20 Ağustos 2008 Çarşamba

KÖPEK



Jack London sever misiniz ? Ben bayılırım, hele ki Alaska’da geçen, Altına Hücum dönemine ilişkin öyküler anlattığı eserlerini neredeyse soluk almadan okurum. Alaska ve altın arayıcılığı denince akla gelen ilk görüntü, karda onlarca köpeğin çektiği bir kızak ve onları yöneten kürklere bürünmüş bir maceraperesttir. Köpekler hala Alaska’da insanların ulaşımında kullanılıyorlar ve Jack London öykülerini sevsem de bu eziyetin hala sürmesini kabul edemiyorum.

Köpeklerin ulaşımda kullanılmasının tarihi çok eskilere dayanıyor ve muhtemelen de ilk olarak Sibirya’da başladığı düşünülüyor. Bu işte kullanılan köpek türleri ise genellikle Huskiler, Alaska Malamutleri, Eurohoundlar, German Kısa Tüylü İşaretcileri ve Samoyedler oluyor. Bu köpeker bazen insan bazen yük bazen de her ikisini birden taşıyorlar. Ulaşım takımına koşulacak köpeklerde üç temel özellik aranıyor : birincisi, fiziksel kapasitesi bu iş için yeterli olacak (ki bu temel şart), ikincisi, tahammüllü olacak (ki bazen bir seferde 130 kilometrelik yol yapıyorlar) ve üçüncüsü, hızlı koşacak. Ulaşımda kullanılan köpeklerden beklenen ortalama hız saatte 32 kilometre.

Ne yazık ki eziyet bununla da bitmiyor. Köpeklerin kimileri yarışmalara da katılmak zorundalar. Zira insanoğlunun dinmeyen hırsı köpeklerin çektiği arabalar arasında yapılan yarışmalara da yansımış. Alaska’da, Kanada’da bu yarışlar çok popüler ve meraklıları takvimlerine işaretledikleri yarış mevsimini iple çekiyorlar. Aslında karın pek uğramadığı Avustralya gibi ülkelerde bile bu yarışlar toprak zemin üzerinde düzenlenmeye devam ediyor.

Kanada’da yapılan yarışmalarda “yakın mesafe, orta mesafe ve uzun mesafe” olmak üzere 3 kategori bulunuyor. Yakın mesafe 7 ile to 40 kilometre arasında, orta mesafe 36 ile 360 kilometre arasında ve uzun mesafe ise 360 ile 1600 kilometre arasında değişiyor. Yanlış okumuyorsunuz 1600 kilometre boyunca köpekler yarış uğruna koşturuluyorlar.

İster taşıma amaçlı olan ister yarışma amaçlı olsun köpeklerin çektiği arabalara 12 ila 22 arası köpek koşuluyor. Fiziksel kapasitelerini bu kadar zorlayan köpeklerin çok uzun bir ömrü olmadığı da her halde tahmin ediliyordur. Bu şekilde suistimal edilen köpeklerin ciddi sağlık sorunları ortaya çıkıyor. Bu sağlık sorunları içinde en basit olanı bile dinmeyen kas ağrıları, kramp, burkulma, eklem şişmesi ve kusma gibi son derece ciddi rahatsızlıklar. Köpekler yük taşırken ya da yarışırken beden ağırlıklarından yaklaşık 16 kilo kaybediyorlar. Bir kaç günde bir köpeğin 16 kilo kaybetmesi (ve öncesinden de ani ve hızlı kilo aldırılması) koroner rahatsızlıkları da beraberinde getiriyor. Hızlı koşma sonucu buzun yarattığı kesikler ise bu köpeklerin sık sık enfeksiyonel hastalıklara yakalanmasına neden oluyor. Kendilerine yüklenen sorumluluğu yerine getirmeye çalışırken köpekler stresten ülsere de yakalanıyorlar.

Bu yazı, sizin için belki duygusal açıdan okunması zor bir yazı oldu, ama gerçeği anlatmalıyız. Yarışlarda bu şekilde kullanılan köpeklerin bir çoğu, yarış sonrasında ya terk ediliyor, ya uyutuluyor ya da vurularak öldürülüyor. Gözü dönmüş yarışçıların köpekleri dövmesine, şiddet uygulamasına ise sıkça rastlanıyor. Hatta yarışma esnasında hızı düşen köpeklerin vurulduğuna ya da kuş uçmaz kervan geçmez yerlerde dondurucu soğukta terkedildiklerine dair de çok sayıda tanıklık var. Köpeklerin bu şekilde kullanılmasının altında ise hırslarımız ve ekonomik çıkar bulunuyor. Zira karda yapılan köpek arabası yarışmaları sadece Alaska’nın başkenti olam Anchorage’a yılda 5 milyon dolar gelir bırakıyor. Anchorage halkıyla kıyaslandığında bu kişi başına 15 dolara yakın bir para demek oluyor.

İnsanoğlunun doğaya, kendi türüne ve kendi türü dışındaki canlılara verdiği eziyetin sınırı yok. Ne yazık ki bu şekilde fiziksel ve ruhsal sağlıkları sömürülen, suistimal edilen köpekler için bir çok sivil toplum kuruluşu mücadele verse de bir yerlerde şu an hala köpekler bu üzücü kaderi yaşıyor.

http://www.kedimveben.com/forum200605.htm

Hiç yorum yok: