28 Haziran 2008 Cumartesi

KÖPEK

YAVRU KÖPEĞİNİZ
Yeni yavru köpek edinenlere: Yavru bir köpeğin hem itaatkar hem de mutlu olmasını nasıl başarabilirsiniz ?

Yavru köpeklerin çoğunda yaşamlarının ilk 12 ayında davranış problemleri görülebilir, bu problemlerle karşılaşmamak için daha 1. günden ona karşı nasıl davranacağımızı bilmemiz gerekir. Aksi halde davranışlar kötü alışkanlıklara dönüşür, yerleşir ve içinden çıkılmaz bir hal alır. Hatta onu çok sevmenize karşın ayrılmanıza bile neden olabilir. Öyle canınıza tak eder ki, “ne olursa olsun, O da kurtulsun bende” diyebilirsiniz. Nedir bu kötü davranışlar? Paçanızı, giysilerinizi dişlemesi, ellerinizi ısırması, çamurlu patileri ile üzerinize abanması, olmayacak yere ihtiyacını gidermesi, evdeki mobilyalara zarar vermesi, yalnız kaldığında havlayarak ortalığı birbirine katması, sokağa çıktığınızda tasma ve kayışını çekiştirerek birlikte yürümenizi zorlaştırması, size ve diğer insanlara karşı saldırgan davranışlar göstermesi... Kısaca davranış bozuklukları birlikte yaşamayı imkânsız hale getirebilir.

Bu tip olumsuzluklar ile karşılaşmamak için daha başlangıçta çok iyi bir strateji belirlemelisiniz. Hani derler ya nasıl alıştırırsan öyle gider. Köpeğin eğitiminde şiddete, zora ve sindirmeye yer yoktur. O an için sinen, pusan köpeğin iç dünyasında büyük fırtınalar kopar, bir zaman gelir ki korkunç, saldırgan bir köpeğiniz olur. İşte o an geri dönüşümü çok zor davranışlara sahip olunduğu andır. Böyle bir durumla karşılaşmamak için öncelikle dostunuzun ilk eğitmeni, davranış bilimcisi, psikologu siz olmalı; daha yavruluk döneminde ona iyi köpek, iyi arkadaş olmayı öğretmelisiniz. Bunu yaptığınızda yetişkinlik döneminde itaatkar, mutlu bir köpekle yaşamı paylaşacaksınız.


Isırmama eğitiminin ilk başladığı yer

Asla erken başlamayın!

Püf Noktası I: Isırmanın, dişlemenin önlenmesi
Genelde bu konuda yanlış bir anlayış yaygındır; 1 yaşına gelmeden yada aşıları tamamlanmadan başlanmaz diye. Oysa bütün yavrulara annesinin öğrettiği gibi dişlemenin, ısırmanın kötü, rahatsızlık verici bir davranış olduğunu erken yaşta öğretebilirsiniz. Anne yavru köpeğe nasıl öğretir? Yavruyu emzirirken yavru annesinin memesini ısırır, dişlerse anne ona hırlar, küçük bir vücut hareketi ile onu memesinden uzaklaştırır. Bu şartlı refleksin gelişiminde ilk öğretidir. Dişlersem ememeyeceğim! Anne yavrusuna bu şekilde ilk hayat dersini veriyor daha nazik olmasını öğretiyor.

Sizde parmağınızı dişlediğinde sertçe elinizi çekin ve hayır diyin. Sesinizin tonunu öyle iyi ayarlayın ki, kötü bir şey yaptığının farkına varsın ama sakın bağırmayın. Bir köpek yavrusunun kendinden emin, güvenli, mutlu ama itaatkar olarak büyümesinde sahiplerinin katkısı çok büyüktür. Annesinden ayrılan bir yavru için yeni ebeveynleri olarak kabul ettiği sahipleri ve onların davranışları kendi davranışlarını geliştirmede çok önemlidir.



Onun öğretmeni artık sizsiniz. “Köpekler sahiplerinin aynasıdır” sözü bir çok kez doğruluğunu kanıtlamıştır. Köpek sahibi köpeğine dişlerinin derisine zarar verebileceğini, sıyrıklar oluşturabileceğini anlatmalı, öğretmelidir. Ancak bunda son derece sevecen, kararlı ve sabırlı olmalısınız. Davranışlarınıza, sesinize anlam verebilmesi için kısa – kesin komutlarla hareket etmeli onda kavram karmaşası yaratmamalısınız. Tekrarlamaktan sabırla vazgeçmeyin. Lütfen birbirinden farklı komutları arka arkaya tekrar etmeyin. Böylece onun sosyalleşmesi yönünden ilk eğitimi vermiş olacaksınız. Ürkeklik – korkaklık değil sadece sosyal çekingenlik sosyalleştirmede ilk adımdır. Köpek eğitiminde yararlı bir çok kitabı bulabilirsiniz ancak ne yazı ki sosyal çekingenliğin kazandırılmasında gerekli bilgiyi hepsinde bulamazsınız. Bu konuda kişisel düşüncem; bay veya bayan köpek sahibi köpeği eve adım atar atmaz eğitimine başlaması gerektiğidir. Hayatı bir köpekle paylaşmayı düşünen, bu sorumluluğu kucaklayan herkes kendisini bir takım zorluklara hazırlamalıdır.


Püf Noktası II: Sosyalleştirme ve hastalık risklerinin en aza indirilmesi
Yavru köpeklerde sağlıklı hâlin sürdürülmesi dikkat ve özen gerektirir. Yavru köpek hastalanabilir bu doğaldır, ancak eğitim sürecinde gecikmelere, geriye dönüşlere yol açabilir ve her şeye yeniden başlamak zorunda kalabilirsiniz. Çünkü destek eğitimi, hastalık sürecinde verilemediği için unutulması normal karşılanmalıdır. Köpeklerin büyük bir kısmı yeni çevrelere sahiplerinin gözetiminde alıştırılırlar. Örnek olarak parkta siz arkadaşlarınızla sohbet ederken o sizin kucağınızda oturmalıdır. Ya da arkadaş ziyaretine gittiğinizde gittiğiniz evi tanımadığı için eve yada kendisine zarar verebilme riskini sıfırlamak için onu yere bırakmamalı yine kucağınızda olmasını sağlamalısınız. Bu onu çevredeki olası potansiyel risklerden ve diğer hastalık taşıyıcı köpeklerden geçebilecek bulaşıcı hastalıklara karşı korunmada önemlidir. Özellikle halka açık, çok sayıda köpeğin gezdiği parklarda kesinlikle koşturması oynaması için yere bırakılmamalıdır; aşı programı tamamlanmamış, bağışıklık sistemi henüz yeterince gelişmemiş yavru köpeklerde hastalık kapma riski artar.

Sosyalleşme yavru bir köpeğin kişilik gelişiminde esastır. Onlar öğrenmeye meraklıdırlar, özellikle insanlarla bir aradayken onlara bakıp, onların davranışlarından bir takım sonuçlar çıkarırlar, deneyimler edinirler. Bu onların kişilik gelişimlerinde ve davranışlarına yansımasında önemlidir. Olumlu yaklaşım ve davranışlar olumlu sonuçlar verir. Nasıl davranması gerektiği, birlikte yaşamanın kuralları öğretildiğinde her zaman iyi cevaplar alınır. Sahiplerinin öğretici davranışları onun kişilik gelişimine yardımcı olduğu gibi diğer insanlar ve hayvanlardan korkmaması gerektiğini, korkuya bağlı saldırganlığın azaltılmasını sağlar.

Sosyalleşme sürecinde saldırganlıktan çok merak ve dostlukla diğer canlılara yaklaşım her zaman için iyi sonuçlar getirir. Veteriner hekimlerin büyük bir kısmı, profesyonel köpek yetiştiricileri; yavruların bir araya gelebileceği piknikler, buluşmalar önerirler. Bundaki amaçları yavru köpeklerin dünyada sahiplerinden başka insanların, kendilerinden başka köpeklerin olabildiğini öğrenmeleri içindir. Erken yaşta dünyadan soyutlama sadece kişilik bozukluğuna yol açar.


Püf Noktası III: Eğitim yöntemi olarak “Pozitif Eğitimin” önemi
Bir köpek öğrenmesi gereken şeyleri zorlama, olumsuz pekiştireçler olmaksızın öğrenirse, bu öğretimi kendi davranışları ile özleştirecek, bütünleştirecek ve olumlu, istenildiği gibi davranmayı öğrenecektir. Öğrenme sürecinde ödüllendirilmesi her zaman için davranışlarına iyi yansıyacak, ödül olumlu pekiştireç görevi yapacaktır.

Ödül olarak okşama, onu cesaretlendirecek “aferin”, “bravo” gibi sözcükler motivasyonu sağlayacaktır. En önemlisi öğretilen şeyin iyi olduğunu kavramasını sağlamasıdır. Birkaç kez tekrarlanan destek eğitimi sonucu öğretilen kalıcı olacaktır. Örneklersek kuru kuruya “otur” sözcüğü başlangıçta onun için hiçbir şey ifade etmez, ancak o ayaktayken arka kısmına biraz bastırarak bu sözcüğü söylersek sözümüzle davranışı birleştirecek bu sözü duyduğunda oturması gerektiğine şartlanacaktır. Daha sonra karşıdan elimizin iç yüzü aşağıya bakacak şekilde aşağıya, yere doğru salladığımızda ve otur dediğimizde oturacaktır.

Unutulmaması gereken eylem tamamlanınca okşama ve “aferin oğluma”, “bravo kızıma” sevgi sözcünün söylenmesi gerektiğidir. Ayrıca eğitim sürecinde sabrınızın tükendiğini hissettiğiniz anda bırakın. Çünkü olumsuz bir hareket, sesleniş, sesinizin tonu, ruh halinizin olumsuz yansıması kelimenin tam anlamıyla bir çuval inciri berbat edecektir. Kendinizi iyi duyumsadığınızda tekrar başlarsınız. Aksi halde köpeğiniz üst üste aynı emir tekrarlandığında kulaklarını kısacak, saldırgan bir tavır alacak hatta size hırlayıp yüzünüze bakıp havlayacaktır.

Otur eğitimi verilirken köpeğinizin kendi özgürlünü kısıtlayıcı bir davranış olarak algılamasının önüne geçmek için eğitim öncesi bırakın kısa süre koştursun fazla enerjisini atsın, bu hazırlık sonrası daha iyi konsantre olacaktır. Oturmayı öğrenmesinin sonunda sevdiği, dişleyebileceği bir oyuncağı verebilirsiniz. Bu oturduğu zaman arkasından okşanmanın, sevecen bir sözcüğün ve oyuncağın geleceği beklentisinin oluşmasına yardımcı olacaktır. Bu beklentiye kavuşmak için isteneni yerine getirecek, itaatkar olmanın ödüllendirmeyi getirdiğini kavrayacaktır. Sözcük-davranış-ödül arasındaki ilişki, beyninde rahat kurulacaktır.

Akla gelen, öğretilmesi gereken ilk komut olduğu için “otur” emri üzerine konuştuk, benzer şeyleri öğretirken aynı pozitif eğitim yöntemini kullanabilirsiniz. Örnek olarak tuvalet eğitimi veriyorsunuz, sabah eğitime çıktınız yapmasını istediğiniz yere geldiniz söyleyeceğiniz şey “hadi çabuk” olmalı arkasından yine farklı sevecen bir ses tonu ile aferin, okşama + elinizden yiyeceği bir miktar kuru mama olmalıdır. Sonra mama kabının bulunduğu yere gelip sabah öğünün kalanını verin, 10 – 15 dakikada bitirir, suyunu içer, 5-10 dakika oyalanırsınız sonra tekrar tuvaletini yaptığı yere götürürsünüz yine “hadi çabuk” sözünü tekrarlarsınız, işini bitirir okşama – sevgi sözcüğü faslını yerine getirirsiniz.

Bu eğitimler esnasında onu ismiyle çağırarak, ona ismini de öğretebilirsiniz. Bu da pozitif eğitim yönteminin bir parçasıdır. O zaten öğrenmeye meraklı, eğilimlidir, ancak dikkat yoğunlaşmasının kısa süreli olduğu unutulmamalıdır. Yaşın büyümesi ile birlikte bu sürede artacaktır. Aşı programı tamamlandığında kalabalık ortamlarda da bu eğitimi tekrarlayın pekişsin. Lütfen unutmayın eğitimli köpek özgür köpektir. Doğru yer doğru zamanda verilecek eğitim birlikte yaşamı daha zevkli hale getir.


Püf Noktası 4: Olumsuzlukları görmezden gelin
Yavru bir köpek her zaman doğru şeyleri yapmaz. O büyüme, ortama – size alışma sürecinde zaten stres altında, kendince hareketlerinde bir denge kurmaya çalışıyor, birde siz baskılarsanız bunalıp daha da çok hata yapabilir, eğer davranışları size ve kendisine zarar vermeyecekse hoş görün yada görmezlikten gelin. Aksi durum sahip (otorite) – köpek ilişki ve etkileşimlerine zarar verir. Dostluk zedelenir, bağlar kopabilir. Sadakat, doğruyu yanlıştan ayırma yeteneği zamanla gelişecektir.

Bazen en iyi ceza sessiz kalmaktır. Görmezden gelme, sessiz kalma köpek sahiplerinin zor kabullenebileceği, alışabileceği bir davranıştır ancak eğitimde önemli bir yeri vardır: Atlamaması gereken bir yerde atladı, tesadüf bu ya şans eseri düzgünde düştü, sizden okşanma, bravo bekliyor oysa siz duyarsız kalıyorsunuz, özellikle gözlerine hiç bakmıyorsunuz. Bu davranışınız onun kafasında yer edecektir. Aynı şeyi havlamama eğitiminde de yapın, o anlamlı yada anlamsız havladığında sessiz kalın. Böylece havladığında iyi bir şey yapmadığının farkına varacaktır.

Köpek eğitimi bir sanattır, ustalık gerektirir; sesiz kalmak bir anlamda madalyonun öbür yüzüdür. Düşünün lütfen köpeğiniz ya hayır ya da evet sözcüğü ile karşılaşırken ve buna alışmışken apansız farklı bir tepki ile karşılaşıyor. Hiç ummadığı bu davranışınız onda derin bir iz bırakacak, tekrarlama eğiliminden vazgeçecek, kendini istenmeyen davranışlardan alıkoyacaktır. Yalnız bu “sessiz kalma – görmezlikten gelme” davranışınızı çok iyi zamanlama ile yapmalısınız. “O” herhangi bir sebeple korktuğunda bu maskeyi kullanmayın tersine onu cesaretlendirecek sözler söyleyin, okşayın güven kazansın.

Onun rehberi sizsiniz, bir çok olayda sizi örnek alır, sizi gözlemler; aynı olaya farklı tepkiler kafasında kavram karmaşasına yol açar. Lütfen kafanız dingin olmadığında onunla eğitim çalışması yapmayın. O sizden gelen mesajları çok iyi algılar. Onun karakterini bir anlamda siz şekillendireceksiniz. Hangi davranışın iyi olduğunun ayrımına varması, iyi davranışlarının pekişmesi ile ilgili eğitime çok erken başlanılmalıdır. Onun vücut dilini sizin, sizin vücut dilinizi onun öğrenmesi, karşılıklı etkileşimde görmezlikten gelme eğitimde ki aşamalardır. Özellikle kalabalık ortamlarda kendine güvenli olması “kuyruğunu dik tutması” önemlidir. Korkunun küçülmesi giderek kaybolması için ısrarlı davranışlar gösterin. Ders aralarında teneffüs zili çaldığında gösterdiği davranışları görmezlikten gelmeyi unutmayın.


Püf Noktası 5: Kontrol altında tutmaya yönelik ipuçları
Eğitimli, kendine güvenen köpek iyi bir dosttur. Bu konuda hem kendiniz hem de o cesaretli olmalıdır. Aranızda karşılıklı güvene dayalı ilişki kurulduğunda cesaretiniz, cesareti gelişecektir. Yeni köpek sahip olanların hemen hemen hepsi evcil dostlarının; tüm vücutlarını, gözlerini, kulaklarını, kuyruklarını ve hareketlerini gözlemler, gözlemlemelidir de. Bu karşılıklı olarak birbirini tanımanın insanlara yönelik ilk adımıdır. Ancak hiçbir zaman kanıksanmamalıdır. Ona her zaman için ilk kez görüyormuşçasına bakılmalıdır.

Olumlu bakış, olumlu yaklaşımlar hep olumlu sonuçlar alınmasını sağlar. Olabildiğince erken yaşta başlatılan eğitime yönelik davranışları örneklersek; fırçalanma, ağız, diş, kulak ve göz bakımına, temizliğine yönelik uygulamalar düzgün aralıklarla, aynı zamanlar da yapılmalı bitiminde okşanarak, güzel sözlerle ödüllenmelidir. Eğer bu uygulamalar esnasında aranızda bir çekişme yaşanacak gibiyse orada bırakın. Ki sabrınız tükenip onu olumsuz etkileyebilecek, yanlış davranışlara sürükleyebilecek ve bu yanlış davranışların yerleşmesine neden olabilecek şeyler gelişmesin. Böyle davranmakla olumsuzlukla olumluluğun yerlerini değiştirmiş olacaksınız. Karşılıklı olarak iyi davranışlar kötü davranışların yerine konmuş olacaktır. İyi davranışların, olumlu yaklaşımların tekrarlanması destek, pekiştirme eğitimi olarak değerlendirilecektir.


Püf Noktası 6: Evde, ev dışında tutarlı ol !
Bir çocuğa lokantada çatal ve bıçak kullanımını öğretirseniz, bu verdiğiniz eğitim dünyanın bir çok ülkesinde geçerlidir. Ancak köpek eğitimi genellenemez. Evinizde yapmasına izin verdiğiniz bir davranışı parkta yada bir başkasının evinde yapmasını istememek gibi bir lüksünüz olamaz. Aksi halde olumsuz bir davranışı ile karşılaştığınızda, utandığınızda evde hiç böyle yapmaz ki sözünüze kendinizde inanmazsınız.

Çevre ile uyumlu, nerede nasıl davranacağını bilen bir köpek sahibi olmak için; evdeki eğitimle eş, tutarlı yaklaşımlar göstermelisiniz. Çember yavaş yavaş genişletilmeli; ev, bahçe, park, kamuya açık büyük alanlar sıralaması ile hep aynı düzen ve tutum içinde davranılmalıdır. Yavru yeni bir çevreye çıkartıldığında sahibinin ona öğrettiği gibi davranışlar gösterir, bu aşamada sahibinin üstlendiği rol çok önemlidir. Uygun yürüyüş, sosyal yönden iyi davranışlar ödüllendirilerek desteklenmelidir. Burada ödül olarak kast edilen aynı yukarıdaki bölümlerde olduğu gibi okşama, güzel sözler şeklindedir.


Püf Noktası 7: Yalnız kalmayı kabullenme
Yalnız bırakılma bir ceza değildir. Bir köpek sahibinin bunu yavru köpeğine öğretebilmesi ileride yetişkin, mutlu bir köpeğinin olabilmesi için elzemdir. Ayrılmışlık anksiyetesi (kaygısı) gelişimine yönelik bir çok köpek sahibinin birer öyküsü vardır; buna bağlı eşyaların parçalandığı, ortalığın dağıtıldığı şeklinde. Bu olumsuzluğun önüne geçmek için erkenden atılacak birkaç adım davranış bozukluklarının yerleşmemesi için yararlı olacaktır.

Yeni alınan, aileye katılan bir köpek tüm ev halkının gözdesi, ilgi odağıdır ancak onunda yalnız, kendisi ile baş başa kalabileceği özel zamanları olmalıdır. Yoğun ilgiden bunalmamalı, davranışları yozlaşacak denli üzerine gidilmemelidir. Bu onun kişilik gelişimi için önemlidir.

Evin içinde kendisine özel bir yeri olmalıdır. Burası oyun bittiğinde dinlenebileceği, uyuyabileceği; “siz hadi yerine...” dediğinizde gidebileceği bir yerdir. Burada yalnız kalmanın ilk alıştırmaları yapılır. Burayı emin bir sığınak olarak algılayacaktır. Bu bölgede, kendi bölümünde ona özel yatağı, favori oyuncakları bulunmalıdır. Onu “yerine” komutu ile oraya yönlendirirken aslında ödüllendirmiş oluyorsunuz. O bunun farkındalığı içerisine girecektir.

Kişiye özel bölümüne sahiplenmek, köpeğin içindeki zaten var olan mülkiyet (sahiplenme) güdüsünü desteklemek için; gün boyu periyodik olarak oradan alın başka bir alanda oynayın, ilgilenin sonra yerine diyin. Birkaç gün sonra yerine alışacak, geceleri bile orada kalabilecektir. Oranın ona ait bir yer olduğunu kabullenecektir. Kendi yerinde dilediği gibi oynayabilmesi, oyuncaklarının toplanmaması, kemirmesine özel nesneleri dilediği gibi saatlerce dişlemesinden alacağı keyif onu mutlu etmeyi, oraya bağlanmayı sağlayacaktır.

Burada kendi başına saatler geçirecektir. Kendi kendisini oyalayabilmesi, yalnız kalmayı öğrenmesini getirecek, siz evde yokken felaket olarak niteleyebileceğiniz hoş olmayan durumlar ortaya çıkmayacaktır. Bu bölümde terk edilmişlik duygusuna kapılmadan, ses çıkartmadan kalabilecektir.

Son olarak: Sizlere yararlı olabileceği düşüncesi ile yukarıdaki önerileri yaptım. Umarım yavru köpeğinizin (biraz daha büyük olanlar içinde geçerli) eğitiminde sizlere yararı dokunabilecek ipuçları olarak değerlendirirsiniz. Kişisel düşüncem; “sen her zaman neyi nasıl olmasını istiyorsan öyle yap, sonunda her şey senin dilediğin gibi olacaktır” (Ç. Notu: Ne ekersen onu biçersin özdeyişimiz anlamında bir deyim kullanmış) Bu öneriler doğrultusunda hareket edildiğinde daha istenir, birlikte yaşamanın kurallarını bilen bir köpeğiniz olacaktır. Yavru yada yetişkin köpeği ile ilgili davranış problemleri olduğunu söyleyenlere önerim; önce kendi davranışınızı değiştirin, bir yerlerde hata yapıyor olabilirsiniz.

Unutmayın bir köpek yavrusu için bir şeyler çiğnemek doğal bir davranıştır. Siz ona çiğneyebileceği bir şey vermezseniz, o nasıl olsa ama evin içinden ama dışından çiğneyebileceği bir şeyler bulacaktır.

Yavru eve getirildiği anda başlayabilen bir eğitim yöntemidir. Genel olarak tuvalet-kemirgenlik-üste atlama-otomobil-yemek ve sosyalleşme konularını ele alır. Yavru eğitiminde diğer eğitimlerde olduğu gibi sabır çok önemlidir. Onu ürkütmeden otoriter ve aynı zamanda şefkatle yaklaşarak evde kimin lider olduğunu göstermeliyiz. Asla ama asla köpeğinizi dövmeyin. Sabırlı ve dikkatli çalışır, ona gerekli zamanı ayırırsanız, yavruluk sorunlarını çok kısa sürede aşabilirsiniz.

Otomobil
Mesela otomobile kusacaktır. Bunun için aç karna, araba ile kısa turlar atmakta fayda var. Arabaya binmek, gezintiye çıkmak bir eziyet olmamalı. Bunu oyun gibi görmesini sağlamalıyız.

Kemirgenlik
Köpekler 5-6 aylık olana kadar her yeri kemirebilirler, çünkü dişleri kaşınır. Süt dişlerini döküp, ana dişleri çıkana kadar bu kaşıntı devam eder. Bunun için onun çevresinde özellikle, özel eşyalarımızı bırakmamalı, pet shop’larda kolaylıkla bulabileceğimiz diş kaşıyıcı kauçuk oyuncaklardan almalıyız. Yanlış bir yeri kemirirken suçüstü yakalarsanız asla vurmadan onu yerine götürmeli, oyuncağını vermeliyiz. Bunları yaparken asla onun ismini söylememeli, gülmemeliyiz. Vücut dilimizle, bakışlarımızla ve ses tonumuzla ona yanlış bir şey yaptığını anlatmalıyız.

Yemek
Yemek alışkanlığı kazandırırken en önemli taktik nedir biliyor musunuz? Köpeğimizin yemek saatlerine öncelikle biz uymalıyız. Yemek, köpeğin önünde sadece 15 dakika kalmalı ve yese de, yemese de, yemeğe yeni başlıyor bile olsa 16. dakikada yemeği mutlaka kaldırmak gerek. Sadece onun yemek tabağından yemesini sağlamalıyız. Ne olursa olsun kendi yemek masamızdan ufacık bir parça bile vermemeliyiz. Sokakta bir şey yemesine müsaade etmemeliyiz. Özellikle yavruluk döneminde sadece kuru mama vermek daha faydalıdır. Asla tavuk kemiği, acı-tatlı baharatlı ve patates vermemeliyiz.

Üste Atlama
Yavru köpek üstümüze atlamaya bayılır,çünkü bu onun için bir nevi sahibine yakın olabilmek, ona sarılabilmek anlamına gelir. Buna müsaade etmemeliyiz. İlk önce onu oturtmalı öylece sevmeliyiz. Bunu alışkanlık haline getirecektir. Sizi karşıladığı zaman oturup onu sevmenizi bekler. Aynı zamanda bir yavru köpek için üste atlamanın, merdiven çıkmanın, zıplamanın tehlikeli olduğunu unutmamak lazım, kalça çıkığı olabilir.
http://pitbull.gen.tr/egitim/yavru.html

Hiç yorum yok: