4 Temmuz 2008 Cuma

KÖPEK DAVRANIŞLARI

Köpekler için bağlılık duygusu çok önemlidir. Bir kişi ile otuz dakika boyunca temas etmemek bile bazı köpekleri etkileyebilir. O güne kadar hiç bir sorun yaşamamış olan köpekler, bazen yabancı bir yerde kaldıktan sonra veya evdeki rutinin değişmesi ile ayrılık korkusu geliştirebilir.

Hayvan davranış bilimcileri buna ayrılık korkusu diyor, ama köpek sahipleri bu durumu işaretlerinden tanıyor, kemirilmiş halılar, harap edilmiş kapı çerçeveleri, yenilmiş terlik ve çoraplar, tuvalet kurallarının ihmal edilmesi. Komşular ise yalnız bırakılan köpeği dur durak bilmeyen havlama ve ulumadan tanıyor.

Köpeğin bütün bir gün yalnız bırakılmış olması da gerekmiyor, bazen otuz dakika yalnız kalan köpek tüm belirtileri gösteriyor ve sanki eve dönen sahibinin tüm bu işlerle uğraşması yetmiyormuş gibi, ayrılık korkusunun o boğucu gösterisi ile de karşılaşıyor. Sahibin eve dönmesi ile köpeğin neredeyse isterik bir şekilde onu karşılayıp hiç durmadan üzerine atlaması.

Ayrılık korkusundan kaynaklanan davranış sorunları çok yaygın ve ciddi bir boyutta. Genelde bu sorunlar, köpeğin saldırganlığı kadar vahim bir durum teşkil ediyor ve çoğu kez insan/hayvan ilişkisini kopartacak boyuta ulaşabiliyor; sahibi köpeğin bu davranışlarında öylesine bıkıyor ki, hayvan en sonunda başkasına veriliyor veya terk ediliyor.

Son yapılan araştırmalara göre, ayrılık korkusu durumu, Amerika ve Avrupa’daki hayvan davranışı hastanelerindeki vakaların %40'ını oluşturmakta. Sahibinin yokluğu sırasında ev eşyalarını tahrip etme durumu, hemen hemen her ayrılık korkusuna bağlanıyor. Korkunun en yaygın ifade türlerinden biri olan havlama ve uluma ise görünürde bir iz bırakmamasına rağmen, çoğu zaman köpek sahibi ile komşuları arasındaki ilişkileri zedeliyor.

Çok şükür ayrılım korkusuna bağlı sorunları düzeltmenin yolları var. Ama hayvan davranış uzmanlarının ifadelerine göre, ayrılık korkusunun neden olduğu sorunlar, özellikle tahrip etme, kolayca çözülemiyor ve çoğu zaman aslında daha tehlikeli olan köpek saldırganlığı sorunundan zor tedavi ediliyor.

Herhalde ayrılık korkusunun en tatsız ve en yıldırıcı yanı, köpeğin normalde sahibi ile birlikteyken çok iyi, terbiyeli ve kolay baş edilebilen bir köpek olmasıdır, ayrılık korkusunun neden olduğu kötü davranışlar ise sahibinin denetimi dışında oluşuyor. Ama tüm bu güçlüklere rağmen, bazı denenmiş yöntemlerle en umutsuz gibi görünen vakaların bile düzeltilebildiği görülmüştür.

"Bağlılık toplum içinde yaşayan hayvanlar için hayatidir." diyor Dr.Voith . Tabii ki köpekler son derece toplumsal hayvanlardır ve birlikte yaşadıkları insanlarla çok güçlü bir bağ oluştururlar. Sahibinin neden gitmesi gerektiğini anlayamadıklarından yukarıda tarif edilemeyen durumları yaratırlar. Özellikle sahipleri ile her gün yoğun ve yakın ilişkide olan köpekler ayrılığa daha olumsuz tepki göstermek eğilimindedir.

En şaşırtıcı durum ise, o güne kadar ayrılığa iyi tahammül etmiş köpeklerin birdenbire sahiplerinin yokluğunda korku belirtileri göstermelidir. Bu vakalar daha yakından incelendiğinde çoğunda, ayrılıktan önce köpeğin sahibi ile her zamankinden daha yakın ve kesintisiz bir birliktelik yaşamış olduğu görülüyor. Ayrılık korkusu ayrıca o güne kadar hiç bir belirti göstermemiş köpeklerde, yabancı bir yerde kaldıktan sonra veya ailedeki rutinlerin değişmesinden sonra, örneğin boşanma veya aile fertlerinden birinin ölümü, ortaya çıktığı anda çok sık görülür.

Demek ki köpek sizi özlüyor. Bu beklenmedik bir şey değil. İkiniz arasında çok güzel şeyler var ama peki sizi böylesine sevdiğini, özlediğini ve size ihtiyaç duyduğunu, en pahalı halınızı kemirerek göstermek zorunda mı? Köpek bunun sizin en pahalı halınız olduğunu biliyor mu?

Davranış uzmanları tüm bu düşünce biçimini reddediyor ve çoğu köpek sahibi sakinleştikten sonra onlarda köpeklerin insanlar gibi düşünüp davranmadıklarını hatırlıyorlar. Açık olan şu ki, tahrip etme, korku içindeki bir köpeğin yapabileceği az sayıdaki seçeneklerden biri (büyük olasılıkla akşama kadar komşulardan telefonlar gelecek). Köpek gazetelere sizi ihbar etmeyecek ne de herhangi bir yardım kuruluşuna başvurmayacaktır.

Onun yerine korku ve hayal kırıklığı, köpek doğasına açık olan seçeneklerden biri ile ifade edilecektir. Tahrip edici davranışlarla ilgili kesin yanıt henüz bulunamadı. Gösterilen nedenlerden bazıları; Can sıkıntısı (veya doğru bir ifade ile,çevresel simülasyonlarının eksikliği) kapalı bir ortamda bulunması be belki de ırk olarak yatkınlığı.

Kuşkusuz köpeklerin çevresel simulasyona ihtiyaçları vardır ve bu da herhalde özellikle genç köpekler ve iş köpekleri için geçerlidir.ama bir köpeğin gerçekte ne kadar simülasyona gerek duyduğu sorusu henüz yanıtlanmamıştır. Etobur olarak köpekler ancak zaman zaman faildir. Kızak köpekleri bile yirmi dört saatlik dilimin %80 ine yakın bir dönemini dinlenerek geçirirler ve bir laboratuar ortamında izlenmiş olan köpekler zamanlarının %75'ini dinlenerek geçiriyor.

Kuşkusuz hareketlik düzeyi ve yeni deneyimlerle stimüle edilme gereksinimi, köpekten köpeğe farklılık gösterir.Genç köpekler daha yaşlılara göre daha çok stimülasyona gerek duyar. Çoğu köpek sahibi köpeklerin zamanlarının büyük bölümünü,arada yoğun bir aktivite gösterse de dinlenerek geçirdiğini bildirmekte.

Köpeğin çevresel stimülasyon isteyip istemediğini (yani can sıkıntısı geçirmek) dair bazı ipuçlarını köpek sahibi köpeğin tahripkarlığına bulabilir. Davranış uzmanlarına göre, eğer köpek kolayca taşınabilen, yastık ve kağıt gibi, nesneleri kemiriyor ise, bu köpeğin yeni bir şeyler aradığını gösteriyor. Sahibinin evden çıkması köpeği heyecanlandırdı ve şimdi artık yeni nesneleri keşfetmekte (yani bulup kemirmekte) özgür, sahibi evdeyken yasak olan davranış.

Tüm davranış uzmanları hemfikir olmasa da,tahripkarlığın belirli bir oranda ırk ile bağlı olduğunu gösteren bulgular var. Dr.Houpt'un deneyimlerine göre Beagle, Alman Çoban Köpeği ve Malamutlar özellikle tahtip etme eğiliminde olan türler. Yine Dr.Houpt'un araştırmalarına göre Terrier'ler İrlanda Seterleri ve Sibirya Husky leri tahrip etme eğiliminde değil. Ama Terrier'ler cilt hastalıklarına neden olacak boyutta ayaklarını yalayıp kemirme eğiliminde. Belki kendilerini kemiren köpekler evdeki eşyaları kemirmiyor.

Sahibinin yokluğu sırasında tahribatın sonuçları çoğu zaman kapılarda (kemirilmiş kapı çerçeveleri) ve pencerelerde (yırtılmış perdeler,kırılmış çerçeveler) görülüyor, bu da köpeğin kapalı bir ortamda bulunmaktan duyduğu sıkıntıyı ifade ediyor. Köpek kapalı bir ortamda kalmaya tahammül edemiyor, özellikle sahibi evde olmayıp tahrip edici davranışları yasaklamadığı veya köpeğin dikkatini başka sitümülasyonlarla dağıtmadığı zamanlarda.

Garip bir şekilde kapalı alanda kalmaya tahammül edemeyen köpekler çoğu zaman sahiplerinin arabasında sessizce oturmaktan son derece memnun. Dr.Houpt'a göre, araba köpeğin inini oluşturuyor, aynı zamanda hem kendi, hem de sahibinin köpeği araba içinde yalnız bırakıldığı süreye göre daha kısa oluyor.

Köpek sahipleri tuvalet eğitimi almış bir köpeğin , ne zaman evde yalnız bırakılırsa evin içine çişini ve kakasını yapmasına çok sinirleniyorlar. Veterinerler, herhangi bir davranış sorunu ortaya atılmadan önce köpeğin muayene edilmesi gerektiğini savunuyorlar. Ama Dr.Voith diyor ki "Köpeğin çiş ve kaka yapması çok ender olarak tıbbi sorunlara bağlı, çiş ve kaka bir arada yapılıyorsa, neden büyük bir olasılıkla davranış bozukluğudur."

Yetersiz tuvalet eğitimi de böyle bir duruma neden olabiliyor,ama böyle durumlarda köpek büyük bir olasılıkla sahibi evdeyken de tuvalet kuralla rını ihlal edecektir. Ayrılık korkusu yaşayan köpeklerin,sahipleri evden ayrıldıktan birkaç dakika sonra çiş ve kaka yaptıkları görülmüştür. Sahibi evden çıkmadan çok kısa bir süre önce bu ihtiyaçlarını gidermiş olsa bile. Köpeğe de hakkını vermek gerekir: çoğu köpek günde birkaç kez ihtiyaçlarını giderebilmelidir. Aksi takdirde, gün içinde saatlerce evin içine kapalı kalan bir köpek, sahibinin dönüşünü beklemeyebilir.

Çoğu köpek eğitmeninin önerdiği gibi, gazete ile kaplayacağınız bir bölgenin köpek tuvaleti olarak sunulması, uzun süren yalnızlıklarda her iki taraf için de pek çok sorunu ortadan kaldıracaktır. Uzmanlar ayrıca diyor ki; uygun olmayan yerlerde, uygun olmayan zamanlarda ihtiyaçlarını gidermekten başka çaresi olmayan köpekler zamanla tuvalet eğitimlerini unutup evin içinde çiş ve kaka yapmaktan kaçınmayabilir. Bu anlamda tuvalet eğitimi daimi bir süreçtir.

Ayrılık korkusunu gidermenin pek çok farklı yöntemi önerilmekte. Ayrılık korkusu köpeğin sahibine aşırı derecede bağımlı olmasından kaynaklandığından tedavi, sahibinin evde olduğu ve olmadığı durumlar arasındaki farklılıkları asgariye indirmekten oluşur. Başka bir deyişle, köpek yavaş yavaş yalnız kalmaya alıştırılır, pek çok kısa ayrılık ile başlanır ve zamanla ayrılık süreleri gitgide uzatılır.

Herkesin tahmin edeceği gibi bu tedavi uzun bir zaman alır. Tedavideki başarısızlıklar, bazen köpekten değil, sahibinden kaynaklanıyor. Uzmanlar, sorunun gözle görülen kaynağından başlamayı öneriyor. Yani, sahibin çıkıp gideceği kapıya evden çıkarken yapılan tüm hazırlıklara köpeğin alıştırılması. Köpek bu hazırlıkları sessizce izlediği için sonradan alacağı ödül ile bağdaştırmayı öğrenmelidir. Köpek sahibinin bunun için geliştireceği senaryonun şekli ise, köpeğin geçmişte ne kadar ileri safhada bir ayrılık korkusu geliştirmiş olduğuna bağlıdır. Bazı köpekler sessizce oturur, sahibinin hazırlıklarını, kısaca dışarıya çıkmasını, aniden dönmesini ve yeniden gitmesini sessizce hiç bir korku belirtisi göstermeksizin izler.

Köpeğin korkusunu azaltmak için bu rutini günde birkaç kez tekrarlamak gerekebilir. Doktorların dediğine göre, sahibinin hazırlıkları sırasında çok korkmuyorsa, sahibi evden çıktığında da korkma ihtimali zayıftır. Ama köpeğin yalnızlığa tahammül etmeye alışması için ayrılık sürelerinin başta kısa olması gerekir.

Köpek sahipleri bunu yadırgayabilir, ama başta ayrılık süreleri yalnızca birkaç saniye olmalı ve yavaşça artmalıdır. (Bu köpeklerde,sahibinin evden çıkıp dönmesinden önce 10-15 dakika konuşmaması ve köpeklere bakılmaması önerilmekte). Kemirebileceği bir oyuncağı köpeğe bırakmak, belki etrafı kemirmesini önleyebilir, ama uzmanların bu tür oyuncakların ancak daha uzun süreyle yalnız kalmaya alıştırıldıktan sonra verilmesini ve diğer zamanlarda ortada bırakılmamasını öneriyorlar.

Ayrıca Dr.Beaver oyuncakların köpek için olan değerlerini arttırmak için köpeğe her zaman verilmemesini öneriyor. Bunun dışında içi boş bir lastik oyuncağın içine köpeğin çok sevdiği bir krem peynir veya benzeri bir şey sürebilirsiniz. Eğer bunu evden çıkmadan önce ona verirseniz,köpeği çoğu ayrılık korkusu semptonlarının ortaya çıktığı kritik ilk 5-30 dakikalık süre boyunca oyalayabilir.

Yavaş yavaş ayrılığa alıştırma sürecini kısaca yeniden ele alırsak, ana unsurunun sabırlı olmak olduğunu anlarız. Evden çıkış süreçlerini de fazla sık aralıklar ile yaparsanız, bu da köpeği aşırı derecede rahatsız edebilir.

Peki ayrılık süresini uzatmak için en uygun zaman ne olmalıdır.? Uzmanlar iki ipucu sunuyor; Evden çıkış hazırlıklarınız sırasında köpeğiniz korku göstermiyorsa veya sahip eve döndüğünde köpek aşırı derecede uzun ve abartılı selamlama törenleri yapmıyorsa.

Peki, tüm bu yukarıda anlatılanlar, köpeğin normal bir şekilde bütün gün sürecek bir ayrılığa tahammül etmeyi öğreninceye kadar rutinin devam ettirilmesi gerektiği anlamına mı geliyor? Hayır diyor doktorlar, çünkü köpeğin 30 dakikalık bir ayrılığa tahammül etmeyi öğrenmesi başta yavaştır, ama sonra hızlanır. Köpek 1-1.5 saat süreyle yalnız kalabiliyorsa, büyük bir olasılıkla bütün bir gün de kalabilecektir, ama yine de ilk başlarda bütün bir gün bırakmadan önce en fazla üç saatlik sürelerle yalnız bırakılması daha iyi olur.

Ayrılık korkusunun semptonları ile baş edebilmek için herhalde çoğu köpek sahibinin kullandığı yöntem,cezalandırmadır. Oysa ki cezalandırma olsa olsa ayrılık korkusunu arttırmaya yarar ve köpek ne için cezalandırıldığını anlayamayacak ve dolayısıyla davranışlarında herhangi bir düzeltici etkisi olabilmesi için cezanın istenilmeyen davranışın hemen üzerine uygulanması gerekiyor.

Sahiplerin köpeklerinde cezalandırılmak istedikleri davranışların çoğu ise,sahip evden çıktıktan sonraki ilk 5 ila 30 dakika içinde yapılmıştır. Peki, küçük tuzaklar veya tadı acı olan nesneler ile uygulanan küçük cezalar nasıldır? Uzmanlar bu tür cezaların ancak diş çıkarma ve buna bağlı kemirmelerde etkili olduğunu, ama ayrılık korkusundan kaynaklanan kemirme davranışları en ufak etkileri olmadığını düşünüyor. Zeki ama korku dolu olan köpek kısa sürede tuzaklardan kaçmayı veya tadı acı olan nesneleri kemirmeyi ve onun yerine korkusunu hafifletecek başka nesneler bulmayı çok çabuk öğrenir.

Doktorlar aynı zamanda ayrılık korkusuna bağlı uzun süre havlamaları da denetlemek için bazı yöntemler öneriyor. Yöntemlerden birinde sahip evden çıkar, havlama başlayıncaya kadar kapının önünde bekler, sonra hızla eve dönüp köpeği azarlar vaya herhangi başka gürültülü bir şey ile köpeği korkutur. Ceza, zamanlama olarak doğru ama ciddi bir dezavantajı, köpeğin yeni bir davranış biçimi öğrenmesinden ziyade, sahibinden korkmasına neden olabilmesidir.

Bunun ötesinde ve çok daha önemlisi, bu yöntem uygunsuz davranışın ana nedenini ortadan kaldırmıyor. Yani, köpeğin ayrılığa tahammül edememesini.Kısacası,bu yöntem köpeğe,yalnız kalmasının kolayca baş edebileceği bir durum olduğunu öğretmiyor. Köpeğe ayrılım süreleri boyunca bir kulübe veya bir kutunun içine koymak, yarardan çok zarar getirebilir. Gerçi bunu yaptığınızda evinize gelecek zararı azaltmış olursunuz ancak korkunun diğer belirtileri olan havlama veya tuvalet gibi yine de meydana gelir. Çoğu köpek kutuyu tahrip edip kendilerine zarar verebilir.

Davranış bilimcileri kutunun bazı amaçlar için, örneğin tuvalet eğitimi gibi , kullanılmasını bazen öneriyorsa da, hiç biri bir kutunun uzun süreli kapalı tutulacağı bir yer olarak önermiyor, sadece köpek bu kutuyu ini gibi görüyor ve onun içinde kaldığında güven duygusu yaşıyorsa kullanılabilir. Köpek yavaş yavaş kutuya alıştırılmalıdır. Köpek sahipleri kutuyu bir ceza aracı olarak kullanıyorsa ve köpeklerini buna alıştırmamışlar ise, bir kutu da uzun süreli ayrılıklarda başarılı bir yöntem değildir.

Ayrılık korkusunu önlemek mümkün müdür.? Bu soruyu yanıtlamak hiç kolay değil, ama itaat eğitimi ne köpeğin bu davranışı üzerinde bir etki yapıyor, ne de ayrılık korkusu belirtilerinin ortaya çıkmasını önleyebiliyor ama tabii ki eğitim işe yarar. Doktorlar, köpeklerini yalnız kalmaya alıştırmak için sahiplerin köpekleri ile olan ilişkilerini erkenden oluşturmalarını öneriyor. Sahipler köpeklerin her yere birlikte gelmelerine izin vermemeli.

Köpekler, özellikle genç olanları, sürekli olarak ilgi istemesine rağmen, araştırmalar ilginin sürekli olarak okşamak, dokunmak ve sevmek, demek olmadığını gösteriyor. Artık biliniyor ki, bir köpek için alabileceği en büyük ödül, sahibine yakın olabilmektedir, bu da mutlaka dokunmak demek değildir. Kulağa bu pek duygusal veya sevgi dolu gelmese de,ayrılık korkusunun yarattığı ciddi sorunlar ile baş etmek için bize bir ipucu sunmakta; davranışı ortaya çıkaran bağımlılığı önlemek.
Makale

Hiç yorum yok: