Köpeğin Tarihi Alem:Hayvanlar
Kol:Chordota
Sınıf:Memeliler
Takım:Etoburlar
Aile:Canidae
Cins:Canis
Tür:Canis Familiaris (Evcil Köpek)
Köpeğin Atası Kurt mu? köpeğin orjini, bilmediğimiz ve en son öğrenebileceğimiz konulardan birisidir. Köpeğin kökeni hakkında henüz yeterli kanıt olmadığından, çeşitli teoriler, biribirinden farklı görüşler ileri sürmektedir. Genelde iki teori kabul görmektedir. Bunlardan biri köpeğin atasının kurt (Canis lupus) olduğunu savunmakta, diğeri ise sadece kurt değil, altın çakal (Canis auraus) ve koyot (Canis latrans) gibi diğer köpekgilllerin de köpeğin atası olarak olarak sayılması gerektiğini ileri sürmektedir. Konrad Lorenz`in de kabul ettiği bu ikinci teoriye göre, bazı köpekler kurt, bazıları ise diğer köpekgillerin soyundan gelmektedir.
Lorenz`in görüşünün aksine, köpeğin kurt olduğunu iddia eden teori daha çok kabul görmektedir. Belki de bunun en önemli nedeni, insanın yakın dostu olan köpeğin, çakal gibi yağmacı ve leş yiyici bir hayvandan köken aldığını kabul edememektedir.
Genetik olarak birbirlerine çok yakın olan bu hayvanların kökenleri üç yöntemle araştırılabilir:
1- Genellikle hyvanlar sadece kök aldığı türle çiftleşebilir ve döl verebilir. O halde, çiftleşme denemeleri ile kökenleri saptanabilir.
2- Köken aldığı hayvanla ortak davranışları araştırılabilir.
3- Yapısal özellikleri karşılaştırılabilir.
Yukarıda belirtilen teorileri bu bilgilerin ışığında gözden geçirelim.
1-Çiftleşme araştırmaları: Biyolojik olarak tür kavramı, doğal çiftleşme çerçevesinde bulunan hayvanları içine alır. Buna göre bibirinden farklı iki tür olan kurt ve çakal, ayanı bölgede yaşamalarına ve ortamda bulunmalarına rağmen kolay kolay çiftleşmez ve karışmazlar. Yine bu görüşe göre, doğada kurt-çakal melezi yoktur. Bütün köpekgillerin birbiriyle çiftleşebileceği iddiası varsa da, doğal şartlarda yaşayan evcil köpeklerin sadece kurt ile çiftleştiği saptanmıştır. Çakal ve köpek türleri arasındaki çiftleşme ise ancak, erkek çakal ve dişi köpek yan yana ve yalnız olarak (seçebileceği bir türdeş yoksa) konulduğunda meydana gelmektedir. Bu çiftleşme sonucunda döl verimi oldukça zayıftır.
Bu yönde yapılan bir çalışmada, ev köpeği ırkı olan Poodle (kaniş), hem kurtlar, hem de çakallarla melezlenmiş ve kanişin kurtla daha kolay çiftleşip, döl verebildiği gözlenmiştir. Kaniş ve kurtlar arasındaki çiftleşme, vakşi ortamda da olmaktadır. Çiftleşme teorisine göre bu bulgular, köpeğin atasının kurt olduğu görüşünü kuvvetlendirmektedir. Ancak, bu araştırmada, denemeye alınan hayvanlar tamamen kurt kökenli köpek ırklarına mensup olmuş olabilir, bu nedenle aynı denemelerin, çakal kökenli olduğu iddia edilen ırklarla da yapılması gereklidir.
2-Ortak davranış özelliklerinin araştırılması: Kurt ve köpek davranışlarında ortak yönler oldukça fazla olduğu halde, köpek ve çakal davranışları arasında önemli farklılıklar mevcuttur. Özellikle davranışlardaki sosyallik bakımından çakallar köpeğe kıyasla oldukça zayıftır.
Çakallar, köpeklerle kesin olarak sosyal ilişkiler kurmaz. Halbuki doğal şartlarda değişik cinsten kurt ve kanişler birlikte yaşayabilmektedirler. Çakal erkekleri ile kaniş dişileri ise birbirlerinden çok farklı davranmaktadırlar. Yeni doğan çakal ve kaniş yavruları bir araya getirilebilmekte, ancak bunlar büyüdüklerinde bibirlerinden ayrılmakta ve kurdukları az bir temas da yok olmaktadır.
Kurt ve köpek, kesinlikle sosyal yaşayan hayvanlardır. Kurtlar sürülerinde, aile içinde yaşar ve avlanırlar. Köpekler de eğer imkanları olursa bu tarz bir yaşam sürdürürler. Köpek aile çevresi normal olarak, insanlardan oluşmaktadır. Böylece köpek birlikte yaşadığı ailesini sürü olarak algılar. Bunun sonucu olarak da köpekle insan arasında tam bir sosyal organizasyon kurulur. Ancak çakallar, büyük sürüler değil, genellikle küçük sürüler halinde ve hatta sadece eşleriyle birlikte yaşarlar. Birlikte yaşadıkları eşleriyle sadık bir ilişki kurarlar. Literatürde, çaklların yedi yıl süreyle, tek eşle birlikte yaşayabildikleri bildirilmektedir. Çakal aillerinde doğan yavrular, büyüyüp, kendi kendilerine yetene ve çiftleşme zamanları gelene kadar ailelerinin yanında yaşarlar. Böylece aile grupları olmuş olur. Bu gruplarda belirli bir düzen ve hiyerarşi oluşmaktadır.
Köpekler de, muhtemelen kurt tarafından aktarılan sürü halinde yaşama içgüdüsü, insanlarla birlikte yaşamak açısından son derece önemlidir. Köpekler sosyal yaratıklar olmaları ile kurtlara benzemektedirler. Evcilleşmeden bu yana binlerce yıl geçmesine rağmen, köpekte halen kurt davranışlarına raslanılmaktadır. Bunlar, çevre faktoründen etkilenmemiş ve tamamen içgüdüsel davranışlardır.
Davranış teorsine göre bu sonuçlar, köpek ile kurdun aynı türe ait olduğunu belirtmekte, altın çakalın ise başka bir tür olduğunu göstermektedir.
3- Yapısal özelliklerin karşılaştırılması: Kazılarda bulunan prehistorik evcil köpeklerin kafası araştırıldığında, bunların değişik form ve büyüklükte olduğu gözlenmiştir. Yapılan çalışmalarda bulunan bu kafa tasları günümün modern ev köpekleriyle karşılaştırılmış ve beş değişik vahşi türden köken alan köpek ırkı olduğu iddia edilmişti. Bu nedenle uzun yıllar değişik köpek ırkları, farklı köpek türleri olarak kabul edilmiştir. Ancak bu görüşler, bugünlerde pek rağbet görmemeye başlamıştır.
Kurt ve köpeğin vücut ölçüleri ile sesleri birbirine benzemektedir. Altın çakallar ise fiziksel özellikler bakımın kurt ve köpeklerden farklıdır. Bu farklı özellikleri, diş dizilimi, kan parametreleri ve bazı organları, özellikle beyninin ağırlığında izlemekteyiz.
Tüm evcil hayvanlarda, beyin ağırlığı ile vücut ağırlığı arasında bir oran mevcuttur. Tüm evcil köpeklerde bu oran, kurtlarınkine çok yakındır. Evcil hayvanlarda , büyük duyu organları olan göz, kulak ve burnun kontrol edildiği beyin alanları küçülmüştür. O halde köpek beyninin vahşi atasınkinden daha hafif olması gerekmektedir.Altın çakallar ise vücut ağırlıklarına oranla çok hafif bir beyne sahiptirler. Bu oran ev köpeklerininkinden daha düşüktür. Bazılarına göre bu durum çakalın köpeğin atası olmadığını göstermektedir; zira köpek beyninin evcilleşmeyle beraber ağırlaşması mümkün değildir.
Beynin evcilleşmeyle ufalması konusunda şu açıklama kabul görmektedir: Evcilleşen hayvanda, emniyet ve gıda gibi hayati öneme sahip ihtiyaçlar çok daha kolay temin edilmektedir. Bu nedenle vahşi hayatında geresinim duyduğu birçok davranışa gerek kalmamamıştır. Özellikle duyu organlarını eskisi gibi kullanma zorunluluğu ortadan kalkmıştır. Beyindeki nöronların yeni ortama adaptasyonuyla, bu az kullanılan kısım körelmiştir. Bu teori, özellikle duyu organlarının kontrol edildiği beyin bölgesindeki küçükmenin nedenini gayet iyi izah etmektedir.
Köpekle çakal arasında benzerliklerden biri göz yapısındadır. Köpek ve çakalın göz bebekleri yuvarlak, kurtları ise ovaldir. Diğer benzerlik bazı köpeklerde görülen kuyruk ucundaki beyazlıktır. Bu özellik çakallarda görülebilir ama kurtlarda kesinlikle görülmemektedir. Burada çeşitli olasılıklar söz konusudur. Ya kuyruk ucu beyaz olan köpekler, beyazlıkla ilgili bu geni çakallardan almıştır, ya da bu gen kurt ve çakalın ortak atalarında mevcuttur, ancak kurtlarda çıkmayıp köpeklerde çıkmaktadır. Bu genin köpeklerde olması şu şekilde açıklanabilir: Bazı genler birden fazla özellik üzerine etkili olabilir. Örneğin; Ankara Kedileri`ndeki sağırlığa sebep olan gen, aynı zamanda mavi gözlerden de sorumludur. İnsanların hayvanlarda belirli özellikler elde etmek amacıyla yaptığı malzemelerde, kuyruk ucundaki beyazlık gibi, arzu edilmeyen özelliklerde ortaya çıkbilmektedir. Bu nedenle bazı köpeklerin kuyruk ucundaki beyazlığın, kurtlar da dahi görülmemiş olması normal karşılanabilir. Yani, aynı geni, kurtlar da taşıudığı halde, bunun mutlaka ortaya çıkacağına dair bir kural yoktur.
Kısacası köpek, kurttan gen alsa da başka karnivorlara ait genler taşısa da, buğünkü taksonomide tamamen farklı bir türdür ve yine farklı türe mensup olan kurt, çakal ve koyotlarla kuzendir. Bunları hepsi ortak bir ataya sahiptir.
makale
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder