23 Temmuz 2008 Çarşamba

KÖPEK ve EĞİTİMİ

Sanırım köpeğin orjini, bilmediğimiz ve en son öğrenebileceğimiz konulardan birisidir. Köpeğin kökeni hakkında henüz yeterli kanıt olmadığından, çeşitli teoriler, birbirinden farklı görüşler ileri sürülmektedir. Genelde iki teori kabul görmektedir. Bunlardan biri, köpeğin atasının kurt (Canis lupus) olduğunu savunmakta, diğeri ise sadece kurt değil, altın çakal (Canis aureus) ve koyot (Canis letrans) gibi diğer köpekgillerin de atası olarak sayılması gerektiğini ileri sürmektedir. Konrad Lorenz`in de kabul ettiği bu ikinci teoriye göre, bazı köpekler kurt, bazıları ise diğer köpekgillerin soyundan gelmektedir.
Lorenz`in görüşlerinin aksine, köpeğin atasının kurt olduğunu iddia eden teori daha çok kabul görmektedir.
Genetik Olarak Birbirlerine Çok Yakın Olan Bu Hayvanların Kökenleri Üç yöntemle Araştırılabilir:
1- Genellikle hayvanlar sadece kök aldığı türle çiftleşebilir ve döl verebilir. O halde, çiftleşme denemeleri ile köken saptanabilir.
2- Köken aldığı hayvanla ortak davranışları araştırılabilir.
3-Yapısal özellikler karşılaştırılabilir.
Yukarıda belirtilen teorileri bu bilgilerin ışığında gözden geçirelim:
1- Çiftleşme Araştırmaları: Biyolojik olarak tür kavramı, doğal çiftleşme çerçevesinde bulunan hayvanları içine alır. Buna göre, bibirinden farklı iki vahşi tür olan kurt ve çakal, aynı bölgede yaşamalarına ve aynı ortamda bulunmalarına rağmen, kolay kolay çiftleşmez ve karışmazlar. Yine bu görüşe göre, doğada kurt-çakal melezi yoktur.
Çakallar, köpeklerle kesin olarak çifleşemezler.
2- Yapısal özelliklerin karşılaştırılması: Yapılan çalışmalarda, bulunan kafatasları günümüz modern ev köpeklerininkiyle karşılaştırılmış ve beş değişik vahşi türden köken alan köpek ırkı olduğu iddia edilmiştir.
Kurt ve köpeğin vücut ölçüleri ve sesleri birbirine benzemektedir. Altın çakallar ise, fiziksel özellikler bakımından köpek ve kurttan farklıdır. Bu farklı özellikleri, diş dizilimi, kan parametreleri ve bazı organların, özellikle beynin ağırlığında izlemekteyiz. KÖPEKTE KÖTÜ DAVRANIŞLAR
Çoğu köpek sahibinde şu mantık vardır; eğer köpeğim hata yaparsa onu cezalandırırım, hatta döverim bile. Sorunun çözümünde kesin ceza mekanizmasını kullanırlar. Bu yanlıştır. Ve bunun mantığı, "Köpeğimin, ondan beklediğimi yapmasını nasıl sağlarım" olmalıdır.
Şimdi, cezanın ne olduğuna bakalım. Ceza, bir davranışın uygulanma sıklığının azalmasını sağlayan, o davranışın hemen üstüne gelen bir şeydir. Köpeğinize yanlış bir davranış için bir saat sonra bağırmak, teknik olarak ceza değildir. Bizler çoğu kez, köpeğin yaptığı hata üzerinden bir süre geçtikten sonra ceza verilirse, bunu anlayacağını düşünürsünüz. Bu yanlıştır. Köpeğin tepkiyi ceza olarak algılaybilmesi için üç saniyelik bir vakti vardır. Bu sürenin dışındaki uyarıların anlamını kestiremez. Sizin ne yaptığını bilmeyen biri olduğunuza kara verir. Sözgelimi, eve girdiğinizde herşeyin etrafa saçılmış, köpeğinde halının üzerine yattığını görüp çılgına dönüyorsunuz. Köpeğinize, "Bunu nasıl yaptın. Utan utan!" diye bağırırsanız, "Halının üzerine yattığım için beni azarlıyor" diye düşünerek halıdan kalkacaktır. Asla, ortalığı dağıttığı için azarlandığını düşünmeyecektir.
Köpeğinizi, yapmanızı istemediğiniz bir işin ortasında yakalarsanız, onu durdurmak için derhal yüksek bir ses çıkartın. Mesela, elinizi masaya vurun. Köpeğe göre bu davranış sahibi varken yapılmayacak demektir. Şöyle düşünür: "Ortalığı dağıtmak okey. Sahibim de okey. Ama dağınıklık ve sahibim, ikiside birarada olduğunda, yaptığımda kötü bir şey var."
Köpeği yüksek sesle durdurunca ona emir verin, yapınca da ödüllendirin. Şimdi burada yüksek ses, yani ceza bir başka yerden, ödül ise sizden geldi. Çoğu köpekte ceza ve olumlu etkileme birarada en iyi sonucu veriyor. Ama önce olumlu etkileme yöntemini deneyin ve vicdanen rahatlayın
PATRON KİM?Hayatınıza bir köpek soktuğunuz an, onun hiyerarşi anlayışı içinde siz de sürünün bir üyesi olursunuz. Onun bakış açısından, her sürünün bir lidere gereksinimi vardır. Siz patron olduğunuzu düşünürken, köpeğiniz durumu farklı biçimde yorumlayabilir. Bizler konuşuruz. Köpekler ise konuşamaz. Siz köpeğe, patron oduğunuzu söyleyebilirsiniz. Ama köpek, beden diliniz, ses tonu ve onunla yarattığınız kalıplarla daha çok ilgilenecektir. Siz köpeğinizi şefkat ve sevgi ifadelerine boğarken, köpeğiniz bunların hepsini algılar ve şöyle yorumlar:
"Aoooo... Anlıyorum. Sen sürünün liderliğinden istifa ediyorsun. Senin yerine geçmemi istiyorsun. Memnuniyetle."
Bu hoş bir durum değil. Üstünlüğü ele geçiren köpeğiniz, hırlamak, ısırmak gibi tatsız ve saldırgan davranışlar içine girebilir. Verdiğiniz komutlara itaat etmemesi ise bu üstünlüğün en basit ifade biçimidir. Allahtan, sürü lideri rollerini değiştirmek mümkündür. Biraz zaman ve çaba sonunda, alışkanlıklar ve yeni hiyerarşik düzen oluşturulabilir. Yolunuz üzerinde yatmış köpeğinizi rahatsız etmeden çevresinden dolanıyorsanız bu yanlış bir davranıştır. Bu durumda kendisini lider sanır. Mutlaka kaldırıp, yolu boşaltın. O haddini bilsin. Her zaman önde siz yürüyün. Apartmana önce siz girin. Oyunlara siz başlayın. Bitirmeye siz karar verin. Oyuncakların sizin olduğuna ona ödünç verdiğinize onu inandırın. Yemeği önce siz yiyin. Sonra onu doyurun ki kimin patron olduğunu anlasın.
KÖPEK İNSANI KÖPEK SAYARKöpeğin insana sadakati boşuna değildir. Çünkü insanı da kendi gibi köpek zanneder. Aileye ilk geldiğinde, bütün üyeleri köpek bilir. Önce bu köpek ailesinin reisi olmak için çaba gösterir, sonrada bunu başaramazsa babayı büyük erkek köpek, anneyi büyük dişi köpek, diğer çocuklarıda kardeş köpek olarak algılar.
Her canlıda olduğu gibi başlangıçta lider olmayı denemiş başaramamış ise ardından aile reisini de lider olarak görüp itaat etmesini bilir.
İşte köpeğin insanıda köpek gibi görüp ona itaat etmesinden, sevmesinden yararlanarak sosyalleşmesini sağlayabiliriz. Madem o bizi köpek gibi sayıyor bizde ona bir köpek olarak sayısız şey öğretebiliriz. Burada önemli olan kendinizi köpek yerine koyup, köpek gibi düşünmektir. Ve köpek eğitiminin püf noktası da buradadır. Siz bu usta köpek yerine geçip köpeğe yol gösterirsiniz. Köpekte liderinin gösterdiği yolda patisinden geldiğince ilerler.
Eğitim toplumun kabul ettiği davranışları öğrenmek, rahatsız eden köpek davranışlarınıda köpeğe unutturmaktır. Ve buda iyilikle yaptırılırsa kalıcı olur. Zorla yaptırılırsa kalıcı olmaz. KEMİRMECeza, kemirme alışkanlığı bulunan köpeklerde uygun bir biçimde kullanılabilir. Evinizdeki eşyaları korumak, kemirme alışkanlığını ortadan kaldırmak için, evinizi yavruya karşı güvenli hale getirin. Yani ayakkabılarınızı mutlaka dolapta tutun. Değerli kitaplarınızı sehpa üzerinde bırakmayın. Değerli nesneleri uzanamayacağı kadar yükseğe kaldırın. Bütün bunlar güvenlik sağlasada yine de eksiktir. Bu yavrunun tehlikleli yer ve nesnelerden kaçınacağı anlamına gelmez. İkincisi bir köpeğin kemirilebilir nesneler bulmadaki becerisini kimse tahmin edemez. Her gün bir süpriz yapabilir. Şunu demek istiyorum. Saklamak yetmiyor eğitmek gerekiyor. Köpeğe neyle oynayıp neyle oynayamayacağını öğretmek gerekiyor. Bunun için yine, bunu bir daha asla yapma anlamında "Hayır"ı öğretmelisiniz. Kemirme eğitimi için iyi bir nesne, uzatma kablolarıdır. Uzatma kablosunu yere uzatın ve yavru sizi görme alanından uzaklaşın. Onu izleyin. Yanru yaklaşıp onunla oynamaya başlarken "Hayır" deyin ve elinizdeki bir su tabancasından ve çiçekler için kullanılan fısfıstan su püskürtün. Ya da küçük bir yastık fırlatın.
Uzatma kablosu ile çalışmayı düzenli olarak tekrarlayın. Bir an gelir, o nesne bir tabu olur ve yanına yaklaşılamaz. Bu yöntem, her değerli nesne için uygulanabilir. Kitap, dergi, ayakkabı, kumanda aletleri vs. Doğal olarak ona kemirebileceği oyuncaklar sunmanız, yalnız kendi oyuncaklarını kemirdiğinde onu sevip okşamanız, ödül ve sevgi vermaniz, ona ulaşmanızı kesinleştireceklir. Kolay gelsin.
Makale

Hiç yorum yok: