18 Ağustos 2008 Pazartesi

KÖPEK EĞİTİMİ

Bağlıyken Saldırganlığın Kontrolü
En utandıran davranış problemlerinin belki de birincisi bir köpeğin köpeklere, diğer hayvanlara ya da insanlara karşı bağlıyken saldırganlık göstermesidir. Çoğunlukla bu köpekler bağlı değilken aynı saldırganlığı göstermezler. Sahiplerine şaşırtıcı gelmesine rağmen bağlıyken ve değilken arasındaki fark probleme olduğu kadar çözüme de ipucu sağlar. Bağlıyken sergilenen saldırganlıkta köpek sahibinin istemeden verdiği işaretlerin saldırganlığı körüklediğinin ayrımına varılmalıdır. İşte size nedenler:
Genellikle köpek kendine güveni gelmeye başladığı erişkinliğe ulaşmadan hemen önce bir köpeğe ya da kişiye hırlar, havlar, üzerine doğru hamle yapar ya da ısırmaya çalışır. Köpek sahibi şaşırı, utanır ve ne yapacağını bilemez. Doğru şekilde kontol edilmediğinde köpek bu davranışında ısrarcı olur ve işler kötüye gider.
Anlaşılacağı üzere köpek sahibi köpeğin bu davranışını tetikleyebilecek her hangi bir durumu önceden kestirmeye başlar. Köpeğinden önce, yaklaşan bir köpeği ya da kişiyi fark ederek köpeği daha kolay kontol edebilmek için köpek sahibi tasmanın kayışına asılır; vücudunu gerginleştirir ve nefes alışında değişiklik başlar. Köpek kayıştaki ve sahibinin vücudundaki gerginliği fark eder ve onu neyin böylesine endişelendirdiğini bulmak için dikkat kesilir ve nedeni belirlediğinde saldırgan davranış başlar.
Saldırı eğitimindeki ilk aşamanın köpeği daha saldırgan bir havaya sokmak için köpeğin ulaşmaya çalıştığı şeye ya da kişiye karşı gergin tasma ve vücut diliyle cesaretlendirildiğini biliyor muydunuz? Bağlıyken saldırganlık durumunda köpek sahibi farkında bile olmadan her şeyi daha da kötü hale getirir. Köpek sadece sahibinden aldığı işaretlere göre tepki vermektedir.
Bu problemi aşmak için ne yapabilirsiniz? Temel kuralları şöyle sıralayabiliriz:
Eğitin! Köpeğinize kendi kendini kontrol etmeyi ve iyi davranışları teşvik edip ödüllendirebileceğiniz temel itaat kurallarını öğretin.
İlk Belirtilere Karşı Dikkatli Olun. Hiç bir köpek tüm hayatını saldırgan bir ruh hali içinde geçirmez. Köpeğiniz sakin ve huzurluyken nasıl, saldırganlaşmaya başladığında nasıl bir vücut dili kullandığına dikkat edin. Kulaklar, baş ve boyun durumuna, göz biçimi ve ifadesine, ağız ve bıyıklardaki değişmelere, kuyruk durumuna ve genel vücut pozisyonuna bakın. Bir problemin başlangıcında müdahale etmek tam bir saldırganlıkla başa çıkmaktan daha kolaydır.
Köpeğin Dikkatini Yönlendirin. Bildiği neşeli bir tonla komut vererek dikkatini üzerinizde toplamasını sağlayın. Mümkünse yönünüzü değiştirip durumdan uzaklaşın. Yanınızda köpeği kandırabileceğiniz ödül yiyecekleri ya da oyuncaklar da taşıyabilirsiniz. Köpek hem size ayak uydurmaya çalışıp hem de diğer bir köpeğe kafa tutamaz.
Vücut Postürünü ve Ruh Halini Değiştirin. Vücut postürü ruh halini yansıtan bir aynadan başka bir şey değildir. Vücut postürü değiştirilerek ruh hali de etkilenebilir. "Ayağa kalk, gülümse; kendini daha iyi hissedeceksin" tavsiyesi boşuna değildir.
Köpeğe nötr ve daha sakin bir pozisyon olan "otur" komutu verip sakince kulaklarını, ağzını ve başını okşayarak onun vücut dilini değiştirebilirsiniz. Burada okşamanızın anlamı onu sakinleştirmek değil (aksine saldırganlığını ödüllendirdiğinizi zannedecektir) varlığınızla ona güven vermektir. Herşeyin kontrolünüz altında olduğuna köpeğin de sizin de inanması gerekmektedir. Unutmayın ki duygusal düzeyinizi bir köpekten daha iyi hiç bir canlı hissedemez. Köpeğin sessizce oturmsını sağlarken köpeğin vücut postürünü de tehdit edici ifadeden uzak tutmaya çalışın. Tasma kesinlikle gergin olmamalıdır.
Kendi Nefes Alışnız ve Vücut Dilinize Dikkat Edin. Huzursuzlaştığımızda nefesimizi tutup adelelerimizi gerginleştirdiğimizden normal bir şekilde nefes alıp vermek önemlidir. En kolay yol kendi kendinize şarkı söylemek ya da köpeğe bir şeyler anlatmaktır. Ne kadar aptalca görünürse görünsün bu ikinizi de sakinleştirecektir.
Tasmayı Gergin Tutmayın. Unutmayın ki kayışın gergin tutulması saldırgan davranışı pekiştirmektedir. Köpeğe "otur" komutunu verin (gerekirse oturmasına yardımcı olun) ve tasmasını gevşek tutun. Bu köpeğe tam bir özgürlük verdiğiniz anlamına gelmemektedir. Tasmayı gerektiğinde kontrolü hemen ele alacakmış gibi tutun. Köpek ayağa kalkarsa ondan ne istediğinizi ona hatırlatın ve tekrar oturtun.
Saldırganlık İle Karşı Saldırıya Tepki Arasındaki Farkı Öğrenin. Pek çok köpek aslında köpek sosyal davranışına göre tamamen normal olmasına rağmen kendine başka bir köpek tarafından kabaca davranıldığında verdiği tepki nedeniyle saldırgan diye anılır. Bu genellikle köpeklerinin diğer köpeğe sadece bir "merhaba" dediğine inanan insanların köpekleri uygunsuz davrandığında olur. Aslında olan tamamen yabancı birinin sizi öpüp kucaklamaya çalışması gibi bir şeydir. Bu kişiyi tokatladığınızda belirli sınırlar içinde haklarınızı korumuş olursunuz. Köpeğinizin diğer köpekleri taciz etmesine izin vermeyin.
Hırlaşmak Kan Dökmez. Köpekler arasındaki çok az anlaşmazlık ciddi kavgalara dönüşür. Köpekler birbirlerine hırlayıp ısırmaya çalışmasına rağmen bu tür köpek davranışlarının çoğunun amacının aslında göz dağı vererek bir kavganın önüne geçmek olduğunu unutmayın. Köpeğiniz ses ve vücut dilini de aynı amaçla kullanır. Fiziksel bir mücadele başladığında çoğu köpek çok ciddi yaralar almadan bundan uzaklaşmaya çalışır.
Bir köpeğin diğer köpeklere karşı saldırganlığının nedeni çeşitli olabilir. Bazen bu durum tamamen düzeltilemeyebilir. Yine de her köpek belirli bir düzeye kadar gelişme gösterebilir.
Bazen Köpekler Niçin
Bu Kadar Zordur?
Konuya zorun tanımını yaparak başlayalım. "Zor" bizim şartlarımızda başa çıkılması ve kontrol edilmesi kolay olmayan durumlardır. İnsanların kişisel yetenekleri ve imkanları onlara farklı güçlü ve zayıf noktalar sunduğundan "zor" kesinlikle öznel bir kavramdır. Amacımız köpekle yaşam üzerine bir kaç laf etmek olduğuna göre insanlar köpekleriyle yaşamlarını paylaşırken genellikle ne tür zorluklarla karşılaşırlara kabaca cevaplar getirebilirsek konuya daha iyi hakim olacağımızı düşünüyorum. Her ne kadar köpekle olan birebir ilişkimiz, ırkın kalıtsal davranış mirası ve çevresel faktörler zor ve kolay olasılığını derecelendirmede ortaklaşa çok önemli etmenler olsa da biz bazılarını görmezden geleceğiz.
Köpekle olan ilişkimizin sağlıklı bir temel üzerinde yükselmesi için her şeyden önce ailemize yeni ve talepkâr bir üyenin katıldığını kabullenmek zorundasınız. Köpeklerin istediğimiz zamanlarda kapatma düğmeleri yoktur. Sürü hayvanı olduklarından bizi ait olduğu "bütün" olarak görmek isterler. Bu bütünde rollerin ve beklentilerin yani hiyerarşik düzenin kesin çizgilerle belirgin olması şarttır. Ailenizin bu yeni üyesine kesintisiz, düzenli ve kesinlikle tutarlı zaman ayırması gerekir. Kısaca düşlerimize ulaşmadan önce uykumuzu eğitmemiz izlenecek yoldur.
Sorunların büyük bir çoğunluğunun kaynağı da aslında ayrılması gereken zamanın bilinçsiz ve isteksizce verilmesi hatta verilmemesidir. Ayrılan zamanın kalitesi çok önemlidir. Apartmanın çevresinde bir saatlik donuk bir tur yerine yarım saatlik oyun aramızdaki bağları sağlamlaştırmada çok daha büyük bir fırsattır. Aksi takdirde köpeğiniz siz ondan uzaktayken vaktini muhtemelen ayrılığa dayanamadığından uluyarak ve özellikle stres atmak için mobilyaları kemirerek geçirecektir. Sürü hayvanı olduğuna göre yanlız kaldığında ailesini geri çağırması nahoş da olsa doğal olabileceğinden terk edilmediğini bilmesi önemlidir. Ona bahsettiğimiz kaliteli ve yol gösterici birlikteliği sağlamaz ve siz yokken kendi kendine yetmeyi öğretmezseniz köpeğiniz kendi yöntemlerini içgüdüsel olarak kendi belirleyecektir.
Köpekler kemirmekten zevk alırlar. Mutluluk hormonu diyebileceğimiz endorfinin salgılanması amacıyla terlikleriniz yerine düzenli olarak ona sağlayacağınız interaktif oyuncaklar içinde bulunduğu durumun stresini büyük ölçüde hafifletebilir. Bu oyuncaklar sert plastikten yapılmıştır ve üzerinde içine en sevdiği yiyeceklerden bir kaç parça koybileceğiniz küçük delikler vardır. Köpeğiniz gün içinde bu yiyecek parçalarını dışarı çıkarmaya uğraşarak sizsiz zamanlarda kendini meşgul edebilir.
Köpeğiniz siz ne olmasına izin verirseniz odur. Erken yaşta soyalleştirmediyseniz erişkin olduğunda yeterince tanımaya fırsat bulamadığı bazı durumlara karşı güvensiz kısaca saldırgan (çocuklar , diğer köpekler, arabalar vs) ya da temel itaat almadıysa komutlarda güvenilmez olacaktır.
Köpeğinizin fiziksel gereksinimlerinin sorumluluğunun bilincinde değilseniz sizin ve eviniz için ayrıca bir yük olacaktır. Taranmadığında düğüm düğüm ve evin her yerindeki tüyler, diş bakımı yapılmadığında dayanılmaz ağız kokusu, tırnakları kesilmediğinde oyun sırasında derinizdeki çizikler hatta kendine verebileceği zararlar ve kısırlaştırılmadığında evdeki karşıklıkların yanı sıra psikolojik değişikler köpeğinizle yaşamı sırf siz üstünüze düşen görevleri yerine getirmemeniz ya da başta aldığınız yanlış kararlar nedeniyle dayanılmaz kılabilir.
Bir Chow Chow her gün taranmadığında, bir Shar-pei ya da Bulldog'un derisindeki kırışıklıklar dikkatle temizlenmediğinde, Rottweiler insan ve diğer hayvanlarla sıkı bir şeklide sosyalleştirilmediğinde ya da Alman Çoban Köpeği kendilerine bir görev verilmediğinde başta kendininki olmak üzere hayatınızı oldukça zorlaştırabilir.
Sorun olarak görülen tüm bu durumlar aslında üzerine düşeni yapmayan köpek sahibinden kaynaklanmaktadır. Kendinizle başta yaptığınız anlaşmaya uymayacaksanız köpek bakımı zordur. Onların tüylerini taramaktan, salyasından, bazen etrafı devirmelerinden, çağırdığınızda parkta arkadaşlarınından kopamamalarından hoşlanmıyorsanız köpek almayın. Yaşamımızı bir köpekle paylaşmamızın tek nedeni onların bu tür şeyler yapabilir olmasıdır. Aynı nedenlerle çocuk yapmaktan vazgeçebilir miydik?
Köpekle olan birlikteliğin ortalama 10-12 yıl sürdüğünü göz önüne alırsak sorumluluklarınızı baştan "zor" diye nitelendiriyorsanız bunları yerine getirmediğinizde olacakları en baştan yanlış değerlendiriyorsunuz demektir. Sorumluluklar büyük ölçüde sabır, anlayış ve tecrübe gerektirebilir. Bu da güç bir iştir; ama bu güçlük köpeğinizde neden olduğunuz problemlerin zorluk olarak yaşamınıza yansıtmanızın haklı nedeni değildir.
Makale

Hiç yorum yok: