21 Ağustos 2008 Perşembe

KÖPEK VE ÇOCUK








Yeryüzünde sadece insanlar yaşamıyor, onlar, birçok canlı türü içinde sadece biri. Bu canlı türleri de varoluş nedeni ve halihazırdaki işlevleri ile, birbirini tamamlayarak, bir döngü biçiminde karşılıklı etkileşerek gerek ekolojik, gerek biyolojik ve gerekse insanlar için geçerli olan ruhsal boyutlarda yaşamlarını anlamlı kılmaktadırlar. Doğanın gereğide budur. Birisindeki eksikliğin bu döngüyü olumsuz yönde etkileyerek diğerlerinin varoluşlarının veya işlevlerinin aksamasına neden olduğu bilinmekte ve "Çevrecilik" akımları tarafından çok açık bir biçimde vurgulanmaktadır. insan gelişiminde de hayvanların, bitkilerin özellikle de evcil hayvanların katkısı sanıldığından daha çoktur.

Çocuğun bedensel, zihinsel, ruhsal ve sosyal gelişimi bir bütünlük içinde ve birbirini az yada çok etkileyerek tamamlanır. Çocuk önce kendini ve kendi dışındaki dünyayı beş duyusu ile algılar, algıladıklarını da taklit ederek, onlarla karşılıklı ilişkiye girerek öğrenir. Özellikle de bu karşılıklı ilişkinin kiminle? nasıl? ne sıklıkla? olduğu onun zihinsel, ruhsal, sosyal gelişimini yakından etkiler.Muhakkak ki bu ilişkideki önemli kişiler önce annesi ve diğer aile bireyleri, daha sonraları da yakın ve uzak çevresindeki insanlardır. Hayvan ve bitkiler de gerek canlı, gerekse cansız (oyuncak) halleri ile çocuğun dünyasına bebeklikten itibaren girerler.

Özel bir bebek veya oyuncak ayıcık çocuğun annesinden sonra en yakın arkadaşı olabilir. Bu oyuncak ayıcık veya bebek onun sırlarını paylaşır, kızgınlığına katlanır, huzursuzluğunu giderir. Evcil hayvanlarda aynen bu oyuncaklar gibi çocuğun yaşamında etkili olabilirler. Çocuk bir evcil hayvan ile insanlarla nasıl sosyalleşileceğinin provalarını yapabilir, mutluluğunu veya mutsuzluğunu paylaşabilir, öfkesini ona bağırarak giderebilir.Ona bakarak birine birşeyler vermenin, yardım etmenin zevkini tadabilir, onu sahiplenerek bağlılık duygusunun farkına varabilir. Yine çocuk evcil hayvana bir şeyler öğreterek, kendi bir şeyler öğrenir, korkularını onun üzerinde deneyerek yenebilir ve de insan ilişkisinin temelini oluşturan sevmeyi, vermeyi, korumayı bağımsız bir kişi olmayı öğrenir.

Doğaldır ki; bu sayılan ruhsal ve sosyal süreçler sadece hayvanların yardımıyla yapılabilir anlamına gelmez, ancak bir yerde bir süre için çocuğun hayatına katkıda bulunabilir. Özellikle de çocuğun herhangi bir nedenle yoksunluk yaşadığı durum ve zamanlarda bu katkısı daha da artacaktır.Kuşkusuz ki bütün bunların yanı sıra çocuk yaşadığı dünyayı doğasıyla, bitkisiyle, hayvanları ile bir bütün olarak algılayacak ve kabullenecek bu da onun hem birey olarak daha mutlu olmasına, hem de sosyal bir varlık olarak daha saygılı, daha verici olmasına yardımcı olacaktır.

kaynak : Doç. Dr. Şahnur Şener
Gazi Üniv. Tıp Fakültesi Çocuk Psikiyatrisi Anabilim Dalı

Hiç yorum yok: