27 Haziran 2008 Cuma

KÖPEK SAĞLIĞI "Isospora"

Fırat Üniversitesi
Veteriner Fakültesi
Parazitoloji Anabilim Dalı

ARAŞTIRMA

Doğal Enfekte Köpeklerde Klinik Isospora spp. Enfeksiyonu

Bu çalışma, köpeklerde Isospora türlerinin patojenitesini değerlendirmek amacıyla yapılmıştır.

Bu amaçla, kanlı ishal, halsizlik, bitkinlik gibi şikayetleri olan dört köpek Eimeria ookistleri bakımından muayene edildi. Dışkı bakısını takiben tespit edilen ookistler 22 ºC’de %2.5’lik potasyum dikromat solusyonunda sporlandırıldı ve tür teşhisleri yapıldı.

Neticede, köpeklerin hepsinde Isospora canis ve Isospora ohioensis ookistleri tespit edildi.
Köpeklerden biri tedaviden önce ölmesine rağmen diğer köpekler sulphamezathine ile tedavi edildi.

Sonuçta, Isospora türlerinin özellikle nakil stresi olan, genç ve yeterli bakımı yapılmayan köpeklerde klinik enfeksiyona neden olabileceği vurgulanmıştır.

Giriş

Isospora türleri Apicomplexa şubesinde bulunan protozoon parazitler olup coccidia
olarak isimlendirilen organizma grubunun üyeleridir. “Coccidia” terimi önceleri yalnızca Eimeria ve Isospora soyu için kullanılmakta iken günümüzde artık Cryptosporidium türleri, Toxoplasma gondii ve Eimeriorina alt takımlarının diğer üyeleri için de kullanılmaktadır. Coccidia kompleks bir yaşam siklusuna sahip olup Isospora soyuna bağlı olan türler tüm biyolojilerini tek bir konakta tamamlayabilmektedir. Bu türlerden sadece birkaçı gelişmelerinde paratenik konak kullanabilmektedir

Köpek coccidiosisi çoğunlukla Isospora soyuna bağlı protozoonların neden olduğu
enterik bir hastalıktır. Hastalık öldürücü kolitis veya enteritis ile sonuçlanabilmektedir
Şiddetli enfeksiyonlarda diyare, şiddetli anemi, hızla zayıflama, uyuşukluk ile birlikte kataral hemorajik enteritis semptomları dikkati çekmektedir. Coccidiosis, köpek barınaklarında mücadelesi en zor olan paraziter hastalıklarından birisidir. Bu durum özellikle köpek yavrularının olduğu barınaklarda problem oluşturmaktadır

Isospora soyuna bağlı olarak köpeklerde Isospora canis, I. ohioensis, I. burrowsi,
I. neorivolta türleri görülmektedir.konağı değillerdir . Etkenler çoğunlukla genç köpeklerde görülmekte olup köpeklerin %3-38’inin bu türlerin ookistleri bakımından pozitif olduğu belirlenmiştir . Yine Isospora enfeksiyonlarına sokak köpeklerinde sahipli köpeklerden daha sık rastlanmaktadır. Bunun nedeni sokak köpeklerinin paratenik konakla da beslenebilmesidir .

Türkiye’de ilk I. canis vakası Güralp tarafından 1956 yılında bildirilmiştir. İki yaşlı yerli erkek beyaz alaca bir köpekte ilk Eimeria canis (I. canis) ookistini tanımlamış, ookistlerin 4 günde sporlandığını ve dışkıda enfeksiyonun 7-8. gününde ookist görülmeye başlandığını ifade etmiştir. Aynı çalışmada enfeksiyonun tedavisi için Sulfaguanidin, Sulfamezatin, Terramisin ve Fenotiazin, Atebrin ile Sulfaguanidin karışımları kullanılmış ancak etkili olmadığı belirtilmiştir .

Bu tarihten sonra farklı illerde yapılan çalışmalarda köpeklerde Isospora türlerinin yaygınlığı %0.4-23.4 arasında değişen oranlarda bildirilmiştir .

Bu çalışma ile değişik Isospora türleri ile doğal enfekte köpeklerde ookistlerin sporlandırılması, teşhisi ve köpeklerin sulfamezathine ile tedavisi amaçlanmıştır.

Gereç ve Yöntem

Bu çalışmanın materyalini, 2006 yılı Mart ayı içerisinde Fırat Üniversitesi Veteriner Fakültesi İç Hastalıkları Kliniğine kaşıntı, gelişme geriliği ve ishal
şikayeti ile getirilen ikisi Husky, diğerleri Pitbull ve Seter ırkından 4 köpek oluşturmuştur. Hayvanların deri kazıntısı alınmış ve %10’luk potasyum hidroksit ile
karıştırılarak mikroskopta incelenmiştir. Ayrıca kanlı ishal ve gelişme geriliği şikayetlerinden hareketle rektumdan taze olarak alınan dışkı Fulleborn’un doymuş tuzlu su flotasyon metoduyla incelenmiştir. Dışkı muayenesi sonucunda teşhis edilen ookistlerin tür tayinlerinin yapılması amacıyla her bir köpekten ayrı ayrı dışkı
örnekleri alınıp distile su ile sulandırılıp süzüldükten sonra %2.5’luk potasyum dikromat ile karıştırılmış ve 22 C’deki etüve petriler içerisinde yerleştirilmiştir. Etüvün dış kapağı açık tutulup içteki cam kapak kapatılmış ve petrilerin ışık alması sağlanmıştır. Ayrıca etüvün üst kısmındaki 5 cm çaplı delikten hava girişine müsade
edilmiştir. Sporlanma süresince petriler her gün, günün değişik saatlerinde birkaç kez elle çalkalanmış, potasyum dikromat azalınca ilave edilmiştir. Ookistler sporlandıktan sonra tür tayinleri mikroskopta (Nikon AFX DX, Japan) yapılmış ve fotoğrafları çekilmiştir.

Bulgular

Deri kazıntısının incelenmesi sonucunda hayvanlarda sarkoptik uyuz teşhis edilmiş ve propethamphos etken maddesi ihtiva eden ilaç solüsyonu ile tedaviye başlanmıştır. Dışkıda ookistlerin görülmesini takiben tedaviye başlanması planlanmış ancak kanlı ishal görülen Husky ırkı köpek muayenenin ertesi günü ölmüştür. Köpek sahiplerinin ölmüş olan hayvanı kliniğe getirmemeleri ve hemen çiftlikten uzaklaştırmaları nedeni
ile bu köpekte otopsi yapılamamıştır. Diğer köpeklere Sülfadimidine sodium’un 160 mg/kg’lık başlangıç dozu oral yolla uygulanmış, takip eden 3 gün boyunca da
yarım doz ilaç idame doz olarak tatbik edilmiştir.

Isospora canis hafif ovoid olup, boyutları 35-40 X 2932 (ortalama 36.3-31.1) µm olarak ölçülmüştür. Ookist duvarı 1-1.5 µm kalınlığında olup, mikropil, ookist artığı, polar granül ve stidae cismi tespit edilememiştir. Sporokistlerin elipsoidal şekilde ve boyutlarının 20-24 X 15-18 µm ebatlarında olduğu belirlenmiştir . I.
canis ookistleri 22ºC’de tam olarak 7-10 günde sporlanmıştır.

Diğer tür I. ohioensis olup, oval şekilli bu türün ookist boyutları 22-26 X 17-21 (ortalama 23.6-19.2) µm olarak ölçülmüştür. Ookist duvarı 1µm olup ookist artığı,
mikropil, polar granül ve stidae cismi tespit edilememiş, sporokist artığı belirlenmiştir. Sporokistlerin ebatları 1318 X 10-12 µm olarak ölçülmüştür . Bu türün ookistleri 22 ºC’de tam olarak 6-7 günde sporlanmıştır.

Tartışma

Bağırsak coccidiosisi genellikle kendisini sınırlayan bir hastalıktır. Çoğu hayvan doğumdan hemen sonra ontamine gıda ve sularla enfekte olur ve klinik enfeksiyona karşı hızlı bir bağışık yanıt oluştururlar. Laktasyondaki hayvanlar muhtemelen az sayıda ookist çıkarırlar ve bu ookistler genç hayvanları kolaylıkla enfekte edebilirler. Ookistlerin uygun ısı ve nem bulunan ortamlarda sporlanmaları oldukça kolay olup sporlanmış ookistler bu ortamda birkaç ay canlılıklarını devam ettirebilirler.Klinik enfeksiyon alınan ookistin sayısı, çoğalma potansiyeli ve bağırsaktaki gelişme bölgesine bağlıdır . Coccidiosisin köpeklerde ciddi bir problem
olup olmadığı kesin değildir . Nitekim Dubey , I. ohioensis ile deneysel enfekte 26 köpek yavrusunda subklinik enfeksiyon görüldüğü ve bu düşük patojenitenin
parazitin yüzey epitel hücrelerinde gelişmesi ile alakalı olabileceğini bildirmiştir. Fakat bizim çalışmamızda söz konusu köpeklerin gerek genç olmaları, gerekse başka bir ilden getirilmeleri gibi stres faktörlerinin yanı sıra,
barınma ortamlarının nemli olması ve yeterince hijyenik olmamalarının da etkisiyle klinik enfeksiyonun şekillendiği düşünülmüştür.

Cilt : 21, Sayı : 1 Doğal Enfekte Köpeklerde Klinik Isospora Ocak 2007

Yapılan çeşitli çalışmalarda I. ohioensis’in prepatent süresinin 4-5 gün, sporlanma zamanının 96 saat ve ookist ebatlarının 22.8-20.5 µm olduğu bildirilmiştir (4,
15). Bu çalışmada da ookist ebatları bakımından yakınlık mevcutken sporlanma süresi daha uzun bulunmuştur.
Araştırıcılar (4, 15) ookistleri oda ısısında sporlandırırken bu çalışmada mevsimin kış olması ve oda ısısının değişkenlik gösterebilmesi nedeniyle 22 ºC’deki etüv
tercih edilmiştir. Sporlanma süresinin uzun olması ortamdaki oksijen yetersizliğine de bağlanabilir.

Isospora canis, köpeklerdeki Isospora türleri içerisinde en büyük olanıdır. Bu türün ookistleri mikroskobik bakıda rahatlıkla tanınabilir. Bu protozooon, ince bağırsağın ön kısmının lamina propria’sındaki hücrelerde gelişir . Sütten kesme ve nakil stresinin köpeklerde I. canis enfeksiyonu riskini artırabileceği ileri
sürülmüştür .
Kaynaklar
1. Lindsay D, Dubey JP, Blagburn B. Biology of Isospora spp.
from human, non-human primates, and domestic animals.
Clin Microb Rew 1997; 61: 462-465.
2. Dunbar MR, Foreyt WJ. Prevention of coccidiosis in
domestic dogs and captive coyotes (Canis latrans) with
sulfadimethoxine-ormetropin combination. Am J Vet Res
1985; 46 (9): 1899-1902.
3. Corea WM, Corea CNM, Longoni H, Volgato OA, Tsunoda
K. Canine isosporosis. Canine Pract 1983; 10: 44-46.
4. Baek BK, Kim CS, Kim JH, Han KS, Kim YG. Studies on
isosporosis in dogs. I: Isolation and sporulation of Isospora
ohioensis. Korean J Parasitol 1993; 31(3): 201-206.
5. Dubey JP. Isospora ohioensis sp. n. proposed for I. rivolta
of the dog. J Parasitol 1975; 61: 462-465.
6. Kirkpartrick LE, Dubey JP. Enteric coccidial infections
Isospora, Sarcocystis, Cryptosporidium, Besnoitia, and
Hammondia. Vet Clin North Am Small Anim Pract 1987;
17: 1405-1420.
7. Güralp N. Memleketimizde bir köpekte müşahede ettiğimiz
Eimeria canis’den mütevellit ilk coccidiose olayı ve buna
dair yaptığımız enfeksiyon ve tedavi deneyleri. AnkaraÜniversitesi Veteriner Fak Dergisi 1956; 3 (3-4): 176-184.
8. Mimioğlu M, Güralp N, Sayın F. Ankara köpeklerinde
görülen parazit türleri ve bunların yayılış nisbeti. Ankara
Üniversitesi Veteriner Fak Dergisi 1960; 6 (1-2): 53-68.

köpek bulundukları bölgeden annelerinden ayrılarak başka bir şehre nakledilmiş genç hayvanlardı. Klinik enfeksiyonun muhtemel nedenleri arasında bu nakil ve
sütten kesme stresinin etkisinin olabileceği düşünülmüştür. Isospora canis’in ookistleri 35-40 X 2832 cm ebatlarında olup ookistlerin sporlanma süreleri
dört gündür (12). Bu çalışmada da ookist ebatları benzer oranlarda bulunurken sporlanma süresi 7-10 gün olarak bulunmuştur. Ookistlerin 4-5. günde de sporlanmaya
başladıkları ancak tam anlamıyla sporlanma olayının 7-10. günlerde sona erdiği belirlenmiştir.
Bu çalışma ile genelde köpeklerde non-enfektif olarak bilinen I. canis ve I. ohioensis’in klinik enfeksiyon oluşturabildikleri konusuna dikkat çekilmiş ve özellikle sütten yeni kesilmiş köpek yavrularında nakil stresi ve bakım koşullarının yetersizliğinde bu enfeksiyonun klinik olarak gözlenebileceği düşünülmüştür.

Hiç yorum yok: