18 Eylül 2008 Perşembe

SATILIK KÖPEKLERİMİZ " MALTESE TERRIER"







Temel Özellikleri
Zeki, oyuncu, efendisine bağlıdır. Yabancı sesler duyduğu zaman dikkat kesilir. Evde uyuması gerekir, iyi huyludur.

Neler Yapar?
İnsana eşlik eden klasik bir köpektir. Zarif ve sevimlidir. On sekiz yaşına kadar yaşayabilir. Nemden korunmalıdır. Tüylerinin güzelliğini korumak için bahar ve güz aylarında yağmurdan korunmalıdır.

Kökeni
Geçmişi çok eskilere uzanan bu köpek, Grek filozofu Theophrastus tarafından “Melita” cinsi olarak tanımlanmıştır. Melita, Malta’nın arkaik ismidir. İtalya’da minyatür spaniel ve poodle kanı eklenerek geliştirilmiştir.


4 YAVRUMUZ SATILIKTIR.6 AYLIK OLAN TERRIERLERİN 3 TANESİ ERKEK , 1 TANESİ DİŞİDİR.
TÜM AŞILARI VE VETERİNER KONTROLLERİ YAPILMIŞTIR.
ŞECERELİ ANNE VE BABADAN OLAN YAVRULARIN TUVALET EĞİTİMİ MEVCUTTUR.

FİYATI : 1250 USD DİR.

17 Eylül 2008 Çarşamba

KÖPEK



mart ayındaki yazılardan belki anımsarsınız.bir kamyonun çarptığı hasta köpeğimiz o.
aylarca kalkamadı yerinden.o yatarken çok köpek geldi,gitti burdan.hepsini kokladı,ama sadece onlar yanına geldiklerinde.
artık ayağa kalkıyor,3 ayağını kullanabiliyor ama olsun,3 ayakla bile yaşanabileceğini hemde öyle de mutlu yaşanabileceğini gösteriyor.

gölgemin ölüm imzasını atmamın hemen üzerine gelmişti çiftliğe.ben zaman zaman uyutsak daha iyi olacak diye çok düşündüm.bu yüzden şimdi bazen ne kadar erken karar veriyor insan diyorum kendi kendime.hepimizin bir ömrü var ve o ömre zaman biçmek asla bize kalmamış,işte en güzel örneği.
gölgemi yaşatıyor bende,adı aynı..
künyesi ve tasması da öyle.evde gölgeye dair ne varsa dokunamadığım herseyi hayatı kucaklayayan yeni kızıma getirdim.
gölgem gökyüzünden bakıyorsa ışıl ışıl gözleriyle,biliyorum ki hiç kıskanmıyordur.
paylaşmayı sevmezdi ama eminim beni anlıyor ve ona özlemimi hissediyordur....

KÖPEK EĞİTİMİ ve KÖPEK PANSİYONU


TARÇIN VE MAXIMUS


YEMEK TELAŞI:)

KÖPEK EĞİTİMİ ve KÖPEK PANSİYONU


MİLKA-OĞLUM VE ROCKY

KÖPEK EĞİTİMİ ve KÖPEK PANSİYONU


MAXIMUS-TARÇIN VE FISTIK

KÖPEK EĞİTİMİ ve KÖPEK PANSİYONU


MAXIMUS VE TARÇIN

KÖPEK EĞİTİMİ ve KÖPEK PANSİYONU



FISTIK-TOPİK

KÖPEK EĞİTİMİ ve KÖPEK PANSİYONU



MİLKA-ROCKY-TARÇIN-TOPİK-FISTIK-OĞLUM

KÖPEK " susamak"



Nurşen BİÇER
http://www.fotokritik.com/1297032#e6845442

Sevgili NURŞEN Hanım ,desteğiniz ve paylaşımınız için teşekkür ediyorum.

14 Eylül 2008 Pazar

KÖPEK EĞİTİMİ ve KÖPEK PANSİYONU



MAXIMUS VE SEVGİLİ POLLY

KÖPEK EĞİTİMİ ve KÖPEK PANSİYONU



MAXIMUS VE TARÇIN:)

KÖPEK EĞİTİMİ ve KÖPEK PANSİYONU



MAXIMUS VE TARÇIN

Maximus dün aramıza katıldı.ortama adapte olmaya çalışıyor.
Zeynep hanımı özlediği bir gerçek ama alışıyor,arkadaşlıklar kuruyor.

Tarçın bir cimcime.hemen heryerde burnunuzun dibinde bitiyor.
Damlacığım tarçın hem çok zeki hem çok komik bir köpek...

KÖPEK EĞİTİMİ ve KÖPEK PANSİYONU



Yakışıklı oğlumuz KIRK

KÖPEK EĞİTİMİ ve KÖPEK PANSİYONU



KETTY

11 Eylül 2008 Perşembe

KÖPEK EĞİTİMİ ve KÖPEK PANSİYONU


KETTY KIRK LE:)

KÖPEK EĞİTİMİ ve KÖPEK PANSİYONU




CUBA YAŞAR ve OĞLUM

KÖPEK EĞİTİMİ ve KÖPEK PANSİYONU

KÖPEK EĞİTİMİ ve KÖPEK PANSİYONU


KÖPEK EĞİTİMİ ve KÖPEK PANSİYONU



KÖPEK

KÖPEKLERDE STRES

Stres organizmanın beyin ve bedensel faliyetlerinin normal çalışması üzerine etkili olan her türlü iç yada dış etmeni ve bunların neden olduğu fizyolojik değişiklikleri ifade eder.Strese organizmanın verdiği t epki çoğunlukla duygusal olmaktadır. (belirsiz yada sosyal olarak yerini bulamama) Bu etki strese neden olan etkinin azalması yada ortadan kalkmasıyla azalır yada tamamen kaybolabilir. Ayrıca tekrarlanan deneyimler sonucunda da (eğitim gibi) bu etki azalabilir.

Sresin nedenleri

Hastalıklar
sıcak
soğuk
egzersiz
köpek döğüşleri
gebelik
emzirme
büyüme olarak bölümlendirilebilir.
Stresin azı zararlı olmadığı gibi uyum mekanizmalarını güçlendirdiği için yararlı dahi sayılabilir. buna EUSTRES adı verilir. Stresin daha fazlası ise zararlı olur ve bunada DİSTRES adı verilir. Distres vucutta başlıca protein ve C vitamini olmak üzere muhtemelen tüm besin maddelerinin emilimii azaltır. Bağışıklık sisyemini baskı altına alır ve hastalıkların ortaya çıkmasını yada yeni hastalıklara yakalanma riskini artırır. Stresin varlığı sres etmenlerinin varlığının zamanla uzaması sonucu azalabilir hatta tamamen yok dahi olabilir. /strese alışma)Bu düzelme sırasında tekrarlanan stres faktörleri stresin tekrar oluşmasına neden olabilir. (Eğitimde olduğu gibi). Bu durum belirli bir isteği n yapılmasını sağlamak için telore edilebilir stresle karşı karşıya bırakmak şeklinde açıklanabilir.
Bunun tersine azalmakta olan stresin tam iyileşmeden tekrarlanması kötüye giden bir stres tablosu oluşturur. bu biriken stres olarak da adlandırılır. Buraya kadar kısaca şunu diyebiliriz. Köpeğinize yada kedinize eğitim veriyorsunuz ve ona otur komutunu oğretmeye çalışıyorsunuz. Bu çalışama dostunuz için bir stres nedenidir. ve anlayamadığı bu yeni komut ve olaylar onun strese girmesine neden olur. bir süre sonra dostunuz size karşı ilgisini keser. Bu durumda yapılamsı gereken stresin ortadan kaklasını beklemek yani eğitimi bir süre ara vermektir. dostunuzun ilgisi tekrar düzeldiğinde onunla kaldığınız yerden devam edebilirsiniz ki eğitiminde bu sefer daha hızlı öğrendiğini göreceksiniz. Stres durumunda tekrar etmenin sadace dostunuza zararı vardır.

Stresin belirtileri



EUSTRES ORTA STRES,DİSTRES CİDDİ DİSTRES
Havlama Hırlama Sessizlik
Atiklik Dikkatin dağılması Tepkisizlik
İyi itiat İtiatsizlik Hissizlik
Canlılık Rahatsızlık vermek Depresif
Sevgiyi isteme Sevgiyi istememek Sevgiyi reddetme
İyi koşma Kötü koşmak Görevden kaçmak
Çabuk iyileşme Geç iyileşmek Koşmamak
İyi kondüsyon Hafif dehidrasyon Dehidrasyon
İyi su içme Az su içme Suyu reddetme
İyi yem tüketme Az yiyecek tüketme Yiyeceği reddetme

Distresin 3yada daha fazla belirtisini gösteren hayvanlarda performans seviyesi 5 üzerinden 1 dir di stresin 1-2 belirtisinin seviyesi 1-1,5 orta düzeyde distres belirtileri gösterenlerde 2-3 arasındadır eustres durumundaysa performans 3,5-5 arasındadır.

kaynak: Prof.dr.A.ERGUN ve Doc.Dr.Ö.H.MUĞLALI Köpek ve kedi besleme ve hastalıkları adlı

KÖPEK SAĞLIĞI

Köpekler neden kendi dışkılarını yerler? Çaresi nedir?
Dışkı yemenin (coprophagia) kesin sebebi bilinmiyor. Bu konuda pek çok teori var.
Kendi dışkısını yiyen pek çok köpekte beslenme yetersizliğine rastlanmamıştır.Ancak bazı sağlık sorunları, örneğin pankreas yetmezliği, iç parazitlere bağlı beslenme bozukluğu veya açlık, koprofajiyi şiddetlendirir.
Bazen, pansiyonlarda kalan köpekler can sıkıntısı veya stresten kendi dışkılarını yerler. Bir araştırmacıya göre, sahipleri tarafından yanlış yere tuvalet yaptğı için cezalandırılan köpekler, "kanıtı" ortadan kaldırmak için kendi dışkılarını yerler.
Bir başka teoriye göre koprofaji, büyümeyle geçen bir özelliktir. Köpeklerin akrabası olan kurt ve çakallar da kendi dışkılarını yerler. Otçul hayvanların dışkılarını yedikleri de görülmüştür. Bunun sebebinin, otçul hayvan dışkılarının bol miktarda B vitaminlerini içermesi olduğu sanılmaktadır.
Bazı durumlarda koprofaji, diğer hayvanlardan seyretmek suretiyle öğrenilen bir davranıştır. Bazen de yavru köpekler her şeyin tadına bakmak isterler.
Dişi köpekler normal olarak kendi yavrularının dışkılarını yerler. Bu, düşmanlardan korunmaya yönelik tamamen içgüdüsel bir davranıştır.
Son olarak, bazı köpekler kendilerine lezzetli geldiği için dışkılarını yerler.
Bu sorunun önüne geçmenin en iyi yolu hayvan dışkılarını ortadan kaldırmaktır.
Köpeğin yemeğine, dışkının tadını değiştiren bir madde (ülkemizde mevcut değil) ilave etmek bir çözüm olabilir. Ya da dışkının üzerine biber, karabiber vs. serpmek denenebilir. Bu yöntemler, eğer koprofaji alışkanlığı çok yeniyse işe yarayabilir. Ama bu bir alışkanlığa dönüştüyse, bu alışkanlığı kırmak çok zordur.
Yürüyüş esnasında köpekler tasmalı olmalıdır. Çok gerekirse bir ağızlık takılabilir. Ancak, köpeğinizi ağızlık takılı halde asla başıboş bırakmayın.
Köpeğinizin bol bol oyun oynamasını sağlamak ve ara sıra ona yeni oyuncaklar almak onun ilgisini dağıtır ve rahatlamasını sağlar.
Koprofajinin stresten kaynaklandığı durumlarda, stresin sebebini ortadan kaldırmak veya en azından azaltmak gerekir. Bunun yanı sıra köpeğinizin gıdasında yeterli B vitamini olduğuna ve aşırı karbonhidrat bulunmadığına emin olmalısınız.
Bazı köpekler, beslenme saatleri sıklaştırılarak düzelmiştir. Ancak günlük verilen yemek miktarı aynı kalmalıdır.
Bazı hayvan sahipleri Prozyme (ülkemizde mevcut değil) adlı bir ürünü yemeklere katarak koprofajinin önüne geçebilmiştir.
Köpeğinizi kendi dışkısını yiyor diye asla cezalandırmayın. Bu, koprofajiyi şiddetlendirebilir.
Unutulmaması gereken en önemli şey, koprofaji bir alışkanlık veya takıntı haline gelmeden, farkına varılır varılmaz, mümkün olan en kısa sürede önüne geçmeye çalışmalıdır. Böylece başarı şansı artar.
alıntıdır

KÖPEK

Yavru köpeklerde merak ve korku dönemi

36 – 49 günlük (5 – 7 haftalık) dönem yavrunun hayatındaki önemli evrelerden biridir. Genetik olarak sahip olduğu yeteneklerinin su yüzüne çıkacağı ve bu bilgilerinin pekişeceği dönemdir. Yavrunun bu dönemde edindiği tecrübeler ile yetişkin olduğunda insanlara karşı nasıl duygusal tepki vereceğinin doğrudan bağlantısı vardır. Yemek verilmesinin dışında insanlar ile teması olmayan bir yavrunun büyüdüğünde insanların ilgisini kabul etmesi kolay olmayacaktır.

Bu dönemde gelişme ve değişim çok hızlıdır. Başlangıçta köpek hala korku duygusuna sahiptir, herhangi bir şeye yaklaşırken hızlı davranır. Fakat 2 haftanın sonunda kokuları, görünüşleri, sesleri ayırt etmeyi öğrenir. Bu dönemlerden geçmemiş (izole tutulmuş) yavrular hiperaktif yetişkinler olmaya meyilli olurlar.

Bu dönemde cinsel oyunlar belirginlik kazanır. Erkek yavrular arasında bir diğerinin üstüne çıkmak sıkça görülür, bu davranışa dişiler arasında da rastlanır. Bu davranışlar normaldir yetişkinliklerinde normal cinsel tepkinin ne olduğunu öğretmede önemlidir. Bu davranışlar ergenlikte üstünlüğü vurgulamak için de devam eder.

Birçok yetiştirici için 7. hafta yavrunun yeni evine gitmesi için ideal dönemdir. Bu dönemde yeni sahibi kolaylıkla lider olabilir, toplumdaki diğer insan ve köpekler ile iletişiminin dengeli olması sağlanabilir.


50 – 63 günlük (7 – 9 haftalık) Bu dönem sosyalleşmenin 3. evresidir. Yavru bu dönemde çevresine karşı engel tanımaz bir meraklılıktan, daha tedbirli davranmaya bir geçiş yaşar. Köpeğin yaşamındaki önemli bir dönüm noktasıdır.

Beyni fiziksel olarak erginleşmiş olan yavru küçük adımlarla sahibinin isteklerine tepki vermeyi öğrenir. Ancak bu ona bir yetişkinmiş gibi davranılması anlamını taşımaz, o duygusal olarak hala ergin değildir.

Bu döneme “korku dönemi“ adı verildiği de olur. Yavru özellikle 8. hafta içinde ani yüksek bir ses, kaba bir davranış gibi onu korkutacak bir durumla karşılaşırsa etkileri hayat boyu kalıcı olacaktır. Fakat tamamen korumacı olmak da iyi bir davranış olmayacaktır. 5 – 7 haftalık olduğu dönemde tanıdık olmasa da her şeye rahatlıkla yaklaşan, suya ya da çalıların arasına çekinmeden giren yavru bu dönemde tanıdık olmayan her şeye karşı çok tedbirli davranır. Bu döneminde normal deneyimler edinebilmesi için yavruyu rahat bırakmak da gereklidir. Birçok davranış bilimci ve iyi yetiştirici bu dönemde yavruların uçak, tren gibi çok sesli araçlarla yer değişikliği yapmamasını ve evde küçük çocuk varsa yavrunun bu dönemden sonra eve götürülmesini savunmaktadırlar.
alıntıdır

KÖPEK EĞİTİMİ

KÖPEKLERE NASIL YAKLAŞILMASI GEREKTİĞİNİ ÇOCUĞUNUZA ÖĞRETMELİSİNİZ.
Çocuğunuza, bir köpekten korktuğunda yada bir köpek ona karşı tehditkar hareketlerde bulunduğunda kaçmaması gerektiğini öğretin. KAÇAN BİRÇOCUK KÖPEKTE AVLANMA DUYGUSU UYANDIRIR. Korkan çocuğun ısırılmamak için genelde hızla yukarıya kaldırdığı kollarıda köpekte avlanma hissine yol açabilir. Özelliklede bu bir bekçi köpeği ise.
Bunun yerine çocuğunuza böyle bir durumda kollarını göğsüne çapraz birleştirmesini, hareketsiz, sessiz ve sakin kalmasını öğütleyin. Hareket görmeyen köpek, kısa sürede ilgisini kaybederek uzaklaşır.
Köpek uzaklaşmıyorsa, çocuğunuza yavaş ve dikkatlice geri adım atmasını, köpeğin gözlerine bakmadan onu izleyerek uzaklaşmasını öğretin. Bunu; bir köpek olmadan da onunla sıkça deneyebilirsiniz. Çocuğunuza en kötü durumlarda yapacakları da öğretmelisiniz. Bir köpek saldırısı sırasında, cenin pozisyonu alarak, yere yatmasını, ellerlede kafa ve boyun bölgesini korumasını göstermelisiniz.
Köpeklerin çoğu bu yatışı bir teslimiyet olarak algılar. Ve bir kaç saniye yanında durduktan sonra uzaklaşır.
Köpeğe bir ödül verirken, genelde çocuklar son anda korkup, hızla ellerini geri çekerek, koşmaya başlarlar. Ödülü yakalamaya çalışan köpek, o zaman çocuğu devirebilir veya yanlışlıkla ısırabilir. Çocuğunuza ödülü verirken, ödülü parmakların arasında tutmaktansa, açık elinin avucunda olacak şekilde ikram etmesini öğretmelisiniz.
Çocuğunuza; uyuyan, mamasını yiyen ve yavruları ile ilgilenen bir köpeği asla rahatsız etmemesi gerektiğini öğretmelisiniz. Çocuğunuza bunu "aynısı sana yapılsa sende korkup kızardın" diye izah edebilirsiniz.
Çocuğunuza, arabanın penceresi, çit veya başka engellerin arkasında duran bir köpeği asla KIZDIRMAMASINI öğütleyin.
Zincire bağlanmış bir köpeğe asla yaklaşmayın. Zincire vurulan köpeklerin çoğu zamanla agresifleşir.
EĞİTİM HERŞEYİN BAŞI!
kaynak;Zoolistan

KÖPEK EĞİTİMİ

KÖPEKLER İÇİN ÖZGÜRLÜĞÜN BAŞLADIĞI ve BİTTİĞİ YER
Köpekler için özgürlük, yaşadığımız şehrin; park ve sokaklarında serbestçe koşup, sağı solu rahatsız eden, oraya buraya tuvaletini yapan, insanların üzerine atlayıp, salyasını üstüne bırakmak demek değildir.
Bu düşünce, köpek bakımı, eğitim ve yetiştirme kültürünün çok köklü ve yerleşik olduğu ileri ülkelerde, yasalar ve bireylerin bilinçli olmaları sebebi ile, doğru uygulanmaktadır. Tasmasız dolaşan köpek, kontrol dışı köpek demek olup, debriyajı, freni olmayan bir araca benzer.
-EĞİTİM ve KONTROL KÖPEĞE DAHA BÜYÜK ÖZGÜRLÜK SAĞLAR" fikri çok doğrudur.
Köpekleri ile tasmasız ve kontrolsüz dolaşabileceklerini düşünen insanların çokluğu,ne yazıkki Ülkemizde, zaten köpek korkusunun çokça, hayvan sevgisinin azca olduğu gerçektir. Bu durumda daha da köpeklere ve köpek sahiplerine karşı antipati ile bakılmalarına neden olmaktadır.
Sahiplerin, olabileceklerden habersiz, cahilce köpeklerini serbest bıraktıklarında,başlarına neler gelebileceklerini yeterince kavrayamadıkları anlaşılmaktadır. Trafik kazalarından tutun, hayvanının zarar görmesi, köpeklerden korkan insanlara ve hatta çocuklara istemeden zarar verebileceklerini düşünmeleri gerekmektedir.
En yumuşak karakterli köpek bile, iyi niyetle yaklaştığı çocuğu ürkütüp, korkmasına ve kaçarken trafiğin içine dalarak bir faciaya yol açabileceği, veya kendisinin bir kuşun, kedinin vs peşinden koşup, büyük bir tehlike yaşanacağı düşünülmelidir. İnsan nasılki 2 - 3 yaşındaki çocuğunu yanından vede kontrolünden ayıramaz ise, hayvanını da kontrolde tutması gerekir.
Köpeğiniz yanınızda güvenle tasma ile yürüyorsa, haksız suçlamalara neden olmadan, diğer insanlardan tepki almamanızı sağlar.
TEMEL İTAAT EĞİTİMİ almış köpeğiniz, kontrol altında serbestçe ve başkalarını rahatsız etmeden dolaşmanıza imkan verecektir.
Köpeğiniz genç yaşta, diğer köpeklerle sosyalleştirildiyse bu ilerki yaşlarda, diğer insanlar ve diğer canlılarla daha uyumlu, rahatça hareket edebileceğiniz bir durum yaratır. Bazı köpek sahiplerinin özellikle köpeklerini diğer insanlara ve canlılara zarar verecek şekilde yetiştirmeleri ve eğitmeleri; hem kendileri, hemde başkaları açısından büyük risk taşır. Bunlar maalesef bizim ülkemizdeki yasaların yetersizliğinden, vede insanımızın yasatanımazlığı, sorumsuzluğundan kaynaklanmaktadır.
Köpeğinizin, toplumun saygıdeğer bir üyesi olmasını sağlamak, tamamen sizin elinizdedir.
KÖPEĞİNİZLE TASMASIZ DOLAŞMAK İSTİYORSANIZ, başınıza gelebilecek tehlikelerden, haberiniz yok demektir.

KÖPEK SAĞLIĞI

KÖPEKLERDE İLK YARDIM
SOLAR DERMATİTİS

• Güneş hasarı
• Güneş yanığı

Solar Dermatitis terimi güneşin kedi ve köpek derisine olan zararlı etkisini vurgulamaktadır. Uv ışınları hayvanların derisinde toplanır ve etkileri uzun süre güneşte kaldıktan sonra ortaya çıkar. Hayvanlardaki güneş yanığı, deride insanlardaki gibi kızarıklıklara sebep olmasına rağmen çoğunlukla daha kronik etkilere sebep olur.
Güneşin etkisiyle deride tüy kaybı, renk koyulaşması ve kızarıklık, düzensiz lekeler ortaya çıkar. Bu bölgelerde bakteriyel enfeksiyon oluşabilir. Bu tür hasarlar genellikle beyaz kedilerde ve Dalmaçyalı, Boxer, Bulldog gibi açık renkli, kısa tüylü köpeklerde görülür. Kedilerde bu tip hasarlar genellikle kulak ve yüzde oluşur, köpeklerde ise genellikle karında, bacakların iç kısmında ve en çok da burnun üst kısmında görülür. Dışarda güneş altında veya açık pencerenin önünde vakit geçiren bütün hayvanlarda bu risk vardır.


SOLAR DERMATİTİS NASIL TEDAVİ EDİLİR?

En iyi tedavi güneşin zararlı etkilerinden uzak tutmaktır. Bunun için hayvan dışarıdayken korucu sürülmelidir. Bunun için SPF 15 ve üstü kremler güneşe çıkmadan 15 dakika önce hassas bölgelere uygulanmalıdır. Köpeklere tişört de giydirilebilir. Saat 10 ila 16 arası dışarı çıkmaları engellenebilir.
Bunun yanında hayvan kritik saatlerde dışarı çıkması gerekiyorsa başını ve sırtını ıslatabilirsiniz, kulaklarına su kaçırmamaya dikkat edin tabii.
Bazı hayvanlarda hasarları tedavi etmek için antibiyotik kullanılmalıdır.



SOLAR DERMATİTİS’İN KOMPLİKASYONLARI

Bu tür deri hasarları alınması gereken deri tümörlerine dönüşebilir. Güneşten uzak durma bunu engellemenin en iyi yoludur.




PİRE ENFESTASYONU

Şimdi size uzun uzun pireler hangi alt sınıfa, hangi familyaya yok hangi cinse bağlılar anlatmayacağım, bana sorarsanız ben de bilmiyorum, öğrenmeye de niyetim yok 

Anatomisi:
1-5 mm boyunda, kanatsız, kahverengi (bence siyah)
Bedeni yanlardan basık; bu özelliği tüyler arasında çok hızlı hareket etmesini sağlar. Bunun yanında şahane zıplama yeteneğine sahiptirler, zaten hayvandan hayvana da böyle geçerler.
Ağız: sokucu, emici

Yaşam formu:
Yumurta, Larva, Pupa, Ergen
Ergenler kanla beslenirler
Larvalar: ergenlerin dışkıları ve deri döküntüleri ile beslenirler.
Yumurta: beslemiyor tabii

Ergenler kanla beslendiğinden hayvanın üzerinde, larva ve pupalar ise çevrede bulunurlar, yani evinizde, halınızda vs de yaşarlar, ergen forma gelenler hayvanın üzerine sıçrayarak kanla beslenmeye başlarlar.
Erginler de yaşamlarının büyük kısmını hayvanın dışında geçirirler aslında, kan emecekelri zaman hayvanın üzerine gelirler, yaklaşık 5 saat kadar tüylerin arasında defalarca kan emerler sonra bol miktarda dışkı yaparlar. Hani tüylerin arasında gördüğünüz o siyah döküntüler var ya onlar kir değil pire kakası!  bu kakalar sonra larvalar için yemek olacaktır!
Her dişi pire günde 40-50 adet yumurta bırakır. Yumurtalar için ideal sıcaklık 25- 30 derece yani evlerimizin ısısı!
Bu şu demek: Hayvanınıza pire bulaştıysa bir sefer ilaçlama yeterli olmayacaktır, ilaçlamayı belli bir kür halinde yapmazsanız, etrafa döktüğü larvalar belirli bir süre sonra tekrar hayvanın üzerine geleceğinden tekrar pirelenecektir. Sonra siz de “ama hiç sokağa çıkmadı kedim nasıl pirelendi” diye bana söylenip duracaksınız 

Konakları:
Pirelerin çeşitlerine göre tavşan, rat, insan, tilki gibi konakları olsa da ben tabii ki kedi, köpeği kendine konak olarak seçenleri yazacağım size.

Pirelerin zararları
Hayvanın üzerinde gezerken irkilti yaratırlar. Kendini dişleyerek, yalayarak, kaşıyarak pireyi uzaklaştırmaya çalışırlar.
Pireler her seferinde kendi ağırlıklarından çok daha fazla kan emebildiklerinden eğer hayvanın üzerindeki pire enfestasyonu yoğunsa hayvanda anemi, zafiyet, gelişme bozuklukları görülebilir.
Pirelerin tükürük salgıları hayvanın derisinde allerjik reaksiyonlar oluşturabilir. (pire allerjik dermatitis)
Köpeklerin en yaygın tenyası dipylidium caninum (anlatacağım sonra) taşıyıcısıdır.
Rickettsia enfeksiyonları bulaştırır (tifus gibi)




Kedi köpek pireleri insan vücudunda barınmasalarda allerjik insanlarda deride kızarıklık, kaşıntı gibi lezyonlar yaratabilmektedirler.
Bunun yanında insanlar için de önemli olan bir takım hastalıkların taşınmasında rol oynayabiliyorlar.

Özden’cim Seda’nin kulaklari çınlasın. Hatırlarsan Balkız’ın pirelendiğini nerdeyse Seda’dan anladık  har tarafı kızarmıştı, yanılmıyorsam evi ilaçlamak zorunda kalmıştınız. 

Nasıl koruruz?
Çok fazla yöntem var
1. pire tozu: sadece üstündekini uzaklaştırırsınız, koruma yapmaz. Bunun yanında yanlışlıkla bu tozlama işini evde yaptıysanız yandınız. Çünkü tozlar pireleri öldürmez, kaçırır, yani evin her tarafına kaçacak pireler!
2. ilaçlı banyolar: üstündekini yok edersiniz ancak koruma yapmaz, ertesi gün yine pirlenir.
3. Antiparaziter enjeksiyonlar: kesinlikle önermem, bu tür ilaçlar çok gerek olmadığı sürece yapılmamalı, hayvanın ırkına, türüne ve bireysel yapısına göre toksik etkiler gösterebilmektedir.
4. pire tasmaları: arık tarih oldular bence . Pek çok marka vardır ancak bu markaların neredeyse %99 u hiçbir işe yaramıyor, güzel renklerine aldanmayalım lütfen.
(pire tasmasının yanında kol kola girmiş dans eden pireler de gördüm)
Bunun yanında pire tasmaları petin boynunda lokal alerjik reaksiyonlar oluşturabilmektedir.
5. Spot on damlalar: şuanda kullandığımız en makul yöntem. Hayvanın derisinin altındaki bağ dokuya yerleşir. Pirenin sinir iletim sistemini bozmaktadır. Dolayısıyla pire ısırdığında ilaçtan bir miktar alarak felç olur ve düşer. Bu durumda pirenin tekrar hayvanın üzerine dönme şansı yoktur.
Peki hayvanınızın sinir sistemini de etkiler mi bu ilaçlar? Hayır.. memelilerin sinir sistemi farklı yapıdadır.
Ancak belli bir yaşın altındaki yavrularda kullanılamzlar, sormadan bebeklerde kullanmayın sakın.

Kaynak:vet.hekim Lale ENGECİ

KÖPEK EĞİTİMİ

Köpek eğitiminin önemini ve değerini anlamak için gözümüzde eğitilmemiş ve iyi eğitilmiş iki köpeği mukayese etmek yeterlidir.
hiçbir komuttan anlamayan, paylaştığımız ortamı darmadağın eden, herşeyi kemiren, sofrada iken rahatsızlık veren, tuvalet alışkanlığını edinemeyen bir köpek, ne kadar sevimli ve değerli olursa olsun, dayanılır bir varlık olmaktan çıkar, hayat bize eziyet olmaya başlar. Buna karşın, kendisine verilen komutları uygulayan, yalnızca yemek tasına konulanı yiyen, eve ve eşyalara zarar vermeyen, gezerken sizi sürüklemeden yanınızda yürüyen köpek, övünç kaynağıdır ve de onunla yaşamak bir keyiftir.
Herkes köpeğinin eğitilmiş, güvenilir, yararlı bir varlık olmasını ister. Bunun kendiliğinden gerçekleşmemesi ise son derece doğaldır. Göstereceğiniz çaba, sabır, ilgi, ayıracağınız zaman karşılıksız kalmayacaktır.
Çoğunlukla insanlar için kullanılan "eğitimin erken yapılması" deyimi köpekler için de geçerlidir. Erken yaşlardan itibaren eğitime başlamakta yarar olacağından,--- hiçbir zaman geç değildir.sözü köpek eğitimi için geçerli değildir.
Yavru ve gençlik dönemini olumsuz alışkanlıklar kazanarak geçiren köpekler, ergin yaşta eğitilmesi güç varlık haline dönüşür.bunlara bazı beceriler kazandırılabilir, ancak; genç bir köpeğe harcanan zamandan daha fazlasını ayırmak, daha fazla sabır ve çaba göstermek gerekmektedir.

EĞİTİCİNİN NİTELİĞİ VE TUTUMU
Köpek eğitimi, bu konuya ilgi gösteren, köpeği seven, sabırlı anlayışlı ve gerekli eğitimden geçmiş, bilgi ve tecrübeye sahip, köpeği okuyabilen kişilerin işidir.Bu niteliklere sahip olmayan kişiler,köpek eğitemezler. Çünkü;
-Köpek eğitimi, ilgi gerektirir.
-Köpek eğitimi,hayvan sevgisi gerektirir.
-Köpek eğitimi, sabırlı ve tutarlı davranış gerektirir.
-Köpek eğitimi, sağlıklı bünye gerektirir.
-Köpek eğitimi ,köpek ve köpek eğitimi konularında bilgi, tecrübe ve sağlıklı bilgi sahibi olmayı gerektirir.
KÖPEK EĞİTİMİNİN TEMEL KURALLARI
-Köpeğe komut verirken bununla ondan ne istendiğini anlıyabileceği biçimde açıklanmalıdır. Verilen komutun ne anlama geldiğini işaretle göstererek, yaptırarak anlatmalıyız.
-Komutlar; kısa açık ve kesin olmalıdır. Daima aynı biçim ve tonda verilmelidir. Aksi takdirde köpeğin komutları anlayıp yerine getirmesi güçleşir. Köpek çelişki yaşar. Komutları karıştırabilir.
-Komutlar verilirken sesli emirler, yaptırıma uyan bir hareketle desteklenmelidir. Bundan amaç, köpeğin kulağına olduğu kadar, gözünede hitap ederek, komutu daha belirgin ve anlaşılır hale getirmektir.

- Öğrenmek tekrar sayısına bağlıdır. Bir yaptırım tekrarlarla mükemmel hale gelir.
- Eğitim süreleri, köpeğin çalışma performansına bağlı olarak 20 dakikayı geçmemelidir. Çünkü çabuk sıkılırlar. Aralıklı, azar azar uygulanma eğitimdeki verimi artırır.
- Ödül, köpek eğitiminde teşvik primidir. Başarılı bir hareketten sonra köpeğin hoşlandığı oyunları onunla oynamak, serbest bırakmak birer ödül yerine geçer. "Aferin, bravo" gibi övgü dolu sözlerle ödüllendirilmelidir. Kimi köpek sahipleri, ödül olarak köpeğin hoşlandığı bir yiyeceği verir. Ancak köpek buna alışırsa, ki biz buna "rüşvet" diyoruz, her hareketin sonunda böyle bir ödül bekler. Bu da köpek eğitiminde disiplinsizliğe neden olur.
- Her eğitim sonrası, köpeğin bir sonraki eğitimi beklemesini sağlayacak biçimde sonlandırılmalıdır.
- Ceza en son başvurulması gereken ve ölçülü kullanılması gereken bir araçtır. Yanlış davranışlarda köpeğin sözlü olarak uyarılması, "Hayır" sözcüğü kullanılırak o davranıştan memnun olunmadığının belirtilmesi gerekir. Sinirlenip bağırılması gereksizdir.
İstenilmeyen davranışların tekrarı halinde, eğitim tasmasının, biraz sertçe çekilmesi, gerçekten büyük önem taşıyan, yanlış ve hatalı davranışlarda uygulacak cezadır.
Nedeni herne olursa olsun, köpeğe şiddet uygulanmamalı, unutulmamalıdır ki; dövülen, hor görülen köpek; özgüvenini yitirceğinden, cesaretini kaybeder. Ve tüm uygulamalarda kat ettiğimiz yol, boşa gider. Buda eğitim olmaktan çıkar, köpeğimizi her yönden kaybetmemize sebep olur. İşte bu sebepledir ki; bunları yapanlar eğitici olamazlar.

KÖPEKLERİN GEZDİRİLMESİ VE EGZERSİZLERİ

Öncelikle günün az bir dilimini, köpeğinize ayırmanız gerektiğini unutmayın.
Bütün köpekler, herne türden olursa olsunlar, niteliği değişmekle beraber, hareket etme ve ekzersiz yapma gereği duyarlar.
Sürekli olarak evde yaşayan süs köpeği diye adlandırdığımız küçük ırklar bile, bu gereksinimi yeterince sağlayamazsak, normal halini, hareketliliğini, neşesini ve bazende sağlığını yitirir. Bu köpeklerin zaman zaman dışarda, parklarda gezdirilmeleri gerekir. Onların sağı solu dolaşmaları, öteyi beriyi koklamaları, içgüdülerini canlı tutmaya, türlerine özgü; duyma ve işitme duyularını, doğal ortam içinde özgüvenlerini kazanmaya yarar.
İri ırk köpekler; bilhassa, özel amaçlarla eğitilip çalıştırılan, görev köpeklerinin bu gereksinimi çok daha fazladır.
Bunlar açık havada koşma, serbes kalma, eğitildikleri alanda ekzersiz yapma gereksinimi duyarlar.
Yarış köpekleri, av köpekleri, koruma ve bekçi köpekleri, çoban köpekleri; uzun süre
etkinlikten ve ekzersizden uzak bırakılmamalıdır. İçgüdüsel tepkilerini doyurmak, sağlıklı ve zinde kalmaları için serbest bırakılmalı ve uzun gezintilerle, ekzersiz yaptırılmalıdır

KÖPEĞİNİZİ EĞİTİRKEN

31-05-2008, 20:49
Köpeğinizin erken ve tutarlı bir eğitime gereksinimi vardır. Farklı ırklar farklı düzeyde olgunlaşma ve eğitilebilme düzeyine sahip olduklarından üreticinizin doğru yavruyu seçme konusundaki tavsiyelerine uymanızda fayda vardır.

Köpeğinizin bilmesi ve uygulaması gereken beş temel komut vardır. Bu komutlar köpeğinizin üzerinde hakimiyetinizi sağlamada size anahtar olacaktır. Bu komutlar: "Otur", "Bekle", "Yürü", "Yat" ve "Gel"dir. Bunlara bir altıncı komut daha eklenebilir.O da ağzındaki bir şeyi size teslim edeceği "Bırak" komutudur. Bu komutlar farklı düzeyde eğitim gerektirse de günlük yaşamınızı oldukça kolaylaştıracak unsurlardır.

Eğitimin Temel Taşları

Her gün düzenli bir eğitim rutini oluşturun: Eğitim seanslarının uzun olması gerekmez. 10-15 dakika yeterlidir.

Seansları eğitime yönelik tutun: Yavrunun tüm dikkatini size veremediği ortamlardan uzak durun. Bu eğitim seansları eğlenceli olması gerekmesine rağmen amaç oyun oynamak değildir.

"Lider" rolünü üstlenin: Otoriter bir ses tonu yavruya eğitimin oyundan farklı olduğunu ve kontrolün sizde olduğunu anlatacaktır. Disiplinli ve tutarlı olun; fakat asla sinirliyken ya da aklınız bir şeye takılmışken eğitime başlamayın.

Net ve uygulanabilir eğitim amaçları belirleyin: Her dersten önce kesin; fakat mantıklı amaçlar belirleyin. Çok erken çok fazla şey ummayın. Küçük başarıların üzerinde yavaş yavaş ilerleyin. (Ailenizle eğitim aşamasını sürekli konuşup kimsenin aksi istikamette bir şey yapmasına izin vermeyin).

Her derste tek bir şey üzerinde çalışın: Köpekler özellikle de belli ırklar (terrierler, tazılar ve spitz ırkları) sürekli tekrardan çabuk sıkılır. Her dersin bir başlangıcı ve sonu olmalıdır. Her dersi pozitif skorla bitirin.

Her seansta amaç edindiğiniz komuta bağlı kalın: Yavrunuzu eğitirken önceki derslere de geri dönebilirsiniz; fakat bugünkü amacınız yürümek ise yürümek üzerinde yoğunlaşın. Yanlış yürüdüğü her seferinde yavrunun hatasını düzeltin doğru yaptığında ödüllendirin.Köpeğinizin sıkıldığını anladığınızda dersi doğru yaptığı son turda hemen bitirin.

Anında ödüllendirin: Bazı eğitmenler az miktarda ödül yiyeceği kullansa da hepsi eğitimde övgünün değeri konusunda hem fikirdir. Yavru söyleneni doğru şekilde yaptığında onu, heyecanlandırıp disiplini bozmadan,içten bir şekilde ödüllendirin. Yavrunun bir kez itaat etmesi oyuna başlayacağınız anl..... gelmemelidir.

Eğitimi oyundan ayırın: Yavrunun aklını öğrenmesi gerekenler üzerinde tutmalı ve oyun ve eğitim arasına mesafe koymalısınız. İtaat ettğinde onu ödüllendirin ve bol sevgi ve ödülü oyun sonrasına saklayın.

"Tutarlılık" iyi bir eğitimin anahtarıdır: Köpeğinizin eğitiminde amatör olabilirsiniz; fakat her seferinde egitimi aynı şekilde yaparsanız tutarsız davranan tecrübeli bir eğitmenden daha doğru sonuçlar alırsınız. Genç köpek ses tonunuzdan eğitimde olduğunun farkında olmalıdır. Sık sık farklı ses tonları ve komutlar kullanırsanız köpek neden bahsettiğinizi anlamayacaktır.

"Sabır" eğitimde en büyük erdemdir: Tutarlılık kadar önemli diğer bir özellik de sabırdır. Ne kadar iyi bir köpeğe sahip olsanız da sonuçta o hala daha bir yavrudur. Sizin onayınızı ve sevginizi kazanmak için öğrenmeye gereksinimi vardır; fakat çok hızlı giderseniz iyi bir hayvanın karakterini bile mahvedebilirsiniz.

Yavru kafesinden çıktıktan hemen sonra eğitime başlamayın: Birikmiş enerjisi konsantrasyonunu negatif etkileyebileceğinden ona biraz zaman vermenizde fayda vardır.

Eğitime Başlamadan Önce

Disiplin: Her zaman aynı komutu önce yavrunun ismini söyleyerek net bir şekilde söyleyin. Bebek gibi ya da kısaltmalarla konuşmayın. Oyun saati sonradır. Şu an eğitimdesiniz.

Tutarlılık: Köpek sahipliğinin diğer alanları gibi tutarlılık çok önemlidir. Erişkin olduğunda köpeğinizin yapmasını istemediğiniz her şeyi yavruyken belirleyip en baştan kontrol etmelisiniz. Yavruyken üzerinize atlayan, elbisenizi çekiştiren ya da yataklara çıkan bir köpek 35 kg'yi geçtiğinde aynı davranışları devam ettirmekte hiç bir sakınca görmeyecektir.

Net olun: Aynı anda birden fazla komut kullanmayın: "Paşa buraya gel ve otur."sadece köpeğin aklını karıştıracaktır.

Anne modelini kullanın: Unutmayın ki yavrunun ilk eğitimi bir uzman olan annesi tarafından başlatılmıştır. Onun örneğini izleyin:

Hataları anında düzeltin
Tutarlı olun
Asla sinirlenmeyin
İçten şekilde ödüllendirin
Daima sabırlı olun

KÖPEK DAVRANIŞLARI VE EĞİTİM

Köpeğinizin siz ısırması önlenebilir mi?Bu sorunun cevabı ne yazık ki “evet, kesinlikle önlenebilir” cümlesi değildir. Çünkü köpeklerin –hiçbir zaman ısırmayacaklarını- garanti etmek imkansızdır. Ama köpeğin ısırmasına neden olabilecek ortam ve koşulları önleyerek, bazı önemli hususlara dikkat ederek, en azından bu olası riski minimuma indirmek de yine sizin elinizdedir.

İsterseniz işinizi biraz kolaylaştırmak için, bu önemli detayları maddeler halinde toparlayalım ve birkaç cümle ile açıklayalım:

. Köpeğinizi kısırlaştırabilirsiniz. Köpeğinizin kısırlaştırılması, onun diğer köpeklerle kavga etme ihtimalini ve sanki böyle bir kavgayı yaratmak istermişçesine ortalıklarda dolanma isteğini azaltacaktır; aynı zamanda onun sizin sınırladığınız güvenli bölge içinde kalmasını da kolaylaştıracaktır. Kısırlaştırılmamış köpeklerin ısırma ihtimalinin kısırlaştırılmış köpeklere göre yaklaşık üç kat daha fazla olduğunu söyleyebiliriz.

. Köpeğinizi sosyalleştirin. Köpeğinizin aslında son derece sıradan olan sosyal koşullarda bile, önceden tahmin edemeyeceğiniz tepkiler vermesini, sinirlenmesini ya da korkmasını istemiyorsanız, onu önceden bu gibi durumlara alıştırın, farklı pek çok insanı ya da koşulu tanıma deneyimi edinmesi sağlayın. Bir köpek ne kadar değişik insan ve duruma aşina olursa, yeni kişi ve koşullar karşısında ani ve sert tepkiler gösterme, sizi zor duruma sokma ihtimali de o kadar azalır.

. Köpeğinizi eğitin. Köpeğinizin eğitimi sırasında ona eşlik etmeniz, hem onu sosyalleştirmenin en güzel yollarından biridir, hem de sizin en uygun eğitim tekniklerini öğrenmenizi sağlar. Yalnız lütfen “eğitim” konusundan bahsederken, bunun –tüm aileyi- ilgilendiren, yalnızca bir kişinin dikkat etmesi ve uygulaması ile tam başarıya ulaşması mümkün olmayan bir süreç olduğunu unutmayın. Evde köpeğinizle birlikte yaşayan tüm ev halkının köpeğin eğitiminde aktif rol alması ve eğitim tekniklerini öğrenip uygulaması, sizi çok memnun edecek sonuçlar yaratacaktır. Köpeğinizi eğitilmesi için uzun süreli olarak başka bir mekana gönderip orada bırakmak iyi bir seçim değildir, çünkü kendi köpeğinize nasıl davranması gerektiğini uzman bir eğitimci eşliğinde yine sizin ve kendi evinizde öğretmeniz en sağlıklı ve en başarılı yöntemdir.

. Köpeğinize uygun davranışlar öğretin. Köpeğinizle onu agresifleştirecek oyunlar oynamayın, çünkü eğer nerede durmanız ya da nasıl davranmanız gerektiğine dikkat etmezseniz, sizin oyun sandığınız şey, köpeğiniz tarafından “isteğiniz” ya da ”beklentiniz” gibi algılanabilir. Örneğin onunla boğuşmanız, oyun sırasında bir insanın üstüne atlamasını, saldırmasını teşvik etmeniz ve bunu yaptığında onay göstermeniz, köpeğinize saldırmayı, kavga edip yenmeyi sizin takdir ettiğiniz davranışlar olarak öğretir. Lütfen unutmayın: Köpeğiniz için uygun davranış sınırlarını belirleyip ona öğretecek ve bu davranışların bozulmadan devamını sağlayacak olan kişi sizsiniz. Böyle bir sınır belirlemek için mutlaka tatsız bir olayla karşılaşmayı beklemeyin. Eğer köpeğinizin nasıl davranmasını istediğinizi belirler ve ona karşı tavırlarınızı da bu istek doğrultusunda netleştirirseniz, işiniz çok daha kolay olacaktır. Zira istenen bir davranışın, köpeğiniz henüz sizi rahatsız edecek huylar edinmeden ona öğretilmesi, yanlış bir algılamayı ve bunun getireceği agresif davranışı düzeltmenizden çok daha kolay ve çabuk olacaktır. Eğer köpeğinizde çevrenize, özellikle de çocuklara karşı tehlike yaratabilecek bir hareket fark ederseniz, bunu hissettiğiniz ilk anda veterinerinizden, bir hayvan davranışları uzmanından ya da deneyimli bir köpek eğitimcisinden yardım isteyin, sorunu kendi başınıza çözmeye kalkmayın. Diğer hayvanlara karşı agresif davranışlar göstermenin ardından büyük olasılıkla yine insanlara karşı saldırgan eğilimler içinde olmak geleceğinden, bu da yine profesyonel destek almanız için yeterli bir sebeptir.

. Köpek sahibi olarak sorumluluklarınızı yerine getirin. Köpeğinizin sağlık kontrollerini, aşılarını ihmal etmeyin, geciktirmeyin. Herkesin güvenliği için köpeğinizin başıboş dolaşmasına izin vermeyin. Köpeğinizi ailenizin bir üyesi gibi kabul edin ve ona öyle davranın. Zamanlarının çoğunu arka bahçede tek başına ya da bir zincire bağlı olarak geçiren köpekler genellikle bir süre sonra “tehlikeli” köpeklere dönüşürler. Oysa bilinçli bir şekilde sosyalleştirilen ve sahiplerinin gözetimi altında olan, gerekli ilgiyi gören köpekler nadiren ısırırlar.

. Yanlış yapsanız bile, en azından “güvenli” bir yanlış olsun. Eğer köpeğinizin yeni bir durum karşısında nasıl tepki vereceğinden emin değilseniz, dikkatli olun, seçiminizi daima güvenliği ön plana alan davranıştan yana kullanın. Örneğin köpeğiniz kalabalıkta heyecanlanıyor, önceden kestiremediğiniz panik davranışlar içine giriyorsa, onu evde bırakın. Ya da eğer gelen misafirlerinize veya dağıtım hizmeti veren bir personele aşırı tepki veriyorsa, onu başka bir odada tutun. Bu kısıtlamalara profesyonel destek alıp köpeğinizi bu gibi durumlara hazır hale getirene kadar devam edin. Köpeğinizin nasıl davranacağı konusunda herhangi bir endişeniz kalmayana kadar sizi de strese sokacak girişimlerden kaçının.

Peki köpeğim birini ısırırsa, o zaman ne yapmalıyım?
Eğer sizin tüm çabanıza ve aldığınız önlemlere rağmen yine de bu gibi bir istenmeyen durumla karşılaşırsanız ve köpeğiniz birini ısırırsa, yine “sorumluluklarının bilincinde” bir köpek sahibi olarak şu aşamaları uygulayın:

. Öncelikle hemen köpeğinizi kontrol altına alın ve ısırılan kişinin durumunu kontrol edin. Eğer durum ciddi ise hemen tıbbi yardım çağırın.

. Isırılan kişiye köpeğinizin en son kuduz aşısının tarihi gibi gerekli tüm bilgileri aktarın.

. Köpeğinizle ilgili bilgi almak isteyen yetkililere gerekli tüm enformasyonu iletin. Köpeğinizin belli bir süre evinizde ya da bir veteriner kliniğinde karantina altına alınması gerekebilir, eğer böyle bir şey söz konusu olursa, herkesin güvenliği için size verilen talimatlara kesinlikle sıkıca uyun.

. Köpeğinizin tekrar ısırmasını önlemek için mutlaka profesyonel destek alın. Sizi bir hayvan davranışları uzmanına ya da yetkin bir köpek eğitimcisine yönlendirmesi için veterinerinize danışın, birlikte ısırma sebebini belirleyin, benzer bir durumda aynı tepkiyi gösterme riskini minimuma indirmek için uzman kişi ile birlikte hareket edin.

. Eğer köpeğinizin tehlikeli davranışlarını kontrol altına alamıyorsanız ve bu yüzden onu bir başkasına vermeye karar verirseniz, mutlaka o kişinin kendisini koruma ve köpeğin ısırmasını önleme becerisinden emin olun. Çünkü köpeğinizi bir başkasına verseniz bile, onun tehlikeli davranışlarda bulunabileceğini bilen “eski sahibi” olarak, başkalarına verebileceği zararlardan sorumlu tutulabilirsiniz.

. Isırma eğilimi olan köpeğinizi asla “tehlikeli” ya da “saldırgan” bir köpek arayışı içinde olan kimselere vermeyin. Zira bu gibi sahiplere düşen hırçın köpekler, sorunlarının giderilmesi yerine dış dünyadan izole edilmiş antisosyal bir ortamda, son derece eziyetli bir hayat yaşarlar ve sonraki günlerde çok daha saldırgan ve tehlikeli bir karakter geliştirirler, buldukları ilk fırsatta ısırmaya çok daha meyilli olurlar. Eğer köpeğinizi tehlikeli davranışları yüzünden başka birine vermekte kararlı iseniz, bunu mutlaka bir uzmanın fikrini alarak yapın ve köpeğinizi düzelmesine yardımcı olmaya niyetli, ona ilgi ve sevgi verebilecek, kendisini ve çevreyi köpeğin davranışları düzelene kadar koruyabilecek bilinçli birine verin.

KÖPEK EĞİTİMİ

Köpek Eğitimi Nedir?

Eğitim esnasında öğretilen komutlar köpeğinizle anlaşma yolunda ilk adımlar olabilir ancak önemli olan gerek insan veya hayvan topluluğu içerisine çıktığında gerekse sahibiyle yalnız kaldığında kimseyi rahatsız etmemeyi öğrenmesi,sosyal davranmayı bilmesi,zamanla komutlara gerek duymamasıdır.

Köpeğe en iyi eğitim hangi ortamda verilir?

Köpeğin kendi yaşadığı ortamda ve mümkün olan her ortamda verilmelidir.Eğitmeninin gözetiminde kontrollü ve kontrolsüz alanlarda köpeğin agresyon gösterdiği objeler ve/veya canlılar arasında da eğitim profosyonelce yaptırılmalı,köpek her ortamda eğitimin gerektirdiği ve kapsadığı komutları uygulayabilmelidir..

Eğitim nekadar sürer?

Temel ve ileri itaat eğitimi 3-4 hafta.

Eğitim Adaptasyonu nedir?

Köpeğin temel ve ileri itaat eğitimlerinin bir köpek eğitmeni tarafından verilmesi sonrası öğrendiklerini sizinle de yapması için eğitmenle birlikte çalışmanız.

Temel eğitim bir köpek için şarttır. TEMEL EĞİTİM verilirken aceleci olmayıp, komutları yavaş yavaş köpeğe öğretmeliyiz. Aksi taktirde köpek zevk almaz ise inat yapabilir ve hatta eğitimden soğuyabilir. Köpeklerde aynı çocuk piskolojisine sahiptirler, olumsuz ortam ve hareketlerden çok çabuk etkilenirler. TEMEL EĞİTİM aşamasında çok sabırlı ve toleranslı olunmalıdır. Sevk kayışı (yedek) ile bağımlı olarak altı ay kadar beraber olmak gerekir,bütün eğitimi bitse bile.

YÜRÜ : Tasmalı olarak yanınızda yürümek. Bu eğitimin temel taşıdır. Çünkü köpek sahibini değil de, sahibi köpeği gezdirmelidir. Bu kural çok önemlidir çünkü köpekler ikili yürüyüş ahengini bilmezler ve dağınık yürürler.Bu eğitimde temel amaç sahibi ile köpek gezinti yaparken yürüyüşlerinin ahenk içinde olmasıdır. Köpek sizin dizinizin hizasında yürümelidir. Ne sizden hızlı ve uzak nede sizin gerinizde kalmalıdır.

KAL : Köpeğe 6 aylıkken başladığımız ilk komut (kal)'dır.Bu komutta köpeğiniz ayakta 4 ayağının üstüne durmalıdır. İkinci bir emir gelene kadar köpek bu şekilde duracaktır. Köpeğinizle normal tempoda yürürken (ilerde koşarken) emir verildiği anda duracaktır.

OTUR : Köpek sol diz hizanızda yürürken aniden durduğunuzda 1'nci komuttaki gibi düz (kal) pozisyonuna geçmeli.Eğitim yaparken sevgi unsuru ihmal edilmemeli ve tabi ki istemediğiniz bir hareket yaparsa anında olumsuz bir tavır sergilenmemelidir.

YAT : Bu öğretilen komutları daima ilk başlarda temel eğitim bitene kadar yapmak gerekir.Köpekler pek yatmayı sevmez,çünkü bu durumda boyutları küçülür ve etrafı pek göremezler. İçgüdüsel olarak daima tetikte olurlar. Her an bir yerlerden karşılarına bir tehlike çıkacakmış gibi davranırlar.

HAYIR : Bu komutu söylediğiniz an da köpek o anda ne yapıyorsa o işi bırakmalıdır, mesela bir pisliği yemeye çalışıyor veya bir kediye saldırmaya hazırlanıyor olabilir.

Bol Tekrar ve Oyun : Köpeğin eğitiminde çok önemli rol oynar. Köpeğin yaşı ilerledikçe eğitim zorlaşacaktır.

ŞAHIS KORUMA (Body Guard)

KORUMA ve koku meziyetleri yapan köpeklere SCHTZHUND denir.Bu bir eğitim sistemidir. Bu eğitimde asıl amaç köpeğin sahibini ve yakınlarını korumasıdır. Elbetteki her köpek bu görevi yapamaz yine uygun bir yavrunun eğitim aşamasına kadar çok iyi yetişmiş olması gerekir. Ayrıca iyi beslenmesi ve sağlıklı olmasıda şarttır. Halk arasında bazı yanlış uygulamalar mevcuttur. Köpeği karanlıkta tutmak, çiğ yemek yedirmek gibi uygulamalar yapılmamalıdır.

Şayet köpeğin geninde sertlik yoksa ne yaparsınız yapın olmaz, köpeğin özünde olması gerekir, Mizacı sert olması gerekir gerisi makyaj olur ve gerçek anlamda bir tehlike ile karşılaştığında bir tekme yediğinde korkup kaçacak ve sizi yarı yolda tehlike ile burun buruna bırakacaktır. Bu eğitim oldukça zor ve tekniktir çok yetenekli partner gereklidir. Örneğin bir düşman şahsın silahına davranması ile köpeğin bu hareketin ne manaya geldiğini anlayıp düşmana saldırması gerekir veya (tut)komutu ile şüpheli şahsa saldırıp onu etkisiz hale getirmelidir, (BIRAK)komutu ile bırakmalı fakat yinede dikkati düşmanın üzerinde olmalıdır. Köpekler normalde eğitim almadıkları sürece gerçekten ısırmayı bilmezler.Ancak profesyonel eğitim sonucunda köpekler etkili ısırma tekniği kazandırılır.

Bu işi de provakatörler tabir ettiğimiz partner yapar. Biz onun için size bu çalışmayı yapmayın diyoruz. Isırmayı bilmeyen köpeğe elindeki malzemeyi ustalıkla köpeğe nasıl vermesi gerektiğini provakatör çok iyi bilir. Buna yer tutuşda dahildir. Kısaca özetlersek, dövüş sanatını bilmeyen insanla bilen insan gibidir. Ancak ısırma tekniğini öğrenen bir köpek kolunuzu tuttuğu anda 3 sn. gibi kısa bir sürede sizin kolunuzu kırar ve liflerinizi kopartır ve siz bu kısa zamanda bayılırsınız ve etkisiz duruma düşersiniz. Sanırım işin önemi ve ciddiyetini kavradınız. Şahış koruması yapacak yavru daima sahibi ile birlikte yaşamalı ve eve gelen herkesle haşır neşir edilmemelidir. Ama gözlemlemelidir. Sokakta herkesle temas içinde bulunmamalıdır, çünkü insanlardan aşırı sevgi ve ilgi gören köpek miskinleşir ve ona ileride insan kötü demek çok zor olur. Beynine insanların iyi olduğu kazınmıştır.

Bu sebeple bu ilişkiyi iyi ayarlamalıyız. Daima uzaktan. Eğitim alanına çıkan acemi bir köpeğe daima kendisinin güçlü kuvvetli olduğu hissettirilir,aslı da böyledir. Hiç bir zaman bir köpeğe güç uygulanmaz, daima köpek kazanır. İnsan hep ondan korkar, bu boğuşma esnasında da böyledir. Burada provakatörün önemi ortaya tekrar çıkıyor.

KÖPEK VE KÖPEK DAVRANIŞLARI

KÖPEK DİLİ
Bu dil bizim için aslında zor bir dildir, tıpkı Japonca gibi ) Çok dikkatli izlemek ve taklit etmek gerekir. Bir tek harfin yerini karıştırırsak ortaya konuyla hiç ilgisi olmayan bir kelime çıkabilir ki, öte yandan “hadi canım bir de köpek dili mi öğreneceğim, onun yerine gider İngilizce öğrenirim” falan diye de düşünebiliriz. Ancak üzerinde durmazsak, ilk önce konunun ciddiyetini, daha sonra köpekle olan ilişkimizi kaybederiz. Yeterince iyi kontakt kuramaz ve tüm suçu köpeğimizde arar, belki de “zeki bir köpeğim olmadı” şeklinde hayıflanırız. Kısacası, kendi eksiklerimizi görmemeye devam ederiz.

Bu satırları okuyorsan, lütfen, anlamaya çalış. Köpek dili vardır ve bunu öğrenmek zorundayız. Aksi taktirde, köpekle aramızdaki en kuvvetli bağı kopartmış oluruz. Bunun sonrasında her şey şansa kalır ve bilmeden yaptığınız vücut dili ile gerçekleşir; olumlu ya da olumsuz, tamamen tesadüfî.

Köpeğinin sizi görünce sırt üstü dönüyorsa, hatta çişini kaçırıyorsa, üstelik yerde deliler gibi kuyruk sallıyorsa, bunu sizi kızdırmak için yapmadığına emin olun. Normal şartlarda bundan dolayı hiçbir suçluluk da duymaz; çünkü, size saygı duyduğunu anlatıyordur. O an onu azarlamanız, sadece köpeğin kafasının karışmasına neden olur. Köpek düşünür: “Ben bu adama saygı duydum, sevinç gösterileri yaptım; bu ise bana kızdı, hatta ceza verdi. Bu insanlar da pek bir anlaşılmaz yaratıklar. Ben nasıl davranmalıyım şimdi? Ee, bari havlayarak ben de şikayetimi dile getireyim.”

Yerde sevinç gösterileri yaparken çişini kaçırması onun elinde olmayan bir davranış şeklidir. Köpeğinizden daha irisiniz. Denemek için onun karşısında sessiz ve hareketsizce dik bir şekilde durun, gözlerinin içine bakın. Köpeğinizin üzerinize atlamadığını göreceksiniz. Şimdi iki köpeğin birbirine olan gövde gösterisini hatırlayın; ikisi de kuyruk ve kulaklarını dimdik havada tutarlar, çok çok yavaş hareket ederler, diğer köpeğin gözlerinin içine bakarlar; hasımlardan gözlerini ilk kaçıran zaten kavgayı kaybetmiş sayılır. İşte, köpeğinizin dilini öğrenemediyseniz, kazanma şansınız çok azdır; hep hata yapar sonra da suçu köpeğinize atarsınız.

En çok yapılan hatalardan biri de şudur:

Köpek sokakta başka köpeklere havlıyordur, köpek sahibi de çok bir bilenin(!) tavsiyeleri doğrultusunda köpeğini severek dikkatini dağıtmaya çalışır. Kendinizi kandırabilirsiniz, ama köpeğinizi asla. Köpek böyle bir davranışımız sonucunda iyi bi şey yaptığını, bu yüzden ödüllendirildiğini, sevilerek bu harekete teşvik edildiğini düşünür ve daha fazla havlamaya, hatta var gücüyle saldırmaya çalışır. Ağzınızdan çıkan kelimelerden önce vücut dilinizin ne söylediği önemlidir köpek için.


KÖPEKLERİN VÜCUT DİLİNİ KEŞFEDİN
Konuşma herzaman yalnızca insanlara özgü bir özellik olarak görülmüştür.Descartes konuşma yeteneğini zekanın bir kanıtı olarak değerlendirirken,insan olmayan tüm canlıların zekasını inkar etmiştir.Yetmişli yıllarda Descartes'in bu görüşüne ağır bir darbe vuruldu.Beatrix ve Allen Gardner adlı psikologlar,şempanzeler sayesinde bilimsel bir başarı elde ettiler.Şempanzelere konuşmayı öğretebilmek için,pek çok deneyin yapılmış olduğunu biliyorlardı.Ancak bu deneylerin en başarılısı bile,şempanzelerin en fazla dört kelimeden oluşan son derece ilkel ilkel bir kelime haznesi elde etmelerini sağlayabilmiti.Ancak çoğu yüksek seviyeli hayvanlar hiç bir şekilde dillerini,dudaklarını,damaklarını ve ses tellerini kontrol edemezler ve böylecede Gardner çifti,hayvanların belki farklı bir şekilde konuşmayı öğrenebilceklerini düşündüler.Bunun üzerine şempanzelere sağır-dilsiz işaretlerini öğrettiler.Birinci şempanze 150 işareti öğrendi,basit cümleler kurabiliyor,gramer kurallarını uygulayabiliyor ve yeni düşünceleri bir araya getirebiliyordu.


Konuşma sadece sözcüklerle düşüncelerini ifade etmek değildir.Toplumun diğer bireyleri ile iletişim kurabilmektir.Bu yeteneğede tüm yüksek seviyeli hayvanlar sahiptir.

Küçük bir çocuk ilk kez adı söylendiğinde dönüp baktığı andan itibaren,çocuğun konuşma yeteneğine sahip olduğu kabul edilir.Gerçi çocuk ilk sözcüklerini belki ancak oniki aylık olunca söylemeye başlayacak,ama psikologlara göre,ağlama,mırıldanma ve diğer sesler de bir iletişim aracıdır,çünkü sevinç,hoşnutsuzluk ve çocuğun bazı gereksinimleri aktarmaktadırlar.Seslerin dışındda psikologlar mimikleride konuşma unsurları olarak kabul ederler,örneğin ilginç birşeyi eli ile göstermek,birisi giderken el sallamak veya kollarını kaldırarak kucağa alınmak istediğini göstermek gibi.

Çoçuk "bana elini ver" denildiğinde doğru bir şekilde hareket ederse,çocuğun konuşma yeteneğine sahip olduğunu kabul ediyoruz.O halde köpeğin "elini ver" komutu üzerine patisini uzatması da aynı şekilde konuşma yeteneğidir.

Şüphesiz ki doğada varolan her çeşit yaratık kendi aralarında iletişim kurmaktadırlar.Hayvanlar bu iletişim için vücut hareketleri ile ve aslında onlar için anlamlı fakat bir bakışta bizim için anlamsız gelen, ses, koku ve vücut hareketleri ile iletişim kurarlar.

Doğadaki hayvanlar arası iletişimi ortaya koymak için çok sayıda örnek vermek mümkündür.Karıncalar birbirinin anteni tabir ettiğimiz bölgeye dokunarak,arılar bir takım danslar yaparak iletişim kurarlar.Doğan her yavru annenin kokusunu ve sesini,annede kendi yavrusunun sesini ve kokusunu diğer yavrulardan ve sürü üyelerinden kolayıkla ayırt edebilir.


Yine hayvanlar kendilerine özgü kamuflaj yetenekleri ile de iletişim kurmaktadırlar,daha doğrusu kendilerini korumaktadırlar.Bukalemunların bulunduğu ortama göre renklerini değiştirmeleri,kelebeğin üzerinde bulunan beneklerin avcıyı şaşırtması gibi.

İnsanlar ve köpekler birlikte uzun bir tarihçeyi paylaşmaktadır.Atalarımız onlarla birlikte avlandılar,onlarla birlikte oynadılar ve yüzyıllardır birlikte yaşamı paylaştılar.Ancak köpek ve bizler iki farklı tür olarak dünyayı paylaşmaktayız ve ayrı dilleri konuşmaktayız.Köpekler her ne kadar bizim gibi harfler ve sözcükler ile konuşmasalarda onlarında size ve kendi arkadaşlarına anlatacakları vardır..Bu anlatımlar ise yukarıda saydığımız diğer hayvanlar arasında en geniş iletişimleri ve kuralları içermektedir. Köpekler aynen ataları kurtlar gibi iletişim kurarlar ve kendilerini ifade ederler.Siz farkında olmasanız bile köpeğiniz sizin vücut dilinizi anlamaktadır, köpeğinize karşı bulunmadığınız bir öfke veya sevgi esnasında köpeğinizin bu davranışınıza karşılık verdiğini görürsünüz.Örneğin çocuğunuza veya eşinize sarıldığınız anda köpeğiniz hemen yanınıza gelir,öfkelendiğinizde ise köpeğin oratada olmadığını görürsünüz.Yada kötü niyetli bir kişinin size saldırısı anında köpeğinizinde sizinle birlikte savaştığını görürsünüz.


Uzmanlar, köpeklerin şu üç konuda kendilerini ifade ettiklerini söylüyorlar,

Duygusal durumları.
Toplumsal İlişkileri.
İstek ve Arzuları.
Şimdi köpeğin vücut dilini okuyarak aslında bize ne anlatmak istediklerini açıklayalım,

Oyun Oynamak İstiyorum:

Oyun oynamak isteyen köpek doğal olarak mutludur.Kendini rahat hisseder.Ağızı açıktır ve mutlu bir ifade ile gözlerinizin içine bakar,siz oyuna davet etmek için birkaç kez havlar.Bu arada kendini olabildiği kadar şirin gösterme uğraşı içindedir.Çevrenizde koşar veya daireler çizer,kulaklarını indirir ve kaldırır.Size yaklaşır gibi yapar ama birden yanınızdan kaçar, burada sizi oyuna davet etmek istediğini ve bir yöne doğru çekmek istediği apaçık ortadadır.Bu arada yine kendini şirin göstermek istediği ve mutlu olduğu için yerde sırt sütü yatar ve yuvarlanır,bunları yaparken bir gözü sizi izler.Oyun oynamak istediğini anlatmak için en çok kullanığı hareket ise,ön ellerini uzutarak göğsünü yere değdirmesi ve kuyruğunu heyacanlı bir şekilde sallayarak gözleriniz içine bakmasıdır.Bu an içinde köpek üzerinize atlayabilir ve sizi oturduğunuz veya yattığınız yerden kaldırmak için çaba gösterir.Bazen açık arazilerde köpek av takibi yapar gibi çimlerin üzerine yatar ve kafasını eğerek sizi izler.Bu anda sizden oyuna katılmak için hareket beklemektedir.Siz bu harekete aynen cevap verdiğinizde, yani vücudunuzu eğerek hatta çömelerek yavaş yavaş köpeğinize doğru yaklaştığınızda kendinizi hızlı bir koşuşturmacanın içinde bulabilirsiniz.

Eğer oyun oynamak istemiyorsanız ki bu köpeğin sevimli hareketleri karşısında çok güçtür.Köpeğiniz ile göz temasında kaçının ve köpeğinize arkanızı dönün yada başınızı çevirin.Ancak köpeğinizin kendine başka bir oyun aracı bulacağından emin olabilirsiniz.

Hoşgeldin.

Pek çok kişi akşam eve geldiğinde karşısında ilk gördüğü şey kendisine bol miktarda sevgisini sunmak için hazır bekleyen köpeğidir.Köpek sahibini gördüğü zaman heyacanlanmaktadır.Kuyruğunu normal pozisyonda hızlı olarak sallar,ağzı açıktır bu onun rahat olduğunu gösterir.Sahibinin üzerine atlamaya ve onu yalamaya çalışır.Kendisini bir tehdit olarak göstermez,hatta sahibinin kendisinden üstün olduğunu göstermek için yere sırt üstü veya yan yatarak af diler,bu arada tuvaletini kaçırabilir.

Aslında şu an yaptığı hareketler bir içgüdüdür ve aynen kurt sürüsündeki yavruların hareketlerini uygulamaktadır.Kurt yavruları aç olarak inde beklerken aile bireyleri avlanmaya çıkarlar.Av sonrası ise yediklerini aç yavrularına kusarlar ve yavrular karınlarını doyurur.İşte eve geldiğimizde köpeğin bize aşırı sevgi göstermesi bu nedenledir.

Dikkatli ve Heyecanlıyım.

Dikkatli ve heyacan içinde olan köpek bir bakıma av köpeğinin ferma duruşunu yapar şekildedir.Kulaklarını tam olarak dik tutar ve sesin geldiği yöne çevirirerek kaynağı bulmaya çalışır.,kuyruğunu normal pozisyonun üzerine çıkartır ve minimum harekette tutar.Köpek hareketsizdir ve vücudunu öne doğru gerer.Ağzı açıktır.Eğer tam olarak anlayamadığı bir tanı var ise ağızını kapalı tutar.

Endişeliyim ve Biraz Korkuyorum.

Bu durumda ise köpek kuyruğunu bacakları arasına almıştır.Göz temasında kaçınır va başını başka bir yöne çevirir ve eğebilir.Kulaklarını dik tutmaya çalışır ama sanki askıda duruyor gibidirler.

Korkuyorum.

Korku içindeki köpek kulaklarını tamamen geriye yatırır,kuyruğunu bacakları arasına iyice sıkıştırır,titremeye başlar,ağızı sıkı şekilde kapalıdır.Bu arada tuvaletini kaçırabilir,anal bezlerinden koku salgılar ve kalçasını aşağı indirir.Acıklı şekilde inler.

Senden Üstünüm.

Kendini diğer bir üyeden üstün gören köpek.Kendine güven içinde diğer üyeye yaklaşır.Vücudunu olabildiği kadar yüksek tutar,kulakları ve kuyruğu diktir.Diğer üyeden geniş ve büyük görünmek için sırtındaki tüylerin bir kısmını dikleştirir.Bu esnada hırlar ve gerekli gördüğü yerde dişlerini gösterir.Diğer üyenin üzerine atlar hatta üzerine oturmaya çalışır.Kavgaya girebilir.

Senden Üstünüm ve Seni Tehdit Ediyorum.Saldırmaya Hazırım.

Bu durumdaki bir köpeğin yüz ifadesi korkunç bir hal almıştır.Köpek hırlar ve dişlerini gösterir.Baskın olduğunu ve korkmadığını anlatmak için kulaklarını ve kuyruğunu dik tutar.Yine sırtındaki tüylerini dikleştirir.Vücudu gergin ve her an atılmaya hazırdır.Korkunç şekilde hırlar.Bu davranışı gösteren köpek saldırı anında bütün gücünü kullanır ve geri çekilmez.Savaşını korkunç bir şekilde sürdürür,çünkü karşısındaki tehditten korkmamaktadır.

Biraz korku içindeyim Ama Seni Tehdit Ediyorum.

Bu durum içinde ise köpek yine dişlerini gösterir,hırlar,kuyruğunu yer ile paralel tutar,tüylerini dikleştirir.Ancak tehdit karşışında kendini üstün hissetmediği için kulaklarını yatırır.Köpek hem savaşmaya hem de kaçmaya hazırdır.Kendini çok zor durumda hissettiği zaman ısırır.Isırışları sadece ön köpek dişleri ile olur, seri olarak küçük ısırışlar yapar ve geri çekilir.bu durumdaki köpeğin saldırganlığı" korkak saldırganlık " olarak adlandırılır.

Hakimiyetini Kabul Ediyorum.

Kendisinden güçlü diğer bir üyenin emri altına giren köpek,bu üyenin karşısında sırt üstü yere yatar,kendini üyeye teslim eder,yerde yuvarlanır,diğer üyenin ağzını yalar ve saldırganlık göstermez.Bu anlarda kendini acındıracak şekilde inler.

Rahatım.

Kendini rahat hisseden köpeğin,kulakları dik,kuyruğu normal pozisyondadır yada bel hizasında rahatça sallar,.ağzı açıktır ve kendinden emin davranışlar sergiler.

Köpeğin El Vermesi.

Bazı köpeklerin eğitilmediği halde bile size elini vererek tokalaştığını görürsünüz.Köpeğin bu hereketide içgüdüdür.Küçük yavrular anneden meme emerken sütün gelmesi için ön elleri ile meme çevresine baskı yaparlar ve böylece kolayca süt içerler.İşte köpeğin el vermeside bu olayın devamıdır ve aslında sizden bu yöntemle birşeyler istemektedir.Sevginizi eksik etmeyerek köpeği okşamanız iyi bir ödüldür.Ayrıca köpeğin otururken bir elini hafifçe kaldırması ise köpeğin stres içinde olduğunu ve biraz korktuğunu gösterir.

Köpeğin Gülümsemesi ve Teşekkür Etmesi.

Eğer, köpek gülmez,teşekkür etmekten de ne anlar? diyorsanız yanılıyorsunuz.Köpek insana kuyruğu vasıtasıyla güler ve teşekkür eder.Kuyruğun rahatça sallanması köpeğin size güldüğünü gösterir,ama yanlış anlamayın bu gülüş alay şeklinde değil tam tersi sevgi üzerine.Köpeğin kuyruğunu sallamasındaki hız da ne kadar heyacanlı olduğunu ve durumdan hoşnut olduğunu gösterir.Yani bizim kahkaha derecemizle karşılaştırabilirsiniz,çok komik bir olay ile karşılaşırsak doğal olarak kendimizi uzun uzun gülmekten alamayız.Önüne yemeği konulan bir köpek de size kuyruğunu sallayarak teşekkür eder.Yemek kabı dolu olan ve çevresinde insan olmayan bir köpeğin ise kuyruk sallamadığı görülmektedir.Biz nasıl nedensiz bir şekilde gülmüyor isek,köpeklerde nedensiz bir şekilde kuyruklarını sallamıyor.

Köpeğin Uluması.

Ulumak sürünün toplanmasına ve birlikte yapılacak bir harekat için hazırlanmasına yarar.Kurtlar çoğunlukla akşamları ve sabahın erken saatlerinde,birlikte ava çıkmadan önce ulurlar.Köpek ise uluyarak sürüyü toplama isteğini çok az duyar çünkü yemeği herzaman kendisine sunulur.Ancak televizyon icat olmadan önce aile bireyleri akşamları biraraya gelip birlikte şarkı söylediklerinde bazı köpekler bu müzikal sesleri herhalde yanlış anlayıp ailelerin "toplanmak" için uluduğunu düşündü ve büyük bir heyecan ile av çağrısına katıldılar ve birlikte "uluma konseri" ne başladılar.

Kurtun geriye attığı kafası ile birlikte uluduğu görülür.Belki de kurt bize o anki ruh durumunu hakkında bilgi veriyor ve kurt herhalde yabancı sürülere meydan okuyarak bulunduğu bölgenin sahibi olduğunu ve gerekirse savunulacağını bildiriyor.

Köpeğin uluması ise daha çok yalnız kalması ile ilgilidir.Bu ayrılık uluması kurtların sürü uluması ile aynı anlamı taşır.Yani şunu demekteler "Biz buradayız...Sen neredesin? Buraya gel"

Değişik bir durumda çiftleşmek isteyen erkek köpeğin durumudur.Çiftleşme dönemindeki dişinin kokusunu alan ancak ona ulaşamayan erkek köpeklerinde uludukları görülmüştir.

Köpeğin Havlaması.

Köpek seslerinde dikkat edilmesi gereken birkaç önemli boyut vardır.İlk başta sesin yüksekliği gelir.Köpek havladığında,derin bir ses çoğunlukla öfke ve olası saldırganlığın işaretidir,ama ince tiz bir ses korku ve acıyı dile getirir,daha az tiz olduklarında zevk ve oyunculuğu gösterir.İnsanların dilinde de aynı farklılıklar gözlemlenir.Bir insan öfkeli olduğunda sesi genellikle kalınlaşır,korktuğunda tiz olur.Bizim de sesimiz,örneğin küçük çoçuklar veya bebeklerle konuştuğumuzda yumuşar ve oyunculuk ifade eder.Kelimeler tıpatıp aynı olsa dahi,bir kişşinin biriylemi,yoksa bir bebekle mi konuştuğunu anlamak mümkündür.Farklılıklar yalnızca ses düzeyinde ve ses tonunda kendini gösteriyor.

Köpek seslerindeki ikincil boyut,sesin sıklığı ve tekrarlanma hızıdır.Hızlı ve sık sık tekrarlanan sesler,belirli bir heyecan ve aciliyete işaret ediyor.Az tekrarlanan veya hiç tekrarlanmayan sesler,düşük bir heyecan düzeyi ve geçici bir ruh halini gösterir.Seslerin süresi de önemlidir.Kısa süreli keskin,yüksek sesler korku veya acıyı gösterirken aynı sesler uzun süreli olduğunda sevinç ve oyunculuğa işaret ederler.Genel olarak,uzun süreyle devam eden sesler,az sonra yapılacak bir davranışı haber verirler.Örneğin uzun süreli,derin hırlamanın az sonraki bir saldırıyı haber vermesi gibi.

Orta düzeyde yinelenen hızlı havlama.

Burada köpek size sezinlediği olası bir kötü durumu,yada bahçenize giren yabancı bir kişiyi anlatmaya çalışmaktadır.Durmayacak biçimde hızlı havlama ile doğal yaşamda yaptığı gibi yani liderini ve sürü üyelerini toplamak istiyor. Tabii burada köpeğin lideri siz ve üyeler ise aile bireyleriniz oluyor.

Birkaç kere tekrarlanan ve duraklayarak devam eden havlama.

Şu an köpeğiniz,tam olarak tanımlayamadığı bir durumdan bahsetmekte.Köpek şüpheleniyor ve yine size haber vererek "Gelseniz iyi olur" diyor bu arada karşı tarafada "Ben buradayım" diyerek orada bulunduğunu belirtiyor.Köpek, tehlikeyi sezinlediğinde ise havlama şeklini yukarıdaki gibi değiştirir.

Uzun süren duraklı havlamalar.

Köpeğiniz sizi şikayet ediyor.Sanırım yalnız kalmış ve kendisine arkadaş arıyor.

Kısa birkaçkez havlama.

İşte köpeğinizin size "Hoşgeldin" dediği an.

Bir seferlik kısa havlama.

Yaptığınız birşeyden sıkılmış ve size "Artık yeter" diyor.

Uzun, kısa,tiz havlamalar.

Ne yaptınız köpeğinizin canı acıyor.Hemen onu sevin ve yatışmasını sağlayın.

Mırıldanarak Havlama.

"Hadi oyuna başlayalım".

Ses düzeyi giderek yükselen havlama.

Oyun esnasında arkadaşına oyuna devam etmesini söylemektedir.Başlangıçta sessiz havlayan köpek,davetine cevap almaz ise sesini yükseltir.

Köpeğin Hırlaması.
Derin Hırlama ve Havlama.(Dişler gösterilmiş,Kulaklar dik,Kuyruk yukarıda)

Köpek bu anda savaşmaya hazırdır.Öfkeli olduğunu belirtiyor ve her an saldırabileceğini ifade ediyor.

Orta Düzeyde Hırlama ve Havlama.(Dişler gösterilmiş,Kulaklar yatık,Kuyruk bacaklar arasında.)

Endişeli ve korkuyor.Yine de kendisini savunacak.Kendisinden daha az emin.

Orta düzey Hırlama.(Dişler gösterilmemiş.)

Köpek bu anda hoşlanmadığını belirtiyor ve uyarıyor.Kendisine yapılan eylem devam eder ise uyarı için ısıracak ancak savaşmayacak.

Yüksek Sesle Hırlama.(Dişler gösterilmemiş.)

Oyun esnasında yavruların birbirlerine hırlaması.Oyundan zevk alıyorlar.

KÖPEK EĞİTİMİ

Eğitmene İhtiyaç

Ülkemizde köpek besleme alışkanlığı son 5-6 senedir gelişmeye başladı. Yani bu konuda bayağı acemiyiz. Bugün hala köpeğin eğitim ihtiyacı olduğunu, her köpeğin yaşı, ırkı, cinsiyeti ne olursa olsun mutlak eğitilmesi gerekip gerekmediğini tartışıyoruz. Şöyle bir örnek vermek istiyorum; çok zeki bir insanın eğitim almadan gerçek zekasını kullanabilmesi mümkün mü, değil; ama orta kapasitede bir insan bile iyi bir eğitimden sonra seçilmiş kişi gibi diğer insanları yönetebiliyor. Bu kural köpekler içinde geçerlidir.

Özgürlük

Eğitim öncelikle köpeğe özgürlük kazandırır. Eğitimciler tarafından bebeklikten itibaren sahibi eşliğinde eğitilen köpekler sahipleri ile beraber tatile çıkabilir, uzun yolculuklar ya da yürüyüşler yapabilir, kafelere ya da misafirliğe gidebilir, eve misafir ya da tamirci geldiğinde odaya kapatılmaz, sahibine hiçbir yerde sorun çıkartmadığından, nerede nasıl davranması gerektiğini bildiği için her zaman yanımızda eskortumuz olabilecektir. Çocuğumuz ile gidebildiğimiz her yere köpeğimizi de götürebiliriz. Köpeği alırken istediğimiz şey bu değil miydi?

Bağlar

Eğitim köpek ile aramızdaki bağı kuvvetlendirir. Eğitimli köpek öncelikli olarak sahibini sonra da çevresinde olup bitenleri doğru anlar. Sahibi ile uyumlu bir çift oluşturur. Birbiri ile uyumlu, iyi anlaşabilen bir çift arasında sorun çıkar mı? hayır.

Hayat devam ediyor; bahçenin, çocukların, arabanın vs. bakımı, okunması, imzalanması gereken evraklar, üst üste toplantılar, okul, ev ödevi, dershane, arkadaşlar, sinema, tatil, alışveriş, eğlence, misafirler, temizlik, bulaşık, çamaşır, ütü, seyahat, hastalık, taşınma, vs., vs.... Bunlar hayatımızın içinde olan, çoğu zaman olmazsa olmazlarımız değil mi? Bu işleri yaparken köpeğimizin ayakbağı olmasını ister miyiz? Öyleyse köpek eğitiminin gerekliliğini tartışmak yersiz, ama faydalarını anlatmaya devam edelim.

Uzun yaşam

Eğitimin en önemli faydalarından biri de köpeğimize sağlıklı, uzun yaşam sağlaması. Yerden yememe eğitimini almamış bir köpek günün birinde bir parça zehiri gözümüzün önünde azına alabilir, üstelik "bırak" komutu da öğretilmemişse biz elimizi ağzına sokana kadar onu yutabilir. Devamında gerekli önlemler alınmadığı, veterinere yetiştirilmediği taktirde köpeğimiz gözümüzün önünde can verir.

"Yanımda yürü", "takip" komutunu bilmeyen bir köpek devamlı sahibini çekiştirecektir. Bazen çevremizde görürüz önde köpek, tasmanın gerisinde koşar adım sahip. Kimin kimi gezdirdiği tartışılır Kol kaslarınızın gelişmesini istemiyorsanız böyle bir köpeği gezdirmek istemezsiniz. Böyle bir köpeğe daha yavaş yürüsün diye dikenli tasma takmaya kalkarlar. Bir süre sonra hayvanın boğazında sorun yaşanması kaçınılmaz olur. Köpek sizden önde yürüyor, bir köşeyi döneceksiniz, aksi gibi karşı taraftan da başka bir köpek, kedi ya da köpekden korkan bir çocuk geliyor, köşe başındaki karşılaşma muhtemelen pek hoş olmaz ya da köpeğin topaç gibi çevrenizde döndüğünü düşünün ki bu eğitimsiz köpeklerin genelinde vardır; sahibinin düşmesine hatta yaralanmasına sebep olur.

Yaşı ilerlemiş olmasına rağmen hala her gördüğü kediyi kovalayan bir köpek düşünelim aniden ileri atılan bu köpek yine aynı şekilde sahibinin düşmesine neden olabildiği gibi ansızın yola atladığı taktirde araba altında kalabilir, bir trafik kazasına neden olabilir.

Köpek üste atlamaya bayılır, çünkü sahipleri buna teşvik ederler. Birkaç ay önce Levent'te bir golden yanından geçen hamile bir bayanın üzerine atladı. Bu olayın ne kadar korkunç sonuçlara yol açabileceğini düşünebiliyor musunuz?

Köpeğimize otomobil eğitimi vermediğimiz taktirde araçta nerede oturması gerektiğini bilmeyecek, seyahat esnasında şoförün dikkatini dağıtabileceği gibi bir anda şoförün kucağına çıkarak kazalara yol açabilir.

Özellikle yavruluk döneminde yapılması şart olan "puppy" yani "yavru eğitimi" ise bizde hiç yaygın değildir. Yavru eğitimindeki amaç; köpeğin ilerleyen zamanlarda kazanması muhtemel kötü alışkanlıkların önüne geçmek, hep daha iyi şeyler yapmaya teşvik etmektir. Yavru eğitiminde itaat eğitimi gibi görsel beceriler pek yoktur. Yani otur ya da yat gibi komutlardan ziyade bahçeye zarar vermeme, tuvalet alışkanlığı, yerden yemek yememe, oyun kuralları, yemek, uyku, oyun, tuvalet saatleri, yalnız kalabilme alışkanlığı gibi ömrünün sonuna kadar gerekli olan bir takım alışkanlıklar kazandırılır. Burası çok önemli; bir şeyler öğretilmeye değil, bu alışkanlıkları kazandırmaya çalışmalıyız. Mesela çiçeklere zarar vermeme öğretilmez, çiçeklere zarar vermeme alışkanlığı kazandırılır ya da tuvalet alışkanlığı kazandırılır. Köpek şartlı refleks ya da alışkanlıklarında ötürü hep aynı bölgeye tuvaletini yapar. Daha önce bahsettiğimiz yavru kafesinde kalması öğretilmez; kafes sevdirilerek onun içinde kalması alışkanlığı kazandırılır. Bu sayede yavru köpek bunları mecburiyetten ötürü yapmak zorunda kalmayarak, severek ve isteyerek alışkanlıkları doğrultusunda doğru işler yapar.

Bir düşünsenize çevremizdeki köpeklerin büyük çoğunluğu eğitimli olsalar şehir yaşamında köpekler için olan birçok yasak ortadan kalkacaktır. Biraz da köpek eğitimindeki ana unsur olan köpek eğitmeni konusunu ele alalım. Öncelikle köpeğin eğitimi ile ilgili olarak sadece ve sadece köpek eğitmeni ile görüşülmeli, onun fikirleri doğrultusunda hareket edilmelidir. Çünkü yurdum insanı her şeyi bildiğini zanneder. Bana göre ister veteriner hekim olsun, ister birçok köpek beslemiş biri olsun bu kişilerin eğitim konusunda köpek sahiplerini yönlendirmeye hakkı yoktur. Herkes kendi işini bilmeli, kendi işi üzerine uzmanlaşmalı. Ülkemizde köpek eğitmenlerini toplayan bir çatı olmadığı için iyi eğitimci bulmanın en iyi yolu iyi referans almaktır. Daha önce köpeğini eğittirmiş kişilerle görüşüp iyi referans aldığınız bir eğitimci ile köpeğinizin yavruluk döneminden itibaren beraber çalışırsanız aslında ne kadar çok şeyi yanlış yaptığınızı ya da yanlış bildiğinizi farkedeceksiniz. Eğitimcinin görevi sadece köpeği eğitmek değil, köpek sahibini de bilinçlendirmektir.

Unutmayın bazen bilmeden köpeğinize öğrettiğiniz kimi yanlışları düzeltmek ilerleyen zamanlarda mümkün olmayabilir. Bu yüzden yaşı, ırkı, cinsiyeti, boyu, postu ne olursa olsun her köpeğin mutlak eğitime ihtiyacı vardır. Köpeğinizi eğitimini eksiksiz yaptırdığınızda hiçbir zaman köpek aldığınız için pişmanlık duymayacaksınız.
MAKALE

KÖPEK " DUYURU "

KIF YARIŞMA - KÖPEK KAYIT - SEMİNER

İSTANBUL

20 Eylül 2008 Cumartesi : Kinoloji Semineri 2. Aşama (Sadece 1. Aşamaya Katılanlar başvurabilir.)

21 Eylül 2008 Pazar: Köpek Kayıt ve Irk Değerlendirme Organizasyonları

(Köpeklerin; Kayıt için en az 6 aylık , Irk Değerlendirmesi için en az 9 aylık olmaları gerekmektedir.)


25 Ekim 2008 Cumartesi : Av Köpekleri Mera Yarışması ( 30 köpeğin katılımı ile sınırlıdır. Başvurular davetiye usulü ile yapılacaktır. Davetiye almamışların form yollamaması ve ücret yatırmaması rica olunur. )


26 Ekim 2008 Pazar : KIF ULUSAL KÖPEK IRKLARI YARIŞMASI (İSTANBUL)

(Yerli ırklar harici FCI ca tanınan tüm köpek ırklarına açıktır. 15 ay ve üzeri Federasyona kayıtlı köpekler yarışmaya katılabilir. )

9 Eylül 2008 Salı

KÖPEK



EĞİTİMLİ KÖPEK :)

KÖPEK

İnsanlık tarihine etkisi olan 10 köpek

1 ve 2: Strelka ve Belka

Laika uzaya gitmiş gitmiş ilk köpek olabilir ama 1960 yılında Sputnik ile uzaya giden Strelka ve Belka dünya yörüngesinde başarılı ile kalıp geri dönen ilk canlılar oldular. Dolayısı ile onların bu yolculuğundan daha çok şey öğrenildi.

3: Peritas

Köpeği Peritas olmasa Büyük İskender asla büyük olamıyabilirdi. Büyük İskende, pers kralı 3. Darius’un orduları ile savaşırken Peritas sadırmakta olan bir filin üzerine atlayarak hortumunu ısırdı. Böylece Byük İskender hayatta kaldı. Batı dünyasının temelleri sayılan imparatorluğunu kurdu.

4: Charlie

John F. Kennedy’nin oyun arkadaşı terrier
Küba füze krizi sırasında Başkan Kennedy karmakarışık Savaş Odası’na oğlunun Galler teriyesi köpeği Charlie’yi getirtti. Köpek, herkesin onayladığı şekilde Kennedy’nin kucağında oturmak sureti ile başkanı sakinleştirdi. Sonunda krizin aşılması için kararlar verdi.

5: Jofi

Sigmund Freud terapiler sırasında chow chow cinsi köpeği Jofi’yi de bulunduruyordu. Günlüklerinde ki notlar köpeğin hastaları rahatlattığını söylüyor. Bu notlar bugün terapide kullanılan hayvanlar için temel oluşturuyor.

6: Urian

VII. Henry, Aragon’lu Catherine’den boşanmasını onaylamak üzere Kardinal Wolsey’yi Papa ile görüşmeye gönderdi. Görüşme sırasında Papa o zamanlar gelenek olduğu şekilde çıplak ayak parmağını öptürmek üzere Kardinal’e uzattı. İşte tam bu sırada Kardinal’in köpeği Urian fırlayarak Papa’nın ayağını ısırdı. Papa Clement çılgına döndü, boşanma iptal edildi. Bunun üzerine VII. Henry de Katolik Kilise’yi iptal ettiğini açıkladı. Bu olay devlet ve kilisenin ayrılma noktasıdır.

7: İsimsiz bir Newfoundland

Tıpkı bunu gibi bir Newfoundland yaklaşık 200 sene önce Napoleon Bonaparte’ın hayatını kurtardı.
Napoleon 1815′te Elba adasındaki sürgününden kaçarken dalgalar yüzünden tekneden denize düştü. Bir balıkçının köpeği suya atladı ve boğulmakta olan despotu yüzer durumda tuttu.

8:Checkers

1957′deki “Checkers Konuşması”nda zamanlar bir senatör olan Nixon seçim kampanyasında 18.000 dolarlık bir yolsuzluk yaptığını itiraf etti. Bu ödeme içinde bir de hediye Amerikan Kokır Spanyel bulunmaktaydı. Nixon “Ve biliyor musunuz, çocuklar tüm çocuklar gibi köpeği sevdiler. Artık ne derlerse desinler onu geri vermeyeceğiz” dedi. Bu içten konuşma bir anda Nixon’ın popülerliğini arttırdı. Daha sonra da başkan seçildi.

9eps

Eğer Peps olamasa idi Wagner o muhteşem operaları hiç olamayabilirdi. Wagner bu Spanyeli özel bir koltuğa oturtur ve yeni komposizyonlarını ona çalardı. Köpeğin tepkilerine göre de bir pasajı atar ya da tutardı.

10: Donnchadh

1306 yılında İngiltere Kralı I. Edward, Robert Bruce’u bulabilmek için kendi köpeğini ona karşı kullanır. Köpek İngilizleri sahibine götürdüyse de daha sonra döner ve onun yanında savaşır. Robert Bruce İskoçya kralı olur.

Birkaç nesil sonra doğrudan Robert Bruce’un soyundan gelme Kral III. George’un akıldışı hareketleri Amerikalı kolonistlerin başkaldırmasına yol açar. Modern tıp III. George’un bariz deliliğini İskoç Stuart’larına (Robert Bruce ile başlayan İskoç kralları) özgü genetik bir hastalığa bağlıyor.
alıntıdır

KÖPEK EĞİTİMİ ve KÖPEK PANSİYONU



Damlanın köpeği TARÇIN:)

8 Eylül 2008 Pazartesi

KÖPEK EĞİTİMİ ve KÖPEK PANSİYONU





Sevgili DAMLA nın köpeği TARÇIN:)
6 AYLIK BİR GOLDEN RETRİEVER.

Damla dün köpeğinden çok zor ayrıldı,bizi de üzdü:))
damlacığım,tarçın çok keyifli,arkadaşlarıyla çok eğleniyor ve mamasını iştahla yiyor.
seni özleyecek biraz ama okul çıkışı herzaman gelebilir tarçınla ve diğer yavrularla oynayabilirsin...çok da seviniriz seni gördüğümüze.
bizden sana kucak dolusu sevgiler,
yeni okul döneminde başarılar...

KÖPEK EĞİTİMİ ve KÖPEK PANSİYONU





CUBA-MİLKA-YAŞAR VE TARÇIN

KÖPEK EĞİTİMİ ve KÖPEK PANSİYONU