30 Ağustos 2008 Cumartesi

KÖPEK BAKIMI

Bütün canlı varlıklar gibi köpekler de, yaşamlarını sağlıklı bir biçimde sürdürebilmek için, belirli ortam ve koşullara gereksinim duyarlar. Barındıkları yerin sağlıklı yaşamaları için elverişli olup olmadığından tutun da, ihtiyaç duydukları besin maddesi ve oranının karşılanıp karşılanmaması, temizlik ve bakımlarının yapılıp yapılmaması, hareket etme ve dolaşma olanağı bulup bulmamalarına değin birçok etken köpeklerin sağlıklı bir biçiminde yetiştirilmelerinde önemli yer tutmaktadır. Köpeklere barındırılmaları, bakım ve temizlikleriyle diğer gereksinimlerinin karşılanmasında özenle davranılmalıdır. Küçük ihmaller, önemsiz gibi görünen savsaklamalar, bilgisizlikten doğan yanlış uygulamalar, ileride giderilemeyecek sakıncaların kaynağı olabilir. Bu nedenle, köpek bakımında ve onların sağlıklı yaşamalarında bakım ve barınma konusu büyük önem taşıyan konuların başında gelmektedir. Köpek bakımını yavru köpeklerin ve erişkin köpeklerin bakımı şeklinde iki ana başlık altında inceleyebiliriz.

A) Yavru Köpeklerin Bakımı
Yavruların özellikle ilk 6 hafta boyunca anne sütüyle beslenmeleri gerekir. Bu süre esnasında yavruların anneleri tarafından iyi bakılıp beslendiklerinden emin olunmalıdır. Bazı anneler yavrularıyla ilgilenmezler, bu durumda anne köpek yavrusuna bakması konusunda teşvik edilmeli ve bunu sağlayıcı tedbirler uygulanmalıdır. Annelik içgüdüsü iyi olduğu durumlarda bu tip tedbirlere gerek yoktur. Normal olarak yavrular 6-8 haftalık yaş döneminde sütten kesilebilirler.
Annelerinden ayrılmış ve süt ikame yemleriyle beslenen yavrular anne yanında büyüyen yavrular kadar hızlı gelişemezler. Bununla birlikte tecrübeli ellerde birkaç ay içerisinde bu gibi yavrularında sağlıklı bir şekilde büyüyüp iyi bir gelişim gösterdikleri ve sosyal davranışlarının da normal olduğu görülmüştür.
Anne, yavrusuna; ısı, nem, bakım, güven ve süt sağlamasının yanısıra yalamak suretiyle dolaşım ve boşaltım sistemleri içinde uyarım sağlar. Bu nedenle annelerinden ayrı bakılan yavrular için öncelikle sıcak, nemli ve temiz bir ortam sağlanmalı ve ortamda hava sirkülasyonu olmamasına dikkat edilmelidir. Bu tip büyütme koşullarını sağlayabilen sert plastikten yapılmış inkübatörler vardır. Yavru lambayla ya da havluya sarılmış termofor ile ısıtılabilir. Sert plastikleri yavruların ısırıp parçalaması mümkün değildir. Lamba altında çok ısınan yavruların daha az ısınan yerlere gidebilmelerine fırsat verecek genişlikte bir ortam hazırlanmalıdır. Bir diğer ifade ile yavru üşüdüğünde ısı merkezine yaklaşıp ısındığında uzaklaşabilmelidir. Kutu içerisindeki ısı, köpeğin boyu hizasına asılacak bir termometre ile izlenmelidir. Annesi olmayan yavru köpeklerin ilk iki ve üç hafta içerisinde birbirlerinden ayrı bakılmaları enfeksiyon riskini azaltması bakımından yararlıdır. Bu uygulama ile birlikte bakılan yavruların birbirlerinin kulak, kuyruk, ayak ve genital organlarını yaralamaları ve emmeleri de önlenmiş olur. Yavru köpeklerin ilk haftalar için gereksinme duydukları ortam ısısı daha yüksektir ve yavrular büyüdükçe ısı azaltılır.

Yaş (Gün) Isı ( °C )
0-7 33-30
8-14 28
15-28 28
29-35 24-21
35. günden sonra 21
Ortamdaki nispi nemin %50 civarında olması gereklidir. Yavruların ağırlık artışları ve yem tüketimleri yakından izlenmeli ve kayıt tutulmalıdır.

Yavru Köpeğin Evde Bakımı
Pet olarak eve alınacak yavru köpek, küçük yapılı kaniş, teriyer gibi evde bakılmaya uygun köpek ırklarından seçilmelidir. Yavrular süt kesim yaşını (6-8haftalık) takiben temin edilebilir. Bu aşamada yavrunun aşılama ve paraziter mücadelesine de başlanması gerekir. Aşılama ve paraziter mücadele, köpeklerin bulaşıcı hastalıklara bağışıklık kazanması ve insanlara da geçebilen çeşitli parazitlere karşı önlem alınmasında büyük önem taşımaktadır.
Evinize bir köpek getirmeden önce uygun ekipman ve aksesuarlar temin edilmelidir. Yavrunuz için bir yatak ve çeşitli oyuncaklar alınmalıdır. Bu yatak köpeğinizin ergin yaş dönemindeki boyutlarına uygun olmalıdır. Yuvarlak puf yataklar, yumuşak ve hafif oldukları, vücut sıcaklıklarını korudukları ve kolay yıkandıkları için idealdir. Ayrıca köpeğinizin evde kalabileceği bir plastik köpek kutusu veya sepetine ihtiyaç duyulmaktadır. Çiğnenmeyen plastik sepetler kolay temizlendikleri ve diğer sepetlere oranla daha dayanıklı oldukları için bu iş için uygundur. Sepetin altına kapalı kısmına denk gelecek yükseklikte ve zeminini tam kaplayan, yıkanabilir bir şilte konabilir. Mama kapları yerde kaymayan cinsten olmalıdır. Mama kabının yanında her zaman bir su kabı olmalı ve günlük olarak değiştirilmelidir.
Hazırda olması gereken diğer aksesuarlar arasında bir boyun tasması, bir gezdirme kayışı, isimlik ve gerekiyorsa ağızlık (bekçilik içgüdüleri çok kuvvetli ırklar için) bulundurmalıdır. Bütün köpekler çiğnemekten hoşlanırlar. Çiğneme kemikleri hem çeneyi kuvvetlendirir, hem de dişlerin temizlenmesinde yardımcı olur. Lastik çiğnenebilir oyuncaklar yerde sektiklerinde köpeğinizin kovalama içgüdüsünü uyarmaktadır. Çiğnendiğinde ses çıkartan oyuncaklar köpeğinizin avlanma içgüdüsünü harekete geçirmektedir. Yutulabilen oyuncaklara dikkat edilmelidir.
Yavru temin edildikten sonra yapılacak ilk iş ona bir isim vermek olacaktır. İsim verilen yavru köpek sürekli bu isimle çağrılmalıdır. Yavruyu eve alıştırabilmek için, en insancıl ve verimli yol olan, yuva metodu uygulanabilir. Bunun için, hem uyuma, hem de eve alışma yeri olarak bir yer veya yuva gereklidir. Köpeğiniz bu alanı uyumak ve dinlenmek için kullanacak ve burada kendini güvende hissedecektir. Bu alan yukarıda belirtildiği gibi bir kapısı olan kapalı bir plastik köpek kutusu ya da yuva olabilir. Yüksek sesler, kalabalık ve çocukların onu sevmek için yakalamaya çalışmaları gibi faktörler ilk günlerde köpeğinizin korkmasına neden olabilir.
Yavru bir köpek günün büyük bir kısmını uyuyarak geçirir. Hatta bazen deyim yerindeyse “ölü gibi uyur”. Çünkü uyku da yavru için büyük bir gereksinimdir. Bazen köpek sahipleri bu durumdan telaşlanıp köpeğinin hasta olduğunu zanneder. Ancak endişe etmeyin. Bu durum çok normaldir. Köpeğinizi yerinden zorla çıkarmaya çalışmayın. Eğer orada durmak istiyorsa bırakın kalsın. Kendi istediği zaman zaten çıkacaktır. Çocukların onu orda sıkıştırmasına ve kızdırmasına izin vermeyin. İlk günlerde bütün evi kullanmasına izin vermeyin. Hem ortama yabancı olduğundan hem de ev ona başlangıçta büyük bir alan geleceğinden korkacaktır. Aynı zamanda bu olay tuvalet eğitimi açısından da yanlış bir davranıştır.
Köpeğinize evinizi sizin gözetiminiz altında yavaş yavaş tanıtmalısınız. Kullanmasını istemediğiniz alanları ( yatak odanız, mutfak…) ona öğretmelisiniz. Evde yanlış bir davranış yaptığında biri ona kızdıysa, diğer bir kişi gidip onu sevmemeli ve onla ilgilenmemelidir. Çünkü bu davranış köpeğinizin gelecekte kızan kişinin sözünü dinlememesine ve şımarmasına neden olacaktır. Şımarık bir köpek söz dinlemez ve kendi kafasına buyruk yaşar. Böyle bir şeyle karşılaşmak istemiyorsanız daha ilk günlerden tedbirinizi almalı, köpeğinize ondan üstün olduğunuzu, onun sahibi olduğunuzu ve sözünüzü dinlemesi gerektiğini hissettirmelisiniz. 2-4 aylık dönemde yavru kesinlikle tasmaya ve getirilip götürülmeye alıştırılmalıdır. Bu dönem aynı zamanda yavrunun sosyalleşme dönemidir.

B) Erişkin Köpeklerin Bakımı
Orta ve büyük yapılı köpek ırkları hem bekçi hem de pet amaçlı olarak yetiştirilebilmektedir. Günümüzde özellikle bahçeli evi olan kişiler, köpeklerine bahçe ve evde bakma olanağına birlikte sahip olabilmektedir. Böyle bir durumda köpeğin bakımı köpeğin yuvası olan kulübesinin bakımıyla başlar.

1) Köpek Barınağının Bakım ve Temizliği
Köpek barınağının yalnızca sağlık koşullarına uygun oluşu yeterli değildir. Kullanılan her malzeme gibi köpek kulübesi de zaman içinde kirlenir, aşınır, bakım ve temizlik gerektirir. Kullanma ve bakım açısından köpek kulübelerinin yeri büyük önem taşır. Kulübe, köpeğin döküntü ve artıklarının ev halkını, eve gidip geleni rahatsız etmeyeceği kadar eve uzak, bakımının kolaylıkla yapılabileceği kadar da yakın olmalıdır.
• Köpeğin kulübesi her gün temizlenmelidir.
• Köpeğin minderi her gün dışarı alınmalı, silkelenmeli ve havalandırmalıdır.
• Kulübenin içi, tüy artıklarından, döküntülerden süpürülerek temizlenmeli, parazit bulunup bulunmadığı denetlenmelidir.
• On-on beş günde bir parazitlere karşı ilaçlama yapmak yerinde bir önlemdir.
• Kirlenen, ıslanan minderlerin temizliğine, kuru ve rutubetsiz olmasına özen gösterilmelidir. Minderler gerektikçe değiştirilmelidir.
• Kulübe çevresinin temizliğine en az barınağın temizliği kadar özen gösterilmeli, yiyecek, döküntü, tüy gibi artıklar özenle toplanılarak bahçenin uzak bir köşesinde açılan çukura gömülmelidir. Böylece, insan sağlığına da zarar verebilecek olan parazitlerin neden olabileceği tehlikelerden korununmuş olur.
• Kulübede zamanla oluşabilecek çürüme, kırılma, çatlama, boyaların dökülmesi gibi arızalar savsaklanmadan giderilmelidir.

2) Köpeğin Vücut Bakımı, Temizliği ve Egzersizleri
Bakım, köpeğin sağlığını ve iş verimini olduğu kadar, görünümünü ve güzelliğini de etkiler. Bakımı gereğince yapılan köpek, kendini daha ilk bakışta belli eder. Tüylerinin parlaklığı ve düzeninden, hareketlerinin canlılığına, bakışlarındaki dikkat ve zekadan, davranışlarındaki güven ve uyuma değin her şey bunu yansıtır. Hepsinden önemlisi, bakılan köpek sevilen köpek demektir, değer verilen köpek demektir. Bu ise, bir köpeğin yetiştirilmesinde besin kadar önemli bir öğedir. Köpeğin kendi bakımı ile ilgili durumlar belirli başlıklar altında toplanabilir. Bunları şöyle sıralayabiliriz:

a) Tüy ve Derinin Bakımı
Köpek çeşitli kıllardan oluşan vücut örtüsüne sahip bir hayvandır. Bu vücut örtüsü, onun dış etkilere karşı korunmasını sağladığı gibi görünümünü güzelleştiren bir değer de taşır. Köpeklerin bir bölümünün tüyleri kısa, bir bölümünün orta uzunlukta, bir bölümünün ise oldukça uzundur. Doğal olarak uzun tüylü türler, daha büyük ve özenli bir bakım gerektirir. Özellikle tüy değiştirme zamanı olan ilkbahar, ve sonbahar süresince, bu iş daha büyük bir önem kazanır. Gerekli bakım yapılmadığı takdirde, köpeğin yaşadığı tüm çevre tüy döküntüleriyle dolar. Bu ise insanların sağlığı açısından büyük sakıncalar içerir. Köpek için ise başka açıdan önem taşır.
Fırçalanmayan ve bakılmayan tüyler, köpeği rahatsız eder, kaşındırır. Onları kendi çabasıyla düşürmeye çalışır. Bu ise yaralanmasına, cildinin çizilmesine ve mikrop kapmasına yol açabilir. Bazı deri hastalıkları ortaya çıkabilir. Bütün bu sakıncaları önlemek, köpeğin sağlıklı bir cilde ve tüylere sahip olmasını sağlamak için, normal zamanlarda günaşırı, tüy dökümü süresince günde bir kez fırçalamak yararlı ve gereklidir. Ancak, derinin bu devre içinde son derece hassaslaştığı unutulmamalı, sert kıllı fırçalar kullanmaktan kaçınılmalıdır.
Tüylerin fırçalanmasına baş üstünden başlanılır ve orta sertlikteki kıl fırça ile hayvanın gerisine doğru sıkıca sıvazlanarak taranır. Sırt bölgesinin taranması bitince, göğüs yöresi ve köpeğin yanları aşağıya doğru ayaklara varıncaya değin düzenli sıralar halinde fırçalanır. Bundan sonra kıllar çıkış yönünün tersine, bir kez daha fırçalanır. Bu tarayış, kıl diplerini güçlendirdiği, deriye masaj yerine geçtiği gibi, kıl diplerine yerleşmiş bulunan toz ve zararlı maddeleri de kabartır. Bundan sonra, yeniden düzgün yönde bir fırçalama ile tüy bakımının birinci aşaması bitirilir.
Islatıldıktan sonra sıkılarak suyu iyice alınan pamuklu bir bez parçası, eski bir fanila ile köpeğin tüyleri çıkış yönünde bastırılarak silinir. Göğüs, karın, bacak ve bacak araları iyice temizlenir. Bu arada deri iyice araştırılarak, kene, pire gibi zararlıların bulunup bulunmadığına bakılır. Eğer görülürse önlemleri alınır.
Kısa Tüylü Köpeklerin Taranması: Kısa tüylü köpeklerin taranmasında kısa ve yumuşak kıllı fırçalardan yararlanılır. Sert ve uzun kıllı fırçalar kullanım bakımından elverişsiz olduğu gibi, köpeğin derisini de çizebilir. Bundan sonra tüylerin çıkış yönüne doğru yapılan fırçalanmayla bütün toz ve pislikler atılır. Köpeğin tüyleri düzenli, parlak ve sağlıklı bir görünüm kazanır.
Uzun Tüylü Köpeklerin Taranması: Uzun tüylü köpeklerin taranmasında, uzun ve sert kıllı fırçalardan yararlanılır. Böylece sık ve uzun tüylerin arasına girip onları temizlemek ve havalandırmak, düzen vermek mümkün olur. Bu amaçla, dişleri aralıklı taraklardan, tel fırçalardan da yararlanılabilir. Özellikle Kaniş gibi tüyleri kıvırcık ve sert olan türlerin tüy bakımında böyle taraklar ve tel fırçalar gereklidir.

b) Dişlerin Bakımı
Genç ve sağlıklı köpeklerin dişleri beyaz, parlak ve diş taşlarından arınmıştır. Diş sağlığının, yaşla olduğu kadar beslenme ve bakımla da büyük ilişkisi vardır. Gelişme çağlarında kalsiyum gereksinimi yeterince karşılanan köpeklerin dişleri güçlü ve sağlam olur. Erişkin olduğunda, gevrek, iri sığır kemiği verilen köpeklerin dişlerinde diş taşları oluşamaz ve dişler aşınmalara karşı direnç kazanır.
Dişlerdeki renk sararması, kötü ağız kokuları her zaman diş taşlarından ileri gelmez. Kimi durmlarda bunların nedeni sindirim bozukluklarıdır. Dişlerde görülen önemli arızalar ve diş taşları için mutlaka bir veteriner doktora gitmek gerekir. Ancak, kirli ve sararmış dişler, sertçe bir bezi limon suyuna batırarak silmek veya hidrojen perokside batırılmış bezle oymak suretiyle temizlenip beyazlatılabilir. Dişleri temizlemek amacıyla, kullandığımız türde diş fırçalarından da yararlanmak mümkündür.

c) Göz ve Kulak Temizliği
Sağlıklı bir köpeğin gözü temiz, parlak ve canlıdır. Çapaklı, donuk ve kanlı gözler sağlıksızlık belirtisidir. Köpeklerde göz temizliğine özen göstermek, çapaklanma ve kanlanma olduğunda, asit borikli suya batırılmış bir pamukla gözleri silip temizlemek gerekir. Çoğunlukla üşütmeden ileri gelen çapaklanmalarda camomile ve borasit solüsyonlarının kullanılması fayda sağlar. Aşırı ve inatçı olaylarda veteriner doktora başvurulmalıdır.
Kulaklar, köpeklerin önemli olduğu kadar duyarlı ve hastalıklara açık bir organıdır. Köpeğin tüylerinin fırçalanması sırasında kulaklar bilhassa incelenmeli kulağın içine doğru giden kıllar dışa doğru taranmalıdır. Köpeklerin kulaklarında, havadaki tozların kulak içlerine girmesini önleyen bir nemlilik vardır. Bunu, kulakta bulunan salgı bezleri sağlar. Böylece kulak kepçesinde tutulan kirler, duyarlı bölgelere girme olanağı bulamazlar. Ancak bunların kulak kepçesinde de fazla oranda birikmesi hastalıklara yol açar, sakıncalar doğurur. Bunların, asit borikli Suyla hafifçe ıslatılmış veya zeytinyağı ile nemlendirilmiş bir pamuk parçasıyla gerektikçe temizlenmesi zorunludur. Kulak kepçelerinde biriken kirlerin temizlenmesi, kulak sağlığı konusunda ilerde doğabilecek sorunların önüne geçer.
Kulakta görülebilecek akıntılarda dikkatli olunmalı, böyle durumla karşılaşıldığında zaman yitirilmeksizin veterinere başvurulmalıdır. Çünkü bu belirti, önemli bazı hastalıkların habercisi olarak görülebilmektedir.

d) Ayak ve Tırnakların Bakımı
Özellikle ev dışında yaşayan, av gibi yürüyüş gerektiren görevler yüklenmiş bulunan köpeklerin ayaklarında aşınmalar, yaralanmalar, çizilmeler, tırnak kırılmaları görülebilmektedir. Bu nedenle, yapılan bakım sırasında ayaklar da gözden geçirilmeli, köpeğe rahatsızlık veren bir durum olup olmadığı araştırılmalıdır.
Ayak ve tırnaklar bu iş için kullanıma elverişli bir fırça ile fırçalanmalı, eğer varsa, tırnak arasına sıkışmış olan kurumuş çamur parçaları, toz ve kinler temizlenmelidir. Dolaşılan yerlerde bulunan keskin kenarlı kayalar veya kırık cam parçaları, köpeğin taban yastıklarında derin kesiklere neden
Tırnaklarda kırılmalar olabilir, taban yastıklarına kıymık, diken batabilir. Bu gibi durumların bakım ve tedavisi anında yapılmalı, kesik, çizik ve tırnak yaralarının ihmal edildiğinde bazen büyük sorunlar çıkartabileceği unutulmamalıdır.
Kırılan tırnaklar gibi aşırı uzayan tırnaklar da bakım gerektirir. Normalden fazla uzayan tırnaklar kimi kere kıvrılarak köpeğin etme batar ve iltihaplanmalara yol açar. Kimi kere ise, sağa sola takılarak köpeği rahatsız eder ve sonunda kötü bir biçimde kırılır. Bütün bu nedenlerle zaman zaman köpeğin tırnağını kesmek gerekir. Köpeğin tırnağı, ya bu iş için özel olarak yapılmış bulunan Papağan Gagası adıyla anılan özel bir makasla, ya da manikür takımlarında bulunan herhangi bir tırnak pensi ile kesilebilir.
Tırnak kesilmesi, düşünüldüğü kadar basit bir iş değildir. Yanlış ve hatalı kesim büyük sorunlar yaratabilir. Tırnağın kesim sırasında fazla derin alınması kanamalara ve iltihaplanmalara yol açar. Resimdeki kesime dikkat ediniz. Tırnak, fazla derine gitmeden ve tırnak ucu kütleştirilmeden kesilmektedir. Pürüzlü ve kırık tırnakları törpülemek gerekir. Bu amaçla bildiğimiz tırnak törpüleri kullanılır. Törpülemenin, tırnağın çıkış yönünde olması gerekir. Ters yöne doğru yapılan törpüleme tırnak köklerini zedeler ve iltihaplandırır.
Bakımlı ve sağlıklı bir köpeğin ayaklarında, tırnaklar arasında yabancı herhangi bir madde bulunmaz. Tırnaklar bakımlı ve düzgündür. Uzamış, çatlamış, kırılmış tırnak yoktur. Taban yastıkları bakımlıdır, kesikler, yaralar ve kabuklanmalar görülmez.

e) Yıkama ve Temizleme
Köpeklerin cilt dokusu, insanlarınkine oranla çok değişiktir. Köpeklerin ter bezleri yoktur. Yani terlemezler. Köpeğin derisi insanınki gibi hava almaya elverişli yapıda da değildir. Buna karşın köpek zengin sayılabilecek yağ dokusuna sahiptir. Bu yağ bezleri deriyi yumuşak ve dirençli kılan. Köpekleri, koktukları gerekçesiyle sık ve aşırı yıkayanlar, onların sağlığıyla oynar. Köpek, zorunluluk olmadıkça yıkanmamalıdır. Yıkanması gerektiğinde, bu sıcak yaz aylarına rastlatılmalıdır ya da çok iyi kurulanmasına özen gösterilmelidir. Aşırı yıkama derideki yağların yitirilmesine, derinin kuruyarak çatlamasına, tüylerin canlılığını kaybetmesine yol açar. Soğuk havalarda, özellikle ev dışında barındırılan köpeklerin yıkanması şiddetli soğuk algınlıklarına neden olabilmektedir.
Köpek, sağlığı açısından gerekli olduğunda veya sıcak yaz aylarında sı olmamak koşuluyla yıkanabilir. Köpeğin yıkanmasında bazı noktalara dikkat edilmelidir. Köpeğin yıkama suyu veya soğuk olmamalı, 35 C0 dolaylarında bulun malıdır. Köpeğin yıkanmasında kullanılacak şampuan, içinde yağ ihtiva etmelidir.
Kulaklara su kaçmaması için, birer parça pamukla kulakların kapatılması yerinde bir önlemdir. Çünkü kulağa kaçan su büyük sakıncalar doğurur. Yıkanacak köpek, bir banyo küvetine, genişçe bir lavaboya veya leğene yerleştirilir. Baş kısmı hariç tüm gövde güzelce ıslatıldıktan sonra şampuan dökülerek köpürtülür ve bu köpükler, başın dışında bütün vücuda yayılır. Parmaklarla köpeğin vücuduna masaj yapılarak kirler kabartılır. Daha sonra, bu köpükler tümüyle temizleninceye, tüyler arasında sabun zerrelerinin kalmadığına emin olununcaya değin, uygun sıcaklıktaki suyla yıkanır. Bu arada, bir sünger ıslatılıp iyice sıkıldıktan sonra, köpeğin başı, yüzü, ağzının çevresi, gözlerin etrafı iyice silinip temizlenir. Bundan sonra köpek, yıkanılan yerden bir havluyla alınır. ılık, rüzgarsız, hava cereyanı olmayan bir yerde, eğer varsa elektrikli kurutma makinesi ile, yoksa havlu ile mümkün olduğunca kurulanır. Tüyler çıkış yönünde taranıp fırçalanır.
Eğer hava soğuksa, vücuttaki rutubet tamamıyla gidinceye kadar ev içinde tutulur. Hava güneşli ve sıcaksa, serbest bırakılarak, hareket hainde iken tüylenin kuruması ve güneşlenmesi için olanak tanınır. Ağız çevresinde uzun tüylere sahip olan köpekler, yemek sırasında bunları kirletir. Böyle özellik taşıyan köpeklerin ağız yöresindeki tüyler, suyu sıkılmış ıslak bez veya süngerle temizlenebilir.
Köpeklerin sık sık yıkanması, yukarda belirttiğimiz gibi, türlü sakıncalar doğurur. Bu nedenle, köpeğin temizliğinde başka yöntemler de uygulanır. Bu amaçla testere talaşı denilen çok ince tahta talaşından yararlanılır. Toz halindeki bu talaş, köpeğin kıllarının arasına avuç avuç dökülerek tüylerle birlikte iyice ovuşturulur. Daha sonra, bunları dökmek için köpeğin tüyleri fırçalanır. Küçük yapılı, uzun ve seyrek tüylü, beyaz renkli bazı köpekler, beyaz tebeşir pudrası ile temizlenmekte iseler de, bu işlem tebeşir tozlarının çevreye dağılması nedeniyle pek pratik değildir.

f) Köpeğin Gezdirilmesi ve Egzersizleri
Bütün köpekler, ırktan ırka süresi ve niteliği değişmekle birlikte, hareket etme ve egzersiz yapma gereksinimi duyar. Sürekli olarak evde yaşayan, narin yapılı bir süs köpeği, bile, bu gereksinimi yeterince sağlanmazsa, normal halini, hareketliliğini, neşesini ve bazen de sağlığını yitirir. Bu tür köpeklerin zaman zaman bahçeye çıkartılarak gezdirilmesi gerekir. Onların sağı solu dolaşmaları, öteyi beriyi koklamaları içgüdülerini canlı tutmaya, türlerine özgü koklama ve işitme duyularını doğal ortam içinde sınayarak özgüvenlerini kazanmalarına yarar. Bununla birlikte, böyle narin türlerin, fazla alışık olmadıkları dış ortamda uzun süre bırakılmaları, elverişsiz havalarda çıkartılmaları sağlıkları üzerinde iyi etki bırakmaz.
İri yapılı köpeklerin, bilhassa özel amaçlarla eğitilip çalıştırılan görev köpeklerinin bu gereksinimi çok daha fazladır. Bunlar, açık havada koşma, serbest kalma, eğitildikleri alanda egzersiz yapma gereksinimi duyarlar. Yarış köpekleri, av köpekleri, koruma ve bekçi köpekleri, çoban köpekleri uzun süre etkinlikten uzak ve hareketsiz bırakılmamalıdır. İçgüdüsel tepkilerini doyurmak, eğitildikleri alandaki beceri ve yeteneklerini körleştirmemek için, sık sık uygun yörelere götürülerek serbest bırakılmalı, egzersiz ve antrenman yaptırılmalıdır.

3) Kızgınlık, Çiftleşme, Gebelik ve Doğum Dönemlerinde Köpeğin Bakımı
Özellikle pet ve bekçi köpeği olarak yetiştirilecek dişi köpeklerin kızgınlık, çiftleşme, gebelik ve doğum gibi kritik dönemlerde dişi köpeğin bakımı oldukça önemlidir. Köpekler genel olarak yılda iki defa kızgınlık göstermektedir. Bir dişi köpek ufak veya iri yapılı olmasına göre 8 ile 13 ay arasında ilk kızgınlığını gösterir ve bu aşamadan sonra ortalama olarak her altı ayda bir kızgınlık gösterir. Kızgınlığın belirtisi dişi köpeğin vulvasından gelen kanlı akıntıdır. Eğer bir dişi köpek çiftleştirilip yavru alınmak isteniyorsa, dişi köpeğin kanaması kesildikten sonra, erkek köpek dişi köpek ile yaklaşık bir hafta kadar beraber tutulurlar. Kanamanın olduğu dönemde erkek köpek çiftleşmek ister fakat dişi köpek buna izin vermez. Bu esnada köpeklerin çiftleşmesi zorlanacak olursa dişi köpek erkek köpeği korkutabilir ve bu durum erkek köpeğin bir daha çiftleşmek istememesiyle sonlanabilir. Çiftleşme olduktan yaklaşık 2 ay sonra doğum gerçekleşir. Gebeliğin son 15 gününde yavru büyümesi hızlı olduğu için bu dönemde dişi köpeklerin bakım ve beslemesine özen gösterilmelidir. Gebe köpekler gebelik süresince rahat bir doğum yapabilmeleri için günlük olarak gezdirilmelidir. Gebeliğin son 1 haftasında anne adayı köpek minimum 2x2 m ebadında zeminine altlık veya minder serili çevre kontrollü odalara alınmalıdır.
Doğum esnasında anne izlenmeli, annenin yavru zarlarını açamadığı veya ilgilenmediği durumlarda doğuma müdahale edilmelidir. Doğumda anne veya bizim tarafımızdan havlu yardımıyla kurutulmuş olan yavrular, süratle annenin memesine tutturulmalı ve yavruların memeyi emmesi sağlanmalıdır. Doğum esnasında annenin iştahı azaldığı için doğum yapmış anneye onun en çok sevdiği yiyecekleri vermek yararlı olacaktır. Zira doğumda şekillenen bu iştahsızlık 3-5 gün devam edebilir. Süt salgısının olduğu dönemde yeterince gıda tüketmeyen annelerin sütü kesilir ve yavrular açlıktan ölebilir. Güç doğumlarda veteriner hekiminizle temas kurunuz.

Hiç yorum yok: