30 Ağustos 2008 Cumartesi

KÖPEK EĞİTİMİ :)

KÖPEK BAKIMI - BESLENMESİ VE SAĞLIĞI

KÖPEKLERİN BESLENMESİ
Köpekler bekçilik, avcılık, savaş, gözetim, tarım, çeki, tüy ve et sağlama, arkadaş, sürü idaresi, rehber gibi pek çok amaçla insanlara hizmet etmiştir ve etmektedir. Çok uyumlu ve sadık hayvanlardır, özellikle yaşlılarla ve çocuklarla çok iyi anlaşırlar. Koruma içgüdüsü iyi gelişmiştir, sahibini veya ailesini hırsızlara, kötü niyetli kişilere karşı çok iyi korurlar.
Köpekler mizaç olarak avlanacak biçimde yaratılmıştır, eğitilerek bu alanda kullanılmaktadır. Avı uzaktan sezer, yerini bulup ağzına alarak sahibine getirir veya yerini gösterir. Koku alma ve işitme duyuları çok gelişmiştir, bu sayede avını, cinayet olaylarını, uyuşturucu izini, patlayıcıları ve hatta gizli geçitleri bulur. Hızlı koşar.
İnsanlarla köpekler arasında, çoğunlukla insanların yararına olan çok güçlü bir bağ bulunmaktadır. Bunun neticesinde de köpek sahipleri köpeklerinin sağlıklı olması ve iyi beslenmesi için çabalamaktadır.
Marketlerde, veteriner kliniklerinde, ev hayvanları ile uğraşan dükkanlarda, köpek sahiplerinin kafalarını karıştıran, onlarca çeşit dengeli mama, gevrek türü yiyecekler, besin takviyeleri satılmaktadır. Bunların görünüşleri, içerdikleri, besin madde bileşimleri, lezzetleri, kokuları, sindirilebilirlikleri birbirinden farklıdır. İyi dengelendiği takdirde köpekler ev yapımı mamalarla da sorunsuz bir şekilde beslenebilir.
Yabani hayatta avının peşinden koşmak, yakalayıp öldürmek ve yemekle karnını doyurmaktadır.
KÖPEK YİYECEKLERİ:
Köpekler doğal olarak etobur olmalarına rağmen, uzun zamandan beri insanlarla birlikte yaşadıkları için insanların beslenme alışkanlıklarına uyum sağlamışlardır. Tamamen bitkisel kaynaklara dayalı bir mamayı tüketebilirler.
Köpekler için evde dengeli diyet hazırlanabilir. Diyet hazırlamada kullanılabilecek yiyecekler;
Et ve mezbaha yan ürünleri: Et, sakatat ve balık yararlı ve kaliteli protein kaynaklarıdır, ancak özellikle Ca bakımından eksiktirler, yeterli B vitamini içermezler, karaciğer ve böbrek hariç A, D ve E vitaminleri bakımından fakirdirler. Ayda bir veya iki kere karaciğer verilmesi yeterli A ve D vitamini sağlar.
Sığır, koyun, domuz, kuzu, at, tavuk ve tavşan etleri köpek beslemede sıklıkla kullanılır. At eti alıştırarak verilmelidir, aksi halde ishallere neden olabilir. İşkembe, dalak, akciğer ucuz ve kolay bulunur protein kaynaklarıdır.
Etler enikler için kıyma şeklinde, büyükler için kuşbaşı doğranarak, balığın kılçıksız olarak ve pişirilerek verilmesi daha uygundur. Çiğ balık tiamin eksikliğine sebep olabilir.
Etin pişirilmesi, onu daha iyi sindirilebilir hale getirir, çiğ ette sindirilmeyen kollajen proteinleri vardır. Ayrıca çok yağlıdır. Köpeklerde ölüm sebeplerinden biri de fazla yağlı beslenmeye bağlı olarak şekillenen pankreatitistir. Kaynağından emin olmadığımız çiğ et, bakteri ve parazit tehlikesi taşıyabilir. Ayrıca et tek başına hayvanın besin maddesi ihtiyaçlarını tam karşılayamaz. Vahşi hayatta köpekler çiğ kas eti tüketmektedir, etle birlikte, kemik, sindirim kanalı içeriği ve iç organları da yemektedir, böylece dengeli besin maddesi alabilmektedirler. Yine vahşi anne köpekler yedikleri eti kusarak yavrularına yedirmektedir.
Süt ürünleri: Süt ve peynir kaliteli protein kaynaklarıdır. Süt (yağsız) çiğ olarak veya süt tozu şeklinde verilir. Süt bir gıdadır ve suyun yerini alamaz. Süt tek başına dengeli bir diyet oluşturmaz. Bazı köpekler için ödül olarak yararlı olabilir, önceden süt içmeyen köpeklere fazla verilirse ishale sebep olabilir.
Yumurta: Mükemmel bir protein kaynağıdır, yavru ve çalışan ergin köpeklere verilir. Fazla verilirse karaciğer zorlanır. Köpek diyetine sık sık çiğ yumurta ilave edilmesi biotin eksikliğine sebep olabilir.
Kemikler: Kemik kalsiyum ve fosfor sağlamak için verilir. Köpeklere kemik verilmesi tartışmalı bir durumdur, sindirim kanalında batmalara, yaralanmalara sebep olabilir. Büyük sığır kemiklerinin parçalanmadan, az pişirilmiş olarak verilmesi, güvenilir ve taze ise çiğ olarak verilmesi tercih edilir. Kemik unu şeklinde verilmesi risksiz bir yöntemdir. Piliç, hindi kemikleri gibi küçük yumuşak kemikler ağız ve boğazda yırtılmalara veya takılmalara sebep olabileceğinden köpeklere verilmemelidir. Küçük kemiklerin dişler arasında veya damakta sıkışması riski de vardır.
Bitkisel yiyecekler: Soya küspesi, tahıllar, değişik sebzeler, meyveler, maya köpeklere farklı besinleri sağlamak amacıyla kullanılan yiyeceklerdir. Sebzeler pişirilerek püre halinde ve etle karıştırılarak verilir. Pirinç suyu iyi bir bağırsak düzenleyicidir. Havuç, yeşil fasulye, pırasa, marul pişirilerek veya çiğ halde verilebilir. Muz, armut, portakal ve elma köpeklerin severek tükettiği meyvelerdir.
Yağlar: Hayvansal ve bitkisel yağlar kullanılabilir. Morina balığı karaciğer yağı halen en çok kullanılan yağda eriyen vitamin kaynağıdır, günde 2-3 damlası orta boy ergin bir köpek için yeterlidir.
Sofra artıkları: Köpeğin ihtiyaçlarını karşılayacak dengeli bir diyet sağlamaz. İdeal olanı sofra artıkları vermemektir. Verilirse de günlük mama tüketiminin % 10’unu kesinlikle geçmemelidir. Hazır dengeli mama ile beslenen sağlıklı köpeklere nadiren ilaveler yapılır.
Köpek yalvaran ve isteyen gözlerle masadaki yiyeceğe bakarken ona hayır demek zordur. Bununla birlikte köpeğin isteklerine boyun eğmek çeşitli problemler oluşturur. Ticari köpek mamasına devamlı insan yiyeceği ilave etmek diyetin besin dengesini bozabilir. Ayrıca davranış problemleri ortaya çıkabilir. Örneğin masadan yiyecek verilmediğinde, köpek masadan veya mamanın hazırlandığı yerden aşırabilir. Bu problemden kaçınmak için, aile kahvaltıda veya akşam yemeğinde iken düzenli bir şekilde köpeğin maması verilir. Köpeğe sadece iyi bir vücut kondisyonunu sağlayacak kadar yedirilmelidir. Fazladan yiyecek isteğini reddetmek gerekir. İnsan yiyeceği ilave etmekle köpek diyetinin enerjisi ve obezite riski artar.
Köpeğe yedirilmesi sakıncalı yiyecekler
Alkollü içecekler, kedi maması, kafein, çikolata, kuru üzüm, nikotin, sofra artıkları, aşırı tuz, şeker ve yağ gibi yiyecek ve içecekler hayvanın sağlığını tehdit ettiği için sakıncalıdır.
Köpeklerin su ihtiyacı:
Su ihtiyacı tükettiği mamanın miktar ve bileşimine göre değişir. Mama tüketimi arttıkça su tüketimi de artar. Köpekler aldıkları kuru maddenin yaklaşık 2.5-3 katı su içerler. Bir köpek ağırlığının % 2'si kadar kuru madde tüketir, buna göre 20 kg'lık bir köpek için günde 1 litre suya ihtiyaç vardır. Mama sulu ise bu ihtiyaç azalır. Yani konserve mama tüketen köpekler kuru mama tüketenlerden daha az su içerler. Ağır çalışma, emzirme, sıcak havalar ve tuzlu gıdalar su tüketimini artırır. En iyisi köpeklerin önünde her zaman taze ve temiz su bulundurulması ve köpeğin istediği kadar içmesinin sağlanmasıdır.
KÖPEK MAMALARI
Köpeklerin beslenmesinde; hazır ticari mamalar kullanılmaktadır veya ev diyetleri (yal, çiğ-organik) hazırlanmaktadır.
1. TİCARİ KÖPEK MAMALARI:
Piyasada çok fazla sayıda ticari köpek maması bulunmaktadır. Kaliteli ticari mamalar ırka bakılmaksızın, normal ve sağlıklı köpeklerin ihtiyaçlarını karşılamak üzere hazırlanmıştır. Birim canlı ağırlık için, iri ırk köpekler daha az, küçük ırklar daha fazla mama gerektirir. Irk içerisinde metabolizma, aktivite, yaşa göre farklı ihtiyaçlar söz konusudur. Yavrular için protein ve diğer besin maddeleri bakımından zengin, aktif köpekler için protein, yağ ve enerji bakımından zengin, daha az aktif olan yaşlı köpekler için yağı ve kalorisi düşürülmüş mamalar hazırlanır. Örneğin; büyütme mamalarında % 21 veya daha fazla protein, % 8 veya daha fazla yağ, ergin mamalarında % 21- 26 protein, % 8-18 yağ, düşük kalorili mamalarda % 14-25 protein, % 7-8 yağ, performans mamalarında % 27 veya daha fazla protein, % 9 veya daha fazla yağ bulunur.
Ticari Mamaların Bileşimi:
Protein Kaynakları: Ticari mamalarda dana eti, piliç, piliç yan ürünleri, kanatlı unu, kanatlı yan ürünleri unu, kurutulmuş yumurta, balık, balık unu, kuzu eti, tavşan eti, domuz eti, at eti, et-kemik unu, et yan ürünleri, et unu yaygın kullanılan protein kaynaklarıdır.
Bitkisel protein kaynaklarından; mısır gluteni, soya unu, soya küspesi, yonca unu, kurutulmuş bira mayası, keten tohumu küspesi, buğday germi sayılabilir.
Karbonhidrat Kaynakları: Daha çok mısır, pirinç, buğday, yulaf; daha az olarak da arpa, havuç, keten tohumu, melas, bezelye, patates kullanılmaktadır. Bunlar mama hazırlama esnasında ekstruderde 150 C gibi bir sıcaklığa maruz kaldıklarında nişasta granülleri genişler, lezzet ve sindirilebilirlikleri artar. Mamalar da sindirilmeyen lif kaynakları da kullanılmaktadır, bunlara örnek olarak pancar posası, pirinç kepeği, elma posası, domates posası, soya kabukları, yerfıstığı kabukları, turunçgil posası, yulaf kepeği, buğday kepeği ve selüloz sayılabilir.
Yağ kaynakları: Hayvansal ve bitkisel yağlar, mamalarda kalori, esansiyel yağ asitleri ve lezzet sağlamak için kullanılmaktadır. Don yağı, iç yağı, kanatlı yağları, mısır, ayçiçeği, soya yağları kullanılır.
Vitamin ve mineral kaynakları: Köpeklerin bütün vitamin ve mineral ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde hazır mamalara üretim esnasında katılırlar.
Koruyucu ve katkı maddeleri: Ticari köpek mamalarına lezzetliliği, dayanıklılığı, görüntüyü düzeltmek, mikroorganizmaların bulaşmasını ve çoğalmasını engellemek, besin maddelerinin bozulmasını önlemek amacıyla pek çok kimyasal madde ilave edilmektedir.
Ticari mama çeşitleri:
Kuru, yarı sulu, konserve, dondurulmuş mamalar gibi değişik tipte mamalar vardır. Bunlar su içeriği, maliyet, lezzetlilik, besin madde miktarları bakımından birbirinden farklı olmalarına rağmen, kullanılan ham maddeler birbirine benzer. Esas farklılık su içeriğindedir. Farklı mama tiplerinden etiketlerine göre kıyaslama ve tercih yapmak doğru değildir.
Çok fazla seçenek olduğundan hayvan sahipleri karar vermede zorlanabilir. Seçim yaparken dikkat edilmesi gereken önemli noktalar, satış yeri, fiyatı, alışkanlık, lezzetlilik ve sindirilebilirliktir. Hepsi de dengeli ve yeterli besleme sağladığı için mamanın tipi ve kategorisi hayvan sahibi için çok da önemli değildir. Seçimde ilk adım köpeğin ihtiyaçlarını yaklaşık olarak belirlemektir. Bu hayvanın performansına göre yapılır. Daha sonra mamanın besin maddeleri içeriğine bakılır, besin maddeleri kuru madde esasına göre değerlendirilmelidir.
Mamalarda sindirilebilirlik, mevcut mamanın 3-5 gün gibi belli bir süre tartılı miktarlarda yedirilerek ve o sürede yapılan dışkının da tartılarak, yemin ve dışkının besin maddeleri bakımından analiz edilmesi sonucu hesaplanabilir. Sindirilme derecesi yüksek olan mamaları tüketen hayvanlarda daha sıkı ve daha az dışkı oluşur. Bunlar da köpek sahipleri için önemli kriterlerdir.
Konserve mamalar: Konserve köpek mamaları % 8-15 protein ve % 2-15 yağ içermektedir. Nem içeriği yaklaşık % 75 ‘dir (% 78’den az). Kilogramında 825-2100 kcal ME bulundurur. Bunların içerisinde tahıl, et ve et yan ürünleri birlikte bulunabilir, bazıları sadece hayvansal ürünlerden oluşur, akciğer, meme, diğer yan ürünler ve yağ doku içerir. Bu mamalar vitamin ve mineral bakımından dengelenmiştir. Sulu mamaların avantajları uygun kaplarda uzun bir raf ömrüne sahip olmaları, lezzetli olmaları; dezavantajları ise maliyetin yüksek olması ve dişler üzerinde olumlu etki yapmamalarıdır.
Besin maddesi dengesi büyük oranda içinde bulunan hayvansal ürünün tipine bağlıdır. Açıldığı zaman tüketilmemiş mama buzdolabında saklanmalıdır.
Kuru mamalar: Çoğunlukla % 18-27 protein, % 7-15 yağ, %12’den az su, % 35-50 karbonhidrat içerir. Kuru mamalarda kilogramda 3100-4400 kcal ME bulunur.
Kuru mamaların hazırlanmasında; tahıllar, et, et yan ürünleri, yağlar, mineraller ve vitaminler karıştırılarak, bir kalıp vasıtasıyla sıkıştırılarak, pişirilir. Kek, çubuk, pelet, granül, un gibi değişik şekillerde olabilir. Bunların kuru ve serin depo şartlarında tutulması gerekir.
Kuru köpek mamalarının avantajı yüksek konsantrasyonda besin maddelerini içermesi, daha ucuz olması, buzdolabı gerektirmemesidir. Ayrıca dişler için yararlı masaj sağlar, diş hastalıklarını önler. Dezavantajı sulu veya yarı sulu mamalara göre köpekler tarafından daha az tercih edilmesidir. Bazen biraz yağla tavlanması, üzerine biraz yağ veya et suyunun dökülmesi bu problemi ortadan kaldırır. Un halindeki kuru mamalar kullanılmadan hemen önce süt, et suyu veya su ile sulandırılır.
Büyük paketlerde alınan kuru mamaların ağzı açıldıktan sonra, bitene kadar nem almayacak şekilde korunması gerekir.
Yarı sulu mamalar: Yarı sulu köpek mamaları % 6-25 protein, % 5-10 yağ, % 25-35 karbonhidrat ve % 30 su (bazen % 50’ye çıkabilir) içerir. Kaliteli yarı sulu mamalar kilogramında yaklaşık 2650-2950 kcal ME bulundurur. Kuru mamalara göre daha lezzetlidir, kullanımı uygun, depolaması kolaydır, ancak daha pahalıdır. Yarı sulu mamalar plastik torbalarda veya sosisler halinde bulunmaktadır.
Ticari mamaların avantajları:
• İhtiyaçları karşılayacak şekilde dengelidir.
• Çoğunlukla ekonomiktir.
• Hazırlanması daha az iş gücü gerektirir.
• Genelde veteriner hekimler tarafından da tercih edilir.
• Yedirilmesi kolaydır.
Ticari mamaların dezavantajları:
• Doğal değildir.
• Alerjiye sebep olabilir.
• Bazı durumlarda besleyiciliği tartışmalıdır.
• Suni katkılar, besleyici değeri olmayan, hastalık yapıcı maddeler içerebilir.
• Dolgu ya da artık ürünler bulundurur.
2. EVDE HAZIRLANAN MAMALAR (YAL)
Yaklaşık 1/3’ü tahıl ürünleri, 1/3’ü sebzeler ve 1/3’ü etten oluşur. Bazı büyük köpekler sebzelerini bütün ve çiğ olarak sever, bazı küçük ırklar püre halinde hoşlanırlar. Havuç, kabak gibi çiğ sebzeleri güzelce rendelemek iyi olur. Temel tahıl genellikle kahverengi pirinçtir, yulaf unu, arpa, darı, mısır gibi diğer tahıllar da ilave edilebilir. Hemen hemen bütün sebzeler köpekler tarafından kabul görebilir, ancak havuç, brokoli, karnabahar, sarı kabak, kabak, Brüksel lahanası tercih edilir. Domates, soğan, biber ve patatesten sakınılmalıdır. Et kaynağı olarak sığır, piliç, hindi, tavşan, geyik etleri kullanılabilir. Kalp, karaciğer, böbrek gibi organ etleri haftada bir veya iki kere verilebilir. Karaciğer çok besleyicidir, fazla miktarlarda gerekli değildir ve yüksek vitamin A içeriği nedeniyle tavsiye edilmez, haftada bir veya iki kere az miktarlarda katılırsa iyi bir ilavedir. Haftada bir sığır bacak kemiği çiğ olarak çok iyi bir ilavedir ve köpeklerin dişlerini plaklardan ve diş eti hastalıklarından korur.
Avantajları:
• Sindirimi ve emilimi daha kolaydır.
• Daha doğal gıdalar içerir.
• Bireysel ihtiyaçlara göre katkı yapılabilir.
• Daha fazla enerji sağlar.
• Deri, kıl sağlığı daha iyidir.
• Kilo kontrolü daha kolaydır.
• Dondurularak ya da pişirilerek uzun süre saklanabilir.
Dezavantajları:
• Fazla tane yem veya CHO içerir.
• CHO’lar gaza sebep olur.
• Genellikle ucuz değildir.
• Karıştırılması ve pişirilmesi gereklidir.
ÇİĞ MAMA
Çiğ (organik) mamada, çiğ etli kemikler, çiğ kas ve organ etleri, çiğ yumurta, sebzeler, meyve, yoğurt, pişirilmiş tahıllar, süzme peynir, şifalı bitkiler, enzimler ve başka katkılar kullanılır. Bu şekilde hergün aynı diyete bağlı kalınmaz, kuru mamalardaki gibi verilecek miktarı tam ayarlama zorunluluğu yoktur. Çiğ mamalar her gün taze hazırlanarak ya da önceden hazırlayıp dondururarak parça parça yedirilebilir.
Vahşi köpeklerin tamamen çiğ diyetle beslenmesinden yola çıkarak, böyle beslemenin köpekleri daha sağlıklı yaptığı savunulmaktadır. Normal aktif köpekler ağırlıklarının % 2’si, çok aktif olanlar % 3’ü, yavru köpekler % 10’u kadar yerler.
Çiğ diyete başlarken, piliç veya hindi kanat, boyun veya sırt kısımları verilebilir. Alıştıktan sonra sebzelere bir parça yağsız etle karıştırılarak başlanır. Kemikli et bütün olarak verilebilir, küçük köpekler için kemiklerin öğütülerek verilmesi daha güvenlidir. Sebzeler lapa gibi yapılır.
Et organik ve taze ise çiğ olarak güvenle yedirilebilir. Et kaynağı şüpheli ise biraz pişirilebilir, ayrıca köpek yaşlı ya da hasta ise biraz pişirilmiş eti daha iyi değerlendirebilir. Parazit ihtimalinden çiğ domuz eti tavsiye edilmez.
Köpeklere arasıra kabuğu ile birlikte çiğ ya da pişmiş olarak yumurta verilir, sürekli çiğ olarak veriliyorsa, sarısının verilmesi daha uygundur. Vahşi köpeklerin fırsat buldukça yaptıkları gibi, arasıra balık da verilebilir.
Ölçülü diyet hazırlamanın en iyi yolu iki kase tahıl, bir kase sebze, bir kase eti karıştırmaktır. Diyete vitamin mineral ilave etmek de gereklidir. Katkı maddesi olarak; probiyotikler ve yoğurt (sindirim enzimleri), elma suyu sirkesi, zeytin yağı, keten tohumu yağı kullanılır.
Vitamin-mineral katkısı olarak maya, kemik unu, yosun unu gibi doğal ürünler ilave edilir.
Avantajları:
• Katkı maddesi içermeyen, mümkün olduğunca organik, taze bir diyet sağlar.
• Alerjileri ve artritisi azaltabilir.
• Daha sağlıklıdır, ömrü uzatabilir.
• Köpek kokusu daha azdır.
• Dişler doğal olarak temizlenir.
• Daha az dışkı üretilir, dışkı serttir, kolayca küçük parçalara ayrılır, daha az kokar.
• Kemiklerin çiğnenmesi, etin koparılması, çene, boyun ve omuz kaslarını geliştirir.
• Yavrular daha fazla enerji , daha kolay kilo alırlar.
• Dişi köpekler daha sağlıklı gebelik geçirir, yavruların ağırlıkları ve yaşama güçleri daha iyidir.
Dezavantajları:
• Besin maddeleri açısından tam dengelemek zordur.
• Yüksek proteinli ve yağlı diyetler mineral yetersizliği problemlerine sebep olabilir.
• Kaliteli hammaddeleri kullanmak zorunludur.
• Kemikler tehlikeli olabilir, dokuları yırtabilir, tıkanmaya sebep olabilir.
• Diyet dengelenmezse, özellikle Ca ve P doğru ayarlanmazsa sağlık problemleri oluşabilir.
• Anemi, raşitizm ve başka ortopedik problemler görülebilir.
• Yaşlı veya immun sistemi zayıflamış köpeklerde çiğ et yüzünden sıklıkla E. coli/salmonella problemi olabilir, sağlıklı hayvanlarda asidik mide ve güçlü immun sistem nedeniyle problem oluşmaz.
• Pahalı olabilir.
YAVRU KÖPEKLERİN BESLENMESİ:
Normal şartlarda yavrular 3-4 haftalık olana kadar anneleri tarafından yeterli beslenir. Dişilerin çoğu yavrularına çok iyi bakarken, bazı asabi ve dikkatsiz anneleri sakinleştirmek ve yavrularını kabul ettirmek için yardım gerekebilir. Yavruları annenin meme başlarına yakın koymak bunlardan biridir. Az emen yavrular daha küçük, vücut ısısı daha düşük, daha hafiftir. Yavruları düzenli olarak ele almak, onların kondisyonunun ve büyüme durumunun kontrolüne fırsat sağlar, ancak fazlası anne ve yavrular için stres yaratır.
Süt emme döneminde, her yavru her hafta, doğum ağırlığı kadar ağırlık kazanmalıdır. Yaklaşık 3 haftalık yaştaki yavrular ana sütüne veya süt ikamelerine ilaveten başka yiyecekleri yemeye başlar. Yavruların katı yiyeceklere geçişine, annenin mama kabına az miktarlarda, ılık suyla ıslatılmış kuru mama koymakla başlanabilir. Yavruların katı mama tüketimini teşvik etmek için, periyodik olarak taze mama verilir veya karıştırılır. Bu yaştan önce dişler tam gelişmediği için sert yiyeceklerden kaçınılmalıdır. İlk önce lapa halinde sunulan mamaya yavaş yavaş küçük parçalar halinde et, karaciğer ve kaynatılmış yumurta takviyesi yapılabilir.
Daha iyisi, hazır yavru mamalarını sütle ıslatılarak sabahları ve akşamları vermektir, öğleyin süt verilmeye devam edilir. Zamanla yavru maması miktarı yavaş yavaş artırılır, süt miktarı değiştirilmez. Böylece kuru yiyecek tüketimi artırılmaya çalışılır. Altı haftalık yaşta çoğu yavru sütten kesilebilir. Sütten kesme belli aralıklarla analarından uzaklaştırılarak yavaş yavaş yapılmalıdır. Annenin tabağından katı mama yemeye başlayan yavrular, yaklaşık 4-5 haftalıkken de hazır olabilirler. Ana sütünden kesilebilirler ama, yavrular en az 6-7 aylık olana kadar süt vermeye devam edilir.
Yavrulara mamasını yemesi için yaklaşık bir saat verilir, sonra yenmeyen kısım uzaklaştırılır. Islatılmış ya da konserve mamalar oda sıcaklığında birkaç saat bırakılırsa lezzetsiz hale gelebilir, hatta bozulabilir.
Yavruların normal büyümesini ve gelişmesini sağlamak için gerekli besin madde ihtiyaçları ergin bir köpeğinkinden daha yüksektir. Yavruların mide kapasitesi, günlük ihtiyacını bir kerede karşılayacak kadar mama tüketimi için yeterli değildir. Bu sebeple, yavrular 3 aylık olana kadar günde 4-5 kere, 3-5 aylıkken günde 3 kere, 5-10 aylıkken 2 kere, daha sonra 1 veya 2 kere tercihen aynı saatlerde beslenmelidir.
Büyük ırk yavrularda hızlı büyüme istenmez, iskelet bozuklukları meydana gelir. Bunun için dikkatli olmak, canlı ağırlık artışını takip etmek gerekir. Büyüme oranı azaldığı zaman verilen mama miktarı biraz azaltılmalıdır, yoksa hayvan kilo alır.
Bir yavrunun her gün aynı saatte ve aynı yerde beslenmesi, rutin yeme davranışlarının geliştirilmesi açısından tavsiye edilir, bu dışkı ve idrarın dışarı yapılmasını öğretmede de yardımcı olabilir. Yavrulara masadan insan yiyeceklerinin verilmesi tavsiye edilmez, çünkü onu istemeye alıştırır veya onu seçici bir yiyici yapabilir. Tam ve dengeli mama tüketen yavrulara ilave vitamin, mineral veya et de verilmez, hatta bunların fazla verilmesi büyüyen hayvanlarda zararlı olabilir.
Bazı köpek sahipleri yavrular çabuk büyüsün ve daha iri olsun diye bol miktarda hazır mama vermektedir ve kalsiyum takviyesi yapmaktadır. Bunun sonucunda ortopedik problemlerin görülme ihtimali artar.
Yavru köpekler için ev diyeti örnekleri
Yaş, ay 2-4 5-7 8-12
Süt 300 g 350 g 400 g
Arpa unu 500 g 600 g 650 g
Et 400 g 400 g 500 g
Sebze 200 g 200 g 300 g
Balık yağı 5 g 5 g 5 g
(4 öğün) (3 öğün) (2 öğün)
Öksüz Eniklerin Beslenmesi:
Anası ölmüş, hasta veya yavruyu kabul etmiyorsa, suni beslemek gerekir. İlk önce sıcak bir ortam (30-35 °C) sağlanır. Yeni doğmuş öksüz yavruya ilk önce % 5'lik glikoz çözeltisi 5-10 ml biberonla verilir. 2 saat sonra bulunabiliyorsa süt ikamesi, yoksa krema, yumurta sarısı, kemik unu ve vitaminler gibi ilaveler yapılarak zenginleştirilen inek sütü verilir. İlk hafta 2-3 saatte bir, sonraki haftada 4 saatte bir besleme yapılır.
Bir günlük ve 350 g ağırlıktaki bir eniğe günde yaklaşık 85 g sıvı verilir, 2-3 haftada yaklaşık 1 kg ağırlığa ulaşması gerekir ve bu dönemde günde 250 g sıvı tüketmelidir. Enik 2.5-3 haftalık olduğunda yukarıda anlatıldığı şekilde beslemeye devam edilir.
ERGİN KÖPEKLERİN BESLENMESİ:
Ergin köpekler için besin maddeleri bakımından tam ve dengeli, herhangi bir ilave gerektirmeyen hazır mamalar bulunmaktadır. Eğer ilave et veya sofra artığı verilecekse toplam diyetin % 10’unu aşmamalıdır. Bu aşılırsa hem diyetin besin maddeleri dengesi bozulur, hem de hayvan şişmanlayabilir veya yiyecek seçmeye yönlenebilir.
Ergin köpeklerin beslenmesi ırka, aktiviteye, metabolizmaya ve köpek sahibinin tercihine göre değişebilir. İster bir ister iki öğün beslensin köpeklere aynı saatlerde yiyecek verilmeli, temiz içme suyu her zaman hazır olmalıdır. İnsanlar gibi köpeklerin de iştahları zaman zaman değişebilir. İştah kaybı devam etmediği ve hayvan kilo kaybetmediği sürece bu problem edilmemelidir.
Ergin köpeklere evde diyet de düzenlenebilir. Orta boy ergin bir köpek için evde; bir kase pişmiş sığır eti, hindi veya piliç, bir kase karışık sebze, bir kase kahverengi pirinç kullanılarak dengeli bir mama hazırlanabilir. Pratik olması sebebiyle, 3-5 günlük mama hazırlanır, sonra gün gün olacak şekilde pakatlenip buzdolabında saklanabilir. Verileceği zaman, kemiklerin kaynatılmasıyla elde edilen kemik suyu ile ıslatılır. Ayrıca tablet şeklinde vitamin mineral takviyesi yapılır.
Ev maması örneği
Gıda maddesi Miktar, g
Et 350-500
Sebze 500-600
Tahıl 450-600 (un, ekmek veya makarna)
Tuz 2.5-3
Pişirildikten sonra üzerine 25-30 ml mısır özü veya soya yağı katılır.
ÇALIŞAN KÖPEKLERİN BESLENMESİ:
Kızak köpekleri, av köpekleri, dağcılık köpekleri gibi uzun süreyle iş yapan hayvanlara yüksek enerjili performans mamaları verilir, ayrıca arada yiyebileceği hafif ilaveler kullanılır.
Çalışan köpeklerin diyetinde sindirilebilir enerji miktarı artırıldığı için, vitamin ihtiyacı da artar. Yüksek enerjili diyetlerde özellikle tiamin ve riboflavin konsantrasyonları yaşama payı diyetlerindekinin iki katı olmalıdır. Çalışan köpeklerin et, et ürünleri ve tahıllardan oluşan diyetlerinde KM'de % 42 HP, % 30 yağ, % 22 CHO, % 2 HS, % 4 HK bulunması istenir.
Daha kısa süreyle daha hafif çalıştırılan köpeklerde işin yoğunluğuna göre mama miktarı ayarlanır.
GEBE VE EMZİREN KÖPEKLERİN BESLENMESİ:
Gebelik esnasında besleme
Gebeliğin ilk 6-7 haftasında dişilerin besin madde ihtiyacı yaşama payı ihtiyaçlarından daha yüksek değildir. Son iki-üç hafta boyunca, bütün besin maddesi ihtiyaçları artar. Gebelik esnasında karın hacmi daraldığı için gebe köpekler günde 3 kere beslenmelidir.
Pratikte, 6. haftadan itibaren mama miktarı her hafta % 10 düzeyinde artırılarak doğum esnasında % 50'ye kadar artırılır. Gebeliğin son 7-10 gününde iştahsızlık görülebilir, hatta hayvan son öğününü kusabilir. Bu durumda öğün sayısını arttırarak kuvvetli ve lezzetli mamalar vermek, mamayı hayvanın tercihine göre su veya sütle ıslatarak vermek yararlı olabilir.
Besin maddelerini garantilemenin en kolay yolu dengeli ticari mamaları yedirmektir. Ancak bunlara vitamin ve mineral ilavesi yapılmamalıdır. Özellikle vitamin A veya kalsiyum fazla ilave edildiğinde problemler oluşabilir.
Doğuracağı gün veya bir gün öncesinden başlayarak hayvan yemeyi durdurur. Doğumdan sonra 24 saat içinde hayvanın iştahı düzelir. Doğumdan sonra hayvan isterse mamanın tamamını tüketmesine izin verilmelidir.
Emzirme döneminde besleme
Bu dönem, bir dişinin besin maddeleri açısından en fazla dikkat gerektiren dönemidir. Dişinin mama tüketimi normalden 2-4 kat fazla olabilir. Mama miktarı fazla olduğu için en az 3 öğün halinde verilmesi uygundur. Hatta yavruları hızlı büyüyen köpeklere 4 öğün halinde verilmesi ve bunun sütten kesime kadar böyle devam etmesi yararlıdır.
Titiz dişiler, yiyecek tüketmek ve su içmek için yavrularını nadiren bırakır ve onları yemeye teşvik ederler. Gebelikte kullanılan mama, emzirme döneminde de kullanılabilir.
Kuru mamaları suyla ıslatmak mama tüketimini artırmayı sağlar. Kuru mamayı ıslatarak vermenin diğer sebebi 3-4 haftalık olan yavruların katı mamaları az az yemeye başlamalarıdır. Yavruları erken yaşta kaliteli ticari mamalara alıştırmak onların ilerde yiyecek seçiciliğini önlemeye yardım eder. Yavrular mama yemeye başladıklarında, ananın besin maddesi ihtiyaçları azalacaktır. Normalde yavrular 6-8 haftalıkken sütten kesilirler, ve bu zamanda ananın mama tüketimi yaşama payından % 50 daha fazla olmalıdır.
Süt salgısını azaltmaya yardım etmek ve meme bezi problemlerini önlemek için, sütten kesme gününde anaya herhangi bir yiyecek verilmez, bol temiz su sağlanır. Yavrular annelerinden ayrılır, mama ve su verilir. Ilık suyla ıslatılan kuru mamalar yavrularda tüketimi uyarabilir. Sonraki gün anaya çiftleştirmeden önce tükettiğinin ¼’i kadar mama verilir. Sütten kesimden sonraki gün anne ve yavrular birkaç saatliğine bir araya getirilirler, böylece yavrular anneyi emebilir. Üçüncü gün anne mamanın ½’sini, dördüncü gün ¾’ünü almalıdır. Beşinci gün dişinin normal yaşama payı diyeti sağlanır. Yavrular çoksa sütten kesim esnasında anne çok zayıf olabilir. Bu durumda sütten kesimden sonra beşinci günden sonra, vücut kondisyonu normale dönene kadar ekstra mama verilmelidir.
YAŞLI KÖPEKLERİN BESLENMESİ:
Köpeklerde yaşama süresi genetik, sağlık, beslenme ve ergin vücut büyüklüğüne göre değişmektedir. Köpeklerde en fazla yaşama süresi 27 yıl, ortalama yaşama süresi ise 13 yıl olarak belirlenmiştir. Genel olarak iri yapılı ırklar, küçük yapılı ırklardan daha genç yaşta ölürler.
Yaşlı veya ihtiyar köpek terimi, ömrünün son % 25’ine girmiş köpekler için kullanılır, yaşlılık yaşı cüsse ve ırka göre değişir; küçük ırklar 12 yaşından sonra, orta boy ırklar 10 yaşından sonra, büyük ırklar 9 yaşından sonra, dev ırklar 7 yaşından sonra yaşlı olarak kabul edilirler.
Yaşlı hayvanlara fazla yedirme ya da besleme yağlanmaya sebep olur, bununla ilişkili olarak kalp, solunum, karaciğer, sindirim sistemi, iskelet, eklem ve tendolara fazla yük bindirir. Bu yüzden yaşlı köpeklerin beslenmesi önemlidir.
Hayvanı uygun kiloda tutmak ve obeziteyi engellemek için, enerji tüketimi uygun bir şekilde kontrol edilir ve düzenli bir egzersiz programı takip edilir. Yaşlı köpeklerde günde bir öğün yerine 2-3 öğün besleme tavsiye edilir. Bu şekilde besin maddelerinin kullanımı artırılabilir ve hayvanın öğün aralarında açlık hissi azaltılmış olur. Öğün zamanı ve her öğünde verilecek yiyecek miktarları iyi ayarlanmalıdır. Bu şekilde sindirim sisteminin baskılanması en aza indirilir ve besin maddelerinin normal sindirimi ve kullanılması desteklenir. Hayvanların önünde su her zaman bulundurulmalıdır.
Yaşlı köpeklerin bazıları özel yeme davranışları gösterir. Hayvanın yeni mamaları yeme isteği azalabilir. Bazıları güçlü kokulu ve lezzetli mamaları tercih ederken, bazıları sadece özel bir markayı veya tadı kabul edebilir. Hayvan sahipleri mümkün olduğu kadar bu istekleri karşılamalıdır.
Şeker hastalığı, böbrek hastalığı, kalp yetmezliği gibi özel besleme gerektiren durumlar dışında yaşlı köpeklere özel diyet sağlamak gerekli değildir. Kaliteli hazır mamalar yeterlidir.
Yaşlanmayla birlikte, eklem sağlığı bozulabilir. Buna uygun hazırlanmış yaşlı köpek mamaları mevcuttur.
BESLENME BOZUKLUKLARI
Diyete bağlı aşırı duyarlılık (Alerji):
Gıdaya bağlı aşırı duyarlılık reaksiyonlarının (gıda alerjilerinin) % 97’sinin sadece dermatoz şeklinde kendini gösterdiği, % 10-15’inde sindirim problemleri ortaya çıktığı tespit edilmiştir.
Gıda alerjileri bir yaşın altındaki gençlerde daha çok görülmektedir. Gıda alerjilerinde diyetteki bir ya da birkaç gıdaya karşı duyarlılık vardır. Gıda alerjilerinin % 80’i sığır eti ve süt ürünlerine bağlıdır. Diğer sorumlu gıdalar tahıl taneleri, domuz eti, piliç, yumurta ve balık gibidir.
Gıda alerjisinde, özellikle ayaklarda, koltuk altlarında, kasıklarda şiddetli kaşıntı, travma, deride kronik yangı, kıl kaybı, deride kızarıklık, pullanma, bazen kusma ve ishal gibi belirtiler görülür.
Veteriner hekim tavsiyesine göre besleme rejimi değiştirilmelidir.
Şişmanlık (obezite), yağlanma:
Şişmanlık köpeklerin beslenme bozukluklarından biridir. Hayvanlar kullanacaklarından fazla enerji tüketirlerse kilo alırlar. Bu artış enerji tüketimi ve kullanımı arasındaki farklılığa bağlı olarak yavaş ya da hızlı olabilir. İdeal vücut ağırlığının % 20’sini geçen köpekler obez olarak değerlendirilir.
Obezitenin sebepleri 3 grupta ele alınır: uygun olmayan diyet, genetik yatkınlık, hormonal bozukluklar
1. Diyet: Sadece uygun olmayan diyet değil, aktivite eksikliği de obezitenin oluşumunda önemlidir. Hayvanlar aldıkları enerjiyi harcarlarsa vücut ağırlıkları sabit kalır. Ağırlığı sabit tutmanın iki yolu vardır; birincisi daha az enerji vermek, ikincisi egzersizi artırarak hayvanın kullandığı enerjiyi artırmaktır.
2. Genetik yatkınlık: Beagles, basset hounds, dachshunds ve Labrador retrievers gibi bazı ırklar obeziteye daha duyarlıdır. Ancak bu ırklar daha kolay kilo alıyor diye kilolu olmaları da istenmez.
3. Hormonal bozukluklar: Hormon dengesini etkileyen bazı hastalıklar şişmanlamaya sebep olabilir. Kısırlaştırma da hormon dengesini etkiler, bazen aktivitede azalma ve metabolizmada değişikliklere sebep olur. Kısırlaştırılan hayvanlarda şişmanlık daha çok görülür. Kısırlaştırılan köpeklerde mama tüketiminin dikkatle kontrol edilmesi ve egzersizin artırılması gerekir. Mama paketinin üzerindeki yedirme talimatlarına uyulmalıdır.
Köpek uygun bir şekilde besleniyor ise vücut kondisyonu ideal olur. Kondisyon gözle ve elle yoklanarak belirlenir. Vücut kondisyonu çok zayıf, ideal veya uygun, kilolu şeklinde değerlendirilir. Çok zayıf ve kilolu nasıl olur, kolayca fikir birliği sağlanabilir, fakat ideal olup olmadığına karar vermek zor olabilir. Veteriner hekime danışarak hayvanın kondisyonu öğrenilebilir. Kaburgaların görünmemesi, ancak hissedilmesi, bel bölgesinin yukarıdan ve yandan bakıldığında kum saati şeklinde görülmesi kondisyonun uygun olduğunun göstergeleridir.
Kilo almanın engellenmesi: Fazla ağırlık artışını baştan engellemek en iyi yaklaşımdır. Hayvan ekstra ağırlık kazanmışsa kilo verdirmek oldukça zordur. Kilo alma riski olan ya da biraz fazlası olan hayvanlarda aşağıdakilerden bir veya daha fazlası uygulanabilir.
1. Sofra artıkları ve abur cuburları azaltmak ya da çıkarmak. Bunlar yağ ve enerji bakımından zengindir.
2. Mevcut mama miktarını azaltmak. En iyisi hayvanın aldığı mama miktarını ölçmektir. Bu sabit ölçüyü sağlar ve mama israfını da engeller.
3. Egzersiz miktarını arttırmak. Bu basit olarak daha sık yürütme ya da bahçede yakalama oynatmak demektir.
4. Düşük kalorili bir mamaya geçmeyi düşünmek. Hayvanın ulaşması gereken hedef ağırlık belirlenerek genelde günlük enerji ihtiyacının % 60'ı verilir. Düşük kalorili diyet yağ bakımından daha fakir, selüloz bakımından daha zengindir. Diyette yağın bir kısmının mısır, pirinç gibi karbonhidratlarla değiştirilmesi veya bir miktar sindirilmeyen lif kullanılması dışkı miktarını ve dışkılama sıklığını arttırır.
5. Öğün sayısını artırmak. Diyet birkaç öğün halinde verilir, hayvana içebileceği kadar su sağlanır.
6. Ağırlık azaltma programına başlarken bir veteriner hekimle görüşmek. Veteriner hekim köpeğin kilo verme programını yapar, özel problemlere yardımcı olur, süreç boyunca alternatifler sunar.
Köpek sahiplerinin hayvanlarını muayene ettirerek şişmanlamaya yol açan bir hastalığın olup olmadığını araştırması, köpeğini 1-2 hafta aralıklarla tartarak ilerlemeyi kaydetmesi gerekmektedir. Uygulama başarılı olursa hayvan 4 haftada yaklaşık % 10, 7 hafta sonra da % 20 oranında kilo kaybetmelidir, aksi takdirde enerji biraz daha kısıtlanır.
İştah problemleri:
İştah sapmaları bazen hastalık yüzünden olabilir. Köpeğin normal yeme alışkanlıkları, davranışı ve görünümü bilinirse, değişik durumlarda hastalık ihtimali düşünülür. Hasta köpeğe mama yedirmek oldukça zordur ve sabır gerektirir. Köpekle konuşmak, kulaklarını kaşımak onları yemeye teşvik eder. Mamanın ısıtılarak verilmesi yararlıdır. Tavuk suyu, et suyu, çiğ veya pişmiş karaciğer ilavesi mamanın lezzetini artırır. Su devamlı mevcut olmalıdır. Eğer hayvan su içemiyorsa parenteral yolla sıvı uygulanır.
Köpeklerde iştah bozulmalarına, sahiplerin besleme davranışlarının etkisi vardır. Evde problemli bir yiyici varsa, bu köpeği de etkileyebilir. Yiyecek reddinin en önemli sebeplerinden biri köpek sahiplerinin, köpeklerin insanlar gibi değişik yiyecekler tüketme ihtiyacında olduklarını sanmasıdır. İnsanlar farklı yiyecekleri tüketerek besin ihtiyaçlarını karşılayabilir. Ancak dengeli bir mama tüketen bir köpeğin ekstra yiyeceğe ihtiyacı yoktur. Farklı mamalar sunmak köpeği tercihe yönlendirir, birini yemezse başka birinin sunulacağını bilir. Köpeğin severek tükettiği dengeli bir mama varsa, önemli bir sebep olmadıkça değiştirmek düşünülmemelidir. Sağlık veya başka sebeplerle diyeti değişitirmek gerekiyorsa değişim 7-10 günde az az yapılmalıdır. Bu mevcut mamaya yeni mama azar azar katılarak yapılır. Günden güne eskisi azaltılıp yenisi artırılır.
İnsanlar için olan abur cubur yiyecekleri vermek veya masadan yemek vermek köpeğin açlığını bastırır, yemesi gereken mamasından birkaç ısırık alır ve bırakır.
Bazı köpekler mamasını birkaç gün çok istekle tüketir, sonra aniden bu iştah kesilir ve birkaç gün mamayı yemek istemez. Bu iştahsızlık köpeğin kendi kendine enerji tüketimini kontrol etme girişimi olabilir. Köpek yediği zaman sahibini memnun ettiğini öğrenirse, çok geçmeden yemeye başlar. Övgü sözleri ve şefkat, yemeyi teşvik edecektir. Bir köpeğin insanlar gibi fazla yemesi rahatsızlığa sebep olur. O da bu rahatsızlığı çok az yiyerek ya da yemeyerek gidermeye çalışır.
alıntıdır

KÖPEK BESLENMESİ - KÖPEK SAĞLIĞI

KÖPEKLERİN BESLENME BOZUKLUKLARI

Purin metabolizması bozukluğu:
Dalmaçyalı köpeklerde idrarla ürat atılımı diğer köpeklerinkinden yüksektir. Ürat taşları oluşur.
Sık, az miktarda, ağrılı, kanlı idrar, depresyon, anoreksi, kusma, ishal
Alkali idrar oluşturma, düşük purinli diyetler, yeterli sulandırma
Diyette orta veya düşük kaliteli protein sağlanır, bu şekilde amonyum üretimi azaltılabilir.
Yüksek proteinli yiyecekler yüksek purinli yiyeceklerdir.
Ağızdan sodyum bikarbonat verilmesi yararlıdır.


Kronik böbrek hastalığı:
-Serum P düzeyi kontrol edilir (alüminyum hidroksit, alüminyum karbonat)
-Yaşama payını karşılayacak kadar protein sağlanır.
-Diyette kaliteli protein kaynakları azaltılırken, enerji CHO ve yağlardan sağlanır.
-Na kısıtlanır, K, Ca artırılır.
-Poliüri varsa B vitamini takviyesi yapılır.
-D vitamini yararlı olabilir.
- Böbreklerde fazla amonyağı tamponlamak için Na bikarbonat
Bitkisel proteinler, balık unu ve et yan ürünlerinin kullanılması zararlıdır.
Yumurta, yağsız et, peynir tercih edilir.


Deri hastalıkları:
protein, esansiyel yağ asitleri, vit. A, vit. E, Zn ve I deri hastalıkları ile ilgili besin maddeleridir.
Gıda alerjileri de deride problemlere sebep olur.
10-15 kg CA’taki sebebi belli olmayan deri problemi olan bir köpek için aşağıdaki katkı denenebilir;

Bitkisel yağ (mısır) 1 çorba kaşığı
Çiğ karaciğer 50-100 g (veya 2 yumurta)
ZnSO4 100 mg
1 damla iyot veya
1 tutam iyotlu tuz
Esansiyel yağ asitleri;
Atopik dermatitlerde (sebebi belli olmayan)
Omega 6 oranının azaltılıp, omega 3 oranının artırılması yararlıdır. EPA (omega 3) takviyesi yapılan köpeklerde iyileşme


Gıda alerjileri:
Gıda alerjilerinin % 97’sinde dermatoz
Mevsimsel olmayan bütün alerjik dermatozların % 23-62’si diyete bağlı
Ticari mamalarda daha fazla
% 80’i sığır eti ve süte bağlı
ayaklarda, koltuk altlarında, kasıklarda şiddetli kaşıntı, travma, deride kronik yangı, kıl kaybı, deride kızarıklık, pullanma, otitis externa, sekonder enfeksiyonlar (pyoderma), kusma, ishal
Eliminasyon diyeti (kuzu eti, pirinç)
3-10 haftada iyileşme
Eski diyete dönüşten 4 saat-14 gün sonra kaşıntılar başlarsa alerji kesinleşir.


Kalp hastalıkları:
- Kilolu hayvanlarda lif miktarı artırılır, zayıf olanlarda ise yağ bakımından zengin, düşük lifli diyetler kullanılır.
- Na kısıtlanır. 15 mg/kg CA
-Diüretik tedavisi sırasında oluşan K ve B vitaminleri kaybını karşılamak
- Yüksek kaliteli protein düzeyini kısıtlamak
İç organlar, peynir, kabuklu hayvanlar, ekmek, tahıllar, pancar, havuç, kereviz, ıspanak, şalgam, bütün yumurta, ticari mamalardan kaçınılmalıdır.
Yağsız et 115 g
Pişmiş pirinç 2 fincan
Bitkisel yağ 1 çorba kaşığı
Dikalsiyumfosfat 2 çorba kaşığı
Toplam: 490 g, 145 kcal/100 g


Kronik karaciğer hastalığı:
İştahı uyarmak için başlangıçta diyette yağ miktarı artırılır, lif düşürülür.
Ürik asit bakımından zengin gıdalar (iç organlar) kısıtlanır.
Cu kısıtlanır.
Asites ve ödem Na tüketimini azaltarak kontrol edilebilir.
Suda eriyen vitaminler artırılır, kolin gibi lipotrofik ajanlardan kaçınılmalıdır.


Şeker hastalığı:
Ev yapımı mamalar yerine, besin madde içeriği sabit ticari mamalarla besleme daha uygundur.
Normal insulin tedavisine ilaveten, kompleks CHO'lar bakımından zengin (diyet enerjisinin % 40 veya daha fazlası), kolay eriyebilir CHO'lar bakımından fakir, yağ bakımından orta veya düşük (diyet enerjisinin en fazla % 20’si), proteinin biyolojik değerliliği iyi olan diyetler uygundur.
Diyet lifini artırmak yararlı (bağırsaklardan şeker emilimini azaltır) olabilir. Ancak kilosu normal veya düşük olanlara verilmemelidir.
Öğün sayısı artırılır.


Mide dilatasyonu:
Geniş derin göğüslü köpeklerde daha sık görülür. Alman çoban köpeği, Great Dane, Saint Bernard, Irish seter, bloodhound, borzoi
Mama ve su egzersizden hemen önce veya sonra verilmez.
Öğün sayısı artırılır.
Lif oranı düşük, enerjisi ve sindirilme derecesi yüksek mama verilir.


Hiperlipidemi:
Kanda lipid düzeyinin yükselmesidir. Plazma lipoproteinlerinin sentez veya yıkımlanmasındaki bozukluklardan kaynaklanır.
Diyetteki yağ miktarı azaltılır (KM’de % 10'un altında)
Hayvanlara sofra artıkları, gevrek türü abur cuburlar verilmemelidir.
Düşük yağlı diyetle birlikte, omega-3 yağ asitleri bakımından zengin olan okyanus balık yağlarının günde 30-60 mg/kg verilmesi olumlu sonuç verebilir.


Şişmanlık (obezite), yağlanma:
İdeal vücut ağırlığının % 20’sini geçen köpekler obez olarak değerlendirilir.
Sebepleri:
-Diyet: enerji fazlalığı, hareket eksikliği
-Genetik yatkınlık: Beagles, Labrador
-Hormonal bozukluklar (Tiroid, hipofiz, kısırlaştırma)
Vücut kondisyonu kontrolü
-Sofra artıkları, abur cuburlar kısıtlanır.
-Mama miktarı azaltılır.
-Egzersiz yaptırılır.
-Enerji düzeyi düşürülür (% 60)
-Diyet birkaç öğün halinde verilir.
4 haftada yaklaşık % 10, 7 hafta sonra % 20 kilo kaybı beklenir.
Örnek diyet:
Pişmiş yağsız sığır kıyması 115 g
Az yağlı süzme peynir 1/2 fincan
Pişmiş sebze 4 fincan
Dikalsiyumfosfat 1.5 çorba kaşığı
Toplam 775 g, 48 kcal ME/100 g


Sekonder hiperparatiroidizm:
Kalsiyum yetersizliği, fosfor fazlalığı
Büyüme döneminde görülür. Et, Ca bakımından fakir, P bakımından zengindir.
hareketsizlik, topallık, bacaklarda ağrı, tipik katmerli kırıklar, bacaklarda eğrilme, skapulada çıkıntı, sternumda anormallik
Ca:P oranı 1-2 ay boyunca 2:1 olacak şekilde ayarlanır, daha sonra 1.2:1 olan normal orana geçilir.
Ca kaynağı olarak, süt, Ca laktat, Ca glukonat, Ca karbonat, dikalsiyumfosfat, trikalsiyumfosfat, kemik unu kullanılabilir.


Konstipasyon:
Lif oranı arttırılır (% 10-25).
Kepek, Mg sülfat, sıvı parafin kullanılabilir.


İshal:
Düzensiz diyet, fazla mama tüketimi, bozuk gıdalar, lif yetersizliği, alerji (süt, gluten, soya, at eti)
Diyet değiştirilir.
24 saat veya daha uzun süreyle mama verilmez.
Diyetten et proteinleri çıkarılır, kolay sindirilebilir CHO kaynakları verilir.
Gerekirse süt kesilir.
Diyete hindistan cevizi yağı katılır.
B grubu vitamin takviyesi, maya faydalıdır.


Kusma:
Sürekli kusma varsa hayvan 24-36 saat aç bırakılır, su içirildiğinde kusuyorsa ağızdan su verilmez, sıvı tedavisi yapılır.
Sonra azar azar süt, et, bebek mamaları, sütlü pudingler, daha sonra balık, işkembe, tavuk verilir.
4-5 gün sonra normal diyete geçilir.
İçme suyu kaynatılıp soğutularak, yarım litre suya 1 tatlı kaşığı glikoz, bir tutam tuz ilave edilerek ya da arpa suyu şeklinde verilir.


İştah problemleri:
Bazen köpek sahipleri köpeğim yiyeceğini geri çeviriyor, yemiyor, bir gün yiyor ertesi gün hiç tüketmiyor gibi şikayetlerle gelebilir.
Hastalıklar elimine edilir.
Mama ısıtılarak, tavuk suyu, et suyu, çiğ veya pişmiş karaciğer ile karıştırılarak verilebilir.
Sık mama değişiklikleri, sofradan yiyecek verme, abur cuburlar kesilir.
Hayvanlar çöpten uzak tutulmalıdır.


Çikolata zehirlenmesi:
Çikolata teobromin denen metilksantin içerir.
kusma, ishal, soluma, huzursuzluk, ürinasyonun artması, idrar tutamama, kas titremeleri
90-100 mg/kg CA, teobromin zehirlenmeye sebep olabilir.
Kakaoda % 1,89, acı çikolatada % 1,22, tatlandırılmış olanlarda % 0,463, sütlü çikolatada % 0,153 teobromin bulunur.
25 kg bir köpek yaklaşık 1,5 kg sütlü çikolata yerse zehirlenme ve ölüm gerçekleşir.
Çikolataların köpeklerin ulaşamayacağı yerde saklanması gerekir.


Soğan zehirlenmesi:
Pireleri uzaklaştırmak için sarımsak veya soğan yedirmek gibi yanlış bir gelenek vardır.
Soğanın (n-propil disülfit) fazla tüketilmesi alyuvarlar üzerinde Heinz cisimciklerinin oluşumuna, sonuçta ölüme gidebilen hemolitik anemiye sebep olabilir.
ishal, kusma, depresyon, ateş, koyu renkli idrar


Kırmızı kıl:
Tüyler kırmızı veya kızıl kahverengiye dönüşür.
Muhtemel sebepler:
Güneş, tükrük ve gözyaşında bulunan porfirin, Cu yetersizliği, yaşlanma, insektisit içeren bazı banyo veya şampuanlar, bazı dermatolojik hastalıklar.
alıntıdır

KÖPEK BAKIMI ve BESLENMESİ

Çiğneme Ürünleri Köpeğinizin En Temel İhtiyaçlarından Biridir
Çiğneme yavru ve yetişkin köpeklerin en doğal içgüdüsel davranışlarından biridir ve bir çok açıdan onlar için çok faydalı bir uğraştır.Bir çok köpek için hoş bir zaman geçirme biçimi,bazıları için sıkıntı ve stres atmak için gerçekleştirilen bir uğraştır.Ayrıca yavru köpekler dişetlerini rahatlatmak,güçlü bir çene geliştirmek ve yetişkinlik dişlerinin büyümesine destek olmak için çiğneme ihtiyacı duyarlar.Çiğnemenin dişlerde tartar oluşumu azaltması da bir diğer faydalı yanıdır.Sığır ve domuz derisinden çiğneme ürünleri,lastik çiğneme oyuncakları ve kemikler köpeğinizin çiğneme ihtiyacı için geniş bir yelpazede çeşitlilik sunarlar.
Köpeğinizin Çiğneme Alışkanlığını Keşfedin
Köpeğiniz için en uygun olan çiğneme ürünlerine kara verirken onun çiğneme alışkanlıklarını tektik edin.Köpeğiniz bir "agresif" çiğneyici mi,"yarı-agresif"çiğneyici mi yoksa "light"hafif çiğneyici mi?
Örneğin AGRESİF çiğneyiciler sığır derisinden bir çiğneme ürününü kısa sürede çiğneyip yokederler,bu tip köpekler çiğneme uğraşından büyük tatmin duydukları için onları meşgul edecek en az 1-2 çiğneme ürününün her daim ortalıkta bulunması iyi olur.Köpeğiniz agresif çiğneyiciye giriyorsa bizim tavsiyemiz tercihinizin preslenmiş ve uğraştırıcı ürünlerden yana olmalıdır.Bu hem sizin için daha ekonomik olacaktır hem de çiğnemeden daha fazla zevk alacaktır.YARI-AGRESİF çiğneyiciler agresifler kadar olmasada çiğnemekten zevk alırlar ve sığır derisinden bir çiğneme kemiğinin hatırısayılır bir hızla hakkından gelirler.Yumuşaktan serte her türlü çiğneme ürününden hoşlanırlar ama onlar için en uygunu düğümlü kemiklerdir.Bu ürünler sıkıştırılmış çiğneme kemiklerinden daha yumuşak olmakla beraber esnekliklerinden dolayı toz toz dağılmazlar.HAFİF çiğneyiciler diğer 2 gruba göre çiğneme objesine daha centilmence yaklaşırlar ve uzun uzun,tadına vara vara ve her miliminden zevk alarak bir çiğneme kemiğini yavaş yavaş çiğneyerek bitirirler.Genellikle yumuşak ürünlerden hoşlanırlar,özellikle yavru ve yaşlı köpekler için bu bir zorunluluktur.
FARKLI ÇİĞNEME ÜRÜNLERİ
PRESLENMİŞ KEMİKLER:Preslenmiş kemikler sığır derisi ve kemik ürünlerinin öğütülüp preslenerek belli bir şekle sokulmuş halidir.Çok yoğun ,sert ve uzun süre dayanıklıdırlar.Agresif çiğneyiciler için çok uygun bir üründür.
YUVARLATILMIŞ DÜĞÜMLÜ KEMİKLER:Bunlar tabaka halindeki yassı sığır derisinin yuvarlatılarak her iki ucundan yuvarlak bir düğümle bağlanmış halidir.Bu ürünlerde uğraştırıcı olsalar da preslenmiş kemiklere göre daha yumuşaktırlar ve özellikle yarı-agresif çiğneyiciler için idealdirler.
YASSI KEMİKLER:Bu ürünlerde yuvarlatılmış ve ucu düğümlü kemiklere göre çiğnemesi daha kolay ve yumuşaktır.
ÇEREZVARİ ÇİĞNEME ÜRÜNLERİ:Biz insanlar nasıl zaman zaman abur cubur çerez yemekten hoşlanıyorsak köpeklerde bundan zevk alırlar.Çiğneme ürünlerine baz teşkil eden sığır derisinin çeşitli,eğlenceli ve çiğnemesi kolay şekillere dönüştürülmesi sonucu üretirler.Krakerler ve çerez çubuklar en yaygınlarıdır.eğitim sırasında ödül olarak kullanılmak için idealdirler.
TÜTSÜLENMİŞ VE LEZZETLENDİRİLMİŞ KEMİKLER:Tütsülenerek ve özel olarak aromalandırılarak lezzetlendirilen bu kemikler damak zevkine düşkün köpekler için uygundurlar.Dumanda tütsülenmemiş kemik ürünlerine göre daha yumuşak ve kolay tüketilebilirler.
DOMUZ KULAKLARI:Evet biz insanlara düşünmesi bile çok itici gelebilir ama domuz kulakları köpekler için çok lezzetli bir menünün parçasıdırlar.Yüksek yağ oranlarından dolayı sağlıklı ve güzel görünümlü bir tüy yapısına katkı sağlamakla birlikte sadece ödül ya da arasıra çerez olarak köpeğinize vermelisiniz.Yüksek yağ oranı sebebiyle sürekli bir beslenme ürünü olmamalıdır.
Alıntıdır

KÖPEK BAKIMI - BESLENMESİ VE SAĞLIĞI

KÖPEKLERDE BESLENME YANLIŞLARI

Petlerde gözlenen enerji fazlalığı,yetersiz beslenme ya da diğer nedenlerden kaynaklanan sağlık problemleri,pratik olarak 4 ana başlıkta toplanabilir.
ENERJİ FAZLALIĞI:
Büyük ırklardan German Shepherd(Alman Çoban Köpeği),St.Bernard,Alman Doggle köpeklerin büyüme devrelerinde yüksek enerji alınması sonucunda"Osteochondros Sendromu"ortaya çıkar.Bu durum,geri dönüşümsüz olarak iskelet sisteminde bozukluklara sebep olur ve hayvanın tüm hayatı boyunca yaşayacağı problemlere neden olur!
Enerji fazlalığı,yetişkin köpeklerde ise Adipozitaza(aşırı kilo)'ya sebep olur.Normal canlı ağırlığının %20'sinin aşılması,bu soruna neden olur.
Gelişmiş ülkelerde, kedi ve köpeklerde en fazla rastlanan beslenme yanlışlığıdır!
Köpeklerin %25-40,kedilerin ise %20-30'unda bu probleme rastlanır.Aşırı kilo,iskelet sisteminde olumsuz etki yaptığı gibi,diabet ve tümör riskini de arttırır.Ayrıca enfeksiyon kaynaklı hastalıklara karşı hayvanın direncini düşürür.
Enerji bakımından eksik beslenme,genellikle görülmez.
YETERSİZ BESLENME:
Kedi ve köpek bakımında,en büyük beslenme yanlışlıklarından biri de,Kalsiyum(Ca)yetersizliğidir.Özellikle büyüme döneminde,kalsiyum yetersizliğinin en büyük nedeni,fazla fosfor alımıdır.Kalsiyum,eksik beslenmenin yanında alınan fazla et ve sebze nedeniyle düşmesidir.Bu nedenle besinlere ek olarak verilecek Kalsiyum bu problemin çözülmesine yardımcı olacaktır.
Sodyum(Na) eksikliği,genelde evde hazırladığımız kedi-köpek mamalarına yeterince tuz ilave etmememizden kaynaklanmaktadır.Bunun sonucunda hayvanlarınızda taşikardi ve exikkoz gibi problemler görülmektedir.
Kedilerde gözlemlenen Taurin (esansiyel aminoasit)eksikliği,tek taraflı hayvansal yağdan yoksun beslenme yanlışlığı sonucunda ortaya çıkar.
Kedi ve köpeklerde gözlemlenen diğer esansiyel besin maddeleri eksikliklerinde özellikle,lilolenik asit (sakatat ile beslenme)farklı vitaminler (Biotin,vitamin A,E,B2,B6)ve mineral maddelerin (çinko,demir,iyot)eksikliklerinde,deri ve tüy problemleri ortaya çıkar.
HYBERVİTAMİNOZ(Vitamin Fazlalığı):
Vitamin D preparatlarının gereksiz yere kullanılması durumunda,yumuşak dokuların kireçlenmesi,özellikle damar ile böbreklerde harabiyet meydana gelmesine neden olur.
Vitamin A fazlalığı,fazla miktarda pişmemiş ciğer tüketen kedilerde gözlemlenir.
Bu beslenme yanlışında devam edilirse,boyun ve sırt bölgesindeki kemiklerde üremeler şekillenir ve kedi,kafa çevirme hareketlerini yapamaz.Geri dönüşümü olmayan bu problem,yanlış beslenme devam ederse hayvanın ölümüne neden olacaktır!
DİĞER BESLENME YANLIŞLARI:
"All-Meat"sendromu;ani ve fazla et ile beslenme sonucunda Kalsiyum ve iyot yetersizliğine bağlı olarak deri yapısında bozukluk,kepeklenme,cıvık-kötü kokulu dışkı ve iskelet bozukluğuproblemleri ortaya çıkar.Bu durumun önlenmesi için sebze ve meyve ağırlıklı rasyonlar ve ilave mineral takviyesi yapılmalıdır.
Erişkin kedi ve köpeklerde gözlemlenen güçlü veya zayıf Laktoz-intoleransı nedeniyle süt ve süt ürünlerinin,sadece belli sınırlar dahilinde ve özellikle sütün yarı yarıya su ile karıştırılması şeklinde verilmesi önerilir.Günlük laktoz alımı,1-2g/kg canlı ağırlık kalsiyum düzeyini aşmamalıdır.
Köpeklerde çok fazla ya da sürekli olarak kemik tüketilmesi,(10g/kg kalsiyum/gün)hareket zorluğuna ,ağır obstipasyonlara(tıkanıklık),sindirim sisteminde yaralanmalar ve bozukluklara neden olmaktadır.
Bu 4 madde başkığı altında incelenen ve kedi köpek sahiplerinin alışkanlıklar ve kulaktan dolma bilgiler ile sıklıkla yaptıkları beslenme yanlışları,kedi ve köpeklerin hastalanmalarına hatta ölümlerine sebep olmaktadır.
Tüm bu beslenme hatalarını minimuma indirmek için daima hekim kontrolünde bir beslenme diyeti uygulanmalı ve içeriği her ırka uygun özenle hazırlanmış olan Profesyonel Kuru Mamalar öncelikle tercih edilmelidir.

KÖPEK BAKIMI - BESLENMESİ VE SAĞLIĞI

KÖPEK BESLENMESİNDE EV DİYETLERİ

Köpekler; insanoğlunun ilk evcilleştirdiği canlılardan biri olup bekçilik, avcılık, savaş, gözetim, sürü idaresi, arkadaşlık ve rehberlik gibi pek çok konuda yararlandığı oldukça uyumlu ve sadık hayvanlardır. İnsanlarla köpekler arasında çoğunlukla insanların yararına olan çok güçlü bir bağ bulunmaktadır. Bunun bir sonucu olarakta köpek sahipleri köpeklerinin sağlıklı olması ve iyi beslenmesi için çabalamaktadır.
Köpekler etobur hayvanlardır. İskelet yapısı ve organları buna göre düzenlenmiştir. Sindirim sistemleri, tek bir mideden ve kısa bir bağırsak sisteminden oluşur. Bu sistem et ve et bazlı besin maddelerini kolayca sindirebilir. Ancak, evdeki köpeğimiz bir "her şey yiyici"dir. Belki yapısındaki yatkınlık ve belki insanla binlerce yıl süregelen yakın ilişki ona bu özelliği kazandırmıştır.
Et yine onun beslenmesinde baş yeri tutar, ama başka besinlere de gereksinme duyar ve onları arar. Bulamadığındaysa yapısında bazı bozukluklar ortaya çıkar.
Örneğin, sürekli olarak bir tür etle beslenen ve başka herhangi bir besin almayan köpeklerin tüylerinde, ciltlerinde bozulmalar, hastalıklar görülür. Buna karşılık beslenmelerinde ete yer verilmeyen köpekler de, bu çok önemli protein kaynağından yoksun kalacaklarından gelişme bozuklukları gösterirler, enerji ve etkinliklerini yitirirler. Güçsüz, sağlıksız ve halsiz kalırlar.

BESİN MADDELERİ İHTİYAÇLARI

• Köpeklerin besin maddeleri ihtiyaçlarını tam belirlemek;
• Köpek ırkları arasındaki cüsse farklarının fazla olması
• Farklı yaşam şartları
• Performans farklılıkları nedeniyle güçtür

Köpeğin Temel Besin Gereksinimleri ve Fonksiyonları

1) Protein
Yeni hücrelerin oluşmasında, yıpranan dokuların yenilenmesinde, köpeğin enerji ve güç kazanmasında gereklidir.
Köpekler için en uygun protein kaynağı hayvansal gıdalardır. Fazla yağlı olmayan dana, sığır, koyun etleri tavuk eti, süt, peynir ve yumurta köpek beslenmesinde kullanılan hayvansal protein kaynaklarıdır.
Köpeklerin günlük protein ihtiyacı her kg metabolik canlı ağırlık için 5 gr olarak hesaplanır.


2) Karbonhidrat
Köpeklerin ana besin kaynakları arasında yer alan karbonhidratlı yiyecekler, tahıllar ve patateslerde bolca bulunur. Karbonhidratlar, organizmanın yaşamını sürdürmesi için zorunlu
olan enerjinin sağlanmasında gereklidir.
Köpeklere verilmesi tercih edilecek karbonhidratlı yiyeceklerin başında:
* ekmek (tercihen kepekli veya esmer)
* şekersiz bisküvi,
* pirinç
* bulgur
* yulaf,
* mısır lapası sayılabilir.
Bir köpek diyetinin %70’i kolay eriyebilir CHO’ lardan oluşabilirse de gebelik ve doğum sonrası süt verimi dönemi dışındaki hayvanların diyetlerinde CHO bulunması gerekli değildir.

3)Yağ
Çoğunlukla köpeğe verilen çeşitli besinler arasında yeterli ölçüde bulunur.
Günlük besininin %10'unun hayvansal veya bitkisel yağlardan oluşması yeterlidir.
Yağ, köpeğe verilen vitamin ve minerallerin değerlendirilmesinde olduğu kadar, köpeğe enerji vermeye de yarar.
Bir miktar yağ köpek için gerekli olmakla birlikte, ne türde olursa olsun fazla yağlı etler köpeğe verilmemelidir.

4)Vitamin ve Mineraller
Alınan yiyeceklerin organizmaya yararlı hale dönüşmesi, organizmanın gelişmesi, hücrelerin kendini yenilemesi ve direnç kazanması için vitaminlerin alınması zorunludur.
Özellik A, D vitaminlerinin, B Kompleksin, kalsiyum ve fosforun önemi büyüktür. Vitamin ve mineraller sebze, meyvelerde büyük oranda bulunmaktadır.

KÖPEKLERDE BESLEME
Beslenmede asıl olan besinlerdeki yaşam payı ve daha sonrada gelişim payının belirlenmesidir. Köpeklerde tüm canlılar gibi hayatlarını devam ettirecek bir miktar yiyeceğe ve enerjiye zorunlu olarak ihtiyaç duyarlar.
Beslenmede öncelikle köpeğin yaşam payı denilen miktarı dengeli bir şekilde sağlamayı esas alınmalı, daha sonrada köpeğinizin ırk, boyut ve cinsiyet gibi özelliklerini dikkate alarak gelişim payı belirlenmelidir. Ayrıca dikkat edilmesi gereken diğer bir konuda köpeğin aktivitesi olmalıdır. Çevre koşulları da verilecek mamanın miktar ve niteliğinde önem taşımaktadır.

Küçük Irk Köpeklerin Beslenmesi
Küçük ırk köpekler yetişkin canlı ağırlığına 8-12 ayda erişirler. Orta ve büyük boy ırklara oranla daha aktiftirler ve fazla enerji harcarlar. Küçük boy ırkların yüksek enerji ihtiyaçlarının karşılanmasına dikkat ederek uygun mamalar seçilmeli ancak aşırı kilo almaları engellenmelidir. Çünkü narin kemik yapıları bu aşırı yük karşısında deforme olabilir ve özellikle eklemlerde problem yaşayabilir. Enerji kaynağı olarak kullanılan yağların besin içinde protein ile oranına dikkat edilmelidir.

Orta Boy Köpek Irklarının Beslenmesi
Orta boy ırk köpekler yavru ağırlıklarının yaklaşık olarak 50-60 katı bir yetişkin ağırlığına ulaşırlar. Gelişimleri yaklaşık 18 aylık oluncaya kadar devam eder. Gelişim döneminde uygun ve dengeli bir beslenme ile erişkin ağırlığı kazandırılmalı ve aşırı kilo artışı önlenmelidir. Orta boy ırklarda mama miktarı belirlenirken köpeğinizin ırkı ve aktivitesi göz önünde bulundurularak yapacağınız seçimler veya hazırlanacak diyetler önem kazanmaktadır.

Büyük Boy Köpek Irklarının Beslenmesi
Büyük ırk köpekler de gelişim süreci küçük ve orta boy ırk köpeklere göre daha uzun sürer. Bu süre yaklaşık olarak 18-24 aylık oluncaya kadar devam eder ve erişkin ağırlığını kazanır. Bu nedenle kilo almasını engellemeli ve gereğinde hızlı büyümesi kontrol altında tutulmalıdır. Bu ırklarda sıkça karşılaşılan eklem problemlerine karşı önlem alınmalı, dengeli vitamin ve mineral oranına sahip mamalar tercih edilmelidir. Eğer ev yemeği ile beslemek söz konusu ise hekiminizin gözetiminde kalsiyum, D vitamini takviyeleri faydalı olacaktır.

Büyük ırk köpeklerin beslenmesinde dikkat edilmesi gereken bir konuda mamamın miktarıdır. Vücut ağırlığının fazla olması nedeniyle fazla miktarda mama vermek gerekir. Bu nedenle büyük boy ırklarda verilecek miktar en azından ikiye bölünerek verilmelidir.

EVDE MAMA HAZIRLANMASININ NEDENLERİ

 Ticari mamaların getirmiş olduğu mali yükümlülüğün hayvan sahiplerine ağır gelmesi
 Köpeğin ticari mamalarda bulunan bazı maddelere karşı alerjisinin bulunması
 Köpekteki bazı metabolik hastalıklarda diyet uygulaması amacıyla
 Obezite durumlarında köpeğin düşük yağlı gıdalarla beslenmesini sağlamak amacıyla
 Sindirim ve bağırsak hastalıklarında tedaviye yardımcı olmak amacıyla hazırlanmaktadır.

Dezavantajı ise bu işlemlerin zaman alması ve uğraştırıcı olmasıdır. Fakat gelir düzeyi düşük hayvan sahipleri için idealdir.
Evde hazırlanan köpek mamalarına “YAL” denir. Temel olarak 1/3 tane yemlerden, 1/3 sebzelerden ve 1/3 etten oluşmalıdır. Tane yem olarak; kahverengi pirinç, yulaf unu, arpa, darı, mısır kullanılabilir.
Sebze olarak; havuç, brokoli, karnabahar, sarı kabak, kabak, Brüksel lahanası tercih edilebilir.
Et olarak sığır, piliç, hindi, tavşan, geyik etleri kullanılabilir. Sakatatlar haftada bir veya iki kere verilebilir.
Evde hazırlanan diyetlerde ne kullanılırsa kullanılsın mühim olan mamanın köpek tarafından iştahla tüketilebilecek hale getirilmesinin sağlanmasıdır.

Örneğin: ekmek, şeker, bisküvi, pirinç, bulgur yulaf, mısır lapası gibi karbonhidrat bakımından zengin gıdalar kemik veya et suyuyla karıştırılacak olursa köpeklerin daha istekli ve severek yemeleri sağlanabilir.
Vitamin deposu olan sebze ve meyveler ise hayvanların sevdiği yiyeceklerin arasına rendelenmiş olarak katılarak daha severek tüketmesi sağlanabilir.

EVDE HAZIRLANAN BAZI DİYET TARİFLERİ
Evde hazırlanabilecek ve köpeğin yaşama payını karşılamak üzere bir diyet tarifi;
10 çorba kaşığı pirinç (140 gr),
5 çorba kaşığı yağsız et (70 gr),
2 çorba kaşığı karaciğer (30 gr),
3 çay kaşığı kemik unu (11 gr),
1 çay kaşığı mısır yağı (5 gr),
1/2 çay kaşığı iyotlu tuz (2 gr)

 Bu reçeteyle köpeklerin yaşama payı seviyesinde :
 %17 protein(ki proteinin kalitesi yüksekse yeterlidir)
 %31 yağ (azaltmak için 2.5 hatta 1.25 gr 'a indirebilirsiniz)
 %53 karbonhidrat sağlanmış olur.
 Yaklaşık 800 kcal (3350 kj) miktarında enerji sağlar ve bu 10 kg ağırlığında bir köpek için 1 günlük ihtiyacını karşılamaya yeterlidir.
Yani köpeğinizin kilosu ne kadar artarsa ölçüler de ona göre katlanmalıdır.
Örneğin; 20 kg‘ lık bir köpek için pirinç 20 çorba kaşığı, yağsız et 10 çorba kaşığı

Sindirilebilirliği yüksek köpek diyeti tarifi;
Bu tip diyet Kaprofaji hastası köpekte kullanılan
diyet türüdür.
-1/2 fincan mısır unu
-1 adet katı pişmiş yumurta
-25 gr bira mayası
-1 kaşık bitkisel yağ
-1 paket kalsiyum karbonat
-vitamin ve mineral
Mısır unu pelte kıvamına gelinceye kadar pişirilir. Diğer maddeler katılarak karıştırılır.

Düşük yağlı zayıflatıcı köpek diyeti:
Obesiteye uğramış hayvanlar için uygulanan
diyet tipidir.
-Yağsız sığır kıyması
-Yağsız taze peynir
-Haşlanmış havuç
-Haşlanmış taze fasulye
-Vitamin ve mineral karışımı
-Konserve suyu süzüldükten sonra taneleri
Kıyma kendi suyuyla pişirilerek süzülüp soğutulur. Diğer malzemeler karıştırılır.

Düşük sodyumlu köpek diyeti:
Konjestif kalp yetmezliği olan köpekler için uygulanan diyet tipidir.
-Yağsız sığır kıyması
-2 fincan tuzsuz pişmiş pirinç
-1 kaşık bitkisel yağ
-vitamin ve mineral karışımı
-Dikalsiyum fosfat
Kıyma kendi suyunda pişirilip yağı süzülür. Diğer gıdalar katılarak karıştırılır.

Sindirilebilirliği yüksek köpek diyeti:
Gastrit problemi olan köpekler için uygulanan diyet tipidir.
-Tuzsuz pişirilmiş pirinç lapası
-Haşlanmış tavuk göğsü




Hipoallerjenik köpek diyeti:
-Kuzu eti kıyması -Dikalsiyum fosfat
-Bitkisel yağ -Vitamin-mineral karışımı
-Pişirilmiş pirinç

Çok düşük proteinli,Fosfor bakımından kısıtlanmış köpek diyeti:
Cushing sendromlu köpekler için uygulanan diyet tipidir.
-Pişirilmiş pirinç
-bitkisel yağ
-Katı pişmiş yumurta
-Kalsiyum karbonat
-Potasyum klorid
-Vitamin ve mineral karışı

Evde Hazırlanan Mamaların Avantajları
 Sindirimi ve emilimi kolaydır.
 Daha doğal gıdalar içerirler.
 Bireysel ihtiyaçlara göre katkı yapılabilir.
 Daha fazla enerji sağlarlar.
 Deri, kıl sağlığı daha iyidir.
 Kilo kontrolü daha kolaydır.
 Dondurularak veya pişirilerek daha uzun süre saklanabilirler.

Dezavantajları
 Fazla tane yem ve karbonhidrat içerirler.
 Karbonhidratlar gaza sebep olur.
 Genellikle ucuz değildir.
 Karıştırılması ve pişirilmesi gereklidir.
 Köpeğin yaşama payı hesaplanması zordur

Ev Yemeği İle Profesyonel Hazır Mamalar Arasındaki Farklar
Profesyonel mamalar köpeklerin yaş durumları, boyutları, vitamin ve mineral ihtiyaçları, sağlık durumları, protein ve lif ihtiyaçları detaylı bir şekilde gözetilerek yapılmışlardır.
Ev yemeklerinde ise bu dengeyi sağlamak oldukça zordur ve tüm kurallara uyularak hazırlanmak istenirse oldukça pahalı ve zahmetlidir.

Köpek beslenmesinde dikkat edilecek hususlar
 Fazla yağlı yiyecekler verilmemelidir.
 Baharatlı gıdalar verilmemelidir.
 Veteriner hekimden hangi proteinlerin (kırmızı et, beyaz et, balık) kullanabileceği öğrenilmelidir. Çünkü bu köpeğin sağlık durumuna göre değişebilir.
 Gıdasındaki tuz oranını yine köpeğin sağlık durumuna göre ayarlanmalıdır.
 Gıdadaki protein ve lif oranı dengesini korunmalıdır. Bu sağlıklı bir sindirim için çok önemlidir.
 İshal ya da kabız olduğunda veteriner hekimle konuşarak diyeti tekrar düzenlenmelidir.

Köpek Beslenmesinde Yapılan Hatalar

1) Ev yemekleri artıkları verilmesi:
İnsan ve köpek sindirim sistemi, sindirim karakteri, bağırsakların uzunluğu gibi bir çok açıdan farklılık gösterir. Bu sebeplerden insan beslenmesinde kullanılan gıdalar köpek ve kediler için uygun olmayıp bazıları tehlikelidir.
Örneğin; patlıcan nikotin içerir, çok kullanılan havuç ise ağır lifli yapısı ile emilimi olmayıp, sindirim sistemini aşırı yorar.
-Ekmek ise mayalı yapısı ile mide de gastrit, bulantı, aşırı gaz ve sonunda kusmalara yol açabilir.
-Bunun yanında Mide-barsak hastalıkları, karaciğer ve böbrek dejenerasyonları, iskelet sisteminde bozukluklara bağlı yürüme hataları, aşırı ve durdurulamayan tüy dökülmeleri, huysuzluk, saldırganlık ve bir çok daha başka sağlık problemleri görülebilir.

2.Her türlü kemik verilmesi!(Çok tehlikeli):
Araştırmalar kemiğin ani barsak yırtılmaları sonucu köpek ve kedilerde ölüme yol açabileceği kanıtlanmıştır.
Zaten besleyici özelliği olmayan kemik bağırsaklar da hiç bir şekilde sindirilememekte ve tüm sindirim sisteminden olduğu gibi geçerken çeşitli sıyrık, yırtıklara yol açabilmektedir. Bunun sonucu iç kanama ve ölümdür.

3.Sakatat (Akciğer, işkembe vs) verilmesi:
İnsanlarda hastalık oluşturan mikrop ve parazitlerin bir kısmı hayvanlardan bulaşır. Bunlar büyükbaş hayvanların iç organlarında yaşar ve bunları yiyen köpekler aracılığı ile insanlara bulaşır. İşte akciğer ile verem başta olmak üzere Kist Hidatik, parazit yumurtaları köpek ve kedilere onlardan da insanlara bulaşır. Hiç bir besleyici özelliği bulunmayan akciğerin(Beyaz ciğer)köpek ve kedilere verilmesi toplum sağlığı açısından son derece tehlikelidir.Dünyada hayvan artıklarının köpek ve kedilere yedirilmesi yasaklanmıştır.

4.Şekerli, baharatlı gıdalar
5.Şarküteri tipi insan yiyecekleri(Sucuk, sosis vs.)
alıntıdır

KÖPEK BAKIMI

Bütün canlı varlıklar gibi köpekler de, yaşamlarını sağlıklı bir biçimde sürdürebilmek için, belirli ortam ve koşullara gereksinim duyarlar. Barındıkları yerin sağlıklı yaşamaları için elverişli olup olmadığından tutun da, ihtiyaç duydukları besin maddesi ve oranının karşılanıp karşılanmaması, temizlik ve bakımlarının yapılıp yapılmaması, hareket etme ve dolaşma olanağı bulup bulmamalarına değin birçok etken köpeklerin sağlıklı bir biçiminde yetiştirilmelerinde önemli yer tutmaktadır. Köpeklere barındırılmaları, bakım ve temizlikleriyle diğer gereksinimlerinin karşılanmasında özenle davranılmalıdır. Küçük ihmaller, önemsiz gibi görünen savsaklamalar, bilgisizlikten doğan yanlış uygulamalar, ileride giderilemeyecek sakıncaların kaynağı olabilir. Bu nedenle, köpek bakımında ve onların sağlıklı yaşamalarında bakım ve barınma konusu büyük önem taşıyan konuların başında gelmektedir. Köpek bakımını yavru köpeklerin ve erişkin köpeklerin bakımı şeklinde iki ana başlık altında inceleyebiliriz.

A) Yavru Köpeklerin Bakımı
Yavruların özellikle ilk 6 hafta boyunca anne sütüyle beslenmeleri gerekir. Bu süre esnasında yavruların anneleri tarafından iyi bakılıp beslendiklerinden emin olunmalıdır. Bazı anneler yavrularıyla ilgilenmezler, bu durumda anne köpek yavrusuna bakması konusunda teşvik edilmeli ve bunu sağlayıcı tedbirler uygulanmalıdır. Annelik içgüdüsü iyi olduğu durumlarda bu tip tedbirlere gerek yoktur. Normal olarak yavrular 6-8 haftalık yaş döneminde sütten kesilebilirler.
Annelerinden ayrılmış ve süt ikame yemleriyle beslenen yavrular anne yanında büyüyen yavrular kadar hızlı gelişemezler. Bununla birlikte tecrübeli ellerde birkaç ay içerisinde bu gibi yavrularında sağlıklı bir şekilde büyüyüp iyi bir gelişim gösterdikleri ve sosyal davranışlarının da normal olduğu görülmüştür.
Anne, yavrusuna; ısı, nem, bakım, güven ve süt sağlamasının yanısıra yalamak suretiyle dolaşım ve boşaltım sistemleri içinde uyarım sağlar. Bu nedenle annelerinden ayrı bakılan yavrular için öncelikle sıcak, nemli ve temiz bir ortam sağlanmalı ve ortamda hava sirkülasyonu olmamasına dikkat edilmelidir. Bu tip büyütme koşullarını sağlayabilen sert plastikten yapılmış inkübatörler vardır. Yavru lambayla ya da havluya sarılmış termofor ile ısıtılabilir. Sert plastikleri yavruların ısırıp parçalaması mümkün değildir. Lamba altında çok ısınan yavruların daha az ısınan yerlere gidebilmelerine fırsat verecek genişlikte bir ortam hazırlanmalıdır. Bir diğer ifade ile yavru üşüdüğünde ısı merkezine yaklaşıp ısındığında uzaklaşabilmelidir. Kutu içerisindeki ısı, köpeğin boyu hizasına asılacak bir termometre ile izlenmelidir. Annesi olmayan yavru köpeklerin ilk iki ve üç hafta içerisinde birbirlerinden ayrı bakılmaları enfeksiyon riskini azaltması bakımından yararlıdır. Bu uygulama ile birlikte bakılan yavruların birbirlerinin kulak, kuyruk, ayak ve genital organlarını yaralamaları ve emmeleri de önlenmiş olur. Yavru köpeklerin ilk haftalar için gereksinme duydukları ortam ısısı daha yüksektir ve yavrular büyüdükçe ısı azaltılır.

Yaş (Gün) Isı ( °C )
0-7 33-30
8-14 28
15-28 28
29-35 24-21
35. günden sonra 21
Ortamdaki nispi nemin %50 civarında olması gereklidir. Yavruların ağırlık artışları ve yem tüketimleri yakından izlenmeli ve kayıt tutulmalıdır.

Yavru Köpeğin Evde Bakımı
Pet olarak eve alınacak yavru köpek, küçük yapılı kaniş, teriyer gibi evde bakılmaya uygun köpek ırklarından seçilmelidir. Yavrular süt kesim yaşını (6-8haftalık) takiben temin edilebilir. Bu aşamada yavrunun aşılama ve paraziter mücadelesine de başlanması gerekir. Aşılama ve paraziter mücadele, köpeklerin bulaşıcı hastalıklara bağışıklık kazanması ve insanlara da geçebilen çeşitli parazitlere karşı önlem alınmasında büyük önem taşımaktadır.
Evinize bir köpek getirmeden önce uygun ekipman ve aksesuarlar temin edilmelidir. Yavrunuz için bir yatak ve çeşitli oyuncaklar alınmalıdır. Bu yatak köpeğinizin ergin yaş dönemindeki boyutlarına uygun olmalıdır. Yuvarlak puf yataklar, yumuşak ve hafif oldukları, vücut sıcaklıklarını korudukları ve kolay yıkandıkları için idealdir. Ayrıca köpeğinizin evde kalabileceği bir plastik köpek kutusu veya sepetine ihtiyaç duyulmaktadır. Çiğnenmeyen plastik sepetler kolay temizlendikleri ve diğer sepetlere oranla daha dayanıklı oldukları için bu iş için uygundur. Sepetin altına kapalı kısmına denk gelecek yükseklikte ve zeminini tam kaplayan, yıkanabilir bir şilte konabilir. Mama kapları yerde kaymayan cinsten olmalıdır. Mama kabının yanında her zaman bir su kabı olmalı ve günlük olarak değiştirilmelidir.
Hazırda olması gereken diğer aksesuarlar arasında bir boyun tasması, bir gezdirme kayışı, isimlik ve gerekiyorsa ağızlık (bekçilik içgüdüleri çok kuvvetli ırklar için) bulundurmalıdır. Bütün köpekler çiğnemekten hoşlanırlar. Çiğneme kemikleri hem çeneyi kuvvetlendirir, hem de dişlerin temizlenmesinde yardımcı olur. Lastik çiğnenebilir oyuncaklar yerde sektiklerinde köpeğinizin kovalama içgüdüsünü uyarmaktadır. Çiğnendiğinde ses çıkartan oyuncaklar köpeğinizin avlanma içgüdüsünü harekete geçirmektedir. Yutulabilen oyuncaklara dikkat edilmelidir.
Yavru temin edildikten sonra yapılacak ilk iş ona bir isim vermek olacaktır. İsim verilen yavru köpek sürekli bu isimle çağrılmalıdır. Yavruyu eve alıştırabilmek için, en insancıl ve verimli yol olan, yuva metodu uygulanabilir. Bunun için, hem uyuma, hem de eve alışma yeri olarak bir yer veya yuva gereklidir. Köpeğiniz bu alanı uyumak ve dinlenmek için kullanacak ve burada kendini güvende hissedecektir. Bu alan yukarıda belirtildiği gibi bir kapısı olan kapalı bir plastik köpek kutusu ya da yuva olabilir. Yüksek sesler, kalabalık ve çocukların onu sevmek için yakalamaya çalışmaları gibi faktörler ilk günlerde köpeğinizin korkmasına neden olabilir.
Yavru bir köpek günün büyük bir kısmını uyuyarak geçirir. Hatta bazen deyim yerindeyse “ölü gibi uyur”. Çünkü uyku da yavru için büyük bir gereksinimdir. Bazen köpek sahipleri bu durumdan telaşlanıp köpeğinin hasta olduğunu zanneder. Ancak endişe etmeyin. Bu durum çok normaldir. Köpeğinizi yerinden zorla çıkarmaya çalışmayın. Eğer orada durmak istiyorsa bırakın kalsın. Kendi istediği zaman zaten çıkacaktır. Çocukların onu orda sıkıştırmasına ve kızdırmasına izin vermeyin. İlk günlerde bütün evi kullanmasına izin vermeyin. Hem ortama yabancı olduğundan hem de ev ona başlangıçta büyük bir alan geleceğinden korkacaktır. Aynı zamanda bu olay tuvalet eğitimi açısından da yanlış bir davranıştır.
Köpeğinize evinizi sizin gözetiminiz altında yavaş yavaş tanıtmalısınız. Kullanmasını istemediğiniz alanları ( yatak odanız, mutfak…) ona öğretmelisiniz. Evde yanlış bir davranış yaptığında biri ona kızdıysa, diğer bir kişi gidip onu sevmemeli ve onla ilgilenmemelidir. Çünkü bu davranış köpeğinizin gelecekte kızan kişinin sözünü dinlememesine ve şımarmasına neden olacaktır. Şımarık bir köpek söz dinlemez ve kendi kafasına buyruk yaşar. Böyle bir şeyle karşılaşmak istemiyorsanız daha ilk günlerden tedbirinizi almalı, köpeğinize ondan üstün olduğunuzu, onun sahibi olduğunuzu ve sözünüzü dinlemesi gerektiğini hissettirmelisiniz. 2-4 aylık dönemde yavru kesinlikle tasmaya ve getirilip götürülmeye alıştırılmalıdır. Bu dönem aynı zamanda yavrunun sosyalleşme dönemidir.

B) Erişkin Köpeklerin Bakımı
Orta ve büyük yapılı köpek ırkları hem bekçi hem de pet amaçlı olarak yetiştirilebilmektedir. Günümüzde özellikle bahçeli evi olan kişiler, köpeklerine bahçe ve evde bakma olanağına birlikte sahip olabilmektedir. Böyle bir durumda köpeğin bakımı köpeğin yuvası olan kulübesinin bakımıyla başlar.

1) Köpek Barınağının Bakım ve Temizliği
Köpek barınağının yalnızca sağlık koşullarına uygun oluşu yeterli değildir. Kullanılan her malzeme gibi köpek kulübesi de zaman içinde kirlenir, aşınır, bakım ve temizlik gerektirir. Kullanma ve bakım açısından köpek kulübelerinin yeri büyük önem taşır. Kulübe, köpeğin döküntü ve artıklarının ev halkını, eve gidip geleni rahatsız etmeyeceği kadar eve uzak, bakımının kolaylıkla yapılabileceği kadar da yakın olmalıdır.
• Köpeğin kulübesi her gün temizlenmelidir.
• Köpeğin minderi her gün dışarı alınmalı, silkelenmeli ve havalandırmalıdır.
• Kulübenin içi, tüy artıklarından, döküntülerden süpürülerek temizlenmeli, parazit bulunup bulunmadığı denetlenmelidir.
• On-on beş günde bir parazitlere karşı ilaçlama yapmak yerinde bir önlemdir.
• Kirlenen, ıslanan minderlerin temizliğine, kuru ve rutubetsiz olmasına özen gösterilmelidir. Minderler gerektikçe değiştirilmelidir.
• Kulübe çevresinin temizliğine en az barınağın temizliği kadar özen gösterilmeli, yiyecek, döküntü, tüy gibi artıklar özenle toplanılarak bahçenin uzak bir köşesinde açılan çukura gömülmelidir. Böylece, insan sağlığına da zarar verebilecek olan parazitlerin neden olabileceği tehlikelerden korununmuş olur.
• Kulübede zamanla oluşabilecek çürüme, kırılma, çatlama, boyaların dökülmesi gibi arızalar savsaklanmadan giderilmelidir.

2) Köpeğin Vücut Bakımı, Temizliği ve Egzersizleri
Bakım, köpeğin sağlığını ve iş verimini olduğu kadar, görünümünü ve güzelliğini de etkiler. Bakımı gereğince yapılan köpek, kendini daha ilk bakışta belli eder. Tüylerinin parlaklığı ve düzeninden, hareketlerinin canlılığına, bakışlarındaki dikkat ve zekadan, davranışlarındaki güven ve uyuma değin her şey bunu yansıtır. Hepsinden önemlisi, bakılan köpek sevilen köpek demektir, değer verilen köpek demektir. Bu ise, bir köpeğin yetiştirilmesinde besin kadar önemli bir öğedir. Köpeğin kendi bakımı ile ilgili durumlar belirli başlıklar altında toplanabilir. Bunları şöyle sıralayabiliriz:

a) Tüy ve Derinin Bakımı
Köpek çeşitli kıllardan oluşan vücut örtüsüne sahip bir hayvandır. Bu vücut örtüsü, onun dış etkilere karşı korunmasını sağladığı gibi görünümünü güzelleştiren bir değer de taşır. Köpeklerin bir bölümünün tüyleri kısa, bir bölümünün orta uzunlukta, bir bölümünün ise oldukça uzundur. Doğal olarak uzun tüylü türler, daha büyük ve özenli bir bakım gerektirir. Özellikle tüy değiştirme zamanı olan ilkbahar, ve sonbahar süresince, bu iş daha büyük bir önem kazanır. Gerekli bakım yapılmadığı takdirde, köpeğin yaşadığı tüm çevre tüy döküntüleriyle dolar. Bu ise insanların sağlığı açısından büyük sakıncalar içerir. Köpek için ise başka açıdan önem taşır.
Fırçalanmayan ve bakılmayan tüyler, köpeği rahatsız eder, kaşındırır. Onları kendi çabasıyla düşürmeye çalışır. Bu ise yaralanmasına, cildinin çizilmesine ve mikrop kapmasına yol açabilir. Bazı deri hastalıkları ortaya çıkabilir. Bütün bu sakıncaları önlemek, köpeğin sağlıklı bir cilde ve tüylere sahip olmasını sağlamak için, normal zamanlarda günaşırı, tüy dökümü süresince günde bir kez fırçalamak yararlı ve gereklidir. Ancak, derinin bu devre içinde son derece hassaslaştığı unutulmamalı, sert kıllı fırçalar kullanmaktan kaçınılmalıdır.
Tüylerin fırçalanmasına baş üstünden başlanılır ve orta sertlikteki kıl fırça ile hayvanın gerisine doğru sıkıca sıvazlanarak taranır. Sırt bölgesinin taranması bitince, göğüs yöresi ve köpeğin yanları aşağıya doğru ayaklara varıncaya değin düzenli sıralar halinde fırçalanır. Bundan sonra kıllar çıkış yönünün tersine, bir kez daha fırçalanır. Bu tarayış, kıl diplerini güçlendirdiği, deriye masaj yerine geçtiği gibi, kıl diplerine yerleşmiş bulunan toz ve zararlı maddeleri de kabartır. Bundan sonra, yeniden düzgün yönde bir fırçalama ile tüy bakımının birinci aşaması bitirilir.
Islatıldıktan sonra sıkılarak suyu iyice alınan pamuklu bir bez parçası, eski bir fanila ile köpeğin tüyleri çıkış yönünde bastırılarak silinir. Göğüs, karın, bacak ve bacak araları iyice temizlenir. Bu arada deri iyice araştırılarak, kene, pire gibi zararlıların bulunup bulunmadığına bakılır. Eğer görülürse önlemleri alınır.
Kısa Tüylü Köpeklerin Taranması: Kısa tüylü köpeklerin taranmasında kısa ve yumuşak kıllı fırçalardan yararlanılır. Sert ve uzun kıllı fırçalar kullanım bakımından elverişsiz olduğu gibi, köpeğin derisini de çizebilir. Bundan sonra tüylerin çıkış yönüne doğru yapılan fırçalanmayla bütün toz ve pislikler atılır. Köpeğin tüyleri düzenli, parlak ve sağlıklı bir görünüm kazanır.
Uzun Tüylü Köpeklerin Taranması: Uzun tüylü köpeklerin taranmasında, uzun ve sert kıllı fırçalardan yararlanılır. Böylece sık ve uzun tüylerin arasına girip onları temizlemek ve havalandırmak, düzen vermek mümkün olur. Bu amaçla, dişleri aralıklı taraklardan, tel fırçalardan da yararlanılabilir. Özellikle Kaniş gibi tüyleri kıvırcık ve sert olan türlerin tüy bakımında böyle taraklar ve tel fırçalar gereklidir.

b) Dişlerin Bakımı
Genç ve sağlıklı köpeklerin dişleri beyaz, parlak ve diş taşlarından arınmıştır. Diş sağlığının, yaşla olduğu kadar beslenme ve bakımla da büyük ilişkisi vardır. Gelişme çağlarında kalsiyum gereksinimi yeterince karşılanan köpeklerin dişleri güçlü ve sağlam olur. Erişkin olduğunda, gevrek, iri sığır kemiği verilen köpeklerin dişlerinde diş taşları oluşamaz ve dişler aşınmalara karşı direnç kazanır.
Dişlerdeki renk sararması, kötü ağız kokuları her zaman diş taşlarından ileri gelmez. Kimi durmlarda bunların nedeni sindirim bozukluklarıdır. Dişlerde görülen önemli arızalar ve diş taşları için mutlaka bir veteriner doktora gitmek gerekir. Ancak, kirli ve sararmış dişler, sertçe bir bezi limon suyuna batırarak silmek veya hidrojen perokside batırılmış bezle oymak suretiyle temizlenip beyazlatılabilir. Dişleri temizlemek amacıyla, kullandığımız türde diş fırçalarından da yararlanmak mümkündür.

c) Göz ve Kulak Temizliği
Sağlıklı bir köpeğin gözü temiz, parlak ve canlıdır. Çapaklı, donuk ve kanlı gözler sağlıksızlık belirtisidir. Köpeklerde göz temizliğine özen göstermek, çapaklanma ve kanlanma olduğunda, asit borikli suya batırılmış bir pamukla gözleri silip temizlemek gerekir. Çoğunlukla üşütmeden ileri gelen çapaklanmalarda camomile ve borasit solüsyonlarının kullanılması fayda sağlar. Aşırı ve inatçı olaylarda veteriner doktora başvurulmalıdır.
Kulaklar, köpeklerin önemli olduğu kadar duyarlı ve hastalıklara açık bir organıdır. Köpeğin tüylerinin fırçalanması sırasında kulaklar bilhassa incelenmeli kulağın içine doğru giden kıllar dışa doğru taranmalıdır. Köpeklerin kulaklarında, havadaki tozların kulak içlerine girmesini önleyen bir nemlilik vardır. Bunu, kulakta bulunan salgı bezleri sağlar. Böylece kulak kepçesinde tutulan kirler, duyarlı bölgelere girme olanağı bulamazlar. Ancak bunların kulak kepçesinde de fazla oranda birikmesi hastalıklara yol açar, sakıncalar doğurur. Bunların, asit borikli Suyla hafifçe ıslatılmış veya zeytinyağı ile nemlendirilmiş bir pamuk parçasıyla gerektikçe temizlenmesi zorunludur. Kulak kepçelerinde biriken kirlerin temizlenmesi, kulak sağlığı konusunda ilerde doğabilecek sorunların önüne geçer.
Kulakta görülebilecek akıntılarda dikkatli olunmalı, böyle durumla karşılaşıldığında zaman yitirilmeksizin veterinere başvurulmalıdır. Çünkü bu belirti, önemli bazı hastalıkların habercisi olarak görülebilmektedir.

d) Ayak ve Tırnakların Bakımı
Özellikle ev dışında yaşayan, av gibi yürüyüş gerektiren görevler yüklenmiş bulunan köpeklerin ayaklarında aşınmalar, yaralanmalar, çizilmeler, tırnak kırılmaları görülebilmektedir. Bu nedenle, yapılan bakım sırasında ayaklar da gözden geçirilmeli, köpeğe rahatsızlık veren bir durum olup olmadığı araştırılmalıdır.
Ayak ve tırnaklar bu iş için kullanıma elverişli bir fırça ile fırçalanmalı, eğer varsa, tırnak arasına sıkışmış olan kurumuş çamur parçaları, toz ve kinler temizlenmelidir. Dolaşılan yerlerde bulunan keskin kenarlı kayalar veya kırık cam parçaları, köpeğin taban yastıklarında derin kesiklere neden
Tırnaklarda kırılmalar olabilir, taban yastıklarına kıymık, diken batabilir. Bu gibi durumların bakım ve tedavisi anında yapılmalı, kesik, çizik ve tırnak yaralarının ihmal edildiğinde bazen büyük sorunlar çıkartabileceği unutulmamalıdır.
Kırılan tırnaklar gibi aşırı uzayan tırnaklar da bakım gerektirir. Normalden fazla uzayan tırnaklar kimi kere kıvrılarak köpeğin etme batar ve iltihaplanmalara yol açar. Kimi kere ise, sağa sola takılarak köpeği rahatsız eder ve sonunda kötü bir biçimde kırılır. Bütün bu nedenlerle zaman zaman köpeğin tırnağını kesmek gerekir. Köpeğin tırnağı, ya bu iş için özel olarak yapılmış bulunan Papağan Gagası adıyla anılan özel bir makasla, ya da manikür takımlarında bulunan herhangi bir tırnak pensi ile kesilebilir.
Tırnak kesilmesi, düşünüldüğü kadar basit bir iş değildir. Yanlış ve hatalı kesim büyük sorunlar yaratabilir. Tırnağın kesim sırasında fazla derin alınması kanamalara ve iltihaplanmalara yol açar. Resimdeki kesime dikkat ediniz. Tırnak, fazla derine gitmeden ve tırnak ucu kütleştirilmeden kesilmektedir. Pürüzlü ve kırık tırnakları törpülemek gerekir. Bu amaçla bildiğimiz tırnak törpüleri kullanılır. Törpülemenin, tırnağın çıkış yönünde olması gerekir. Ters yöne doğru yapılan törpüleme tırnak köklerini zedeler ve iltihaplandırır.
Bakımlı ve sağlıklı bir köpeğin ayaklarında, tırnaklar arasında yabancı herhangi bir madde bulunmaz. Tırnaklar bakımlı ve düzgündür. Uzamış, çatlamış, kırılmış tırnak yoktur. Taban yastıkları bakımlıdır, kesikler, yaralar ve kabuklanmalar görülmez.

e) Yıkama ve Temizleme
Köpeklerin cilt dokusu, insanlarınkine oranla çok değişiktir. Köpeklerin ter bezleri yoktur. Yani terlemezler. Köpeğin derisi insanınki gibi hava almaya elverişli yapıda da değildir. Buna karşın köpek zengin sayılabilecek yağ dokusuna sahiptir. Bu yağ bezleri deriyi yumuşak ve dirençli kılan. Köpekleri, koktukları gerekçesiyle sık ve aşırı yıkayanlar, onların sağlığıyla oynar. Köpek, zorunluluk olmadıkça yıkanmamalıdır. Yıkanması gerektiğinde, bu sıcak yaz aylarına rastlatılmalıdır ya da çok iyi kurulanmasına özen gösterilmelidir. Aşırı yıkama derideki yağların yitirilmesine, derinin kuruyarak çatlamasına, tüylerin canlılığını kaybetmesine yol açar. Soğuk havalarda, özellikle ev dışında barındırılan köpeklerin yıkanması şiddetli soğuk algınlıklarına neden olabilmektedir.
Köpek, sağlığı açısından gerekli olduğunda veya sıcak yaz aylarında sı olmamak koşuluyla yıkanabilir. Köpeğin yıkanmasında bazı noktalara dikkat edilmelidir. Köpeğin yıkama suyu veya soğuk olmamalı, 35 C0 dolaylarında bulun malıdır. Köpeğin yıkanmasında kullanılacak şampuan, içinde yağ ihtiva etmelidir.
Kulaklara su kaçmaması için, birer parça pamukla kulakların kapatılması yerinde bir önlemdir. Çünkü kulağa kaçan su büyük sakıncalar doğurur. Yıkanacak köpek, bir banyo küvetine, genişçe bir lavaboya veya leğene yerleştirilir. Baş kısmı hariç tüm gövde güzelce ıslatıldıktan sonra şampuan dökülerek köpürtülür ve bu köpükler, başın dışında bütün vücuda yayılır. Parmaklarla köpeğin vücuduna masaj yapılarak kirler kabartılır. Daha sonra, bu köpükler tümüyle temizleninceye, tüyler arasında sabun zerrelerinin kalmadığına emin olununcaya değin, uygun sıcaklıktaki suyla yıkanır. Bu arada, bir sünger ıslatılıp iyice sıkıldıktan sonra, köpeğin başı, yüzü, ağzının çevresi, gözlerin etrafı iyice silinip temizlenir. Bundan sonra köpek, yıkanılan yerden bir havluyla alınır. ılık, rüzgarsız, hava cereyanı olmayan bir yerde, eğer varsa elektrikli kurutma makinesi ile, yoksa havlu ile mümkün olduğunca kurulanır. Tüyler çıkış yönünde taranıp fırçalanır.
Eğer hava soğuksa, vücuttaki rutubet tamamıyla gidinceye kadar ev içinde tutulur. Hava güneşli ve sıcaksa, serbest bırakılarak, hareket hainde iken tüylenin kuruması ve güneşlenmesi için olanak tanınır. Ağız çevresinde uzun tüylere sahip olan köpekler, yemek sırasında bunları kirletir. Böyle özellik taşıyan köpeklerin ağız yöresindeki tüyler, suyu sıkılmış ıslak bez veya süngerle temizlenebilir.
Köpeklerin sık sık yıkanması, yukarda belirttiğimiz gibi, türlü sakıncalar doğurur. Bu nedenle, köpeğin temizliğinde başka yöntemler de uygulanır. Bu amaçla testere talaşı denilen çok ince tahta talaşından yararlanılır. Toz halindeki bu talaş, köpeğin kıllarının arasına avuç avuç dökülerek tüylerle birlikte iyice ovuşturulur. Daha sonra, bunları dökmek için köpeğin tüyleri fırçalanır. Küçük yapılı, uzun ve seyrek tüylü, beyaz renkli bazı köpekler, beyaz tebeşir pudrası ile temizlenmekte iseler de, bu işlem tebeşir tozlarının çevreye dağılması nedeniyle pek pratik değildir.

f) Köpeğin Gezdirilmesi ve Egzersizleri
Bütün köpekler, ırktan ırka süresi ve niteliği değişmekle birlikte, hareket etme ve egzersiz yapma gereksinimi duyar. Sürekli olarak evde yaşayan, narin yapılı bir süs köpeği, bile, bu gereksinimi yeterince sağlanmazsa, normal halini, hareketliliğini, neşesini ve bazen de sağlığını yitirir. Bu tür köpeklerin zaman zaman bahçeye çıkartılarak gezdirilmesi gerekir. Onların sağı solu dolaşmaları, öteyi beriyi koklamaları içgüdülerini canlı tutmaya, türlerine özgü koklama ve işitme duyularını doğal ortam içinde sınayarak özgüvenlerini kazanmalarına yarar. Bununla birlikte, böyle narin türlerin, fazla alışık olmadıkları dış ortamda uzun süre bırakılmaları, elverişsiz havalarda çıkartılmaları sağlıkları üzerinde iyi etki bırakmaz.
İri yapılı köpeklerin, bilhassa özel amaçlarla eğitilip çalıştırılan görev köpeklerinin bu gereksinimi çok daha fazladır. Bunlar, açık havada koşma, serbest kalma, eğitildikleri alanda egzersiz yapma gereksinimi duyarlar. Yarış köpekleri, av köpekleri, koruma ve bekçi köpekleri, çoban köpekleri uzun süre etkinlikten uzak ve hareketsiz bırakılmamalıdır. İçgüdüsel tepkilerini doyurmak, eğitildikleri alandaki beceri ve yeteneklerini körleştirmemek için, sık sık uygun yörelere götürülerek serbest bırakılmalı, egzersiz ve antrenman yaptırılmalıdır.

3) Kızgınlık, Çiftleşme, Gebelik ve Doğum Dönemlerinde Köpeğin Bakımı
Özellikle pet ve bekçi köpeği olarak yetiştirilecek dişi köpeklerin kızgınlık, çiftleşme, gebelik ve doğum gibi kritik dönemlerde dişi köpeğin bakımı oldukça önemlidir. Köpekler genel olarak yılda iki defa kızgınlık göstermektedir. Bir dişi köpek ufak veya iri yapılı olmasına göre 8 ile 13 ay arasında ilk kızgınlığını gösterir ve bu aşamadan sonra ortalama olarak her altı ayda bir kızgınlık gösterir. Kızgınlığın belirtisi dişi köpeğin vulvasından gelen kanlı akıntıdır. Eğer bir dişi köpek çiftleştirilip yavru alınmak isteniyorsa, dişi köpeğin kanaması kesildikten sonra, erkek köpek dişi köpek ile yaklaşık bir hafta kadar beraber tutulurlar. Kanamanın olduğu dönemde erkek köpek çiftleşmek ister fakat dişi köpek buna izin vermez. Bu esnada köpeklerin çiftleşmesi zorlanacak olursa dişi köpek erkek köpeği korkutabilir ve bu durum erkek köpeğin bir daha çiftleşmek istememesiyle sonlanabilir. Çiftleşme olduktan yaklaşık 2 ay sonra doğum gerçekleşir. Gebeliğin son 15 gününde yavru büyümesi hızlı olduğu için bu dönemde dişi köpeklerin bakım ve beslemesine özen gösterilmelidir. Gebe köpekler gebelik süresince rahat bir doğum yapabilmeleri için günlük olarak gezdirilmelidir. Gebeliğin son 1 haftasında anne adayı köpek minimum 2x2 m ebadında zeminine altlık veya minder serili çevre kontrollü odalara alınmalıdır.
Doğum esnasında anne izlenmeli, annenin yavru zarlarını açamadığı veya ilgilenmediği durumlarda doğuma müdahale edilmelidir. Doğumda anne veya bizim tarafımızdan havlu yardımıyla kurutulmuş olan yavrular, süratle annenin memesine tutturulmalı ve yavruların memeyi emmesi sağlanmalıdır. Doğum esnasında annenin iştahı azaldığı için doğum yapmış anneye onun en çok sevdiği yiyecekleri vermek yararlı olacaktır. Zira doğumda şekillenen bu iştahsızlık 3-5 gün devam edebilir. Süt salgısının olduğu dönemde yeterince gıda tüketmeyen annelerin sütü kesilir ve yavrular açlıktan ölebilir. Güç doğumlarda veteriner hekiminizle temas kurunuz.