15 Ağustos 2008 Cuma

KÖPEK DAVRANIŞLARI

Köpeklerde Kısırlaştırmanın Davranış Üzerine Etkileri

Veteriner hekimlere en fazla yöneltilen sorulardan biri, kısırlaştırmanın hayvan sağılığı ve davranışları üzerine etkileridir. Başarılı bir operasyonun, sağlık açısından olumsuz bir etkisi yoktur. Ancak davranışlarda birtakım değişiklikler ortaya çıkabilir. Erkek ve dişide kısırlaştırmanın etkileri farklı olduğu için, bu iki cinsiyeti ayrı ayrı ele almak yararlı olacaktır.

Erkeklerde Kısırlaştırma (Kastrasyon)

Küçük hayvan kliniklerinde en fazla yapılan operasyonlardan biri, erkeklerde testislerin çıkartılmasıdır. Bu operasyon sonucu, cinsiyet hormonu aktivitelerindeki değişimlere bağlı olarak hayvanların davranışları da az ya da çok değişebilir. Testosteronun, hayvandaki vücut yapısına, fizyolojik mekanizmalara da etkisi vardır, tabiatıyla kısırlaştırma tüm bu işlevleri etkilemektedir.

Ancak her iki cinsiyetten köpekler, kısırlaştırma sonrası dahi, azalmış olmakla birlikte, kendi cinslerine özgü, belirgin davranış farklılıkları gösterirler. Yine köpeklere, karşı cinsiyetin hormonu uygulanırsa tam anlamıyla bir değişim gözlenmez. Kastre edilmiş erkek köpeklere östrogen verilirse, çok az şekilde, dişiye ait seksüel davranışlar gözlenir, tersi de böyledir, kısırlaştırılan dişi köpeklere testosteron verilmesinden sonra çok az şekilde erkek davranışları gözlenir. Örneğin; kısırlaştırılmış dişi köpeklere testosteron verilmesi, diğer dişi köpeklerin üstüne atlama eğilimini artırır.

Yetişkin erkek köpeğin, kısırlaştırıldıktan sonraki saatlerde kan testosteron düzeyi azalır, ancak hayvan uzun bir süre daha, testosteron kaynaklı davranışlarda bulunur. Hatta, bu hormonun az da olsa salgılandığı böbrek üstü bezleri bir operasyonla alınsa ve kan testosteron düzeyi sıfır olsa bile bu davranışlar görülür (aylar, hatta yıllar sonra). Bu, tamamen beynin öğrenme süreçlerine bağlıdır. Beyin, hormonal bir etki olmaksızın da normal davranış biçimini hatırlar. Yani kısırlaştırma, hormonlar sayesinde öğrenilen davranışlar dahil olmak üzere, öğrenilmiş davranışlar üzerine etki etmez. Bazı hayvanlar, kısırlaştırmadan sonra, yıllar boyu çiftleşme aktivasyonu gösterirler. Bu davranışta, öğrenmenin yani seksüel deneyimlerin yanı sıra, kalıtımsal etkilerin, diğer bir deyişle içgüdülerin rolü olduğu da savunulmaktadır.

Genel olarak varılan kanıya göre erkek köpek, kısırlaştırmadan sonra daha sessiz, sakin, sahibine karşı daha az agresif ve çocuklara karşı daha arkadaşça davranmakta ve dala kolay eğitilebilmektedir. Baskınlık, evden kısa süreli kaçmalar, evde işeyerek işaretleme ve diğer erkek köpeklere agresyon göstermesi gibi davranışlar, yüksek oranda azalmaktadır. Kısırlaştırılmış erkek hayvanların, normal erkek hayvan davranışlarını göstermesi mümkündür. Kalıtsal veya çevresel etkiler nedeniyle bu köpekler, bazen insan üzerine de atlayabilir veya işaretleme yapabilir.

Yetişkin köpeklerin sahipleri üzerine atlama eğilimi veya aşırı aktivasyonu, kısırlaştırma yoluyla yüzde 50 - 60 oranında azaltılır veya yok edilir. Mevcut bilgilere göre, cinsel olgunluğa erişmeden veya eriştikten sonra yapılan kısırlaştırmaların sonuçlarında önemli bir farklılık yoktur. Bir araştırma sonuçlarına göre, 40 günlükken kısırlaştırılan erkek köpekler, daha sonra, normal köpekler gibi agresif hareketler ve insanların üzerine atlama hareketleri gösterdiler. Yalnız burada, cinsel olgunluğa ulaşmadan önce veya sonra yapılan kısırlaştırma, operasyonun başarısı açısından bir fark oluşturmaz, ancak kısırlaştırma erken yapılırsa, kötü alışkanlıkları önlemek bakımından zaman kazanılmış olur. Özellikle, köpeğin cinsiyet hormonlarının etkisiyle şekillenen, istenmeyen davranışlara alışkanlık kazanması engellenmiş olur. Ancak erken yaşta yapılan kastrasyonun, vücut gelişimine ve morfolojik özelliklere olan olumsuz etkisi, köpek sahipleri tarafından istenmemektedir.

Kısırlaştırmayla, cinsiyete bağımlı olmayan davranış şekillerinde bir değişikliğe rastlanmaz. Örneğin; avlanma gibi istenilen davranışlar fazlaca etkilenmez. Bu operasyondan sonra istenmeyen davranışların tekrarlanmasında, yaşlı ve genç hayvanlar arasında farklılık gözlenmemiştir. Bu yüzden, kısırlaştırmanın başarısı, yaş ve davranış problemlerinin görüldüğü süreyle ilişkili değildir. Genel olarak belirtmek gerekirse, kısırlaştırmanın başarı derecesi pratik olarak söylenemez, önceden bilinemez; zira kısırlaştırmayla, önceden programlanmış davranışlar, yani kalıtımla aktarılan davranışlar değişime uğramazlar.

Dişilerde Kısırlaştırma (Ovariektomi)

Cinsel olgunluğa erişildiği zaman, ovaryumlar (yumurtalıklar), hayvan türlerine göre değişen oranlarda östrogen ve progesteron üretirler. Dişi köpeklerde ovaryumlar operasyonla çıkardığında (ovariektomi) sekseül faaliyetler minimuma iner. Ancak dişi köpeklerde bu faaliyet, yılda sadece iki kez görüldüğünden, kısırlaştırmanın etkisi erkek köpeklerdeki kadar önemli değildir. Dişi köpeklerde, ilk kızgınlıktan önce veya sonra overiektomi yapılması, daha sonraki davranışlar üzerinde çok farklı bir etki oluşturmaz. Yani, ilk kızgınlıktan önce veya sonra olmasının, erken ya da geç yapılmasının bir farkı yoktur.

Cinsiyetin davranış üzerine etkilerini işleyen konumuzda, dişi köpeklerin bazı avantajlı özelliklerinden bahsetmiştim. Bu özellikler üzerine hormonların etkileri küçümsenmeyecek kadar fazladır. Bu hormonlar, daha çok yumurtalıktan ve bir miktarda böbrek üstü bezlerinden salgılanır. Bu özellikler bizim için önemliyse, köpek, bu yönde eğitimini ve öğrenmesini tamamlamadan kısırlaştırılmamalıdır. Bunları tamamladıktan sonra yapılmasında sakınca yoktur, çünkü kısırlaştırmayla hormonal etki azalsa bile, köpeğin öğrenmiş olduğu özelliklerde önemli bir azalma görülmez. Ancak köpek, eğitimden önce kısırlaştırma zorunluluğu varsa, hormonal aktivite için gerekli olan yumurtalıklardan birinin bırakılmasını, operasyonu yapacak hekimden isteyiniz.

Kısırlaştırma sonrası göze çarpan en önemli değişiklikler, daha çok yapısal niteliktedir. Dişi köpeklerde kısırlaştırılma sonrası, operasyon yapılmamış olan dişi köpeklere oranla % 5 - 10 oranında kilo artışı saptanmıştır.

Prof. Dr. Tamer Dodurka
İ. Ü. Veterinerlik Fakültesi
İç Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı

Hiç yorum yok: