11 Temmuz 2008 Cuma

KÖPEK EĞİTİMİ " KOMUT - TEPKİ "


Öncelikle eğitimle ilgili sık sık birbiriyle karıştırılan iki önemli kavramı anlamak gerekiyor.
Birincisi davranış problemlerini çözmeye yönelik eğitim biçimidir.

İkincisi ise komut-tepki sistemi üzerine kurulu olandır.

Komut üzerine çağrılınca gelen, oturan, uyum içinde yanınızda yürüyen ve ardından evde koltuğunuzun bacaklarını kemiren bir köpeğe sahip olmak pekala mümkündür. Tam tersine evde eşyaları parçalayan ya da insanların üzerine çıkan; fakat komut üzerine oturan ya da yanınızda tasmasız sakince yürüyen bir köpeğe de sahip olabilirsiniz. Olaya açıklık kazandırmak açısından birinci tip eğitime “davranış modifikasyonu” ikincisine ise “itaat eğitimi” olarak tanımlamada fayda var.

Her şeyden önce unutmayalım ki “istenmeyen davranışlar” sadece bakanın gözündedir. Köpek için kazmak, havlamak, diğer köpekleri kovalamak tamamen doğaldır. Bu davranışları kontrol edemeyeceğiniz anlamına gelmemektedir tabi ki; ama tüm bunları köpeğiniz sizi çıldırtmak için yapmadığını anlamız gerekmektedir. Siz köpeğinizi bu konuda eğitene kadar tüm bunları yapmaması gerektiği konusunda hiç bir fikri yoktur. Ondan ne istediğinizi anlaması gerekmektedir.

Köpekler (insanlara göre) istenmeyen davranışlara başladığında en iyisi bu davranışın kaynağını anlamaya çalışmaktır. Çoğunlukla tüm bu problemler yalnız kalmanın verdiği sıkıntıdan kaynaklanmaktadır. Köpekler oldukça sosyal hayvanlardır. Olası çözümlerden biri köpeğinizin yeterince egzersiz yaptığından emin olmaktır. Egzersiz pek çok problem için mükemmel çaredir ve köpekler buna bayılır. Köpeğinizin yaşı ve ırkına uygun düşebilecek egzersiz düzeyi için köpeğinizin veteriner hekimine baş vurun. Diğer bir çözüm ise itaat eğitimidir. Önemli nokta köpeğinizin sizin ilginize gereksinimi olmasıdır ister yürüyüş isterse de eğitim sırasında.

Köpeğinize patronun kim olduğunu ona vurarak, bağırarak ya da benzer ceza yöntemleri ile öğretemezsiniz.

Bunun karşılığında tek öğreneceği size güvenmekten çok korkması gerekeceğidir. Köpeğe patronun kim olduğunu lideri olarak gösterebilirsiniz. Ona ne yapılacağını ve nasıl davranılacağını gösterin. Çoğu köpek onun lideri olmanızı iç güdüsel olarak sizden bekleyecektir. Yine de az sayıda da olsa liderlik pozisyonu için size meydan okuyabilecek köpekler çıkabilir. Aslında çoğu köpek, sahipleri bunu bilinçsiz olarak hiç denemediği için liderlik pozisyonuna yükselir. Köpek yanlış davranışlarından ötürü sahiplerini düzeltmeye başlayıncaya kadar da bunu fark etmeyebilirler.

İlginç olan, dominatlık göstergesi olarak tavsiye edilen pek çok davranış formu köpeklerde geri teper. Bunun nedeni pek çok durumda köpek aslında liderlik için yarışmamasıdır. Patronun kim olduğuna dair uyguladığınız teknikler, doğru dürüst bir neden olmaksızın onun davranışlarını düzeltmeye başladığınızdan dolayı köpeğinizin sizden soğumasına ve güvenini yitirmesine yol açar. Köpeğinize karşı adaletsiz davranışlarınız onun insanlara karşı sürekli kendisini savunma gereksinimi duymasına ve bildiği tek yöntem olan ani ve kestirilemez ısırıklarla (fear bite) kendisini savunmasına yol açacaktır.

Ne Zaman Hayır Denmeli ?

Yüzyıl önce Rus fizyolog Pavlov hayvanların öğrenme yöntemleri üzerine araştırmalar yaptığında bir köpeğin tehlikeden kaçmadan önce ayının pençelerinin derisine geçmesini bekleyecek olursa asla hayatta kalamayacağını söylemiştir. Buradaki gerçek basittir. İşaret düzeltmeden ya da ayı durumunda cezadan önce gelmelidir.
Köpek eğitiminde biz ne yaparız? Testi kırılmadan çocuğu dövmek misali önce boğma zincirini çeker ardından köpeği uyarırız. Tüm uzmanlar bunu önerse de “sağ duyu” olarak kabul edilen bu kural köpek için aslında “doğal” değildir.
Her kapı çaldığında kapıya havlayarak sizden önce koşturan bir köpeği ele alalım. Kapı çaldığında köpek kapıya fırlarken önce cezalandırıp ardından “Hayır” denmesi mi yoksa önce “hayır” ile uyarılarak sonra cezalandırılması mı daha etkili olacaktır ? İkinci durumda bir daha ki sefere “Hayır” dendiğinde dönüp bir kez daha düşünmek için iyi bir nedeni olacaktır. Böylece uyarıldıktan sonra istenmeyen davranışı devam ettirdiğinde cezalandırılacağını bilecektir.

Bu tutumun tutarlı ve devamlı olması ayrıca önemlidir.

Asla unutulmaması gereken şey ise ardından yapması gereken hareket için ödüllendirilmesi itaatin, kendi başına hareket etmesinden daha keyifli olacağını pozitif yönlendirmeyle ona anlatılması olacaktır.

Kapı çaldığında otur ve bekle komutu ile misafirleri içeri buyur etmek ilk heyecanı kontrol altına alırken eğer çok huzursuz ise misafirlerce önce görmezden gelinmesi biraz sakinleştiğinde ise sakin ve dostane olabilecek her tavrı için misafirler ve sizce sakince ödüllendirmesi eve gelenleri pozitif olaylarla bağdaştırmasına neden olacaktır. Bu süreç zaman alabilir. Bu nedenle acele edilmemesi gerekir. Aşırı durumlarda misafirler köpeği tamamen görmezden gelirken belli etmeden yere küçük ödül yiyecekleri düşürerek köpeği misafirlerin varlığına olumlu yönlendirmeyle alıştırılabilir. Köpeğin uyması gereken tüm komutlar uzun egzersizler gerektirebileceğinden gerektiğinde hepsi ayrı ayrı çalışılmalıdır.

Ceza - Ne Zaman Uygulanmamalıdır ?

Köpeğin dost ve iş arkadaşımız olarak evcilleştirilmesinden onbeş bin yıl geçmesine rağmen cezalandırma hala bu yetenekli canlıların davranışlarını kontrol etmede ana yöntem olma özelliğini sürdürmektedir. Sanki acı, köpeğin zeka ve çalışma isteğini arttıracakmış gibi bu yöntem şimdiye kadar hiç sorgulanmadan kabul edilegelmiştir.

“Ceza” kelimesi sadece tırnakların çekilmesi ya da gözlerin oyulması anlamına gelmemelidir. Aslında ceza, cezalandırılanda hiç bir gerçek zarara neden olmadan da gerçekleştirilebilir. Köpek eğitiminde “ceza” terimi “bir davranışın gerçekleşme şansını azaltan bir uygulama” olarak tanımlanır.

Aslında cezanın işlev açısından kavramsal karşılığı “düzeltme” olmalıdır.

Örneğin köpekbalıklarının sırt yüzgeçlerini göstermeleri yüzücüler için, odanın çok sıcak olması da kazakla oturan insanlar için birer cezadır. Köpekbalıklarının gitmesi ya da odadaki ısının düşmesi her şeyi normal haline dönmesini sağlar. Bundan dolayı “ceza” bir şeyin gerçekleşme olasılığını azaltan bir unsurdur.

Cezanın ilk kuralı cezalandırmaya çalıştığınız olayla yakinen bağlantılı olması gerektiğidir. Köpeğinizi halıyı ıslattığı için cezalandırdığınızı söylediğinizde köpek halıdaki ıslaklıkla ceza arasında bağlantı kuramayacak olursa sonuç sadece köpeğin sizin önceden kestirilemez davranışlarınız nedeniyle ilişkinize karşı güvenini kaybetmesi olacaktır. Tanımı gereği doğru şekilde kullanıldığında ceza her zaman hatanın gerçekleşme olasılığını azaltır. Bu nedenle hata sırasında köpek yakalanmadığı sürece asla cezalandırma (düzeltme) yapılmamalıdır. Yine de ceza bir probleme karşı nadiren en iyi çözümdür ve genellikle de yanlış uygulanır.

Cezanın ikinci ana kuralı tutarlı ve sürekli olmasıdır. Davranış bir kez elimine edildiğinde ise ardından yapmanız gereken köpeğinizin yapması gerektiği her hareket için onu ödüllendirmenizdir. Bu, onun motivasyonunu değiştirirken doğru davranışı korumasına yardımcı olacaktır.

Cezanın istenilen davranışlarda nadiren değişikliğe neden olmasına rağmen bazı insanlar etkililiği konusunda değişmez bir fikre sahiptir. Çoğu köpek cezalandırılmalarının ardından çoğunlukla korku ve güven kaybına itilmektedir.

Cezanın uygulanmasından çok öncelikle köpeğin davranışlarının iyi okunması ve hatalar gerçekleşmeden önce önüne geçerek doğru davranışlarının pozitif yönlendirmeyle ödüllendirilmesi köpeğimizle ilişkilerimizi daha sorunsuz ve huzurlu bir düzeye yükseltecektir.

Kaynak:Vorherige Einträge

Hiç yorum yok: