23 Mayıs 2008 Cuma

KÖPEK IRKLARI"KUŞÇU AV KÖPEKLERİ-FERMALI IRKLAR"

İNGİLİZ POİNTERİ




Bir puanteri 3 kelimeyle tanımlamamı isteselerdi, Dikbaşlı , Süratli ve Stilli demek gerekir. Puanter üniversal bir köpektir ve tüm dünya yerden havalanan kuş (upland bird)avcılığında kalitesi tartışılmaz.Gerçektende bir puanterin ferma sırasında verdiği enstanteneleri, gözlere sunduğu ziyafeti başka hiçbir ırk veremez. Yanlış olarak İngiliz puanteri de denir ,ancak bu isim ırkı diğer puanter çeşitlerinden ayırdığından dolayı yaygınlaşmıştır.

Bir çok kuş köpeği gibi puanterin de orijini İspanyadır.1713 yılında İngiltere’ye Utrech barışından sonra dönen askerler tarafından sokuldular.Son derece iri ve yavaştılar ama muazzam bir koku kabiliyetleri vardı.Yavaşlık 1700 lü yıllarda büyük bir dezavantaj değildi ancak av tüfeklerindeki gelişim doğrultusunda 1800 lü yıllarda av tüm İngiltere ve İskoçya da son derece popüler bir hal aldı. Öyleki toprak sahibi asiller daha fazla av vurup gazetelere geçmek için birbirleriyle yarışır oldular (puanterlerde oluşan getirme sorunları bu yıllara dayanır, çünkü o yıllarda işçilik köpeklerden daha ucuzdu, köpekler işçilerden daha masraflıydılar dolayısıyla asilzadeler vurulan avı köpeğin getirmesiyle vakit kaybetmeyip bu işi özel kiralanmış işçilere ve çantacılara yaptırıyorlardı. Sonuçta Flat Earth denilen sendrom ortaya çıktı, yani puanterler vurulan avı getirmezler inancı, elbet de getirmezlerdi çünkü bunun için hiç eğitilmemişlerdi). Rekabet beraberinde daha hızlı puanterleri bulmak için genetik arayışı getirdi .William Arkwright ın the pointer and his predeccesors(puanter ve ataları) adlı kitabında yazdığına göre, her toprak sahibinin kendi özel puanter ırkı oluşmaya başladı. Bu süreci kısaca özetlemem gerekli zira 1800 lü yıllarda ,en randımanlı ve kaliteli puanter ırkları hakkında bilgi sahibi olan William Arkwright' ın genetik çalışmalar hakkındaki yazıları bile sayfaları doldurur. Eldeki köpeklerin arasından en hızlı yavrular alındı bunlar agresivlik ve avı bulmaya yönelik hırs kazanmaları için bullterier, sürat ve canlılık kazanmak içinde foxhound denilen süratli ırklarla crosslandılar. Ancak bu sefer de ortaya çıkan köpekler çok sert ve dikbaşlı oldular ve zaman içersinde ırk yumuşatılarak,en iyi huylu yavrular damızlık kullanılarak günümüz çağdaş puanterine ulaşıldı.

Puanterler genellikle setterlerden çok daha zor köpeklerdir, öyle ki işler eğitim sırasında ters gitmeye başlayınca uzun bir süre ara vermenin büyük faydası vardır ve bunun öğrenme çağındaki zaman kaybından dolayı vereceği zarar puanterde çok düşüktür. Çünkü puanterler setterlerin aksine ileriki yaşlarda kavrama ve öğrenme kabiliyetlerini kaybetmezler.

Bu kez de bir puanter sahibinin niteliklerini tanımlamamı isteselerdi; otorite sahibi, sabırlı ve eğitim konusunda bilgili olmalı derdim. Puanterlerdeki bazı psikolojik sorunlar yavru dönemindeki sosyal eğitim yetersizliğinden dolayıda olur. Bazılarınınsa doğasında vardır. Ünlü köpek eğitmeni ve avcı John Nash, puanterle setter arasındaki farkı söyle tanımlar “setter sizin gözlerinizin içine bakarken puanterin gözleri dağlardadır”. Bu gayet yerinde bir tanımdır, puanteri olanlar bilirler ki av sırasında bir puanteri sevmek için bile yanınıza çağıramazsınız, onun tek amacı avı bulmaktır. İngiltere ve İskoçya' daki köpek yetiştiricileri arasında bi şaka vardır.

“profesyonel bir eğitimci oğluna köpekleri hor kullanmadan sabırla ve güzellikle yetiştirmek hakkında bilgiler veriyormuş. Sonra bir gün çocuk babasının bir puanteri kırbaçladığını görmüş ve sormuş, baba hani köpeklerimizi dövmeden eğiticektik?,baba cevap vermiş, evet oğlum doğru ancak bu bir puanter ve ben onun dikkatini çekmeye çalışıyorum”.Gerçektende puanterler zor eğitilen dikbaşlı hayvanlardır insanlara
setterlerden çok daha uzaktırlar. Bir settere kalkan kuşu kovalamamayı öğretmek belki bir av gününüzü alır, puanter belki daha çabuk öğrenir ancak uygulamaya gelince bile bile gene o avı kovalar.Ünlü İskoç, puanter ve setter eğitmeni ve yetiştiricisi Derry Argue kitabında şöyle diyor:
“Setterimi tavuklarla dolu bir kümesin önünde bırakabilirim ancak puanterime asla güvenmem”.

Mümkünse puanterinizi yavrudan alın , onunla beraber çok fazla vakit geçirin ve sosyalleşmesini eksiksiz tamamlayın,bunun faydasını eğitimin ileriki safhalarında mutlaka görürsünüz.

Genel olarak fizikel özelliklere değinmek gerekirse; Puanterler tri color hariç her renkte olabilirler ; liver, lemon,oranj yada siyah. Ender olarak self color denilen tek renk olanlara da rastlanır. Lemon ve liver olanlarda koyu renk buruna sahip olmalıdırlar, açık renk burun ve göz makbul değildir. Tüyleri kısa ve sert olmalıdır.

Amerika' daki puanterlerle Avrupa orijinli puanterler arasında gözle görülebilir bir fark vardır bunun sebebi Amerikalı avcıların fiziksel güzelliğe İngilizler kadar değer vermemesinden kaynaklanır, onlar için sonuç önemlidir, İngilizler içinse hem sonuç hemde stil. 1890-1963 yılları arasında İngiltere' de yaşayan, ünlü köpek yetiştiricisi William Humphrey aradaki farkı şöyle özetliyor,”Amerikalı bir avcı et bulucu bir köpeği,stilli ve mesafeli arayan kaliteli bir köpeğe tercih eder” Amerika' daki puanterlerin fiziksel olarak Avrupa orijinli puanterlerden farklı olmasının sebebi daha ırkın genetik özellikleri tam oturmadan 2. Dünya savaşı sırasında Amerika ya çok fazla puanter sokulmasıdır.Evinde yada işyerinde internet bağlantısı olan arkadaşlar eğer Amerika daki puanter sitelerine girerlerse ve o heykel gibi duruşdan yoksun düşük burunlu uzun ve kıvrık kuyruklu puanter namzetlerini görürler ve nedemek istediğimi anlarlar.

Uzun lafın kısası, puanter sahibi olmak bir ayrıcalıktır, ama sırf bu ayrıcalığa sahip olacağım diye de kendinizi harap etmeyin ,eğer gerçekten kendinize güveniyorsanız bir puanter sahibi olmaya soyunun, ama önce sabırlı olun.


İNGİLİZ SETTER






Tüm fermalı av köpeği ırkları arasında İngiliz Setterinin yeri her zaman ayrı tutulmuştur. Hem dış görünümüyle hem de av da ki inanılmaz yetenekleriyle İngiliz Setteri günümüzün en popüler fermalı ırkları arasındadır.

İngiliz setteri isminde ingilizlik olsa da aslında diğer pek çok fermalı ırklar gibi İspanya kökenli bir köpektir. Daha doğru bir tanımla İngiliz Setteri ferma veren bir Spaniel'dir. İngiltere'de ferma verebilen ilk köpek hakkında ki bilgiler Dr. Johannes Caius' un 1576 yılında yazdığı Canibus Britanicus adlı kitapta mevcuttur ancak bu tarihten daha önce böyle bir bilgiye ulaşılmamıştır. Kitapta bulunan bilgilere göre İngiltere'ye ilk kez giren ve ferma yeteneği olmayan Spanieller, ağ ile kuş yakalamada kullanıldılar ancak ferma vermedikleri için randıman alınamadı ve bu köpeklere ferma iç güdüsü aşılanılmaya çalışıldı,işte bu ferma verme yetisine zamanla sahip olan Spanieller günümüzün çağdaş İngiliz setterlerinin, Laverack setterlerin ve Llewellin setterlerin atalarıdır.

Son aldığı şekille İngiliz setteri İngiltere' nin en eski fermalı av köpeklerinden biri olmuştur.1873 yılında The Kennel Club ilk kez kurulduğunda tüm multicolor setterler İngiliz Setter olarak nitelendirilmişlerdir.

İngiliz setteri, kolay eğitilebilen,sıcak kanlı ve insanla çalışmaya yatkın,fazla bir eğitim verilmese de sahip olduğu iç güdülerle hemen ava giren,süratli ve dayanıklı,hem sıcakta hem de soğukta yorulmadan ve en önemlisi standart bir sürati tutturarak av yapabilen, havadan kullandığı keskin bir burnu olan ve fermada çok sabırlı bir köpektir. İşte bu özellikleri İngiliz Setterini dünyanın en çok sevilen fermalı av köpeği yapmıştır. İngiliz Setteri özellikle çulluk avı gibi ormanlık bölgelerde yapılan avlarda bulunduğu ortamla en iyi örtüşen adeta ormana yakışan bir köpektir ve bu söz fazla iddialı da olsa dünyanın en iyi çulluk köpeğidir.

İngiliz setteri ülkemizde fazla doğru olmamakla beraber Laverack Setter olarak da anılır.Edward Laverack 1877 yılında 79 yaşında ölmüş ve tüm hayatını daha iyi av yapan İngiliz setterlerini yaratmaya ve yetiştirmeye adamış bir avcıdır.

İngiliz setteri , İngiliz puanteri kadar aristokrat ve soylu bir görünüme sahip olmasa da son derece sevimli,alımlı ,hareketli ve insana yakın bir köpektir.

İngiliz setteri, kafadan aşağı pafta olmamak koşulu ile portakal - beyaz, siyah beyaz, kahve-beyaz (Puanterlerde bu renk liver olarak geçer), ve 3 renk olabilir. İngiliz setterinde vücüt renk dağılımı çoklukla lekeli veya paftalı kulaklar ve kafadan aşağıya dağılmış çiller şeklindedir. Bu çillerin uzun ipeksi tüylerin arasında yoğunlaşması ve mermerimsi ve hareli bir renk alması, siyah renk hakim köpeklerin ''blue belton'' sarı renk hakim köpeklerin ''orange belton'' ismini almasına sebep olur ki bu renk tarzı İngiliz setterler arasında en çok beğenilen renktir.İngiliz setterine ait standartlar biribirini pek tutmaz çünkü show tipi bir setterler field yani av ve mera tipi bir setter arasında gözle görünür farklar vardır.Ancak genel olarak erişkin bir Setter 35-45 cm yüksekliğinde ve 25-35 kg ağırlığındadır. Ülkemizde özellikle Marmara ve Trakya bölgelerinde avda en fazla kullanılan ve avcılar arasında en popüler olan köpek İngiliz setteridir.

İRLANDA SETTER



Bilinen en eski setter ırklarından biridir ve orijini İrlanda' dır.Yumuşak huylu eve ve çocuklara kolaylıkla uyum sağlayabilen bir karakteri vardır. Etkileyici dış görünümü onun av meralarından uzaklaşıp bir show köpeği olmasındaki en büyük etkendir. Çevremizde gördüğümüz İrlanda seterlerinin hemen hepsi asırlar öncesinden gelen içgüdüsel av yeteneklerini ve av zekalarını yitirmişlerdir. Ancak İrlanda ve İskoçya'da halen av yapabilen İrlanda setterleri üretilmektedir. İrlanda setterlerinin maruz kaldığı show çılgınlığından kurtulan çoğu köpekte red&white setter denilen vücüdundaki beyaz paftaların show standartlarına uymaması yüzünden showlara kabul edilmemişler ve bunun sonucunda da halen av güdülerini koruyabilmişlerdir.

İrlanda setteri kendisinden daha centilmen olan komşusu İngiliz setterinden çok daha sert ve dayanıklı bir köpektir ancak en büyük zaafı çoğu İrlanda setterinin fermasız oluşu yada ferma sırasında fazla sabırlı olamamasıdır.



Hiç yorum yok: