30 Haziran 2008 Pazartesi

KÖPEK DAVRANIŞLARI

İşemek ya da İşememek

İşte bütün mesele bu. Köpeğiniz tuvalet eğitimini umursamıyorsa öncelikle kabul edin köpekler çişe bayılır.

İnsanlar büyük ölçüde sözlü ve yazılı dille iletişim kurar. Köpeklerin ise bir kaç farklı yöntemi vardır. Onlar vücut dilini kullanırlar. Ardından geniş vokal çeşitliği ile sesli iletişim gelir. Kokuyla iletişimde ise ağız kısmının, kulak ve kuyruk bezlerinin, vajinal ve anal sekresyonlar ile özellikle yapılmış idrar ve dışkının koklanmasıyla köpekler sayısız bilgi alış verişinde bunabilirler.

İdrar ile işaretleme, bölgesel mülkiyet ve seksüel çekicilik gibi çok önemli amaçlara hizmet eder. Bir köpek başka bir köpeğin idrarını koklayarak yaşını ve belki de kimliğini tanımlayabilir.

Testesteron erkek idrarının erkek gibi kokmasını sağlayan hormondur. Yavru köpeklerdeki çok düşük testesteron dört beş aylık olduklarında artmaya başlar. On aylıkken zirvededir ve onsekiz aylıkken normal erişkin erkek düzeylerine düşer. Bu sırada genç erkek köpeklerdeki testesteron seviyesi erişkin erkeklerden beş kez daha fazladır.

Bu nedenle idrarın kokusu genç erkeğin yaşını gizleyebilir. Yavru bir köpeğin kokusu oldukça belirgindir. Vücut yapısı, rengi, davranışı ve özellikle kokusu yaşını ortaya koyar. Sırt üstü yuvarlanıp bir kaç damla idrar kaçırması erişkinlere zararsız bir yavru olduğunu anlatır: "Hey koklayın şunu. Gördünüz mü ben sadece bir yavruyum ve size hiç bir zararım dokunmaz. Lütfen canımı yakmayın." Doğal olarak erişkin köpekler yavrulara töleranslı davranır. Ancak testesteron düzeyleri artmaya başladığında erkek yavruların davranışları erişkinlerce sınırlanmaya başlar.

Arsız Yavru

On aylık olduklarında genç erkeklerin idrarı hiper-erkek özelliği kazandığından diğer erişkin erkeklerde "Bu delikanlı hızla büyüyor. Sosyal düzenimizde tahta göz dikebilir. Hazır kontrolü kolayken ona patronun kim olduğunu göstersek iyi olur." tepkisine yol açabilir. Çoğu erişkin köpek bu dönemde yavruyu biraz tartaklayarak ona sürü içindeki yerini baştan öğretme yolunu seçer.

Bölgesine sahip çıkma kavramı savunmanın yanı sıra işaretlemeyi de içerir. Kurt sürülerinde yüksek konsantrasyonlu erkek idrarı sürünün bölgesi boyunca her tarafı işaretlemede kullanılır. Bu işaretleme alışkanlığı evcil köpektede benzer şekilde mevcuttur.

Farklı zamanlarda sahipleri tarafında bulundukları çevrede dolaşmalarına izin verilen köpekeler üzerine yapılan bir çalışmada bu tür bir işaretleme çok belirgin çıkmamıştır. Bunun yerine sürekli dışarda dolaşan köpekler evleri üzerindeki yolları düzenli olarak işaretlemişlerdir. Dolayısıyla çoğu işaretleme eve yakın yerlerde gerçekleşmiştir. Serbest dolaşan köpekler aktif olarak evlerinin bulunduğu bölgenin merkezini korumamışlar ve işaretlemenin bölgesel bir özellik göstermediği ortaya çıkmıştır. Evcil köpeklerde işaretlemenin bölge edinimi ve korunumyla alakalı olduğuna dair kanıt yoktur.

İşaretler diğer köpeklerin o bölgeye girmesinde belirgin bir engel teşkil etmemektedir.

Kesin olmasa da köpeklerin idrarlarından birbirlerini tanıdıkları söylenebilir. Erkek köpekler diğer tanıdıkları erkekler ya da kendisininkilere kıyasla tanımadığı erkeklerin idrarlarını daha çok koklayıp üzerine idrarını yaptığı bilinmektedir.

Bölgesel savunmanın muhalif göstergesinden çok evcil köpeklerin işaretlemeleri tanımadıkları bölgeleri kendi idrarıyla işaretleyerek tanıdık bir yer gibi kokmasını sağlamaktır. Benzer olarak insanlar da yeni taşındıkları evlerine kendilerine ait resimlerin asarlar.

İdrarla işaret bırakma sadece erkeklere has bir ayrıcalık değildir. Pek çok dişi de işaretlerken bazısı bunu yaparken bacak bile kaldırabilir. Dişinin idrar sırasında bacak kaldırması erkeğinkinden farklı bir özellik taşır. Erkek arka bacaklarını kaldırıp dikey bir objeye nişan almaya çalışırken dişiler çömeldikleri halde sadece bir yöne doğru idrarlarını yönlendirmeye çalışırlar.

Erkek köpekler özellikle de pro-österüs ya da ön österus dönemindeyse dişinin idrar kokusuna bayılır. Yine österus dişiler erkeğin idrar kokusunu severler. Erkek österus idrarı şevkle, yüzünde ciddi ve düşünceli bir ifadeyle koklar. Burada köpeğin düşündüğü şüphelidir. Beyni dururken daha çok koku nöronları çalışmaktadır denebilir. Österüs idrarı kokladıktan hatta bir miktar yaladıktan sonra erkeğin dişleri birbirine çarpmaya başlayabilir.Hayır, üşümüyordur. Bu hareket sıvı sirkülasyonunu vomeranasal organlara doğru ittiği sanılmaktadır. Koklayıp tadına baktıktan sonra muhtemelen köpek bir kaç defa dişinin idrarının üzerine kendi idrarını yapacaktır.

İşediğimize sevindim

Çiftleşme dönemlerinde dişiler daha fazla gezinip seksüel durumlarını ilan eden idrarları ile çevreyi işaretler. Ösrerus bir dişi, bir erkeğin idrarının üzerine kendininkini yaparsa o erkeğe daha açık bir mesaj yolluyor demektir. Buna cevap olarak dişinin idrarının üzerine kendininkini yapan bir erkek de benzerini yapıyor anlamına gelir. Ayrıca kendi idrarıyla österus idrarı gizleme amaçlı da olabilir. Bu erkek, sırrı kendine saklamayı tercih etmektedir.

Üreme süresince idrar hem mesaj iletici hem de cezbedici bir özellik kazanır. Erkek ve dişi köpekler idrarın kokusunda cinsiyet, seksüel durum, hatta kimlik tespitinde bulunabilirler. Karşı cinsler arasıdaki idrar yapımı çiftleşmeyi kolaylaştıracak şekilde karşılıklı heyecan yaratan özel bir mesajlaşma yöntemidir.

Benden Başkasına Sevdirmesin!

Bazı insanların köpekleriyle ilgili beklentilerini sorguladığınızda çoğunun yanında caydırıcı bir sözde koruyucu umduğunu anlarız. Bu köpek koşulsuz itaat eden ve kendisine sahibinden başkasına yaklaştırmayan mümkünse maço görünümlü bir köpektir. Köpeği yanındayken yollarda bir çeşit film kahramanı gibi hissetmeye gereksinim duyan bu insanlar show zamanı geldiğinde köpeğin yerli yersiz her yerde komutlarına nasıl da uyduğunu korku ve kıskançlık dolu gözlere sergileyebilmelidir. Onlar böylece saygı duyulan ve kıskanılan afili delikanlının görsel karşılığı olabilirler. Zayıf kişiliklerini bu sözde gücün arkasında güçlendirdiklerinin farkında değillerdir.

Bu tür insanların köpekleri aşağı yukarı hep aynı özellikler sergiler. Daha küçücük bir yavruyken insanlar ve muhtemelen diğer canlılarla pozitif iletişim kurmasına izin verilmediğinden yeterince güvenemediği insanlara karşı, sahibi duymasın ama, olacakları kestirememesinden kaynaklanan korku nedeniyle savunmacı bir saldırganlık sergiler. Bulunduğu durumun sitresini bile kaldıramayacağından hiç bir yerde kendini güvende hissetmemektedir. Dostu ve düşmanı ayırabilecek kadar bile insan tanımadığından şemsiyeyle yanından geçen yaşlı bir teyze bile saldırgan yanını tetikleyebilir. Komşunun köpeğiyle güvenle oynadığı için başını okşamaya gelen çocukları tehdit unsuru olarak görür. Belki de oynaması gereken o en şirin çağlarında karanlık bir odaya kapatma masalının bir kurbanıdır.

Daha da kötüsü de yaptıklarının bilincinde olduğunu düşünen sahibinin ve arkadaşlar arasında sözde kötü adamların kışkırtmalarıyla diğer hayvanlara ve insanlara saldırmaya cesaretlendirilmiştir. İnsanlar güvenilmezdir onun için. İnsanlar ona zarar vermeden onun onları tehditkar bir hırlama ile uzaklaştırmasında fayda vardır.

Oyun seçenekleri hep ısırma ve bedensel mücadele gerektiren itip kakmalı oyunlar olmuştur. Böylece yavru daha bebekken dişlerini ve bedenini kullanmayı öğrenir ve tanımadığı, saygı duymadığı insanları, özellikle de çocuk ve yaşlıları, domine etmeye başlar. Söylediklerine göre gerektiğinde ev ahalisine bile sahibini korumak için posta koymaktadır. Köpek erişkin olduğunda sonuçlarını göremedikleri trajik son, yavruya kendi bilinçsizlikleriyle öğretilmektedir.

İşte size cesur bir koruma köpeği. Daha içinde bulunduğu durumu bile sağlıklı değerlendirmekten aciz bırakılmış, insanlar ve diğer hayvanları ya bir tehdit ya da av gören övgüye değer aranan köpek.

Ne yazık ki sahibi ırkına göre değişse de 2 hatta 3 yaşından sonra olgunlaştığında parkta tanımadığı kişilerle top oynarken bile yan gözüyle hep ailesinin güvenliğini kolladığını hiç bilmeyecek. Bir aile köpeğinin profesyonel bir koruma köpeğinden ayıran özelliklerin ayrımına asla varamayacak. Büyük bir olasılıkla 3 yaşına gelmeden saldırganlığı kontrolden çıkıp bilinmeze gönderilecek.

Koruma köpeği eğitimi kesinlikle işin ehli profesyonel kişilerin işidir. Bu amaçla eğitilecek köpekler özenle seçilir; hatta üretilir. Koruma köpeği olarak kullanılabilecek ırklardan birini alıp eve getirmek istenen sonucu getirmeyecektir; ama ne istendiğini tam bilmeyen biri zayıf yanları ve getireceği potansiyel problemleri de değerlendiremez. Köpeği ısırmaya alıştırmak kolaydır. Önemli olan ne zaman ve nasıl sorularının kontrolünün tamamen sizin elinizde olmasıdır. Tehlike ve güvenli durumlar arasındaki farklı değerlendiremeyecek bir köpek patlamaya hazır bir bombadır. Bu tür bir eğitimin verilmesi ve bu tür bir köpeğe sahip olunması ehliyet gerektiren çok özel bir durumdur. Sokaklarda silahla gezmeye izin verilmediği bir toplumda kontrolü tamamen sizde olmayan bir silaha çevrilmiş köpek gerçek bir tehdittir. Ne yazık ki çoğunlukla suçlanan köpek hatta ait olduğu ırk olur.

Yaşadığımız toplumda köpekler dost insanlarca yaklaşılır olmayı bilmelidir. Bir marketin önüne bağlandığında menziline giren ilk kişiyi ısırması kimseye fayda getirmez. Bazı ırklar doğal olarak yabancılarla kolay dostluk kurmaz. Özellikle bu ırklar genç yaşta yanına yaklaşan insanların ona bir tehdit oluşturmayacağı öğretilmelidir. Gerektiğinde harekete geçmeyeceğini ummak ırkların yüzlerce yıllık geçmişlerini hafife almaktır. Yine de bireyler arasında farklılık olabilir. Bazı ırklar ise üretim amaçları doğrultusunda yabancılara karşı her zaman dostça davranır. Onların kalıtsal karakterini bozmak ona yapılacak en büyük kötülüklerin başında gelir.

Eve her misafir geldiğinde köpeğinizi bir odaya kapatmak zorunda kalmaktan, çoluk çocuk herkesin yanında olası bir kazanın stresinin altında ezilmekten ve parkta diğer köpek sahipleriyle huzur içinde bir sohbet edememekten kötü ne olabilir?

Köpeğin olumsuzlaştırılan yanlarından medet umarak bunların nedensizce övülmesi, bazen iyi niyetli bile olsa, ne yaptığını bilmeyen insanlar yüzünden aklımızdaki köpek imgesinin korkunç hikayelerle bulanmasına neden olmakta. Kendimizi doğru şeklide sevmeye öğrenmeden bir köpekten en iyisini bekleyebileceğimizi sanmıyorum. Onlar kendimize ve topluma olan bir yansımamızdır çünkü.
http://www.sayfamiz.com/makale4.asp

Hiç yorum yok: