iskelet bozuklukları meydana gelir. Bunun için dikkatli olmak, canlı ağırlık artışını takip etmek gerekir. Büyüme oranı azaldığı zaman verilen mama miktarı biraz azaltılmalıdır, yoksa hayvan kilo alır.
Bir yavrunun her gün aynı saatte ve aynı yerde beslenmesi, rutin yeme davranışlarının geliştirilmesi açısından tavsiye edilir, bu dışkı ve idrarın dışarı yapılmasını öğretmede de yardımcı olabilir. Yavrulara masadan insan yiyeceklerinin verilmesi tavsiye edilmez, çünkü onu istemeye alıştırır veya onu seçici bir yiyici yapabilir. Tam ve dengeli mama tüketen yavrulara ilave vitamin, mineral veya et de verilmez, hatta bunların fazla verilmesi büyüyen hayvanlarda zararlı olabilir.
Bazı köpek sahipleri yavrular çabuk büyüsün ve daha iri olsun diye bol miktarda hazır mama vermektedir ve kalsiyum takviyesi yapmaktadır. Bunun sonucunda ortopedik problemlerin görülme ihtimali artar.
Yavru köpekler için ev diyeti örnekleri
Yaş, ay 2-4 5-7 8-12
Süt 300 g 350 g 400 g
Arpa unu 500 g 600 g 650 g
Et 400 g 400 g 500 g
Sebze 200 g 200 g 300 g
Balık yağı 5 g 5 g 5 g
(4 öğün) (3 öğün) (2 öğün)
Öksüz Eniklerin Beslenmesi:
Anası ölmüş, hasta veya yavruyu kabul etmiyorsa, suni beslemek gerekir. İlk önce sıcak bir ortam (30-35 °C) sağlanır. Yeni doğmuş öksüz yavruya ilk önce % 5'lik glikoz çözeltisi 5-10 ml biberonla verilir. 2 saat sonra bulunabiliyorsa süt ikamesi, yoksa krema, yumurta sarısı, kemik unu ve vitaminler gibi ilaveler yapılarak zenginleştirilen inek sütü verilir. İlk hafta 2-3 saatte bir, sonraki haftada 4 saatte bir besleme yapılır.
Bir günlük ve 350 g ağırlıktaki bir eniğe günde yaklaşık 85 g sıvı verilir, 2-3 haftada yaklaşık 1 kg ağırlığa ulaşması gerekir ve bu dönemde günde 250 g sıvı tüketmelidir. Enik 2.5-3 haftalık olduğunda yukarıda anlatıldığı şekilde beslemeye devam edilir.
ERGİN KÖPEKLERİN BESLENMESİ:
Ergin köpekler için besin maddeleri bakımından tam ve dengeli, herhangi bir ilave gerektirmeyen hazır mamalar bulunmaktadır. Eğer ilave et veya sofra artığı verilecekse toplam diyetin % 10’unu aşmamalıdır. Bu aşılırsa hem diyetin besin maddeleri dengesi bozulur, hem de hayvan şişmanlayabilir veya yiyecek seçmeye yönlenebilir.
Ergin köpeklerin beslenmesi ırka, aktiviteye, metabolizmaya ve köpek sahibinin tercihine göre değişebilir. İster bir ister iki öğün beslensin köpeklere aynı saatlerde yiyecek verilmeli, temiz içme suyu her zaman hazır olmalıdır. İnsanlar gibi köpeklerin de iştahları zaman zaman değişebilir. İştah kaybı devam etmediği ve hayvan kilo kaybetmediği sürece bu problem edilmemelidir.
Ergin köpeklere evde diyet de düzenlenebilir. Orta boy ergin bir köpek için evde; bir kase pişmiş sığır eti, hindi veya piliç, bir kase karışık sebze, bir kase kahverengi pirinç kullanılarak dengeli bir mama hazırlanabilir. Pratik olması sebebiyle, 3-5 günlük mama hazırlanır, sonra gün gün olacak şekilde pakatlenip buzdolabında saklanabilir. Verileceği zaman, kemiklerin kaynatılmasıyla elde edilen kemik suyu ile ıslatılır. Ayrıca tablet şeklinde vitamin mineral takviyesi yapılır.
Ev maması örneği
Gıda maddesi Miktar, g
Et 350-500
Sebze 500-600
Tahıl 450-600 (un, ekmek veya makarna)
Tuz 2.5-3
Pişirildikten sonra üzerine 25-30 ml mısır özü veya soya yağı katılır.
ÇALIŞAN KÖPEKLERİN BESLENMESİ:
Kızak köpekleri, av köpekleri, dağcılık köpekleri gibi uzun süreyle iş yapan hayvanlara yüksek enerjili performans mamaları verilir, ayrıca arada yiyebileceği hafif ilaveler kullanılır.
Çalışan köpeklerin diyetinde sindirilebilir enerji miktarı artırıldığı için, vitamin ihtiyacı da artar. Yüksek enerjili diyetlerde özellikle tiamin ve riboflavin konsantrasyonları yaşama payı diyetlerindekinin iki katı olmalıdır. Çalışan köpeklerin et, et ürünleri ve tahıllardan oluşan diyetlerinde KM'de % 42 HP, % 30 yağ, % 22 CHO, % 2 HS, % 4 HK bulunması istenir.
Daha kısa süreyle daha hafif çalıştırılan köpeklerde işin yoğunluğuna göre mama miktarı ayarlanır.
GEBE VE EMZİREN KÖPEKLERİN BESLENMESİ:
Gebelik esnasında besleme
Gebeliğin ilk 6-7 haftasında dişilerin besin madde ihtiyacı yaşama payı ihtiyaçlarından daha yüksek değildir. Son iki-üç hafta boyunca, bütün besin maddesi ihtiyaçları artar. Gebelik esnasında karın hacmi daraldığı için gebe köpekler günde 3 kere beslenmelidir.
Pratikte, 6. haftadan itibaren mama miktarı her hafta % 10 düzeyinde artırılarak doğum esnasında % 50'ye kadar artırılır. Gebeliğin son 7-10 gününde iştahsızlık görülebilir, hatta hayvan son öğününü kusabilir. Bu durumda öğün sayısını arttırarak kuvvetli ve lezzetli mamalar vermek, mamayı hayvanın tercihine göre su veya sütle ıslatarak vermek yararlı olabilir.
Besin maddelerini garantilemenin en kolay yolu dengeli ticari mamaları yedirmektir. Ancak bunlara vitamin ve mineral ilavesi yapılmamalıdır. Özellikle vitamin A veya kalsiyum fazla ilave edildiğinde problemler oluşabilir.
Doğuracağı gün veya bir gün öncesinden başlayarak hayvan yemeyi durdurur. Doğumdan sonra 24 saat içinde hayvanın iştahı düzelir. Doğumdan sonra hayvan isterse mamanın tamamını tüketmesine izin verilmelidir.
Emzirme döneminde besleme
Bu dönem, bir dişinin besin maddeleri açısından en fazla dikkat gerektiren dönemidir. Dişinin mama tüketimi normalden 2-4 kat fazla olabilir. Mama miktarı fazla olduğu için en az 3 öğün halinde verilmesi uygundur. Hatta yavruları hızlı büyüyen köpeklere 4 öğün halinde verilmesi ve bunun sütten kesime kadar böyle devam etmesi yararlıdır.
Titiz dişiler, yiyecek tüketmek ve su içmek için yavrularını nadiren bırakır ve onları yemeye teşvik ederler. Gebelikte kullanılan mama, emzirme döneminde de kullanılabilir.
Kuru mamaları suyla ıslatmak mama tüketimini artırmayı sağlar. Kuru mamayı ıslatarak vermenin diğer sebebi 3-4 haftalık olan yavruların katı mamaları az az yemeye başlamalarıdır. Yavruları erken yaşta kaliteli ticari mamalara alıştırmak onların ilerde yiyecek seçiciliğini önlemeye yardım eder. Yavrular mama yemeye başladıklarında, ananın besin maddesi ihtiyaçları azalacaktır. Normalde yavrular 6-8 haftalıkken sütten kesilirler, ve bu zamanda ananın mama tüketimi yaşama payından % 50 daha fazla olmalıdır.
Süt salgısını azaltmaya yardım etmek ve meme bezi problemlerini önlemek için, sütten kesme gününde anaya herhangi bir yiyecek verilmez, bol temiz su sağlanır. Yavrular annelerinden ayrılır, mama ve su verilir. Ilık suyla ıslatılan kuru mamalar yavrularda tüketimi uyarabilir. Sonraki gün anaya çiftleştirmeden önce tükettiğinin ¼’i kadar mama verilir. Sütten kesimden sonraki gün anne ve yavrular birkaç saatliğine bir araya getirilirler, böylece yavrular anneyi emebilir. Üçüncü gün anne mamanın ½’sini, dördüncü gün ¾’ünü almalıdır. Beşinci gün dişinin normal yaşama payı diyeti sağlanır. Yavrular çoksa sütten kesim esnasında anne çok zayıf olabilir. Bu durumda sütten kesimden sonra beşinci günden sonra, vücut kondisyonu normale dönene kadar ekstra mama verilmelidir.
YAŞLI KÖPEKLERİN BESLENMESİ:
Köpeklerde yaşama süresi genetik, sağlık, beslenme ve ergin vücut büyüklüğüne göre değişmektedir. Köpeklerde en fazla yaşama süresi 27 yıl, ortalama yaşama süresi ise 13 yıl olarak belirlenmiştir. Genel olarak iri yapılı ırklar, küçük yapılı ırklardan daha genç yaşta ölürler.
Yaşlı veya ihtiyar köpek terimi, ömrünün son % 25’ine girmiş köpekler için kullanılır, yaşlılık yaşı cüsse ve ırka göre değişir; küçük ırklar 12 yaşından sonra, orta boy ırklar 10 yaşından sonra, büyük ırklar 9 yaşından sonra, dev ırklar 7 yaşından sonra yaşlı olarak kabul edilirler.
Yaşlı hayvanlara fazla yedirme ya da besleme yağlanmaya sebep olur, bununla ilişkili olarak kalp, solunum, karaciğer, sindirim sistemi, iskelet, eklem ve tendolara fazla yük bindirir. Bu yüzden yaşlı köpeklerin beslenmesi önemlidir.
Hayvanı uygun kiloda tutmak ve obeziteyi engellemek için, enerji tüketimi uygun bir şekilde kontrol edilir ve düzenli bir egzersiz programı takip edilir. Yaşlı köpeklerde günde bir öğün yerine 2-3 öğün besleme tavsiye edilir. Bu şekilde besin maddelerinin kullanımı artırılabilir ve hayvanın öğün aralarında açlık hissi azaltılmış olur. Öğün zamanı ve her öğünde verilecek yiyecek miktarları iyi ayarlanmalıdır. Bu şekilde sindirim sisteminin baskılanması en aza indirilir ve besin maddelerinin normal sindirimi ve kullanılması desteklenir. Hayvanların önünde su her zaman bulundurulmalıdır.
Yaşlı köpeklerin bazıları özel yeme davranışları gösterir. Hayvanın yeni mamaları yeme isteği azalabilir. Bazıları güçlü kokulu ve lezzetli mamaları tercih ederken, bazıları sadece özel bir markayı veya tadı kabul edebilir. Hayvan sahipleri mümkün olduğu kadar bu istekleri karşılamalıdır.
Şeker hastalığı, böbrek hastalığı, kalp yetmezliği gibi özel besleme gerektiren durumlar dışında yaşlı köpeklere özel diyet sağlamak gerekli değildir. Kaliteli hazır mamalar yeterlidir.
Yaşlanmayla birlikte, eklem sağlığı bozulabilir. Buna uygun hazırlanmış yaşlı köpek mamaları mevcuttur.
BESLENME BOZUKLUKLARI
Diyete bağlı aşırı duyarlılık (Alerji):
Gıdaya bağlı aşırı duyarlılık reaksiyonlarının (gıda alerjilerinin) % 97’sinin sadece dermatoz şeklinde kendini gösterdiği, % 10-15’inde sindirim problemleri ortaya çıktığı tespit edilmiştir.
Gıda alerjileri bir yaşın altındaki gençlerde daha çok görülmektedir. Gıda alerjilerinde diyetteki bir ya da birkaç gıdaya karşı duyarlılık vardır. Gıda alerjilerinin % 80’i sığır eti ve süt ürünlerine bağlıdır. Diğer sorumlu gıdalar tahıl taneleri, domuz eti, piliç, yumurta ve balık gibidir.
Gıda alerjisinde, özellikle ayaklarda, koltuk altlarında, kasıklarda şiddetli kaşıntı, travma, deride kronik yangı, kıl kaybı, deride kızarıklık, pullanma, bazen kusma ve ishal gibi belirtiler görülür.
Veteriner hekim tavsiyesine göre besleme rejimi değiştirilmelidir.
Şişmanlık (obezite), yağlanma:
Şişmanlık köpeklerin beslenme bozukluklarından biridir. Hayvanlar kullanacaklarından fazla enerji tüketirlerse kilo alırlar. Bu artış enerji tüketimi ve kullanımı arasındaki farklılığa bağlı olarak yavaş ya da hızlı olabilir. İdeal vücut ağırlığının % 20’sini geçen köpekler obez olarak değerlendirilir.
Obezitenin sebepleri 3 grupta ele alınır: uygun olmayan diyet, genetik yatkınlık, hormonal bozukluklar
1. Diyet: Sadece uygun olmayan diyet değil, aktivite eksikliği de obezitenin oluşumunda önemlidir. Hayvanlar aldıkları enerjiyi harcarlarsa vücut ağırlıkları sabit kalır. Ağırlığı sabit tutmanın iki yolu vardır; birincisi daha az enerji vermek, ikincisi egzersizi artırarak hayvanın kullandığı enerjiyi artırmaktır.
2. Genetik yatkınlık: Beagles, basset hounds, dachshunds ve Labrador retrievers gibi bazı ırklar obeziteye daha duyarlıdır. Ancak bu ırklar daha kolay kilo alıyor diye kilolu olmaları da istenmez.
3. Hormonal bozukluklar: Hormon dengesini etkileyen bazı hastalıklar şişmanlamaya sebep olabilir. Kısırlaştırma da hormon dengesini etkiler, bazen aktivitede azalma ve metabolizmada değişikliklere sebep olur. Kısırlaştırılan hayvanlarda şişmanlık daha çok görülür. Kısırlaştırılan köpeklerde mama tüketiminin dikkatle kontrol edilmesi ve egzersizin artırılması gerekir. Mama paketinin üzerindeki yedirme talimatlarına uyulmalıdır.
Köpek uygun bir şekilde besleniyor ise vücut kondisyonu ideal olur. Kondisyon gözle ve elle yoklanarak belirlenir. Vücut kondisyonu çok zayıf, ideal veya uygun, kilolu şeklinde değerlendirilir. Çok zayıf ve kilolu nasıl olur, kolayca fikir birliği sağlanabilir, fakat ideal olup olmadığına karar vermek zor olabilir. Veteriner hekime danışarak hayvanın kondisyonu öğrenilebilir. Kaburgaların görünmemesi, ancak hissedilmesi, bel bölgesinin yukarıdan ve yandan bakıldığında kum saati şeklinde görülmesi kondisyonun uygun olduğunun göstergeleridir.
Kilo almanın engellenmesi: Fazla ağırlık artışını baştan engellemek en iyi yaklaşımdır. Hayvan ekstra ağırlık kazanmışsa kilo verdirmek oldukça zordur. Kilo alma riski olan ya da biraz fazlası olan hayvanlarda aşağıdakilerden bir veya daha fazlası uygulanabilir.
1. Sofra artıkları ve abur cuburları azaltmak ya da çıkarmak. Bunlar yağ ve enerji bakımından zengindir.
2. Mevcut mama miktarını azaltmak. En iyisi hayvanın aldığı mama miktarını ölçmektir. Bu sabit ölçüyü sağlar ve mama israfını da engeller.
3. Egzersiz miktarını arttırmak. Bu basit olarak daha sık yürütme ya da bahçede yakalama oynatmak demektir.
4. Düşük kalorili bir mamaya geçmeyi düşünmek. Hayvanın ulaşması gereken hedef ağırlık belirlenerek genelde günlük enerji ihtiyacının % 60'ı verilir. Düşük kalorili diyet yağ bakımından daha fakir, selüloz bakımından daha zengindir. Diyette yağın bir kısmının mısır, pirinç gibi karbonhidratlarla değiştirilmesi veya bir miktar sindirilmeyen lif kullanılması dışkı miktarını ve dışkılama sıklığını arttırır.
5. Öğün sayısını artırmak. Diyet birkaç öğün halinde verilir, hayvana içebileceği kadar su sağlanır.
6. Ağırlık azaltma programına başlarken bir veteriner hekimle görüşmek. Veteriner hekim köpeğin kilo verme programını yapar, özel problemlere yardımcı olur, süreç boyunca alternatifler sunar.
Köpek sahiplerinin hayvanlarını muayene ettirerek şişmanlamaya yol açan bir hastalığın olup olmadığını araştırması, köpeğini 1-2 hafta aralıklarla tartarak ilerlemeyi kaydetmesi gerekmektedir. Uygulama başarılı olursa hayvan 4 haftada yaklaşık % 10, 7 hafta sonra da % 20 oranında kilo kaybetmelidir, aksi takdirde enerji biraz daha kısıtlanır.
İştah problemleri:
İştah sapmaları bazen hastalık yüzünden olabilir. Köpeğin normal yeme alışkanlıkları, davranışı ve görünümü bilinirse, değişik durumlarda hastalık ihtimali düşünülür. Hasta köpeğe mama yedirmek oldukça zordur ve sabır gerektirir. Köpekle konuşmak, kulaklarını kaşımak onları yemeye teşvik eder. Mamanın ısıtılarak verilmesi yararlıdır. Tavuk suyu, et suyu, çiğ veya pişmiş karaciğer ilavesi mamanın lezzetini artırır. Su devamlı mevcut olmalıdır. Eğer hayvan su içemiyorsa parenteral yolla sıvı uygulanır.
Köpeklerde iştah bozulmalarına, sahiplerin besleme davranışlarının etkisi vardır. Evde problemli bir yiyici varsa, bu köpeği de etkileyebilir. Yiyecek reddinin en önemli sebeplerinden biri köpek sahiplerinin, köpeklerin insanlar gibi değişik yiyecekler tüketme ihtiyacında olduklarını sanmasıdır. İnsanlar farklı yiyecekleri tüketerek besin ihtiyaçlarını karşılayabilir. Ancak dengeli bir mama tüketen bir köpeğin ekstra yiyeceğe ihtiyacı yoktur. Farklı mamalar sunmak köpeği tercihe yönlendirir, birini yemezse başka birinin sunulacağını bilir. Köpeğin severek tükettiği dengeli bir mama varsa, önemli bir sebep olmadıkça değiştirmek düşünülmemelidir. Sağlık veya başka sebeplerle diyeti değişitirmek gerekiyorsa değişim 7-10 günde az az yapılmalıdır. Bu mevcut mamaya yeni mama azar azar katılarak yapılır. Günden güne eskisi azaltılıp yenisi artırılır.
İnsanlar için olan abur cubur yiyecekleri vermek veya masadan yemek vermek köpeğin açlığını bastırır, yemesi gereken mamasından birkaç ısırık alır ve bırakır.
Bazı köpekler mamasını birkaç gün çok istekle tüketir, sonra aniden bu iştah kesilir ve birkaç gün mamayı yemek istemez. Bu iştahsızlık köpeğin kendi kendine enerji tüketimini kontrol etme girişimi olabilir. Köpek yediği zaman sahibini memnun ettiğini öğrenirse, çok geçmeden yemeye başlar. Övgü sözleri ve şefkat, yemeyi teşvik edecektir. Bir köpeğin insanlar gibi fazla yemesi rahatsızlığa sebep olur. O da bu rahatsızlığı çok az yiyerek ya da yemeyerek gidermeye çalışır.
alıntıdır