31 Temmuz 2008 Perşembe

KÖPEK EĞİTİMİ

Sosyalleşmenin önemi

Köpeği doğal yaşamından alıp gürültülü, her tarafı tehlikelerle dolu şehir yaşamına soktuk. Bu durumda köpeğimizin şehir hayatına adaptasyonunun ve sosyalleştirilmesinin ne kadar önemli olduğu ortadadır. Çünkü dışarıdaki tehlikeler onlar için kat be kat fazladır. İtaat eğitimleri sonunda köpeğimizin bize koşulsuz itaat etmesi ile bu tehlikelerin birçoğunun üstesinden gelebiliyorum fakat sosyalleşme, itaat eğitimini öncesinde yapılması gereken bir çalışmadır. Köpek eve geldiği zaman eğitim başlar diyoruz her zaman. İşte aynı zamanda sosyalleşme de başlar.

Köpeği sosyalleştirmek, yaşadığı dünyadaki her şeyi ona objektif olarak anlatmak, göstermek, öğretmektir. Evet, her şeyi öğretmeliyiz. Bunu yaparken sadece iyi olanları değil, tehlikeli ve riskli olan her şeyi de mutlaka köpeğe göstermek gerekir. Ve onlardan uzak durması sağlanmalıdır.

Biraz önce kuyruğu asansöre sıkışan ve artık asansörden çok korkan bir köpeğin hikayesini okudum. Muhtemelen bu kötü anı köpeğin yaşamı boyunca onu etkileyecektir. Sosyalleştirilen köpek daha pratik zekalı olur çünkü çevresini tanır, nereden ne tehlikeler gelebileceğini, nelerin onun avantajına olduğunu, hangi durumlarda nasıl davranmasın gerektiğini biliyor olur. Aşıları bitmeden önce ev içindeki nesneler, eşyalar öğretilmeli, kimi zaman da büyük hayati risk oluşturan tehlikelerin küçültülmüş hallerinde, küçük acılara maruz kalabileceği kazaların oluşumu engellenmemeli. Mesela bize verilen dersler içinden aklımda kalan bir şeyi söylemek istiyorum. Eviniz havuzlu ise köpeğinizin aşıları bittikten sonra dışarı çıkartmaya başladığınız günlerde arkasından iterek havuza atın. Köpek kendisini neyin ittiğini görmesin. Havuza düşen köpeği kurtarmaya çalışmayın ki korkuyu sonuna kadar yaşasın. Kendi kendine çıkışı bulmak için uğraş versin. Bu olay kimilerine göre çok saçma gelebilir ama asıl amaç, köpeğin havuza yaklaşmamasını sağlamaktır. Aksi taktirde sizin olmadığınız bir zamanda kendi başına havuza girmeye kalkışabilr ve havuzdan çıkamayabilir. Ya da kışın, üzeri buz tutmuş havuza girmeye çalışabilir. Muhtemelen kırılan ilk yerden buz gibi suya düşecek, bir daha da aynı yerden çıkamayacağı için ölecek. Ya da havuz kenarında su içen kuşları yakalamak isterken kafasını havuz kenarlarına vurabilir. Bakın, çok basit bir örneğin içinde bile ne kadar çok tehlike var.
Aynı tehlike kablolar için de geçerli. Kablo kemiren köpek elektrik çarpmasına maruz kalabilir. Elektrikli eşyalara zarar verebilir hatta kısa devre yapan sigorta kutusu ile evinizin yanmasına sebep olabilir. Köpeğiniz elektrik kablolarını oyuncak olarak görmeye başlamadan önce bunları ortalıktan kaldırmalısınız. Geç kaldıysanız adaptör çıkışlı bir kabloyu ortalıkta bırakabilirsiniz. Bu kabloyu kemirmek istediğinde muhtemelen statik elektrik çarpmasına maruz kalacak, buradaki tehlikeyi görüp kablolardan uzak duracaktır.

En iyi ve ilk eğitimdir sosyalleştirme. Köpeğimizi sokakta kalabalık caddelerde, çocuk parkında, halı saha yakınlarında, otoyol yakınlarında, spor karşılaşmaları esnasında sahilde, demiryolunda gezdirmeli, trafik kurallarını öğretmeli, özellikle de çocuklarla olan ilişkisini düzene koymalıyız. Çevredeki ani hareketlere minimum tepki vermesini sağlamalıyız. Kedi köpeklerle tanıştırmalı, kedileri asla oyun arkadaşı olarak görmemesini sağlamalıyız. Köpeklerle oynamak için ise sizden izin istemesini öğretebiliriz. Asansörden inip çıkarken oturup beklemeli, açılan kapılardan ya da köşe başlarından önce sizin geçeceğinizi bilmeli.

Köpek eğitiminin her safhasında olduğu gibi sosyalleştirmede de oldukça yavaş hareket etmeli, bir safhayı tam olarak tamamladığımızdan emin olmadıkça diğer safhaya geçmemeliyiz.
Köpeğimizin korkuları olacaktır. Bu korkulardan köpeği kaçırmak doğru değildir. Aksine yavaş yavaş bu korkuların üzerine gitmek gerekir. Her adımda bir sonraki adımını ve köpeğimizin ilerleyen zamanlardaki durumunu göz önünde bulundurmalıyız. Koruma işi yapacak bir köpeği insanların içinde tutmalı ama kimse ile direk kontak kurmasına müsaade etmemeliyiz. Aile köpeği ise yine insanların içinde olmalı, herkesle oyun oynayabilmeli ama üste atlamamak gibi kesin kuralları ve istediği zaman istediği kişi ile oyun oynamasına hakkı olmadığını bilmeli. Sadece sahibi müsaade ettiği zamanlarda oyuncu bir köpek olmalıdır.

Köpeğimizin sosyal yaşantısını kısıtlamak, ona yaşadığı dünya hakkında fikir sahibi olmasına engel olmak, hayatı boyunca karşılaşacağı çeşitli durumlarda sağlıklı karar vermesine engel olur. Her köpeğin kendine has karakteri vardır. Bu karakteri etkileyen, yön veren secere, sahip, yaşam şartları, uygun iklim ve çevre gibi çok önemli etkenler vardır. Çevresini tanıyamayan köpeğin sağlıklı ve sağlam bir karaktere sahip olması da olanaksız gibidir.

Hiç yorum yok: